YEREL: Betonlaşma Radyo Beşiktaş’ta

Beşiktaş’ta kentsel dönüşüm ve Etiler’e avm yapılması hususunda Radyo Beşiktaş’ta CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Hüseyin Sağ, Prof. Dr. Ahmet Ercan, TMMOB Genel Başkanı Eyüp Muhcu önemli açıklamalar yaptı. İşte o açıklamalardan detaylar şöyle:

“Beşiktaşlı istemezse olmaz”
Radyo Beşiktaş yine gündeme damfasını vurdu. Etiler ve AVM hkkında geniş çaplı bir çalışma yaptı. Öğretim üyeleri, siyasiler ve odalardan temsimliler alarak konuyu masaya yatırdı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi CHP Meclis Üyesi Hüseyin Sağ Radyo Beşiktaş’a önemli açıklamalar yaptı. İşte bunlardan ana başlıklar…

BEŞİKTAŞTA NEFES ALACAK YER YOK
Bana sorarsanız Beşiktaş’ta nefes alacak yer yok, ben oranın yeşil alan olmasını isterim. Ama bu rant severler asla böyle bir şeye müsaade etmezler ki yaptıkları işlemler sırasıyla bunu açıkça gösteriyor. Biliyorsunuz burası Maliye Bakanlığı’na aitken üzerinde polis koleji varken öncelikle üst kullanımı Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait bunlara şöyle bir şey öneriyorlar. Burayı bize verin biz size Çatalca’da bir polis okulu lojmanlarıyla beraber olmak üzere yapalım, diyorlar 400 küsür milyon lirada bir rakam biçerek böyle bir protokol yapıyorlar. Protokol yapma yetkisi de Büyükşehir’e aslında buranın tapusu Büyükşehir Belediyesi’ne ait şu anda ancak Kadir Topbaş’a da 590 sayılı meclis kararıyla protokol yapma yetkisi verildi. Büyükşehir Belediye meclisinden bu oy birliği ile geçti. Kötü niyetli bir şey değil ancak Kadir Topbaş’ın bu taşınmaz üzerinde hiç bir yaptırımı yok. Şimdi şöyle bu üst kullanım hakkı Emniyet Genel Müdürlüğü’nden alındıktan sonra tabi bunun şöyle bir pozisyonu var.

BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ ÇOK ŞEY YAPABİLİR
Önce bunları işadamları belirliyor, bu arsaları belirliyorlar, kaliteli yerleri yüzüktaşı yerleri belirliyorlar, ondan sonra diğer ayağı neresi kamu kurumu kamu kurumundan da ilişkileri kuruyorlar ve bunu hayata geçiriyorlar. Biliyorsunuz burada bir sürü tape yayınlandı. Arap işadamlarının bu işi takip ettikleri ortaya çıkarıldı. Bu tapelerinde doğru olduğu ortaya çıktı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda da 26.12.2012 tarihinde 73 sayılı oluru ile plan onandı. İş burada başlıyor. Buranın mevi planlardaki yani bu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan daha önce Boğaziçi Doğal Tarihi Sit Alanı’nda etkilenme bölümünde 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’na tabi bir yer burası normalde böyle bir yapılaşma olma şansı yok aynı zamanda orta öğretim tesis alanında kalıyor, kısmen park alanında kalıyor, kısmen de yol alanında kalıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı plandan sonra ticaret artı hizmet taban oturumu 40 kat alanı iki buçuk maksimum harç serbest bakın 2960 sayılı kanuna bağlı yerlerde harç serbest olamaz, başka plan notları var ticaret alanında ofis büro çarşı katlı mağazalar katlı otopark alışveriş merkezi otel motel rezidans sinema tiyatro müzik kütüphane sergi salonu kültür tesisleri lokanta restaurant gazino düğün salonu finans grup aklınıza ne geliyorsa burada yapabilirsiniz yani bir tek sahibinin adını soyadını yazmamışlar, plan notuna… Başka bir şey daha var ticaret hizmet alanında emsal brüt parsel üzerinden alınacaktır, diyor ne demek şimdi burada biliyorsunuz, kamuya terkedilmesi gereken alanlar var. Eğer siz Hüseyin Sağ olarak Beşiktaş Belediyesi’ne gidip müracaat ettiğiniz zaman sizden kesintileri çıkarırlar net arsa üzerinden emsal değerini çarparlar ve binayı verirler halbuki burada diyor ki evet sen terkleri yapacaksın ama ben bu terk alanlarını sana inşaat alanında kullandıracağım, yani bunu da yaptığınız zaman mesela bodrum katlarını iskan edilebilir diyor, bunu biliyorsunuz kotu yüksek noktadan aldığınız zaman aslında o katlar yer üstünde kalıyor. Sadece sözde bodrum katı yani öyle plan notları var ki şaşırırsınız tamamen kim alıyorsa burayı alan kişide belli biliyorsunuz kendi ne istediyse yazdırmış yani bu kadar alay edilmez, insanlarla şu anda insanlar açısından yasal süreç bitti ancak direkt danıştaya dava açabilme şöyle yapabilirler. Mesela yasal süreleri kaçırdılar da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bir itiraz yazarlar, burası ile ilgili STK’lar bunu yapabilir, onlar da yasal süresi geçtiği için reddedebilir eder ama o bir cevap olur ellerinde onunla dava açabilirler artık mahkeme ne karar verirse…

ZORLU VE AKMERKEZ’İN PEŞİNİ BIRAKMAYALIM
Karamsarlığa kapılmayalım, burada İstanbul 7 İdare Mahkemesi’nde Mimarlar Odası’nın açtığı bir dava var ve dava devam etmekte Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Birliği ancak bu davayı da şöyle yapıyorlar; burayı riskli alan ilan ettiler şimdi riskli alan ilan ettikleri zaman halbuki oranın bir riski yok her tarafı bina dolu yani daha işleri kolay kotarabilmek hızlandırabilmek için ve de bir sürü vergi ödemek zorunda kalıyorsunuz bir inşaata buranın harçları da epey milyon tutar yani bunlardan da muaf hale getirdiler, riskli alan ilan ettiler. Riskli alan ilan edilince, korkarım bu açılan dava da düşebilir soru önergelerine cevap vermiyorlar biz de muzdaribiz. Ben de burada 7 ay önce Zorlu AVM ile ilgili soru önergesi verdim, 2 ay önce Akmerkez’le ilgili gündüz kondu diyorum ben oraya, 5 yıl orayla uğraştım, bekledi suç duyuruları oldu, bazı kazanımlarımız oldu, yıkım oldu şimdi orayla ilgili soru önergesi verdim oraya da cevap gelmedi. 7 aydır tek bir soru önergeme Büyükşehir Belediyesi de Kadir Kopbaş cevap vermiş değil, burada da var yani bu Çatalca’da yapılması gereken polis okulu ile lojmanlarda şu anda yapılmıyor, hayata geçirilmiyor o projede o da niye geçirilmiyor, başka bir muamma bilmiyorum onu da daha ne olduğunu öğrenemedik.

KENTSEL DÖNÜŞÜM ÜZERİNE
Kentsel Dönüşüm ayrı bir şey onun planları daha gelmedi plan aşamasında o bildiğim kadarıyla Beşiktaş Belediyesi burada konuşuluyor ama daha onunla ilgili net bir şey yok bu ne demek polis okulu ben ona şöyle diyorum kişiye ve parsele özel yapılmış plan değişikliğidir direkt kişiye işadamına kimse sahibi ona direkt çünkü bu plan notlarını kimse yazdıramaz, oraya bu kadar açık ve net yaptıramaz tabi bu işlerde bedavaya olmaz yani muhtemelen belediye başkanı da bunu çok iyi biliyordur. Sarıyer Belediye Başkanımız ve Kadıköy Belediye Başkanımız onurlu bir duruş sergiledi biz mesela Haydarpaşa Garı’na ruhsat vermiyoruz, tadilat projesine Sarıyer Belediye Başkanı orman içinde yapılacak Doğuş Holding ve Serdar Bilgili’nin şirketine izin vermedi. Ormandaki yapılaşmaya Beşiktaş Belediye Başkanı da bu duyarlılığı göstereceğini ve oraya ruhsat vermeyeceğini işi kilitleyeceğini düşünüyoruz. Bunu yapacak biz buna partili olarak buradan söz verebiliriz. Orası bizim CHP’li belediyelerden ruhsat alamaz gider, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan rehzen alır onu bilemeyiz. Biz de o aldığı ruhsata dava açarız yani bu böyle kolay çözülebilecek kotarılabilecek bir şey değil mesela Zorlu Holding’le ilgili Cumhuriyet Gazetesi’nde yazılan tapeleri okudunuz, adamın kaçaklarını Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın nasıl eski müdürü ayyıldızla pazarlık yaptıkları gazetede 3 gün yayınlandı. Ben de şöyle bir soru önergesi verdim hatta ben Danıştay’a dava da açmıştım, burayla ilgili ben dedim ki,
“Siz 242 bin metre kareyle buraya ihaleye çıktınız özelleştirme daire başkanlığı şimdi adam buraya 1 milyon metre inşaat yaptı 750 bin metre olduğunu kendisi söylüyor zaten bende dedim ki aradaki farkı alın çünkü diğer katılan konsorsiyumlar açısından bir eşitliksizlik olduğu rekabet yani çünkü bu beyefendi bodrum katı numarasıyla bu inşaat emsalini yükselteceğini bildiği için oynayarak parayı verdi ama diğer yabancı şirketler böyle bir hile düşünmedikleri için bu belli bir rakam bu farkı alın dedim danıştay oy birliği ile benim açmış olduğum davayı reddetti. Ben verdiğim soru önergesinde de şu anda 7 aydır cevap alamıyorum ve o binada zaten biliyorsunuz basına da yansıdı kaçaklar var, çünkü bu iş adamının yani Nazif Zorlu beyin gözü doymaz, kendisi de dinliyorsa dinlemiyorsa da duyursunlar gözü doymaz o inşaat hilelidir. Ben Büyükşehir Grubu’nda ayrıca yöneticiyim biz burada tüm İstanbul’un meclis üyeleriyiz yani tüm ilçelerden gelmiş biz burada önce Beşiktaş halkı ne istiyorsa onu yaparız aksi asla düşünülemez eğer aksi birşey olursa bunu siyaseten bize Beşiktaş halkı sorar ve biz bunu asla yapmayız. Burada Beşiktaş halkı ne diyorsa o olacak başka hiç bir şey olamaz, kentsel dönüşümlede ilgili her ne konu olursa olsun Akmerkez’le ilgili de söyleyeyim, sormuştunuz 5 yıl önce soru önergem vardı. Savcılığa suç duyurusunda bulundum. Önce İsmail Ünal ve İmar Müdürü ile ilgili ön izin verildi sonra gitti yerleri yıktılar o inceleme izini yargılanma izini kaldırıldı ve bugün eğer orası 6 yıldır bekliyorsa benim şikayetim üzerine kaldı.
Şimdi bu eklentiler ile ilgili de soru önergemi verdim, cevabını bekliyorum onu da tekrar yargıya taşıyacağım yani takip edeceğiz ama tabi bizim yaptırımımız bu kadar, savcı değiliz, hakim değiliz ama bu bize düşen herşeyi yapacağız, bundan emin olabilirsiniz. Bir kere kenti mahveden işlem şudur; Büyükşehir veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda noktasal parsel bazında plan yapmaktır, bu şehiri mahvetti, İstanbul’u ama tabi taraftarlarını zengin ettiler o alınan paralarda geriye dönüyor. Bizim şimdi yapacağımız planlar bölge planları olacak. Bölge planları dediğimiz zaman içinde donatısı olan sağlık tesisi olan sosyal tesisleri olan semt meydanları olan projeler olacak biz aksi halde burada Büyükşehir Belediyesi’ni gerçi onların oy çoğunluğu var geçirirler biz muhalefetimizi yaparız, yargıya taşırız. Beşiktaş’ın silüetini ve o sosyal yaşamını bozacak hiç bir şeye burada müsade etmeyiz. Emin olabilirsiniz, biz bunun mücadelesini veririz, bakın bu da kayıt oluyor. Aksi olursa lütfen telefon açıp canlı yayına bağlayın ve bana her türlü soruyu sorun ama olmayacak. Akmerkez’de hile ile binayı bohçaladılar, o dış cepheyi yapacaklar, arkadan duvarları yıkıp o dükkanları büyütecekler. Biz bu filmi gördük daha önce! Bunu yapacaklar ama ben de tespitini benim orada akrabam var içerde bütün bilgiler bana geliyor daha önce de onlardan gelmişti. Ben bu hem statik açıdan doğru söylüyor çünkü bu belli bir statik ağırlığına göre yapıldı şimdi adam önüne geçen gün geçtim şaşırdım ya yeniden bina yapıyor! Buraya bu nasıl birşey yani biz bunu takip edeceğiz. Yasal yollardan ama tabi bunlar süreç istiyor yani soruma cevap gelecek savcılığa suç duyurusunda bulunacağım. Benim elimden gelen bu bunu da yapacağım, yani oradaki dinleyenlerde rahat etsinler ben onun peşindeyim bugüne kadar durmasının da müsebbibi benim. İsterseniz internete girip bakabilirler yani çok uğraştım orayla ilgili…

***

Çevre konularında önemli mesajlar veren Prof. Dr. Ahmet Ercan Radyo Beşiktaş’ın canlı yayın konuğu idi. Stüdyomuzda güncel bir konu olan Etiler ve AVM hakkında düşüncelerini aktaran Ercan birçok önemli konuya da parmak bastı.
İşte Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın kamuoyu ile paylaştıkları…

Geçen gün havaalanına giderken yanıma bir bey oturdu. Kendisiyle konuştuk, İspanyolum dedi. “Ben yaklaşık 20 yıldır İstanbul’a gider gelirim” dedi. “Nasıl?” dedim “İstanbul’un durumu”… “20 yıl önceki İstanbul’a göre şehri berbat etmişsiniz ya” dedi. “Nasıl olur” dedim ben, “Şehri bir sürü boynuz takmışsınız” dedi. “Koca koca binalar” dedi. “Koskoca bir kültürü tarihi yok etmişsiniz” dedi. “İstanbul güzelleşmemiş, çok berbat olmuş” dedi. Bu dışardan bir kişinin içtenlikle söylemiş olduğu bir söz. gerçekten kent berbat oldu, yaşanmaz bir hale geldi. Sözgelimi Ortaköy’ün içlerine Dereboy’larına toplu konutlara açtılar. Bunun ana damarı da çıkış ana damarı da yalnız Ortaköy, şu an Ortaköy’den geçemiyorsunuz. Ortaköy’de yeşil diye bir şey yok sadece araçlar gürültüler sinir olan insanlar var. Aynı zamanda Ortaköy’ün ve Beşiktaş’ın ağırlığını Barbaros Bulvarı çekiyor. Bir de Ortaköyde Dereiçi’nin yolu çekiyor bu ağırlığı, bütün Ulus’un Etiler’in Levent’in ulaşım ağırlığını bunlar çekiyor. Sahile ancak bu yollarla inebiliyorsunuz. Özellikle Akmerkez yapıldıktan sonra bu bölgedeki araç gidiş gelişlerinde büyük bir yoğunluk oldu. Daha sonra bir bağlantı yolu yaptılar biliyorsunuz tam Akatlar’ın bulunduğu yerden Barbaros’a bir bağlantı yolu yaptılar o biraz rahatlattı. Şimdi akşam üzeri sabah saatleri bu bölgeye gidecek olursanız burada araç gidiş gelişlerinde oldukça uzun bir zaman harcarsınız. Şimdi polis okulu burada bir araç trafiğini artıran bir olay değildi. Daha Etiler yapılmadan önce orada bir polis okulu vardı. Şimdi tabi Türkiye’de bir kentsel dönüşüm olayı çıktı. Kentsel dönüşümün ana ereklerinden ve eylem alanlarından bir tanesi olan İstanbul seçildi.
DEPREM GERÇEĞİ ORTADA BETONLAŞMA SÜRÜYOR
Şimdi burada bir deprem bahanesi var. Ben buna bir deprem bilimci olarak son derece karşıyım. İşte deprem için yapıyoruz, deprem için sağlamlaştırıyoruz diyerek sürekli olarak bireylerin yatırımcı bireylerin gelirini artırıcı nitelikte yapılaşma izinleri çıkıyor. Bu yapılaşma izinlerini de sorguladığınız zaman yerel belediye sorguladığınız zaman bizim haberimiz yok diyor. O zaman sen bostancı başımısın orada. Ondan sonra ana kent belediyesi diyor. İşte büyükşehir belediyesini soruyorsunuz bizden değil bakanlıktan geliyor diyor yani konunun kimden çıktığı belirsiz. Ama bu konuda sürekli olarak alan kapatmaları ve yeni yapılaşmalara açılıyor. Bu yeni yapılaşmalar halk yararına değil, toplum yararına Beşiktaşlıların yararına değil, doğrudan doğruya bireylerin yararına olarak işliyor. Eğer dünyadaki büyükşehirleri göz önüne aldığınız zaman en az yeşili olan kentlerden bir tanesi İstanbul’dur. Dolayısıyla burada gerçekten bir polis okulu yıkıldıysa oh şükür diyebilirim ben neden oh şükür diyebilirim, mademki artık burası kamunun ediniminde olan bir yerdir, Akatlar’da Ulusta keza yakın olan Levent ve Etiler’de bir kent korusu yoktur. Ve burası Beşiktaş Belediyesi’ne de oldukça yakın. Burayı kent korusu yapalım. Burası bir yeşil alan olsun. Çünkü gerçekten halk artık İstanbul’daki toplum eğlence ve dinlence yeri olarak yalnızca AVM’lerin bulunduğu yerlere gidebiliyor. Yani oralara gittiği zaman sağlıksız atıştırmalar tıkıştırmala yapıyor, oraları artık bir ineği sağar gibi insanların cebinden parayı avlayan yerler biçimde. Dolayısıyla orada zaten Akmerkez diye bir yer var. Yeni bir AVM yaparak yeni bir ineğimiz yok ki o da sağılsın yani insanlar dikilmiş olan bir yapının içinde eğleneceklerine bırakın insanlar yeşil bir koruluğun içinde yaşlısı genci kimisi basket kimisi voleybol oynayarak kimisi çocuğunu gezdirerek yaşlılar ise eline şöyle gazeteyi alıp oturağa oturup oh oksijen çekicem bir yer var dolaşacağım bir yer var gençler de spor yapacağımız bir alan oh açıldı ne iyi bir belediye başkanlarımız var bizim, ne iyi yönetimimiz var desinler. yani bu yapılar bizi bitiriyor.

GÖREV VERDİK GÖREVİ KÖTÜYE KULLANIYORLAR

Atatürk bu ülkeyi Cumhuriyet olarak kurdu. Cumhuriyet ne demek toplumun kendi kendine yönetimi demek. Yani biz toplum içinde yönetme yetkisini geçici olarak bazılarına veririz. Ama geçici olarak yetki verdiğimiz yöneticiler eğer bunu kötüye kullanıyorlarsa toplumun buna demokratik yoldan engel olma kazanımı halen var. bu benzer bir örnek göztepe parkında oldu. Ben aynı zamanda İstanbul Çevre Federasyonu baş danışmanıyım. Aynı zamanda çevre konseyi üyelerinden bir tanesiyim. Biz Göztepe parkı konusunda bir direniş yaptık. Bu direniş gerçekten büyük bir direnişti çünkü Göztepe parkını yeşil alanı cami yapmak istediler. Biz de dedik ki burayı cami yaparsınız ama temellerine bizim ölülerimizi gömersiniz dedik. Çok sıkı bir direnişti sağcı basın bizi saldırdı. Ama bu ülke bizim eğer sen sesini çıkartmazsan başkaları orayı adımını atar ve gökdelenlerini diker. ben Radyo Beşiktaş’ı bu konuda kutluyorum. Kamuoyu yaratılması açısından gerçekten önemli bir görev üstlenmiş durumdasınız. Bizi dinleyen Leventliler Etilerliler Ortaköylüler…

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ ÇOK DUYARLI
24 tane sivil toplum örgütüne üyeyim. Avrupa bir kişinin uygarlık düzeyini ölçmek için sordukları ilk soru kaç tane sivil toplum örgütüne üyesiniz diyorlar. Sivil toplum örgütüne üye iseniz yaşadığınız ülke yaşadığınız toplum yaşadığınız kent için sorumluluk yüklenmişsiniz demektir. Şu anda bizi dinleyen değerli ilçe daşlarımıza onu söylemek isterim, yani Beşiktaşlılara… Biz aramızda dayanışma yapalım. Ben bu dayanışmanın en önünde yer alırım. Hiç merak etmesinler, sadece beni bir arasınlar, işte telefonum da zaten Radyo Beşiktaş’ta var. Bütün ileti adreslerim var ben onun bayraktarlığını rahatlıkla yaparım. Çevre federasyonunu da oraya yığarız. Ve orada yapılacak bir gökdelene karşı yeni bir boynuza karşı direniz. Biz bunu şu anda söylem olarak akatlar korusu diye büyütelim isterseniz. Ağaç mı istiyorsun yoksa boynuz mu istiyorsun diye soralım. Ve bir soruşturma yapalım; Beşiktaş ilçesinde. Zaten İstanbul’da Türkiye’de boynuzdan geçilmiyor. Ama ağaçlar sürekli olarak kesiliyor. Bence Akatlar korusu diye bu işin adını koyalım.
Oraya şu anda da bir yer altı yolu yapılıyor. O biliyorsunuz yer altı yolu daha önce zorluda da dört tane boynuz diktiler. Oradaki bir yer altı yolu girişi ve çıkışını yapıyorlar. Bu halk yararına mıdır yoksa bu Zorlu boynuzları gibi oradaki bir AVM’ye giriş çıkışı kolaylaştırmak onların gelirlerini artırmak için yapılan bir yer altı yolu mudur? Bunu da sorgulamak gerekiyor. Çünkü bunların hazırlıklarını hep yapıyorlar. Yani insanlar bunları bilemiyorlar. Düşünün Metro diye bir boynuz daha var Levent’te. Bir yer altı durağı tam onun altında duruyor. Dolayısıyla bu hizmetler halk yararına mı yoksa onların sahiplerinin yararına mı bunun sorgulanması gerekiyor. İşte siz gazete olarak, radyo olarak tavır koyuyorsunuz.
MUHTARLAR BİLE BİR OLUP TAVIR KOYMALI
Bırakın Bakan, milletvekili, belediye başkanını, özellikle muhtarlar bile iş yapmalı. Böyle durumlarda birlik olup, kentlerine sahip çıkmalıdır. Mülki amirleri silkelemelidirler. Ama ben böyle bir şey görmedim hiç. Bir kaç istisna çıkabilir ama yapamazlar!.. Düşünün kentlere boynuz takma geleneği ilk defa ABD çıktı. Ben de belli bir süre ABD’de yaşadım. ABD’nin kent yasasına göre bir boynuzlu yapı bir kent ortayına 30 km yaklaşamaz. Yani herkes AVM’ye gidecek olursa kentin bulunduğu yerden 30 km dışına çıkması gerekir. Dünyada böyle ters bir uygulama buna yakınsak kentleşme diye adlandırılıyor. Yakınsak kentleşme olmaz ıraksak kentleşme olması gerekiyor. Böyle bir yakınsak kentleşme ancak İstanbul’da var. Dolayısıyla hiç kentsel dönüşüm yapıyoruz falan demesinler. Kentsel bozuşum yapıyorlar. O konu doğrudan doğruya çevre ve şehircilik bakanlığını ilgilendirir. Beşiktaşlılar Çevre Ve Şehircilik Bakanlığını çağırsınlar, sorgulasınlar. Hiç bir şey çevre ve şehircilik bakanlığının izni olmadan ve bunun yanı sıra Başbakan’ın ve eski başbakanın izni olmadan Türkiye’de yapılmıyor. Kaldı ki, eski başbakanının yeni Cumhurbaşkanının yatırımlar bölümü diye bir bölüm kurduğunu da biliyoruz. Onların bilgisi olmadan buraya bir çok katlı yapı yapılamaz.

***

TMMOB Genel Başkanı Eyüp Muhcu, Radyo Beşiktaş’ ta idi. Canlı yayına katılan Muhcu genel bir çerçeve çizerken, kentleşme ile ilgili çok önemli bilgiler verdi. “AVM’ler kent kapasitesi aşmıştır” diyen Eyüp Muhcu programda söylediklerinden özetler şöyle…

BEŞİKTAŞ’TA TARİH YOK OLUYOR
Öncelikle Beşiktaş’la ilgili bir kentleşme süreci açısından değerlendirme yaptığımızda İstanbul’un tarihsel yerleşim içerisinde olan ilçelerinden bir tanesi kentleşme kapasiteleri yıllar önce dolmuş ve son yıllarda Maslak ve benzeri çevrede yapılan bir takım yapılaşmaların yoğun baskısı ilçe üzerinde etkisini hissettirmektedir. Bu baskı trafik ve ulaşım sorunlarının büyümesi yurttaşların ihtiyacı olan alt yapı donatı yeşil alan dinlenme alanlarının dahada yetersiz hala gelmesi kısmen mekanların Beşiktaşlılara hizmet edememesi gibi seyretmektedir. Vatandaşın ihtiyacı olan yeni bir yapılaşma değildir.
Zira son on yılda çevreye dikilen gökdelenler yapılan AVM’lerle kent kapasitesi aşmıştır. Bunun da ötesinde İstanbul’un en nezih yerlerinden en güzel ilçelerinden biri olmasına rağmen son dönemlerdeki bu kentleşme anlayışının olumsuz etkilerini yaşamaktadır. O halde yeni bir AVM’ye ihtiyaç var mıdır diye düşündüğümüzde bunun olmadığının hemen açıkça ifade etmemiz gerekir. Bugün Beşiktaş’ın ihtiyacı yeni bir yapılaşma değildir. Yeni bir nüfus hareketinin bölgeye ilçemize davet edilmesi bu sorunları daha da büyük hale getireceklerdir. Dolayısıyla Beşiktaş’ın ihtiyacı nedir diye soruyu değiştirerek sorduğumuzda Beşiktaş’ın şu anda ihtiyacını karşılayamayan bir alt yapı ulaşım trafik koşulları yeşil alan park rekreasyon alanları kamusal alanlara ihtiyacı var. Bu nasıl düzenlenebilir nasıl gündeme getirilebilir.
PLANLAR RANT İÇİN YAPILIYOR VEYA DEĞİŞTİRİLİYOR
Nasıl plan kararı olarak yürürlüğe sokulabilir. Aslında bizim tartışmamız ve değerlendirmemiz gereken budur. Ancak sizin de belirttiğiniz gibi Etiler Polis Okulu nedeniyle Beşiktaş’ta yeni bir yapılaşma gündeme gelmektedir. Aslında polis okulu uzun geçmişi olan bir süreçlede ilgilidir ve nitekim son dönemlerde bu kamusal varlığın eğitim alanının niteliğine işlevine son verilmesi bunun yerine bu kamusal varlığın satılması yüksek yoğunluklu AVM-rezidans otel iş yeri fonksiyonunda bir yapılaşma sağlanması için yoğun bir çaba sürdürülmektedir.
Bu aslında tekil bir olay da değildir çünkü hükümetin on yılı aşkın bir süredir kenti kentin değerlerini kamusal varlıklarını ekonominin finansmanı olarak gören bir anlayış içerisinde kente ilişkin bir takım kararları almakta kente kentlilere tabiki onların temsilcisi olan yerel yönetimlere ve belediyelere dayatmaktadır. Etilerle ilgili Etiler polis okulu ile ilgili bugün yapılması gereken buranın kamusal niteliğinin korunmasıydı, kamusal niteliğinin bağlı olarak eğitim fonksiyonunu sürdürmesi birinci seçenek olarak gündemimi de değerlendirilebilirdi ancak bu yapı ortadan kaldırılacaksa bu kez bölgenin yeşil rekreasyon ve dinlenme alanı olarak kente beşiktaşlılara kazandırılması onların himetine sunulması gerekirdi. Bugün bütün olarak hükümetin aldığı kararın mutlaka uygulanabileceği söz konusu değildir. Çünkü söz konusu fonksiyon değişikliği plan kararı ve satışlarla ilgili davalarda söz konusudur. Bu dava süreci şimdi inceleme aşamasındadır. Bunun sonuçlarını beklemek durumundayız. Bundan da öte bu bölgede yaşayan yurttaşlar bu kamusal varlığın olduğu alana son derece önem vermektedir. Bu konuda duyarlılık göstermektedirler. Ve dolayısıyla sanıldığı gibi burada bir oldu bittilerin yaşanması öyle kolay bir iş değildir. Bunun da ötesinde bizler meslek örgütleri sivil demokratik kuruluşlar olarak süreci takip etmekteyiz.

BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ DAVA AÇMALIDIR
Yerel yönetimin bu süreçte projeye onaylanması ruhsat verilmesi inşaatların başlatılması süreciyle ilgili yapabilecekleri bir takım pratik işlerde söz konusudur, öncelikle bu fonksiyon değişikliğinin plan tadilatının durdurulması için Beşiktaş Belediyemizde bir dava açabilir satış kararının iptali içinde ayrıca bir dava söz konusu olabilir. Ve bu süreç içerisinde de Etiler polis okulunun olduğu kamusal alanın gelecekte kente nasıl kazandırılması gerektiğine ilişkin bir ön çalışma yapıldıktan sonra yine katılımcı bir sürece bağlı olarak bir plan hazırlanması ve bu planın ilçe belediyemizden geçildikten sonra Büyükşehir Belediyesi’ne sunularak onaylanmsının talep edilmesi bir girişim olarak önemlidir diye düşünüyorum.

TOPLUMSAL DUYARLILIK ŞART
Bunun ötesinde de toplumsal duyarlılığın katılımcı sürecin organize edilmesi duyarlı yurttaşlarla birlikte bu hukuksuzluğa yağmaya açık bir tavır alınması söz konusu olabilir.
Proje detaylarıyla ilgili her hangi bir bilgiye sahip değiliz. Zaten plan ve kentle ilgili yatırım kararları tamamen kapalı kapılar arkasında organize edilmektedir. Sadece toplumdan meslek örgütlerinden değil bu konuyla ilgili kamu kuruluşlarından dahi kaçırılarak bir karar süreci işletilmektedir. Söz konusu parselle ilgili sürecin bütün organizasyonu tamamen hukuksuzdur, davalar ile ilgili edindiğimiz deneyimler örnek kararlar nedeniyle yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarının çıkması pek tabidir. Bununla birlikte kente dayatılan ve bu günlerde de üzerinde çok tartışılan eğer zamanımız varsa bu konuya da çok kısaca değinmek isterim. Bunlardan bir tanesi Parkorman üzerinde yapılması düşünülen Tabiat Parkı Projesi adı altındaki ormanı tahrip eden bir projedir diğeri ise çok yine sıcak bir şekilde gündeme gelen Galataport projesiyle ilgili değerlendirmelerimi sizlerle kamuoyumuzla paylaşmak isterim.

SIKINTILAR GENEL; BEŞİKTAŞ’I DA ENGELLER
Aslında Beşiktaş güzide ilçemizi etkileyen bir yapılaşmanın Beşiktaş sınırları içerisinde olması gerekmez Beşiktaş ilçemizin dışında ama ulaşım kent dokusu ortak donatı ve pek çok alan ilişkisi nedeniyle Beşiktaş’ı olumsuj etkileyen kararlar söz konusu, bunlardan bir tanesi Parkorman’daki 1490 dönüm orman alanı üzerinde yapılması planlanan Tabiat Parkı Projesidir. Bu proje Sarıyer Belediyemiz sınırları içerisindedir. Buna karşın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir plan kararı alınıyor. Ve bu plan kararına bağlı olarak hazırlanmış bir proje onay sürecine açılmaktadır. Projede 108 villa 15 bin kişilik konferans toplantı çok amaçlı salon mağaza restaurant iş yerleri ön görülmektedir. Ve dolayısıyla adı ‘Tabiat Parkı’ Projesi olmasına rağmen tam tesine tabiatı doğayı İstanbul için Beşiktaş Sarıyer ve çevredeki yerleşimler için hayati bir önem taşıyan Parkorman’ın betonlaştırılması ve ortadan kaldırılması söz konusudur.
Bunu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, hukuku orman yasasını ve koruma ile ilgili bütün mevzuatı yok sayarak yerine getirmeye çalışmaktadır. Burada da çiddi ve çok önemli sıkıntılar vardır. Sonuna kadar takipçisiyiz.

İKİ HOLDİNG BİRÇOK YERDE KARŞIMIZA ÇIKIYOR
Hatırlarsınız kanun hükmündeki kararnamelerle birlikte kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulları ikiye bölündü. Ve tabiatla ilgili bölüm Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bir genel müdürlüğü olarak emrine tahsis edildi ve bugüne kadar çevre ve şehircilik bakanlığının emrindeki tabiat varlıkları koruma genel müdürlüğünün orman yeşil peyzaj varlıklarını korumaya ilişkin hiç bir karar almadığını biliyoruz.
Bununla birlikte var olan sit alanların doğal sitlerin ortadan kaldırılması için yoğun bir çaba içerisinde olduğunu ve hatta işte orman alanlarında korularda ve korunması gereken peyzaj değeri çok önemli olan eşsiz doğa parçalarında bir takım yapılaşma kararlarının verilmesinin öncüsü olmuştur. Söz konusu genel müdürlük belli ki Parkorman’da da bir görev üstlenmiş ve bu bölgenin yapılaşmaya açılması ve dolayısıyla ormanın yok edilmesi ile ilgili bir misyonu söz konusudur. Burada özellikle altını çizmek istediğim önemli bir husus Sarıyer Belediyemizin bu orman yağması niteliğindeki projeye karşı tavrı önemlidir. Bu Tabiat Parkı Projesi adı altındaki girişim açıkçası bir hukuk ve kent suçudur. Belediyemiz bu suça karşı tavır almaktadır. Bu tavrı sürdüreceğini biliyoruz. Çünkü Belediye Başkanımız Sayın Şükrü Genç bu konuda kamuoyuna yaptığı açıklamalar beyanatlar ve taahhütler söz konusudur. Belediyemizin bu tavrı sürdürmesi halinde yine biz meslek örgütleri sivil demokratik kuruluşlarla birlikte belediyemizle birlikte Fatih Ormanlarının Parkorman’ın korunması için elimizden gelen bütün çabayı sarfedeceğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu süreçle ilgili söz konusu hukuk davalarının ormanın kentin geleceği lehinde sonuçlanabileceğini de tahmin etmekteyiz. Söz konusu toparlarsam tabiat parkı projeleri sadece bu bölgemizle ilgili de değildir. Türkiye’nin kıyılarındaki eşsiz doğa güzellikleri olan doğal sit alanları tabiat projeleri adı altında betonlaştırılmaktadır. İlk etapta Tabiat Projesi diye tabelalar asıldığında yurttaşlar, ne kadar güzel bak doğaya tabiat parklarına saygılı bir girişim var burada, diye zannetmektedirler. Alanın bölgenin ağaçlandırılması var olan yeşil dokunun bakımı ve onunla ilgili önlemler alınması yurttaşların burayı rekreasyon alanı olarak kullanması gibi bir algı yaratılmaktadır. Halbuki tabiat parkı projelerinin tümünde bir orman ve yeşil katliamı söz konusudur. Bunu da özellikle vurgulamak istedim. Buradaki projede iki tane holding dikkati çekmektedir.
Belki yayıncılık açısından bunlar bir sıkıntı gibi gözükse de bence çok açık konuşmakta yarar vardır. Çünkü bu holdinglerin adı ilk kez Parkorman’da geçmiyor biraz sonra size çok kısaca ifade edeceğim. Galataport projesinde de adları geçmektedir. Hepimizin bildiği gibi NTV bağımsız yayın kuruluşu olarak toplumda bir yer edinmiştir. Ancak hükümetin bir operasyonu sonrasında bu kuruluş hükümeti destekleyen kamuoyunda söylendiği şekliyle yandaş bir yayın kuruluşu olarak toplum tarafından nitelenmektedir. Bu yayın kuruluşunun sahibi olan Doğuş holding ve bir başka holding olan Bilgili holding Parkorman’daki tabiat parkı projesi adı altındaki bu orman katliamının sorumlularıdır. Ve nihayet 19 Aralık 2010 tarihinde bu iki holdingin ortak olduğu Ege turizm ve gayrimenkul yatırım şirketi adı altında bir şirkete burası tahsis edilmiştir. 49 yıllığına ve bu şirket bu bölgede yatırım yapmak ve kar elde etmek için yoğun bir çaba içerisindedir. Ben şimdi Galataport’a kısaca değinmek istiyorum. Ama önce polis okulu için tabiki belediyemiz kararlı bir tutum sergileyebilir. Çünkü son yıllardaki yapı baskısı nedeniyle çevredeki yoğun yapılaşma Beşiktaş ilçemizin dışındaki yapılaşmanında Beşiktaş’a getirdiği kentsel yükler nedeniyle Beşiktaş ilçemizin yeşil alanlara parklara ihtiyacı vardır. Ve dolayısıyla bir yeşil alan bir parkın plan kararı olarak kente kazandırılması söz konusudur. Bir yerin yeşil alan park olması için bu yer üzerinde bu arazi üzerinde ağaç olması gerekmez. Burası ağaçlandırılabilir. Peyzaj projeleri ile değerlendirilebilir. Bununla ilgili geçmişte yapılmış sayısız projeler ve planlar söz konusudur. Ve dolayısıyla şunu vurgulamak isterim. Buranın yeşil alan ve park olması için üzerinde şu anda ağaç olup olmamasının hiç bir önemi yoktur. Beşiktaşlılara kazandırılabilir. Galata biliyorsunuz İstanbul’un son derece önemli kentsel bir parçası. İstanbul’un tarih doğa kültür peyzaj değerleri içerisinde önemli bir yere sahip ve İstanbul’un silüetini oluşturan parçalardan bir tanesi ve bu nedenle de koruma kurulları tarafından kentsel ve tarihsel sit alanı olarak korumaya alınmıştır. Buna rağmen ne yazık ki hükümet bir süre önce bir plan marifetiyle bu kentin değerlerini ortadan kaldırabilecek bir projeyi onayladı ve yürürlüğe sokmuştu ve bunun için bir ihale gerçekleştirilmişti. Yine kamuoyunun yakından bildiği gibi İsrailli bir işadamı olan Ofer’e ve bir ortağına ihale edilmişti. Açılan davada yargı bu ihaleyi hukuka aykırı bularak iptal etmişti. Ancak geçen süre içerisinde hükümet bu bölgenin ranta dönüştürülmesinde ısrarcı oldu. Ve yeniden bir plan yaptı. Bu planla ilgili biz Mimarlar Odası İnşaat Mühendisleri Odası ve Şehir Plancıları Odası ile birlikte dava dilekçemizi yazdık. Planın yürütmesinin durdurulması ve iptalini yargıdan istedik. Plan kararını alan Özelleştirme İdaresi Genel Müdürlüğü olduğu için davayı Danıştay’da açmıştık. Ne yazık ki Danıştay 6. Dairesi hukuka aykırı yargı kararlarıyla geçmişte alınan yargı kararlarıyla bağdaşmayan bir şekilde ciddi bir gerekçe göstermeden bizim açtığımız davayı reddetmişti. Biz de konuyu dava daireleri üst kuruluna götürdük ve itiraz etmiştik. Nihayetinde de dava daireleri üst kurulu aldığı yerinde bir kararla Danıştay’ın kararını bozdu ve Galataport projesinin yürütmesini durdurdu. Şu andan itibaren Galata kıyılarında yani Karaköy kıyılarında söz konusu projeyle ilgili yapılmakta olan bütün çalışmalar hukuksuz ve yasa dışı hale gelmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ve Beyoğlu Belediyesi’nin alınan bu yargı kararını bir an önce yerine getirmeleri gerekiyor. Aksi takdirde belediyelerde hukuka aykırı yargı kararlarını tanımamak suretiyle suç işlemektedirler. Bizler bu sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bizler yine meslek örgütleri sivil demokratik kuruluşlar bu bölgede yaşayan esnaf işyeri sahipleri oturan insanlar yaşayan insanlarla birlikte alınan yargı kararının güvencesi olacağız. Bu kararın yürürlüğe sokulmasının takipçisi olmaya devam edeceğiz.

YAYIN TEKRARLARI

 

Hüseyin Sağ Beşiktaşlılara seslendi

(15.10.2014)
Dinlemek için tıklayınız. 

 

Eyüp Muhcu Beşiktaşlılara seslendi

(14.10.2014)
Dinlemek için tıklayınız. 

 

Prof. Dr. Ahmet Ercan Beşiktaşlılara seslendi

(14.10.2014)
Dinlemek için tıklayınız.