CUMHURİYETİN 90. Yıl dönümü düzenlenen etkinliklerle kutlandı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, binlerce kentliyi Beşiktaş’ta bir araya getirdi. Cumhuriyet Bayramı kutlamaları coşku içinde geçti. Kentli ellerinde bayrak yürüyüş yaptı. Daha sonra Beşiktaş Meydanı’nda konserler düzenlendi.
Beşiktaş’ta Cumhuriyet Bayramı kutlamaları yine renkli ve coşkulu geçti. 90. yıl kutlamasıyla Beşiktaş Belediyesi 29 Ekim
Cumhuriyet bayramı programını günler öncesinden açıklamıştı. 29 Ekim günü Balmumcu’da bir araya gelen Beşiktaş kentlileri,
büyük bir kortej oluşturdu. Binlerce insan ellerinde meşalelerle Barbaros Meydanı’na kadar yürüdü. Teoman’ın konseri coşkuya
coşku kattı ve gece şarkılar, marşlar ve havai fişek kutlamalarıyla tamamlandı.
Yetkililer gerçekleşen programla ilgili öncesinde şunları aktarmıştı:
“Bilenler zaten biliyor, Beşiktaş’ta Cumhuriyet Bayramı’nın bir başka olduğunu… Beşiktaşlılar ve Cumhuriyetin birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğunu… Bu yıl Cumhuriyetimizin 90. yılı! Bu özel gün için 2008 yılında yayımladığımız “Güle Güle Çocuklar” kitabından küçük bir alıntıyı sizlerle paylaşmak istedik. Mustafa Kemal Atatürk’ün 1938 yılında Dolmabahçe Sarayı’ndaki hasta yatağından kalkarak katıldığı son Cumhuriyet Bayramı kutlamasını…
Tarihçi-yazar Necdet Sakaoğlu’nun kaleminden o anlar: “Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk, 15. yıldönümü etkinliklerini
izleyemedi; Cumhuriyet Bayramı törenine katılamadı. 29 Ekim 1938 günü akşamı İstanbullular karadan otomobil ve tramvaylarla, denizden şehir hattı vapurları, kayıklar ve takalarla Dolmabahçe Sarayı’nı çepeçevre sardılar. Deniz tarafından saray rıhtımına yaklaşan Kuleli Askeri Lisesi öğrencileri İstiklâl Marşı’nı söylediler. ‘Yaşa Atatürk, Varol!’ nidaları yükseldi.
Asker, sivil gençler, Beşiktaşlılar, İstanbul’un her semtinden koşup gelen vatandaşlar, Atatürk’ü görmek istediklerini
haykırışlarıyla duyurmaya çalıştılar. Bu coşkun tezahürat karşısında uyanan ve duygulanan Atatürk, isteği üzerine
bir koltuğa oturtulup deniz tarafındaki bir pencerenin önüne götürüldü. Uzaktan güçlükle seçilebilen silüetini belki pek az
genç fark edebildi ama sanki herkes görmüşçesine o an olağanüstü bir heyecan yaşandı.
İçindekilerin bordaya yığılmasından tekneler batma tehlikesi geçirirken hep bir ağızdan “Dağ başını duman almış” söylenmeye
başladı. Gençliğin bu coşkun sevgisi karşısında son bir mutluluk yaşayan Atatürk el sallayarak ve ancak yanındakilerin
duyabildiği bir sesle: ‘Bu bayramlar ve yarınlar sizindir. Güle güle çocuklar!’ diyebildi. Atatürk’ün, Türk ulusuna ve
gençliğine son demeci ve vedası bu sözlerdir.”