Seba ve Beşiktaş!..

Süleyman Seba’nın arkasından o kadar çok şey söylendi, o kadar çok şey yazıldı ki bilmem benim yazacaklarım size neler katacak! Ancak büyük Başkan’la ilgili birkaç anımı da ben paylaşmak isterim. İnsanlık adına!!!
Herkes gibi benim de hayatımda kırılma noktalarım vardır. Süleyman Başkanın da bunda katkısı bulunmaktadır. Daha doğrusu ben bunu yıllar sonra öğrendim.
1980 yılları idi, askerlik dönemi… Eğridir Komando Okulu’na gittim. Oradan Isparta’ya… 4 ay geçti aradan, bir de baktım Fenerbahçe Orduevi’ndeyim. Ordu değiştirmişim haberim yok!.. Sıkıntılı bir acemilik döneminden sonra bir anda rahata kavuşmuştum. Nasıl geçti hatırlamıyorum bile… Askerlik anıları anlatmayı hiç sevmem, daha doğrusu geçmişi irdelemem hiç. Bir şeyler olduğunu anladım ama, rahmetli annemle de, babamla da bu konuyu detaylı konuşmamıştık. 15-20 yıl sonra bir ara babam “O zamanlar Süleyman Ağabeye gitmiştik” deyince anladım tüm olayı. Başkan’a sorsan hatırlamaz bile… Liderlik nasıl bir şey bir kez daha öğretmişti bana. İnsanlığına, adamlığına değinmem bile. Anlatmaya imkan yok zira.
Askerlik sonrası önce Hürriyet ardından Günaydın Gazetesi… Hiç bu konuları konuşmadık. Taksim’de bir binası vardı kiralık Beşiktaş’ın… Bir oraya giderdik, bir de şimdiki Çırağan Sarayı’nın bulunduğu Şeref Stadı’nın toprak zeminde antrenmanları kaçırmaz, haber yapmaya çalıştık yıllarca… Lig Tv’de Ömer Güvenç, Bilal Meşe ile Faik Gürses’i dinliyorum geçen gün… O zamanlar antrenman arkadaşlarım ve meslektaşlarım idi. Anlattıklarından anımsadım da; hiç ön plana çıkmayı sevmezdi, bir kez bile şov yaptığını görmedim Başkan’ın. Varsa yoksa Beşiktaş. O kadar!.. Gizemli bir tarafı da vardı!..
***
Gençlik dönemim çeşitli gazetelerde geçti. Olgunluk döneminde Beşiktaş Gazetesi’ni çıkartırken, ilk sayımızda bir muhabir arkadaşımız röportaj yapmaya gitti. “Madem gazetenin adı BEŞİKTAŞ hep çirkin fotoğraflar basıyorlar, evden güzel bir fotoğrafımı getireyim size” demiş. İnanamadım, gerçekten ertesi gün siyah-beyaz bir vesikalık sayılabilecek fotoğrafını getirmişti. Gazete birinci sayfası renkli, bir tek başkanın fotoğrafı siyah-beyazdı. Öyle bir Beşiktaşlıydı!..
O yıl başkanlığı bıraktı. İki -üç yıl sonra, hem Yay-Sat kanalı ile tüm bayilerdeyiz, hem de kendi araçlarımızla gazete dağıtımı yapıyoruz. Araçların üzerinde de Gazete Beşiktaş yazıyor. Hiç unutmam, Konaklar Mahallesi’nde Seba ile karşılaştık yolda. Aracı durdurdu heyecanla… Camdan kafasını uzattı. “Aferin çocuklar” dedi. Şaşırdık, “Hayrola Başkan” demiş olabilirim. Şu anda bile bunları anlatırken içim ürperdi, bu nasıl bir Beşiktaş sevgisi idi böyle… “Beşiktaş” aracıyla dolaşıp “Beşiktaş’ı sevdiriyoruz” diye heyecanlanmış bizi tebrik ediyordu ve sevinmişti çocuk gibi…
“Süleyman Abi” katıksız bir Beşiktaş sevdalısıydı ve Beşiktaş dendi mi üzerine titrerdi, hiç ard niyetsiz, çıkarsız ve tüm iyi niyetiyle sorumluluk üstlenirdi. Sahiplenirdi hepimizi.
(Ben de; o gün karar verdim, yıllarca stada taraftar okusun diye, ücretsiz gazete koydum. Çarşı Grubu’ndan arkadaşlar başta olmak üzere 15 yıldır her çıkan sayıdan taraftarlara istedikleri kadar yine ücretsiz gazete veriyorum. Paylaşmaya çalışıyorum.)
***
Kişilik sahibi idi. Demokrattı, yasakçı zihniyetlere ve çıkar ilişkilerine karşıydı. Emek onun için en yüce değerdi. Atatürk sevgisi ön planda idi.
Babamdan daha büyük yaştaydı, ama her karşılaştığımızda kibar ve beyefendi tavrı vardı. Saygısı ile ezerdi. Hiç egosu yoktu, kendinden bahsederken sıkılırdı. Hep böyle büyüdü, gözümüzde dev oldu!.. Bize dik durmayı öğretti, kimsenin adamı olmamayı da… “Siz Beşiktaşlısınız” derdi, Beşiktaşlı duruşunun mimarıydı.
Ne diyeyim Başkan, ölüm haberini aldık, gözlerimiz yaşlı, her tarafımız titriyor. Ve ancak bu kadar yazabildim bu ruh haliyle affet beni… Hem Beşiktaş’ı hem de bizi öksüz ve yetim bıraktın… Seni anlatmak öyle zorki; “Adam gibi adamdın be Başkan!.. Kalmadı senin gibiler…”
Madem adımız “Beşiktaş”, sana layık olmaya çalışacağız… Söz…
***
SON SÖZ: Sevenleri ve samimi arkadaşları çoktu Başkan’ın ama Seba’yı kullananlar da vardı. Lafım böylesi siyasetçilere, iş dünyasına ve spor adamlarına… Herşeyi biliyor ve tanıyordu ama yine de söz konusu Beşiktaş’ın menfaati olunca, hasta yatağında bile kimseyi kırmadı. Fotoğraf çektirdi, birliktelik mesajları verdi.
…Ve artık rahmetli oldu. Şimdi sıra sizde… Eğer gerçekten seviyorsanız Başkanı, diyorum ki; “Cenazesini bile getirdiğiniz yeni stada SEBA’nın adını verin.”
Beşiktaşlı duruşunuzu göreyim!