Siyaset ve iletişim

Yerel seçimler geldi çattı… Yaklaşık 15 gün sonra oyumuzu kullanacağız. Beşiktaş’ın ilk ve tek gazetesi olarak, zaten herkesi ve herşeyi yakından izliyoruz. Muhabir arkadaşlarımız da sahada… 15 Şubat’tan bu yana yoğun olarak Beşiktaş Gazetesi’nde haberlere yer veriyoruz. Günlük olarak internet sitemizde ve sosyal medyada da duyuruyoruz. Canlı yayınlarla Radyo Beşiktaş’ta Beşiktaşlılara sesleniyoruz. Bu ay oldukça hareketli, Beşiktaş Gazetesi’nde haberleri yetiştirmek için, belki de ilk defa bir kaç sayı üst üste basmak zorunda kaldık. Her sayımızda 20 ile 40 bin okuyucuya ulaşırken, radyoyu onbinler, internet sitemizi ise bu zaman zarfında yüzbinler takip etmeye başladı. Ne yalan söyleye-yim, tüm partiler ve adaylar her seçim döneminde olduğu gibi yine müthiş çalışıyor. Ama bizim Beşiktaş Medya Grup ekibi de inanın deyim yerinde ise nefes bile almadan görev yapıyor!.. Bu vesile ile arkadaşlarımı da tebrik etmek istiyorum. 30 Mart akşamına kadar da bu tempo böyle devam edecek…
Bana gelen haberlere ve fotoğraflara bakıyorum da; adayların bazıları ekip olarak, bazıları çekirdek bir kadro ile bazısı ise tek başına!.. Bir kısım da sadece kendi tabanına yönelik propaganda yapıyor… Kendilerini anlatmaya çalışıyorlar, bildikleri doğruları, misyonlarını ve vizyonlarını gözler önüne seriyorlar. Anlayacağınız hepsi Beşiktaşlılarla buluşuyor. Hal hatır soruyor, dertlerini dinliyor, not alıyor, çözüm yollarını anlatıyor. Söz veriyor!.. Söz alıyor!.. Demokrasi bu işte!..
Ama seçimden sonra tüm bu senaryo!.. Devam eder mi?.. Bilemem!.. Keşke etse… Ettirenler zaten siyasette uzun soluklu olacak ve kalıcı biçimde yollarına devam edeceklerdir. Ben adaylara güveniyorum, daha doğrusu güvenmek istiyorum. Zira seçimler bitmez!.. Ve Beşiktaş’lı eğitim düzeyi yüksek, kültürlü, entellektüel birikimi olan bir topluluktur. Üniversitesi olan hatta üniversiteleri, kitap okuyan, sorgulayan bir ilçedir ve vatandaştır Beşiktaş ve Beşiktaş’lı… Körü körüne inanmaz, gerçekleri saklamaz, dürüst adamı da, hırsızı da iyi tanır.
BİRLİK VE BERABERLİK
Madalyonun bir de diğer yüzüne bakalım!.. İki seçim daha var önümüzde… Ülkenin kaderini etkileyecek hatta değiştiribilecek nitelikte… Onun için şu andaki adayların partileri, tekrar ve başka bir ortamda halkın karşılarına çıkacak. Ve yine oy isteyecekler. Özetlersek; yerel seçimler, genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri için gösterge olacaktır. Beşiktaş önemli, İstanbul önemli. Alınacak oy sayısı ve oranı önemli… Şu andaki ortama sadece “Yerel Seçim” diye, bakmamak lazım kanımca… Tabii ülkemizi ve insanlarımızı düşünüyorsak… Eğer, hedef büyük değilse, aklın ve zihnin arkasında başka niyetler varsa yazık olur!.. Beşiktaş’a, İstanbul’a ve Türkiye’ye…
Geçen yazımda medya dünyasından özet bilgiler vermiştim. Hürriyet, Günaydın, Sabah, Milliyet Grubu’nda çalıştığımı oralarda yaptığım işleri ve yazılarımı sizle paylaşmıştım. Her yazımın arkasından birçok okurum bana soru sorar. Bu sefer de siyasetle ilgimi soranlar olmuş. İnanır mısınız, hiç işim olmadı. Aklımdan bile geçmedi. Genel başkanlar dahil, yardımcıları, üst düzey yetkililer ve il, ilçe başkanları ile mesleğim gereği tanışırım, birçok kere bir araya gelmişizdir, halen de geliriz. ANAP, DYP, CHP tümüyle gerek basın danışmanlığı, gerek medya iletişimi konusunda çalışmışlığımız vardır. Hem de uzun süreli… Dostluğum ve arkadaş çerçevesinde, halen de devam eder ilişkilerim… Demek ki iyi işler yapmışız!.. Ancak hiç birine bugüne kadar bu konuda bırakın istekte bulunmayı, ima bile etmemişimdir. Ama onların bir çoğundan teklif gelmiştir bana… Bu fırsat ile ilk kez açıklayayım… Örneğin belediye başkan adaylığı ile ilgili geçmiş dönemlerde teklif aldım. Teşekkür ettim, ilgilenmediğimi söyledim. Hepsi hayattadır bahsi geçenlerin merak etmeyin!..
HERŞEYİN BAŞI TECRÜBE
Neden derseniz?.. Benim yapım böyle!.. Seçmek ve seçilmek herkesin hakkı. Hatta yurttaşlık görevi… Ama ben siyasi partilerin içinde çok kaldım, ANAP zamanında; Özal ile metropolitan sisteme geçince yerel yönetimler, Dalan ile birlikte belediyeler basın danışmanı arar olmuştu. O zamanlar yani 1985’li yıllarda ilk basın danışmanlığı görevinde bulunanlardanım. ANAP başta olmak üzere, DYP, SHP, CHP ile çalıştım. Sadece yerel yönetimler de değil, merkezi yönetimlerde ve il başkanları ile… Yani bu alanda tanımadığım yok gibidir ve bu işleri çok iyi bilirim. Yine de siyasete bulaşmadım. Kenarından kıyısından bile geçmedim. Sadece mesleğimi yapmak istedim o kadar!.. Dediğim gibi bu benim tercihim. Belki de görevim!..
Eğer yapsaydım ilk işim ne olurdu?.. Herhalde halkın içinde olurdum ve her fırsatta iletişim derdim. Mesleki deformasyon!.. diyebilirsiniz… Belki de yaşam biçimi!..
Adaylara da tavsiyem, bugünlerde nasıl halkın içindeyseniz, seçildikten sonra da 5 yıl boyunca halkın içinde olun!.. Hatta seçilemeyenler bile Beşiktaş’ı bırakmasın, muhalefet görevi yapsın!.. Ancak şu şekilde Beşiktaş’a katkı sağlayabiliriz ve otokontrol halkın, yani Beşiktaşlı’nın elinde olur!..
32 yıllık gazetecilik hayatım, 15 yıllık Beşiktaş Gazetesi’nin İmtiyaz Sahibi olarak ben ve ekibim gazete ve radyo ile Beşiktaşlı’nın sesi olmaya devam edeceğiz. Bize saygı gösterene biz de saygı göstereceğiz. Yeter ki Beşiktaş’a katkı yapalım. Bu siyaset alanında olmuş, kültür sanat alanında olmuş, sportif faaliyetlerde olmuş veya bizim gibi medya dünyasına yönelik kamuoyu oluşturma alanında olmuş ne fark eder?..
Önemli olan Beşiktaş değil mi?!.. Beşiktaş kazandıkça, Beşiktaş var oldukça biz de, hepimiz de varız!.. Gerisi tefarruat!..