Seçim öncesi Seba konuşuldu, Bilgili konuşuldu, Ünal konuşuldu, Keçeli konuşuldu, Mansimov konuşuldu, Demirören ve Aksu zaten hep konuşuldu. Konuşulanlar ve yaşananlar arşivlik… Ama artık bitti… Bitmeli… Mücadele soluk soluğaydı bu sefer… Sonuna kadar çalıştı taraflar. Biz bile yetişemedik hızlarına… 24 saat yayının en az 20 saatini spora ayırdık…
Demokratik bir seçimdi. Demirören başkan, kazanan Beşiktaş oldu… Birlik ve beraberlik zamanı şimdi!.. Sözde değil özde tabii…
Demirören başkan seçildiği ilk zamanlar ben Sabah’ta köşe yazarıydım. Referansta yazıyordum. Radyospor, Tercüman… Hep “Birlik ve beraberlik” adına katkı verdim.
Ama… Ben ki; 30 yıldır Beşiktaş’ın ve basının içindeyim, 10 yıldır gazete çıkarıyorum. Radyo, Tv… Yıllardır kulübün kapısından geçmiyordum son zamanlar… ”Beşiktaş için her şeye varız” diyenleri samimi bulmamıştım çünkü birkaç yıl sonra… Ve söz namustur bizde…
Baktım yönetimde yok bazıları!.. Biz ise buradayız…
Neyse… Şimdi, beyaz bir sayfa açılır mı? Açılmalı…
Başkanın ağzında sakız olan bu “Birlik ve beraberlik” işi çok önemli… İletişimde… Ve tümü Keçeli’nin kucağında… Metin Keçeli eski dostumuz, Beşiktaş Gazetesi’ndeki yazılarını camia dört gözle bekler, okurdu… Az çok tanıdığımı zannediyorum kendisini…Ve ona güveniyorum. Ayrıca, akil adam, Beşiktaşlıların ağabeysi.. İnancım var. İnanmak istiyorum…
Kendisine destek vereceğiz… Katkıda… Ve bekleyip, göreceğiz… Bize düşen bir görev varsa seve seve yapmaya hazırız… Çünkü;
Biz “Beşiktaş için varız” … Tüm samimiyetimizle…