Asırlık ağaçlar yok oldu!..
Kesilen hastalıklı asırlık ağaçlara gençlik takviyesi geliyor. Dolmabahçe Caddesi üzerinde uzun süre hastalıkla boğuşan asırlık ağaçlar en sonunda yılların getirisine dur diyemedi ve kurumaya başladı. Kuruduğu için de kesilen asırlık ağaçlar yeniden boy verecek. Büyükşehir aynı alanda 10 metrelik genç çınarlar dikmeye hazırlanıyor. İstanbul 4 Numaralı Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Komisyonu’na çınar ağaçları ile ilgili sunulan rapor, toplanan kurul tarafından görüşülerek karara bağlanmış ve Dolmabahçe Caddesi üzerindeki hastalıklı ağaçların kaldırılarak yerine 10 metre boyunda ağaç dikilmesi uygun görülmüştü. Ağaçların hastalanması ve kurumaya başlaması da çevre sakinlerinin can güvenliği için sakınca oluşturdu. Dip çürüklüğü nedeniyle hastalanan ve temizleme ve koruyucu önlemlere rağmen kuruyan ağaçların yerine sağlıklı çınarlar gelecek.
Ağaçların kesilmesiyle ilgili rapor da hazırlandı. Kabataş Meclis-i Mebusan Caddesi’nden başlayarak, Dolmabahçe Caddesi, Çırağan Caddesi, Ortaköy ve Bebek Parkı güzergahındaki çınar ağaçlarından bazılarının hastalık ve zararlılardan dolayı kuruması, bazılarının ise araç çarpmaları neticesinde can ve mal güvenliği açısından tehlike arzettiği raporla belirlendi. Öte yandan asırlık ağaçların kesildiğini ve kuruduğunu gören vatandaşlar, üzüntülerini gizleyemedi. Semt sakinleri, “Ağaçlarla birlikte anılarımız da yok oldu” derken, ağaçların periyodik olarak bakımlarının yapılmasını istediler. “Ancak bu şekilde tüm ağaçları ömürlerini uzatabiliriz. Yoksa ağaç kurudu diye kesip yenilerini dikmek çözüm değil” şeklinde konuştular.
CHP Beşiktaş İlçe Başkanı
Uğur Gedik güven tazeledi
CHP’nin ‘Büyük Demokrasi Şöleni’ adı altında gerçekleştirdiği 16. Olağanüstü Kurultayı’nın ardından ilçeler de kongreleri gerçekleştirmeyi sürdürdü. Beşiktaş CHP İlçe Başkanlığı’nın Mustafa Kemal Merkezi’nde düzenlediği 34. Olağan Kongresi’nde mevcut ilçe başkanı Uğur Gedik 237 delegenin aday göstermesinin ardından aldığı 259 oyla yeniden güven tazeledi.
Beşiktaş CHP İlçe Başkanlığı’nın merakla beklenen 34. Olağan Kongresi Mustafa Kemal Merkezi’nde gerçekleştirildi. Yoğun bir katılımın gözlenmediği kongreyi partililer ve basın mensupları takip etti. Salon, ekranlara yansıyan CHP amblemleri ile süslendi. Sahneye Mustafa Kemal Atatürk ile Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun posterleri asıldı. Sahnenin iki yanında da dev ekranlar yer aldı. Kongre, partililer ve delegelerin yerini almasının ardından başladı.
Divan Başkanlığı’na CHP Sinop Milletvekili Engin Altay’ın seçilmesinin ardından İstiklal Marşı’nın okunması ve saygı duruşunun ardından kongre faaliyet raporunun okunması ile sürdü. Kongrede yapılan oylamada Blok Liste ile seçimlerin yapılmasına oy çokluğu ile karar verildi. İlker Uygun’un faaliyet raporunu okumasının ardından Murat Uluhan hesap raporunu okudu. Faaliyet raporu ve hesap raporunun oy birliği ile aklanmasının ardından ardından yapılan seçimde Beşiktaş İlçe Başkanı Uğur Gedik yeniden başkan seçildi. Kongreye Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, CHP eski Genel Başkanı Altan Öymen, Milletvekilleri, Oktay Ekşi, Çetin Soysal, Haluk Eyidoğan da katılım sağlayanlar arasında yer aldı.
Kongrede bir konuşma yapan Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, “2004’de başkan adayıydım. Beşiktaş’ta partimiz iktidarda değildi ve yüzde 44 oy oranını hedefledik ve bu oranlada seçildik. Beşiktaş İstanbul’un başkenti olarak daha sonra yüzde 70 oy aldı. Bu başarı CHP örgüt üyeleri ve yerel yönetimidir” diye konuştu.
Kongrede 259 oy alarak başkan seçilen Uğur Gedik, “Kimsenin ötekileştirmeyeceği bir partiyiz. CHP’de nihayet içe dönük kavga dönemi bitmiştir. Bundan böyle dilimiz söylemlerimiz ortaktır. Bizden iktidar bekleyen halkımızın karşısına kavgayla çıkamayız. Ülkemizi hak ettiği yere taşımak için safları sıklaştıralım” dedi.
Başkan ve üyeler şöyle: İlçe Başkanı: Uğur Gedik. İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri: Sanlı Aslan, Şermin Aşlak, Turgut Baltaişlemez, Hatice Çeker, Lal Denizli, İbrahim Domaç, Selahattin Kabiloğlu, Berna Kutsal, Ali İzzet Oral, Alp Sunay, Bilgi Şenbağ, Cengiz Tatar, Sultan Tellioğlu, Murat Uluhan, İlker Uygun, Mücahit Yaman.
Her kadına bir karanfil
Beşiktaş Belediyesi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde düzenlediği özel etkinlikle kentliyi kucakladı. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, Beşiktaş genelinde özel günde kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı ve karanfil dağıttı. Beşiktaş’taki kadınlar çiçeklerini tebessümle kabul etti ve kentli bu nazik davranıştan dolayı oldukça memnun kaldı.
Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gün olarak kabul edilir. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır. 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişi katıldı. 26 – 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” (Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
KADINLARA ÖZEL
“Çağdaş Kibeleler”
Düşün ve kültür dünyamızı zenginleştiren kadınlar, 8 Mart’ta “Ustalara Saygı”da buluştu. Beşiktaş Belediyesi tarafından yedi sezondur düzenlenen “Ustalara Saygı” etkinlikleri, geleneksel 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü özel etkinliği “Çağdaş Kibeleler” ile devam etti. Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde 8 Mart Perşembe akşamı düzenlenen geceye düşün ve kültür dünyamızı zenginleştiren “Çağdaş Kibeleler” konuk oldu. Faruk Şüyün’ün hazırladığı etkinlikte konuklar, kendi alanlarından yola çıkarak kadının dünkü ve bugünkü konumunu, geleceğini yorumladılar. Beşiktaş Belediyesi Başkan Vekili Kemal Çiloğlu’nunda katıldığı etkinlikte, tiyatrocu Dilek Türker, gazeteci-yazar Meral Tamer, öğretim üyesi Nurdan Tümbek Tekeoğlu, kadın hakları konusunda çalışmalar yürüten Nazan Moroğlu, sanat tarihçi Prof. Dr. Nurhan Atasoy, gazeteci-yazar Seda Kaya Güler, şair Sennur Sezer ve Ka-Der’in kurucularından gazeteci-yazar Zeynep Oral’ın konuşmacı olarak katıldı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü özel etkinliği “Çağdaş Kibeleler”de; artık aramızda olmayan sanat, bilim ve düşün dünyasından alanına damga vurmuş kadınlar da bir dia gösterisi ile anıldı.
Gayrettepeliler içini döktü
Mahalle turumuzun yeni durağında Gayrettepe Mahallesi sakinlerinin konuğu oluyoruz. Beşiktaş’ın işyerleri ve çok katlı binaları ile dolu mahallesi İstanbul’un neredeyse kalbi denecek konumda yer alıyor. Gayrettepe Mahallesi tarihçesi mahalle muhtarlığının internet sitesinde şu sözlerle anlatılıyor: “Henüz adının Gayrettepe olarak anılmadığı dönemlerde, gençlerin piknik, bıçkınların kaçamak yaptığı, dut bahçeleri ile bezeli, müstesna bir İstanbul köşesiydi bu yöre. Yüksek tepelerinden Kız Kulesi, Sarayburnu, Marmara, diğer taraftan Boğaz’ın Beylerbeyi’ne kadar olan bölümü, hele mehtaplı gecelerde doyum olmaz güzellikler sergilerdi. 1950’li yılların başında, çok değil 45 sene sonra Şişli’den sonraki dut bahçelerinin, mandraların, tarlaların, blok blok apartmanlar haline geleceğini, yapılan yolların yetmeyeceğini, ana arterin iki katlı hale getirileceği söylense, dudaklarda hoş tebessümler uyandırabilir, ama inandırıcı olmazdı. O yıllarda yapılan İstanbul planları, şehrin iki binli yıllarda sadece 4,5 – 5 milyon arası bir nüfusa ulaşacağını öngörüyordu. Oysa öngörülen bu sayı yaklaşık yirmi beş yıl önce geride bırakılmıştır.
Yine aynı yıllarda bu bölgede sadece Baylan Çikolata Fabrikası, Türkiye’nin ilk bisiklet fabrikası (Cavit Cav) ve Erses Film Seslendirme Stüdyosu vardı. O gün için şehrin uzağında ve dut bahçelerinin arasında kaybolan bu ticari yerleşimler doğal yapıyı bozmamışlardı.
1950’lerden sonra Aksaray, Beyazıt, Fatih semtlerindeki yıkımlar, yavaş da olsa başlayan göçler İstanbul’da yeni yerleşim alanlarının yaratılmasını zorunlu kılmıştır. İşte bu süreç içinde bir yanda Şişli, diğer yanda Levent, güneyde Beşiktaş ile çevrili bu müstesna köşe giderek önem kazandı.
Tütüncülerin kurduğu Yapı Kooperatifi zaman içinde el değiştirerek Gayret Sitesi adını almış, yörenin çağdaş donanımlı ilk sitesi olmuştur. Bunu daha sonra Mobil Sitesi ve Emel Sitesi gibi toplu konutlar izledi.
Önceleri geniş araziler içinde küçük evlerde yaşayan eski sakinler bu gelişimin çekiminden kurtulamamış, araziler parsellenerek apartman yapıları artmıştır. Boğaz Köprüsü’nün yapılması Anadolu Yakası’na ulaşımda kolaylık sağlamış, iş merkezlerinin Gayrettepe’ye kaymasında önemli bir etken olmuş.
E-5 karayolu ile havaalanına, Boğaz Köprüsü ile Anadolu yakasına, Barbaros Bulvarı ile deniz ulaşımına, Büyükdere Caddesi ile Şişli’ye, dolayısıyla şehir merkezine ulaşım kolaylığı otellerin Gayrettepe’de yoğunlaşmasını arttırmış, Sürmeli, Dedeman ve son olarak da The Plaza otelleri inşa edilmiş…
Yoğun yerleşim, oteller, bankalar, iş yerleri, gökdelenler, hava akımlarının kesilmesi, kirliliğin artması ve trafik yoğunluğu semt sakinlerini bunaltmış, tüm bunların bir sonucu olarak, duyarlı insanların bir araya gelmesi ile 8 Mayıs 1991 tarihinde Gayrettepe Çevre, Kültür ve İşletme Kooperatifi kuruldu.”
Her zaman olduğu gibi yine mahalleyi önce muhtarına ardından da orada yaşayan sakinlerine sorduk.
“ÇEVREYE DUYARLIYIZ”
Mahallesinde kimi eksikliklerin bulunmasına rağmen yapılan olumlu işler için teşekkür ederek söze başlayan Gayrettepe Mahallesi Muhtarı Necla Başar, “Mahalle halkımız için açılan parklar çevre adına bir güzellik sergiliyor. Ama bu parklarımızın bazı sorunları da bulunuyor. Hamidiye Su Deposu’nun yerine yapılan parkın mahalle halkımızın kullanımına uygun olmasını tercih ederdik. Çevre Kültür Parkımızın oyun grubu gelen çok sayıdaki çocuklarımıza yetmiyor. Bu konu ile ilgili bir çocuğumuz dilekçe yazmış, Başkan’a iletmem için… Bu dilekçe beni çok duygulandırdı. Küçük yaşına rağmen duyarlı olması güzel bir olay. Ben bu konuda emeği geçenlere bir kez daha teşekkür etmek istiyorum” diye konuştu.
“GAYRETTEPE’YE YAKIŞMIYOR”
Mahallesinde olumlu işlerin gerçekleşmesinden mutlu olduğunu dile getiren Muhtar Necla Başar, bir takım sıkıntıların var olduğuna dikkat çekiyor ve şunları söylüyor:
“2003 senesinden bu yana doktor, hemşire, diyetisyen, psikolog ile evde bakım hizmetleri için şahsım ve sakinlerimiz adına bu işte bütün emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Temizlik işlerimiz oldukça iyi. Sanata ilgi duyan Başkanımız koromuzun konserlerine gelebilseydi… Güzel hizmetlerin yanı sıra Gayrettepe’ye biraz daha özen istiyoruz. Kaldırımlarımıza bakım gerekiyor ve maalesef çoğu yerde yol işgal edilmiş durumda. Ya inşaatlar tarafından ya da büfeler işgal etmiş. Öte yandan elektrik direkleri ayrı sıkıntı… 2012’lerde havai hatların artık yer altında alınması gerektiğine inanıyoruz. Bedaş’a giden onlarca dilekçemiz cevapsız kaldı. Bu görüntü Gayrattepe’ye yakışmıyor” dedi.
“GEZİCİ ARAÇ ÇIKARILMALI”
Necla Başar sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Mevcut yeşil alanlarımızın imara açılmamasını istiyoruz. Deprem tehtidi altındaki kentimizle bizlerin de gerektiğinde kaçacağı, korunacağı yerlerin kalması, yeşilin korunmasını istiyoruz. Otopark konusunda yaklaşımımızla; araç sahipleri mevcut otoparklara aylık, günlük olarak araçlarını bırakma alışkanlığı edinirlerse, sorun biraz giderilmiş olacak. Mahalleleri dolaşacak “Gezici Araç” fikri bizi heyecanlandırmıştı ancak bu konuyla ilgili henüz bir gelişme sağlanamadı.”
Kentli ne diyor neler istiyor?..
“Trafik ve kargaşa hat safhada”
Gayrettepe sakinleri bir arada yaşadıkları mahallelerini çok sevdiklerinin altını çizerken bazı sorunların da giderilmesi gerektiğini dile getiriyorlar. Gayrettepe’de yaşayanlar elbirliği ile çevreye sahip çıkılması gerektiğinin de altını çiziyorlar.
Beşiktaş’ın işyerleri ve çok katlı binaları ile dolu mahallesi İstanbul’un neredeyse kalbi denecek konumda yer alıyor. Gayrettepe Mahallesi tarihçesi mahalle muhtarlığının internet sitesinde şu sözlerle anlatılıyor: “Henüz adının Gayrettepe olarak anılmadığı dönemlerde, gençlerin piknik, bıçkınların kaçamak yaptığı, dut bahçeleri ile bezeli, müstesna bir İstanbul köşesiydi bu yöre. Yüksek tepelerinden Kız Kulesi, Sarayburnu, Marmara, diğer taraftan Boğaz’ın Beylerbeyi’ne kadar olan bölümü, hele mehtaplı gecelerde doyum olmaz güzellikler sergilerdi.”
SOKAKLAR SU TUTMAMALI: “Mahallemi çok seviyorum bu yüzden de en iyisine layık olduğunu düşünüyorum. Bana göre bir kentin sokakları su tutmuyorsa, sağa sola gelişi güzel dikilmiş elektrik direkleri yoksa o kent gelişmiş bir kenttir.” Yelkan Yakar.
TRAFİK BİR ÇİLE: “Mahallemde en büyük sıkıntılardan bir tanesi trafik sıkıntısı. Bu sorunun bir an evvel giderilmesi gerekir. Yerel yönetimler bu konulara ciddi bir çözüm ararlarsa bu sorunların çözüleceğine inanıyorum.” Ahmet Yelaldı.
ÇANAKKALE UNUTULMAMALI: “Beşiktaş Belediyemizin düzenlediği Boğaz Gezisi’ni yeni öğrendim. Ben de bu yaz gezilere katılmak isterim. Ama keşke Belediyemiz Çanakkale’ye de gezi düzenlese çok mutlu oluruz” Sultan Akkaya.
OTOPARKLAR KULLANILMALI: “Mahallemiz parkları ayrı bir güzellik katıyor Gayrettepe’ye… Ancak mahallemizin sorunları da var. Bence en büyük sorunlardan bir tanesi trafik sorunu. İnsanlarımız daha duyarlı olmalı ve mevcut otoparkları kullanmalı.” Vural Ataç.
GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ ÖNLENMELİ: “Belediyenin icraatlarını anlatması güzel ama bu işin daha az yapılıp yatırıma yönelinmesi gerekir. Mahallemizde gürültü kirliliği var. Meydana gelen araçlar aniden çekiliyor ve insanlarımız zor durumda kalıyorlar.” Adnan Bey.
GÜZEL BİR MAHALLE: “Mahallemizde insanlarınmız birbirlerine sahip çıkıyorlar. Bunun en güzel örneği de mahalle sakinlerimizin ihtiyaç sahiplerine ilgi ve alaka göstermesi. Mahallemizde muhtarlığımızın içinde bir kütüphane bulunuyor. Bu çok güzel.” Kenan Eroğlu.
Çocuk oyunu
“Dandi ile Fondi”
Bahar aylarında yine muhteşem oyunlar Ortaköy Kültür Merkezi’nde sizleri bekliyor. Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde, çocuklar sürprizli ve eğlenceli bir oyun daha sahne diyecek… Hayal bu nasılsa deyip geçmeyin… İki kafadarın hayal kurma çabaları gelenlerini kahkaha dolu bir saatle neşeli bir yolculuğa çıkarıyor. Tiyatro Mat’tan ‘Dandi ile Fondi’ müzikli çocuk oyunu 11 Mart’tan sonra 25 Mart’ta Afife Jale Sahnesi’nde ziyaretçilerini selamlayacak.. Neşeli ve müzikle yoğrulan oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyleydi:
“Ayda, Şirin ve Dombili hayal kurmayı, oyun oynamayı seven üç yakın arkadaştır. Ayda bir gün “hayal kutusu” adını verdiği bir kutu ile çıkagelir. Bu kutu sayesinde daha güzel hayaller kuracaklarını, daha eğlenceli oyunlar oynayacaklarını söyler. Hepsi buna çok sevinirler.
Ama hayal kutusunun ortaya çıkmasına sevinen sadece onlar değildir. Hayal dünyasından kovulduklarını, hayal etmelerinin yasaklandığını sanan Dandi ile Fondi de kutuyu ele geçirirlerse, yeniden hayal kurabileceklerini düşünmektedirler. Hemen kutuyu ele geçirmenin yollarını aramaya başlarlar.”
Oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle: “Dandi ile Fondi’nin çok önemli bir problemi var: Artık hayal kuramıyorlar. Her şeyi denediler ama eskisi gibi bir türlü olmuyor. Peki ya Ayda’nın hayal kutusunu alırlarsa? Yeniden hayal kurabilirler mi? Hayal kurabilmelerine engel olan ne? Artık büyüdüler diye mi? Büyüyünce hayal kurulmaz mı? Hayal kurmanın yaşı var mı? Dandi ile Fondi yeniden hayal kurabilecekler mi? Ayda, Şirin ve Dombili hayal kurmayı, oyun oynamayı seven üç yakın arkadaştır. Ayda bir gün “hayal kutusu” adını verdiği bir kutu ile çıkagelir. Bu kutu sayesinde daha güzel hayaller kuracaklarını, daha eğlenceli oyunlar oynayacaklarını söyler. Hepsi buna çok sevinirler. Ama hayal kutusunun ortaya çıkmasına sevinen sadece onlar değildir. Hayal dünyasından kovulduklarını, hayal etmelerinin yasaklandığını sanan Dandi ile Fondi de kutuyu ele geçirirlerse, yeniden hayal kurabileceklerini düşünmektedirler. Hemen kutuyu ele geçirmenin yollarını aramaya başlarlar. Dandi ve Fondi, çocuklar kutunun da verdiği ilhamla oyun parkında oyunlar oynarken, kutuyu ele geçirmek için planlar yapar, uygulamaya koyar ve her daim beceriksizliklerinden dolayı başarısız olurlar. Kimi zaman kamuflaj tekniği ile kutuya yaklaşmaya çalışırken yakalanır, kimi zaman sihirbazlık numarası ile çocukları oyalayıp, kutuyu yok ederek çalmaya kalkar, ama her zaman kendi kazdıkları kuyuya düşerler. Ayda, kutunun gerçekte bir işe yaramadığını, kendi uydurduğu bir şey olduğunu anlatmaya çalışırsa da Dandi ile Fondi, Ayda’ya inanmaz. Kutu Ayda’nın hayallerinin bir parçasıdır sadece ve hayal kurmak içten gelen bir şeydir… Peki ya Dandi ile Fondi, neden artık hayal kuramamaktadırlar? Artık “büyük adam” oldukları için mi? Gün geçtikçe artan sorumluluklardan mı? Dandi ile Fondi’yi artık hayal kuramayacaklarına inandıran peri kimdir? Periler de hayal ürünü değil midir?”
Emre Aluç, Güray Baygıner yazdı. Oyunu Bihter Altay, yönetecek. Ayla Yıldırım reji asistanlığı üstleniyor. Oyuncular arasında şu isimler bulunuyor: “Yasin Sefa Erkaymaz, Ayla Yıldırım, Nur Gülsoy, Ülker Baldemir, Doğan Akın.”
“Cinayet Mahalli”
“Kocasını Pişiren Kadın”
Birbirinde farklı oyunlar, Ortaköy Kültür Merkezi’nde sanatseverler ile Mart ayında da buluşmaya devam ediyor. Bunlardan bir tanesi 17 ve 21 Mart’ta sahnelenecek olan “Kocasını Pişiren Kadın” adlı kara mizah…
Ortaköy Kültür Merkezi konusuyla dikkat çeken bir başka oyuna daha ev sahipliği yapacak. İnsanoğlunun doymak bilmezliğini ele alan kara komediyi Debbie Isitt’in yazdı, Yasemin Erbulun çevirdi. Oyunu Fatih Pestil’in yönetiyor. İki perdelik 12 yaş sınırı konan oyunla ilgili detaylar şöyle sıralanıyor: “Mutfak bir katilin cennetidir!.. Kenneth ve Laura üçüncü evlilik yıldönümlerini Kenneth’in eski eşi Hilary’nin evinde kutlarlar. Ama ne kutlama! Bu kutlamada neler yoktur ki: Kenneth’in Hilary ile evliyken Laura ile neden beraber olduğu, Hilary’nin bunu öğrenince ne yaptığı, Kenneth’in Hilary’den neden vazgeçemediği, Laura’nın bunu öğrenince ne yaptığı… Özel kutlama yemeği pişerken geçmiş ve şimdiki zamanda hikayeleriyle baş başa kaldığımız bu üçlü bakalım size bir yerlerden tanıdık gelecek mi? Dileriz ki sonu benzemesin! Ah zavallı Kenneth! Hilary’nin mutfağı ve Laura’nın yatak odası arasında mekik dokuyan doyumsuz Kenneth! Hep mi açsın? Ne zaman doyacaksın? Doymak bilmeyen insanoğlunun halleri, dayatılmış erkeklik, kadınlık rolleri! Hilary’nin üçüncü evlilik yıldönümlerini kutlayan Kenneth ve Laura’ya bir sürprizi var!”
Tiyatro 3’ün sahnelediği oyunun kadrosunda şu isimler yer alıyordu: “Melisa İclal Gürmen, Ünal Yeter, Hilal Özbay.”
Yönetmen Fatih Pestil hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “1981 yılında Edirne’de doğdu. 2000 – 2005 yılları arasında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde eğitim gördü. Edirne Halk Eğitim Merkezi’nde, Edirne Sanat Tiyatrosu’nda, kendisinin kurduğu Son Sahne Oyuncuları’nda, Ankara Üniversitesi D.T.C.F.’de, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Tiyatro Topluluğu’nda, Batıkent Lisesi Tiyatro Topluluğu’nda, Öteki Tiyatro’da, Ankara Devlet Tiyatrosu’nda, Mahşer-i Cümbüş Tiyatrosu’nda birçok oyunda, yönetmen, oyuncu, besteci, yazar ve derleyen olarak görev yaptı. Bizim Evin Halleri, Trafik Eğitim Spotları, Tüketici Hakları Eğitim Spotları, Kaleiçi / TRT Ankara, Berenike / Belgesel, Dedemin İnsanları (sinema filmi) gibi yayınlarda oyuncu olarak, Anında Görüntü Şov adlı Tv Eğlence Programı’nda doğaçlama oyun müziği performansları ve besteci olarak yer aldı. Halen Mahşer-i Cümbüş Tiyatrosu’nda eğitmen ve doğaçlama oyun müziği performansçısı olan Pestil, bu sezon Tiyatro 3’te ‘Kocasını Pişiren Kadın’ adlı oyunda yönetmen olarak görev aldı.”
Şubat ayında da sanatseverleri kucaklayan “Cinayet Mahalli” adlı oyun, 9 Mart’ta da sahne dedi. Afife Jale Sahnesi’nde Tiyatro Mat’ın sahnelediği, farklılığıyla dikkat çeken oyun ile ilgili bazı detaylar ise şöyleydi: “Tiyatro Mat, sizi cinayetin işlendiği evde bir araya gelen maktül yakınlarının şiddetli hesaplaşmalarına tanık olmaya davet ediyor… Bir silah deler karanlığı, ışığa fırsat vermeden… Dan!.. Bir davetsiz misafir bu kadar kolay değiştirebilir herşeyi işte!.. Maskesizliğe hiç zaman yoktur hayatta! Katil kim… Maktül kim… Peki ya, siz kimsiniz?”
Cinayet Mahalli adlı oyunu Emre Aluç ve Güray Baygıner yazdı. Bihter altayın yönettiği oyunun oyuncu kadrosunda yer alan isimler ise şöyle sıralanıyor: “Yeliz Pulat, Sefa Yasin Erkaymaz, Bihter Altay, Arda Karapınar.”
Sıradışı ve interaktif oyun olarak tanımlanan “Cinayet Mahalli” ile ilgili bazı detaylar da şöyle aktarılıyor: “Aynı metin, aynı karakterler ve aynı oyuncular ile bazen tüyler ürpertecek kadar sinir bozucu bazen yerlere yatıracak kadar komik… Siz seçeceksiniz!
Tiyatro Mat 2012 yılına merhaba dediği, iki perdelik ‘Cinayet Mahalli’nde interaktif tiyatro anlayışını yeni bir noktaya taşıyor ve seçimi seyirciye bırakıyor. Oyunu ne türde izlemek istersiniz, psikolojik gerilim mi absürd komedi mi? Cinayet Mahalli, klasik gerilim öğeleri taşıyan yapısıyla birlikte, sınırların en uç noktalarında dolaşan karakter ve durumlar da içeren bir tiyatro oyunu… Ve biz de karakterlerimizi o uç noktalardan itip, sınırların öte yanına göndermekten çok keyif alıyoruz…”
Fulya Sanat’ta yoğun program
Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’ nde yine birbirinden değişik etkinlikler hayat bulmaya devam ediyor. Muhteşem konserlerin de yer aldığı Mart ayı programında bu kez “Seyahatname” adlı eser sergilenecek. 20 Mart’ta Fulya Sanat Merkezi’nde sanatseverler ayrıcalıklı bir geceyi yine Fulya Sanat’ta yaşayacaklar. İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin çağdaş modern dansın gelişmesi amacı doğrultusunda başlattığı Modern Dans Topluluğu İstanbul Projesi (MDTist Projesi) Evliya Çelebi’nin 400. yıl kutlamaları çerçevesinde “Seyahatname” adlı eserini, Mart ayında da sergilemeye devam ediyor. Seyahatname ilk olarak sahnelere merhaba dediğinde dikkatleri üstüne çekmişti ve modern dans ile ilgili bazı detaylar şöyleydi:
“Evliya Çelebi’nin 17. yüzyılda kaleme döktüğü seyahat gözlemleri üzerine kurulu olan eser, özünü tarihsel Türk kültürel kaynağından alıyor. Kurgu ve koreografisini Beyhan Murphy’nin yaptığı bu yeni ‘Seyahatname’de Elif Şafak’ın aşk, yaşam ve kimlik sorgulayıcı pasajları, Ozan Açıktan’ın çağdaş video anlatımı, Mor ve Ötesi grubunun bas gitaristi Burak Güven’in alternatif rock ve etnik öğeli müziği ile buluşuyor. İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin sahneleyeceği “Seyahatname” adlı eserde, hayatın müşterek bir yolculuk olduğu olgusundan yola çıkılıyor. Acayip Şeyler, Cambazlar, Bir Değişik Hamam, İnci Dalgıcı, İstanbul’un Tılsımlı Sütunları gibi bölümler ekranda Evliya Çelebi diliyle okunup sahnede hayata geçirilecek. Sahne üzerinde ‘Seyahatname’ yaşamı içerisinde işlenen Türk motifleri yer alacak. Oyunun 1 saat 10 dakika sürmesi bekleniyor ve sahnede 15 dansçı da yer alacağı da yine etkinlik ile ilgili aktarılan detaylar arasında bulunuyor.”
Öte yandan Beyhan Murphy’nin 2001 yılında yaptığı ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran Seyahatname’nin yeni bir versiyonu; MDTist Projesi’nin ilk prodüksiyonu olarak, İstanbul izleyicisi ile buluşuyor. Eser, özünü Türk kültürel kaynağından alıyor. Evliya Çelebi’nin bazen macera bazen tılsımla dolu seyahatleri, Elif Şafak’ın aşk, yaşam ve kimlik sorgulayıcı pasajları ile iç içe kurgulanıyor. Modern dans, video ve tekstlerin buluştuğu ve hayatın müşterek bir yolculuk olduğu olgusundan yola çıkan ‘Seyahatname-reload’da çağdaş bir kurgu ile, insanının içsel yolculuğundaki gelişimi işleniyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nden; Cinci Hoca ve Molla Mehmet, Bir Değişik Hamam, Acayip Şeyler, İstanbul’un Tılsımlı Sütunları gibi bölümler, Elif Şafak’ın Firarperest, Med-Cezir, Aşk ve Şehrin Aynaları kitaplarından alıntılarla eş zamanlı olarak sergileniyor.
Müzikseverlere özel
Fulya Sanat Merkezi’nde Mart ayının ortalarında özel bir konser daha hayat buluyor. Konser programlarının yoğun olduğu haftada bir çok özel program daha sanatseverleri karşılayacak. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde İDSO’nun etkinlikleri kapsamında Çanakkale Şehitlerini Anma Haftası konseri 16 Mart’ta müzikseverleri ağırlayacak. Konser ile ilgili bazı detaylar ise şöyle yer alıyor: “Şef: D.Wilson, Solist: G. Appap (Keman), Program: S. Prokofıev Keman Konçertosu No:2, P. I. Çaykovskı Senfonı No:1”
Bir diğer konser etkinliği de yine müzikseverleri mest edecek. “Arkas Trio Konseri” sanatseverler ile Fulya Sanat Merkezi’nde buluşacak. 25 Mart’ta gerçekleşecek olan “Viyana Klasikleri Partisinden Romantik Bir Şenliğe” adlı etkinlikle ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor:
“Tuncay Yılmaz – Keman, Gustav Rivinius – Viyolonsel, Emre Elivar – Piyano.”
Program ile ilgili detaylar ise şöyleydi: “Ludwing Van Beethoven (1770 – 1827): Keman, Viyolonsel Ve Piyano İçin Do Minör Trio, Op. 1 No. 3, Hasan Uçarsu (1955): “Yok Zamanlar”, Keman, Viyolonsel ve Piyano için, Felix Mendelssohn (1809 – 1847): Keman, Viyolonsel Ve Piyano İçin Re Minor Trio, Op. 49 /1.”
Öte yandan bir diğer etkinlik de “Mozart ve Perileri” adlı çocuk müzikali… 31 Mart’ta da izleyenlerine merhaba diyecek olan etkinlikle ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor:
“Mozart ve Perileri, çocuklara yönelik, klasik müziği sevdirme ve ünlü bestecileri tanıtmak amacıyla hazırlanmış dramatik bir kurguyla sahneye konacak, müzikal yapıda sahne gosterileri serisinin ilki olarak tanımlanıyor. Kurgu Mozart’ın doğumu ile İlham Perileri ülkesindeki çekişme üzerine kuruludur. Yüzyılların en büyük yeteneği Mozart doğmuştur ve ilham perileri aleminin en yetkin perilerinden biri olan Periçe, Mozart’a ilham vermek için görevlendirilmiştir. Mozart’ın doğumuyla birlikte ona ilham vermek için hazır olan Periçe bir türlü görevini yapamamaktadır. Ortada bir sorun vardır, Mozart bir türlü kendisini çağırmamaktadır. Bu bir ilham perisine yapılacak en büyük eziyettir, Mozart ise bunu farkında bile değildir. O kendi müzik yolculuğunu yapmakta, hızla eserler üretmekte ve herkesin beğenisini kazanmaktadır. Periçe Mozart’ın kendisini çağırmaması üzerine çeşitli çözümlerle Mozart’ın ilgisini çekmeye çalışır. Yapım: Sahne İstanbul – Terakki Vakfı, Yazan: Ayfer Varol Artaç, Yöneten: Ali Artaç, Müzik Direktörü: Emel Akçay Özer, Müzikal Danışmanı: Tunca Aydoğan, Müzik Düzenleme: Özkan Turgay, Genel Koordinasyon: Fahri Pekiner, Koreografi: Gökçe Sönmemiş, Drama Eğitmeni: Özlem Menligil, Müzik Eğitmeni: Burcu Atakul, Dans Eğitmeni: Muratcan Mertel, Dekor – Kostüm: Özlem Arıkan Serbez – Aytekin Gedik, Vokal Desteği: Ulya Soley – Sera Turgay.”
Ortak nokta: “KOMEDİ”
T iyatroseverler Akatlar Kültür Merkezi’ndeki birbirinden değişik ve eğlenceli tiyatro oyunlarıyla yine mest olacak. Bunlardan bir tanesi de, baharın ilk aylarında komedi türündeki bir oyun olarak karşımıza çıkıyor. “Oğluma Bi Haller Oldu” oyunu, 30 Mart’ta sanatseverleri Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde ağırlayacak.
Sadri Alışık Tiyatrosu, 2011-2012 tiyatro sezonunda 2 perdeden oluşan komedi türündeki “Oğluma Bi Haller Oldu” adlı oyunu ile izleyiciyi adeta kahkahaya boğuyor. Necef Uğurlu’nun çevirisini yaptığı, Ron Clark ve Sam Bobrick’’in yazdığı daha önce “Oğlum Çiçek Açtı” ismiyle sahnelenen oyunda Cem Özer, hem yönetmen hem de oyuncu olarak yer alırken genç neslin başarılı oyuncularından Paşhan Yılmazel, “Deniz Yıldızı” dizisinden tanıdığımız Lale Başar, “Arka Sıradakiler” dizisinin Özge’si ve Sadri Alışık Akademi öğrencisi Sevda Dalgıç, Erdem Başıbüyük ve Serhan Atak’tan oluşan oyuncu kadrosu oldukça dikkat çekiyor.
Sadri Alışık Tiyatrosu’nun sahneye koyduğu oyunun konusu ile ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor: “Karısıyla (Lale Başar) kavga ettikten sonra evini terk edip, okutmak için başka bir şehre gönderdiği oğlunun evine giden bir adamın (Cem Özer), oğlunun (Erdem Başıbüyük & Serhan Atak) eşcinsel olduğunu ve bir erkek arkadaşıyla (Paşhan Yılmazel) aynı evi paylaştığını öğrenmesi üzerine gelişen birbirinden eğlenceli ve komik olaylar zinciri…”
“BAŞ BELASI”
“SONBAHAR’I BEKLERKEN”
“Güzel bir eşiniz, iyi bir işiniz ve mutlu bir evliliğiniz var. Bozulan bir araba ve hiç tanımadığınız bir adam, hayatınızı ne kadar değiştirir?” Bu sorunun yanıtını Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’ne gelenler keyifli bir şekilde alacak… Eray Yasin Işık’ın yazdığını “Baş Belası” adlı oyun, Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde tiyatroseverler ile Mart ayında da karşımıza çıkıyor. Göksel Kortay’ın yönetmenliğini yaptığı komik oyunda, tesadüfler, sorunlar, takıntılar konu ediliyor. 22 Mart’ta Akatlar Kültür Merkezi’nde tiyatroseverler ile buluşacak. Baş Belası adlı oyun; tiyatroseverleri mest etmeye hazırlanıyor. Baş Belası adlı oyunun konusu özetle şöyle:
“Baş Belası, hayata bir süre kahkaha molası vermek isteyen tüm tiyatroseverlerin ilgi ile izleyeceği bir komedi. Rauf orta yaşlı, evli ve işkolik bir adamdır. Karısı Jülide ile yaşadıkları ufak tefek problemlerle yüzleşmek üzereyken, hayatarına bozuk arabası ile Hulusi düşer. Evet, düşmek tam da Hulusi’yi tanımlayan bir eylemdir. Hayat üniversitesinde doktorasını kadınlar üzerine yapmış olan Hulusi, bir tesadüf sonucu aynı gecede hem Jülide’nin hem de Rauf’un yatağında yakalanmıştır. Bakalım bu karmaşadan kurtulmaya çalışan Hulusi, dolayısıyla Rauf ile Jülide çiftinin başına neler gelmiş… Perde açılsın, ışıklar yansın ve tüm sorular Baş Belası’nda cevabını bulsun.”
Bununla birlikte “Sonbahar’ı Beklerken” oyunu, 16 Mart’ta sanatseverleri Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde ağırlayacak. Sadri Alışık Tiyatrosu’nun sahneye koyduğu oyunun konusu ile ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor:
“Bir gün karınız sizin kim olduğunuzu hatta kendi adını bile unutursa ne yapardınız… Herşeye sahip olan yenilikçi yazar İris Murdoch’un hikayesi… Bir gün Iris hafızası dahil herşeyini kaybeder. Bir şey hariç… Kocasına olan aşkı… Alzhemir hastalığına yakalanan Iris Murcdoch’ın (Çolpan İlhan) en büyük destekçisi, kocası John Bayley’a (Ahmet Uz) olan aşkı ve bağlılığı olacaktır. Kişiyi kendisine ve çevresine yabancılaştıran çağın en baş edilemez hastalığı Alzhemir’ı konu alan Sonbaharı Beklerken aşk ve bağlılık üzerine de çok önemli mesajlar veriyor. Gençliklerininde konu edildiği (Begüm Birgen, Tansu Taşanlar), son yıllarında Alzhemir hastalığıyla baş eden bu çiftin aralarında geçen trajikomik hikayesinde gözyaşlarınıza ve kahkahalarınıza hakim olamayacaksınız.”
AKATLAR’DA “Kırmızı Halı”
Sıcak kanlı, saygılı yaşlı çiftin başından geçen kötü olayları bertaraf etmek için neler yapabileceğini hiç düşündünüz mü? İlginç diyaloglar, kötü olaylar, kadın-erkek ve genç ilişkileri “Kırmızı Halı” adlı oyunda tiyatroseverleri karşıladı. Folker Bohnet & Alexander Alexy’in yazdığı “Kırmızı Halı” adlı oyun, Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde 14 Mart’ta tiyatroseverler ile buluştu. Hakan Altıner’in yönetmenliğini yaptığı komik oyunda, nesiller arasındaki yaşam farkının bir sürtüşme nedeni olmak yerine geleceğe dair yol gösterici bir değer olduğu, bu bağlamda aile içi çatışmaların aile içi dayanışmaya dönüşebileceği konu ediliyor. Nisan ayında da tiyatroseverleri Akatlar Kültür Merkezi’nde karşılayacak olan oyunla ilgili bazı detaylar ise şöyle sıralanıyor:
“Yıllarca Oskar ödülleri gecesini heyecanla bekleyen iki eski sanatçının 45 yıllık evliliklerini, rutin olmayan ilişkilerini, aşırı doz eroinden ölen oğullarının acısını, kızgınlıklarını pişmanlıklarını ve umutlarını; neşeli ve alaylı bir dille anlatmaktadır. Popüler kültürün zaman zaman eleştirildiği oyun, sıcak kalpli ve saygılı yaşlı çiftin gerçekliğin aksiliklerine karşılık kendilerini korumak için kurdukları bir hayat; Hayal ile gerçek, dün ile bugün. Zeki diyaloglar iki yaşlı sanatçı ve genç bir delikanlı etrafında kurgulanmış. Oyunda, hayata tutunabilmek için sevginin ve ailenin önemi; iki yaşlı insan nezdinde, kadın erkek ve genç ilişkileri sorgulanarak anlatılır. Ve nesiller arasındaki yaşam farkının bir sürtüşme nedeni olmak yerine, geleceğe dair yol gösterici bir değer olduğu gösterilir. Ve bu bağlamda, oyunda aile içi çatışmanın aile içi dayanışmaya dönüşebileceğini gösteren çok önemli ipuçları bulunmakta.”
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın maddi katkıları ile sahneye konulan “Kırmızı Halı” adlı komedi türündeki oyunla ilgili diğer bazı detaylar da şöyle sıralanıyor:
“Devlet Sanatçısı Dilek Türker, başrolü İzmir Devlet Tiyatrosu oyuncusu Selçuk Özdoğan ile paylaşıyor. İkiliye genç yetenek Ertunç Uygun eşlik ediyor. Kuruluşundan bu yana oyun seçimlerinde toplumsal ve sanatsal kaygıları bir arada taşıyan, belli bir amaca hizmet eden, prodüksiyonları yıllarca sahnelenen, Dilek Türker – Tiyatro Ayna, bu oyun ile ayrıca, Türk – Alman kültürleri arasında bir köprü olmayı hedefliyor. Oyun Yazarı: Folker Bohnet & Alexander Alexy. Çeviren: Hale Kuntay. Yönetmen: Hakan Altıner. Dekor & Kostüm: Osman Şengezer. Oyuncular: Dilek Türker – Selçuk Özdoğan – Ertunç Uygun.”
Çağdaş Kore Sanatı Sergisi
Bahar ayında yepyeni etkinlikler sanatseverler ile buluşmaya devam ediyor. Mart ayında Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi bünyesinde yer alan Beşiktaş Çağdaş’ta yer alan sergi, ziyaretçilerini ağırlıyor. Birbirinden renkli görüntüler, seçkin davetler, sergiler, konserler, konferanslar Beşiktaş’ta kentlileri bekliyor. Yeni sezon hazırlıklarını sürdüren Beşiktaş Belediyesi Mustafa Kemal Merkezi Bahar ayında yeni programlarla da farklı etkinliklere ev sahipliği yapacağa benziyor. Beşiktaş Çağdaş’ta “Çağdaş Kore Sanatı Sergisi” 19 Mart’a kadar gezilebilecek.
Beşiktaş Belediyesi, Bohoon Art Association ve Türk Kore İletişim Derneği desteğiyle gerçekleştirilen sergi, sanatseverleri bekliyor.
Türk Kore İletişim Derneği ile ilgili bazı detayları Türk Kore İletişim Derneği Başkanı Yong Durk Park şöyle aktarıyor:
“Kültür, insan topluluklarının yaşamlarının bir sonucu olarak, çeşitli insanların çeşitli düşünüş biçimi ile bu düşünüş biçimlerinin simgelerinin yansıtılmasıyla oluşturulmuştur. İnsanın kendini gerçekleştirmek için gösterdiği çeşitli çabaların tarihsel sonucu olarak oluşturduğu kültürlerin karşılıklı paylaşılmasıyla, insanlığın kendi değerini bulup gerçekleştirmesi büyük önem taşımaktadır, ki bu da Türk Kore Kültür Derneği’nin bir hedefini oluşturur. NATO adıyla insanlık barışı için çaba gösteren Tük Kore savaş gazilerinin değerli fedakarlığına minnettarız ve birlikte işbirliği içinde savaşın acılarını sarmak ve dünya barışını bulabilmek derneğimizin amacıdır. İnsanların kendilerini geliştirme çabalarından birisi olarak uluslararası akademik konferanslar ve öğrenci değişimi yapmak çok önemli ve hala devam eden faaliyetimizdir. Aynı zamanda bunu ilerde devamlı geliştirmek de en büyük amacımızdır. Toplumsal, ekonomik, politik, sağlık, eğitim, kültür ve sanat gibi çeşitli alanlarda fırsatlar yaratmak ve hayatın kalitesini devamlı olarak yükseltmek de çabalarımız arasındadır. Sadece Kore ile Türkiye arasındaki değişimi aşarak , daha evrensel anlamda, bütün insan topluluğunun ideallerini gerçekleştirinceye kadar çabalarımız sadık olarak devam edecektir ve tüm üyelerimiz bu değerli çabaya odaklanacaktır. Şimdiye kadar devam eden ilginiz, işbirliğiniz ile kültürel alanda verdiğiniz her türlü destek için içtenlikle teşekkür etmek istiyorum ve yaşamın değerini keşfederek sonsuza kadar mutlu olmanızı diliyorum.”
“Beşiktaş’ta
sanat var…”
B eşiktaş Belediyesi kültür sanat etkinlikleriyle kentlinin beğenisini toplamaya devam ediyor. Beşiktaş’ta sanata ve sanatçıya destek var sloganıyla bir broşür de dağıtan Beşiktaş Belediyesi, kentliyi neşeli saatler geçirten konserler, programlar, toplantılar, seminerler ve bir çok organizasyonla buluşturuyor. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, kentliye dağıttığı broşürde konuyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Çağdaş insanın sosyal varlığını besleyen temel ihtiyaçların başında sanat gelir. Sanat, biçim uzun insanlık tarihimiz içinde en başından bu yana kendimizi, düşünce ve yaratıcılığımızı paylaşma biçemi olagelmiştir. Ortak duygulardan başlayarak ortak düşünceye ulaşma, eleştirel aklı kullanma, tartışma ve değerlendirme gibi pek çok yeteneğimizi tetikleyen şeydir sanat. Ama bir o kadar da ortak yaşamın paydaşıdır. Birlikte olmayı anlamlı ve güçlü kılandır. Bir kentte birlikte yaşamanın birbiriyle hayatı paylaşmanın en güçlü tasarımı sanattır. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir!”
Beşiktaş Belediyesi’nce gerçekleştirilen organizasyonlarla ilgili bazı başlıklar şöyle sıralanıyor: “Park Buluşmaları, Ustalara Saygı, Senfoni Orkestraları, Türk Resim Sanatı’nın Ustalarından Sergiler, Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit.”
Gerçekleştirilen ve süregelen etkinliklerle ilgili kentliyle paylaşılan diğer bazı detaylar da şöyle sıralanıyor:
“Park Buluşmaları; “Sanat parklarımızda hayat buluyor! Kentlilerimizi çağdaş sanatla buluşturmak, aynı zamanda “mahalle ve komşuluk” bilincini yeniden geliştirmek amacıyla Beşiktaş’ın en güzel parklarında artık gelenekselleşen “Park Buluşmaları”nda bir araya geliyoruz. Etkinlikler içinde, sinema, konser, tiyatro, gösteri ve söyleşi yer alıyor.
Ustalara Saygı; “Ustalarımızdan öğreneceğimiz çok şey var! Kültür ve sanat dünyasının yetiştirdiği ustalardan öğreneceğimiz çok şey olduğunun bilinci ile kentlilerimizin şu an aramızda olan ustalarımızla bir araya geldiği, hayatta olmayan ustalarımızı saygıyla andığı “Ustalara Saygı” etkinlikleri düzenliyoruz.
Senfoni Orkestraları; Çağdaş Müziğin en güzel örneklerini kentimize taşıyoruz! Artık geleneksel hale gelen konserler ile kentlilerimiz, Saint Petersburg, Prag ve Moskova Senfoni Orkestraları gibi dünyanın en ünlü orkestralarını izleme ve dinleme fırsatı buluyor.
Türk Resim Sanatı’nın ustalarından sergiler; Çağdaş Türk Resim Sanatı’ndan seçmeler sanatseverlerle buluşuyor! Beşiktaş Çağdaş, Beşiktaş Sanat Galerisi ve Ortaköy Sanat Galerilerinde resim sanatımızın duayenlerini ağırlayarak kentlilerimize, resim sanatçılarımız ve eserleriyle tanışma olanağı sağlıyoruz. Akatlar Kültür Merkezi ve Beşiktaş Belediyesi Sergi Salonu’ndaki galerilerimizi amatör sanatseverlerin kullanımına sunuyor, kentimizde resim sanatının gelişini destekliyoruz.
Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit; Beşiktaş Kentlilerinin belgesel keyfi sürüyor! Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Belgesel Sinemacılar Birliği ile birlikte hazırlanan “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliği ile kentlilerimiz, insanın ve dünyanın hallerini dünyanın dört bir yanında üretilmiş belgesellerden izliyor. Belgeselin konusuna göre davet edilen seçkin konuklarla ve sinemacılarla söyleşi yapma imkanı buluyor.”
“Kadınlar ve müzik…”
Güney Afrikalı müzik ikonu Miriam Makeba, Yıldız Alpar’la ilgili Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde belgesel filmler, Mart ayının ilk iki haftasına damgasını vurdu. Onat Kutlar Sinema Salonu’nda Mozambikli kadınların hikayesi, fuhuş sektöründe kadınların görünen yüzü ile bilinmeyen yanlarının ele alındığı belgesel filmler, Mart ayının ikinci yarısında sinemaseverleri bekliyor. Bir Belgesel Bir Gazeteci Çay ve Simit etkinliğinde sinemaseverlerle buluşacak olan filmler ile ilgili detaylar şöyle sıralanıyor:
“Mozambik’ten Sesler adlı belgesel, 21 Mart’ta sanatseverler ile buluşacak. İspanya, Portekiz, Mozambik yapımı olan 2011 yılını taşıyan film, 97 dakika sürüyor. İngilizce, Portekizce diline sahip. Filmin yönetmenliğini, Susana Guardiola, Françoise Polo. Filmin konusu şöyle; Mozambikli kadınlar, anlatılmamış, susturulmuş hikâyelerle doludur… Mozambik’ten Sesler filmi, Afrika’yı daha çok geliştirmek için mücadele eden Afrikalı kadınların seslerini duyuruyor. Kadınların döngüsünü ve her birinin içinde yeniden dünyaya gelen bir efsanenin gölgesini temsil eden beş hikâye… Bu efsane, bağımsızlık ve kadın hakları için savaşan ilk Mozambikli kahraman ve gerilla savaşçısı olan Josina Machel’dir. Josina’nın sesini, kendi sesleri haline getirerek seslerini duyurmak için çabalamaya devam eden kadınlar.
Bedensiz Ruhlar adlı belgesel film 28 Mart’ta sinemaseverler ile buluşacak. Türk yapımı 2011 yılını taşıyan film 59 dakika sürüyor. Türkçe dilindeki filmin yönetmenliğini Sabite Kaya yaptı.
Belgesel, Fuhuş sektörüne giriş sebebi her ne olursa olsun, yaptıkları işin ötesinde bir insan olarak yaşadıkları onca zorluğu ön araştırma ile belirlenmiş karakterlerin hayatlarına tanıklık ediyor.”
Bir Belgesel Bir Gazeteci Çay ve Simit etkinliğinde sinemaseverlerle buluşan filmler ile ilgili detaylar şöyle sıralanıyordu:
“Mama Africa isimli belgesel film, 7 Mart’ta sinemaseverler ile buluştu. Almanya, Güney Afrika, Finlandiya yapımı 2011 tarihini taşıyan film 90 dakika sürüyor. İngilizce, Fransızca diline sahip filmin yönetmenliğini Mika Kaurismäki yaptı. Rahmetli, inanılmaz yetenekli ve karizmatik Güney Afrikalı müzik ikonu Miriam Makeba hakkında bir belgesel. O, güçlü sesiyle ırkçılık, fakirlik karşıtı olduğunu, eşitlik ve barış mesajları vererek dünyayı dolaştı. Mama Afrika, Afrika’nın sesini ve umudunu canlandıran bu olağanüstü ve etkileyici sanatçıya saygılarını sunuyor. “Yıldız Alpar: Bedii Raks’tan Bugüne” adlı belgesel film 14 Mart’ta sinemaseverler ile buluştu. Türkiye yapımlı 2011 tarihini taşıyan film, bir saat sürüyordu ve yönetmenliğini Ayşe Çetinbaş yaptı. Belgesel film hakkındaki bazı detaylar şöyleydi: “Yıldız Alpar: Bedii Raks’tan Bugüne” belgeseli dünyada sayılı örnekleri olan bir başarı hikâyesini anlatmaktadır. 1931 yılında İstanbul’da doğan Yıldız Alpar 1943 yılında, İstanbul Belediyesi Konservatuarı’nda piyano bölümüne gider ve konservatuarda ünlü Rus bale öğretmeni Lidya Krassa Arzumanova ile tanışır. Böylelikle günümüze kadar devam eden bale kariyerine adım atmış olur. 1949 yılında Fransız Konsolosluğu Kültür Ataşeliği’nden aldığı bursla Paris Opera ve Balesi’nde eğitim aldıktan sonra Türkiye’ye döner ve o dönem Türkiye’de henüz bale adına hiçbir şey yokken kişisel azmi ve olağanüstü çabalarıyla 1964’te Kadıköy’de “Yıldız Alpar Özel Bale, Müzik ve Tiyatro Okulu’nu kurar. 46 yıldır aynı mekânda aktif olarak derslere devam eden Yıldız Alpar bu belgesel ile tanıklık ettiği bir asıra yakın zaman dilimini sürükleyici ve sıcak anlatımıyla bizlerle paylaşır.”
Edebiyat Buluşmaları ‘Hangi Dünya Düzeni’
Beşiktaş Belediyesi’nin Kavis Kitap’la birlikte düzenlediği “Edebiyat Buluşmaları” etkinliği tüm hızıyla devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi ve Kavis Kitap tarafından 13 Ocak 2012’de başlatılan “Edebiyat Buluşmaları” şiir ve edebiyat severler ile ustaları buluşturması nedeniyle büyük ilgi topluyor. “Edebiyat Buluşmaları” etkinliğinin bu yılki programı 23 Mart 2012’ye kadar her cuma devam edecek. 16 Mart 2012 tarihinde gerçekleşecek “Edebiyat Buluşmaları” etkinliğinin konuşmacısı, Banu Avar. “Hangi Dünya Düzeni?” başlığı altında söyleşi olacak ve belgesel gösterimi gerçekleşecek.
Edebiyat Buluşmaları’nın Levent Kültür Merkezi’nde 9 Mart’ta da konuklarını ağırladı. Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikte konuklar ise şöyleydi: “Nesrin Doksat, Prof. Dr. Nedret Öztokat, Prof. Dr. Günay Atalayer.”
Mart ayındaki ikinci buluşmada toplantı konusu ise “21. Yüzyıl Türkiye’sinde Kadın Olmak” tı. Edebiyat Buluşmaları toplantısını Zeynep Aliye yönetti.
Konuşmacılardan Prof. Dr. Nedret Öztokat ile yayın yaşamında kitap ve makaleleri dikkat çekiyor. Detaylar şöyle sıralanıyor: “Kitapları: Yazınsal Metin Çözümlemesinde Kuramsal Yaklaşımlar, İstanbul, Multilingual, 2005. Disiplinlerarası ortam ve yöntem sorunları (editörlük), Multilingual, 2004.
Makaleleri; “Barbey d’Aurevilly’de Öyküleme Teknikleri”, ADAM Öykü, Sayı 3, Mart-Nisan 1996, ss.103-107, “Bir Füruzan Okuması: Gül Mevsimidir ya da Bir Tutku Öyküsü”, ADAM Öykü, Sayı 6, Eylül-Ekim 1996, ss. 131-136, “Çınlama’da Anlatı Çözümlemesi”, ADAM Öykü, Sayı 8, Ocak- Şubat 1997, ss.113-117, “Sürgün ve Krallık’ta Özne-Uzam İlişkileri”, ADAM Öykü Mart-Nisan 1998, Sayı 15, ss.107-112, “Beş Ada Üzerine bir deneme”, ADAM Öykü Eylül-Ekim 1998, Sayı 18, ss.73-78, “Sémiotique et enseignement de la littérature”, YDEB, 2, 1998, ss. 105-109, “Balkan Naci İslimyeli’nin Suret’lerinde Öznenin Belirimi”, Adam-Sanat, Nisan 1998, sayı 149, ss.60-63. “L’univers sensible dans la Peste”, Frankofoni, sayı 11, 1999, “Mimarlığa Öykünen Yazı”, Cumhuriyet, 7.2.2000, s.15., “Yazınsal Araştırmada Bilimsellik: T. Yücel’in Yazın İncelemelerine Bir Bakış”, Her Yönüyle Tahsin Yücel, yay. haz. Mustafa Durak, Multilingual, 2000., “Gölgenin Rengi ve Estetik Alımlama”, Cumhuriyet Kitap, sayı: 565, 14.12.2000, s.10., “Sarı Sıcak: Bir Sözleşme Öyküsü”, ADAM Öykü, Mart-Nisan 2001 sayı 33, ss.87-94, “Yazınsal Okuma Süreçleri”, Cumhuriyet Kitap, sayı: 574, 15.2.2001, s.7, “Jean Genet’nin Yapıtı. Bir Aykırılık Sanatı”, Littera Edebiyat Yazıları, Cilt 10, Haziran 2001, ss.115-123, “Aylaklığın Durgun Sularında”, Cumhuriyet Kitap, sayı: 672, Ocak 2003, s.3, “Göstergebilimde Yönelimler: Öznenin Dönüşü”, Dipnot, sayı 1, 2003 Yaz, ss.11-18, Ionesco’nun Kral Ölüyor Oyunu Üzerine Göstergebilimsel bir Çözümleme”, İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü Dergisi, sayı 3, 2003 İstanbul, ss.19-29, “André Breton ve Gerçeküstü Metinler, Nadja’dan Çılgın Aşk’a André Breton”, Cumhuriyet Kitap, 1 Ocak 2004, sayı: 726, ss.4-6, “Zeynep Aliye ve Öyküleri”, Düzyazı Defterleri, sayı: 3, Ocak-Şubat 2004, ss.49-50, “L’esthésie, la présence et l’imperfection dans l’univers de Chateaubriand”, Frankofoni no:16, 2004 Ankara, ss.135-145, “Dekadanların Prensi” , Cumhuriyet Kitap, 18 Mart 2004, sayı 735, s.6, “Todorov ile Fantastiğin Ucuna Yolculuk”, Babil Kulesi, Haziran 2004, sayı 2, ss.6-7, “Emile Zola’nın Germinal romanı ve Göstergebilimsel bir Okuma”, İ.Ü.Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Dergisi, cilt 2 , İstanbul Üniversitesi yay. 2005, ss.151-168, “Enonciation littéraire: considérations théoriques et observations pratiques”, Dilbilim XII , İstanbul Üniversitesi yay. 2005, ss.47-57, “Enonciation littéraire et description”, Litera XVII, İstanbul Üniversitesi yay, 2005, ss.131-144, “Tzvetan Todorov’un yapıtı ve yapısal araştırmalarda yöntemsel yenilenme”, Dilbilim XIV, İstanbul Üniversitesi yay. 2005, ss 21-27.”
Beşiktaş’ta
imar değişimi var
BEŞİKTAŞ- AFET riski altındaki alanlarda yapılacak kentsel dönüşümün kapsamına Boğaziçi’ndeki “geri görünüm ve etkilenme” alanları da eklendi. Beşiktaş, Sarıyer, Üsküdar ve Beykoz’un iç kesimlerindeki alanlarda Boğaziçi Kanunu’ndaki kısıtlayıcı hükümler dikkate alınmadan kentsel dönüşüm projeleri gerçekleştirilebilecek. Değişiklik Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Tasarısı’nın TBMM Bayındırlık Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında kabul edilen önergeyle yapıldı. Tasarının “Geri görünüm ve etkilenme bölgeleri bakımından” başlıklı 9. maddesine Boğaziçi Kanunu da eklendi. Kabul edilen önergeye göre, Boğaziçi Kanunu kapsamında kalan geri görünüm ve etkilenme bölgelerinde kalan alanlarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile belediyeler yeni yerleşim alanları belirleyebilecek. Bu alanlarda konut, ticaret merkezi veya başka projeler yapılabilecek.
Google’ın patronu Dolmabahçe’de
BEŞİKTAŞ- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Google Dünya Başkanı Eric Schmidt’i kabul etti. Görüşmede internet alanındaki gelişmelerin ele alındığı bildirildi. Görüşme Dolmabahçe’deki Başbakanlık ofisinde gerçekleşti. Yaklaşık 45 dakika süren görüşme sırasında Başbakan Erdoğan’ın Schmidt’e Fatih projesinden bahsettiği öğrenildi. Schmidt’in ise görüşme sırasında Türkiye’ye çok önem verdiklerini bölge açısından önemli bir ülke olduğunun farkında olduklarını belirttiği öğrenildi. Schmidt’in ayrıca, internet alanındaki düzenlemelerin ABD ve AB’deki yasal standartları yakalaması durumunda Türkiye’nin sektördeki yatırımlarını ciddi biçimde artacağına inandığını anlattığı bildirildi. Schmidt’in, görüşmede, Türkiye’nin gelecekteki asıl büyüme potansiyelinin bilgi teknolojilerinde olduğuna işaret ettiği belirtildi.
SPOR HABERLERİ
Başkanını arıyor
Beşiktaş’ta başkanlık yarışı hızlandı. Adaylar ve aday adayları bir bir öne çıkarken, gerek medyada gerek kulislerde birbirinden ilginç isimler ortalığa dökülmeye başlandı. Beşiktaş camiası ortaya atılan isimler karşısında şaşkınlığını gizleyemiyor.
Beşiktaş’ta 25 Mart tarihinde yapılacak olağanüstü seçimli genel kurul öncesi, ilk olarak kulübün eski as başkanlarından Levent Erdoğan başkan adayı olacağını açıkladı.
Türkiye Futbol Federasyonu seçimleri sonrası, Yıldırım Demirören’in başkan olmasının ardından Siyah-Beyazlı kulüpte iyice hareketlilik artmıştı. Son zamanlarda yine konuşulan isimlerin başında gelen Serdal Adalı, adaylık sürecinde tek isim olması durumunda gerekli desteği toplarsa, Beşiktaş kulübü başkan adayı olabileceğinin sinyallerini vermişti. Ancak geçen günlerde Adalı adaylıktan çekildiğini açıkladı. Açıklamasında da Beşiktaş camiasında çıkar çatışması ve kaotik bir ortam olduğunu kaydetti.
Bir diğer açıklama da Sinan Vardar’dan geldi ve aday olduğunu duyurdu. Vardar, “Seçilemesem de alt yapının tüm masraflarını üstleneceğim” dedi. Ayrıca katıldığı bir televizyon kanalında hiç bir adayın listesinde yer almayacağını da söyledi.
Beşiktaş Kulübü’nün eski yöneticisi Bülent Deriş, seçimli olağanüstü genel kurulda başkanlığa aday olduğunu açıkladı. Deriş yaptığı yazılı açıklamayla, ilki 18 Mart Pazar günü, çoğunluk sağlanamazsa 25 Mart Pazar günü gerçekleştirilecek genel kurulda başkan adayı olduğunu duyurdu.
Öncesinde de sürpriz bir isim gündeme geldi. Oyuncu Zafer Algöz, Beşiktaş Başkanlığı için aday olduğunu açıkladı. Ünlü oyuncu, “Çevreden gelen istek üzerine bu kararı aldım. Benden ikinci Süleyman Seba olmamı istiyorlar” dedi.
Siyah Beyazlı Kulübün bu sürecinde Beşiktaş Divan Kurulu Başkanı Yalçın Karadeniz’e emanet. Karadeniz’de başkanlık için adı geçenlerden biri… Medyada sıkça yer alan bu haber sıkça konuşuluyor. Ayrıca Seba’nın da Karadeniz’i işaret ettiği basında yer aldı. Ve Karadeniz adaylığını açıkladı.
Diğer yandan Murat Aksu, Fikret Orman adları da her seçimde olduğu gibi ortaya atılan isimlerin başında geliyor. Serdal Adalı’nın çekilmesi ile birlikte güçlü bir adayın isminin ön plana çıkması yakındır.
Basının ilgi gösterdiği diğer bir isimde Serdar Bilgili ile başkanlık yarışına giren ve kaybeden Hasan Arat… Hatta Ömer Sabancı, Hüsnü Özyeğin, Erdoğan Demirören, Mesut Parlak, Turgay Ciner ve Nevzat Demir gibi adlar da her zamanki gibi basının ilgi duyduğu isimler. Bu arada keşke Rahmi Koç başkan olsa diyen bile vardı.
Öte yandan; bir başka isim daha dikkat çekti. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 30 milyar dolarlık projesi Kanal İstanbul’a da talip olan İnanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan’da konuyla ilgili bir demeç verdi. İnan, Beşiktaşlı bazı önde gelen iş adamlarıyla Fransa’da toplantılar yaptığını, Kartal’ı Barcelona ve Real Madrid ayarında bir takıma dönüştürmek istediği belirtildi.
Aday veya aday adayları arasında Beşiktaş camiasının adeta başı dönerken, herkesin üzerinde birleştiği, Beşiktaş’ın oldukça kötü olan mali ve idari yapısını düzeltecek, camiayı birleştirecek bir başkana kavuşması…
Kartal galibiyete hasret
Kara Kartal galibiyeti yine elde edemedi. Suratların asık olduğu bir maçı daha geride bırakan Siyah Beyazlı ekip, Orduspor deplasmanından beraberlikle ayrıldı. Son 5 mücadelede galibiyet göremeyen, son 8 karşılaşmada da bir kez kazanan Beşiktaş düşüşünü sürdürmüş oldu. Başka bir deyişle, Play-Off için savaşan Beşiktaş iki puan da Ordu’da bıraktı. Atletico Madrid maçı yorgunluğunun bu sonuçta etkili olup olmadığı da düşündürücü. Kartal, 3 puan hedefiyle çıktığı maçta 1 puanı zor skor defterine yazdırmış oldu. Maçta dikkat çeken hususlardan biri devre biterken Stancu’nun golü Beşiktaş’ı şaşırtmasıydı. Öte yandan bir diğeri akıllarda kalan görüntü de ikinci yarıda oyuna giren Edu yaklaşık 30 metreden nefis bir şutla takımına beraberliği getirmesiydi. Son galibiyetini 19 Şubat’ta G.Birliği’ne karşı alan Kartal, daha sonra G.Saray ve Trabzon’a yenildi. Avrupa’da ise Braga ile Atletico Madrid’e karşı gülemedi.
Bununla birlikte Spor Toto Süper Lig’in 29. haftasında Beşiktaş’a konuk olan Trabzonspor, 1-0 geriye düştüğü maçı 2-1 kazanmayı başardı. Trabzonspor, 1-0 yenik duruma düştüğü karşılaşmayı Burak Yılmaz ve Colman’ın golleriyle 2-1 kazandı. Siyah-Beyazlılar’ın tek golünü Almeida kaydetti. Bordo mavililer elde ettikleri bu galibiyetle birlikte Beşiktaş’ı geride bırakarak ligde üçüncü sıraya yükseldi. Bu maçta Beşiktaş, cezası nedeniyle sadece kadın ve çocuk taraftarların izlediği maçta Trabzonspor’u İnönü Stadı’nda ağırladı. Beşiktaş ise sahadan eli boş ayrıldı.
Gençler fırtına gibi
Beşiktaş’ta amatörler fırtına gibi esmeye devam ediyor. Birbirinden güçlü takımların kıyasıya mücadele ettiği amatör ligte heyecan dorukta. Leventspor, Bölgesel Amatör Lig heyecanını tatmak için puanlarını yüksek tutmayı çalışıyor. Zorlu bir haftayı daha geride bırakan ekip, galibiyeti elde ederek yüzleri güldürdü.
Leventspor, mücadelesinden vazgeçmeden tüm gücüyle hedeflerine ulaşmak için çaba harcıyor. İstanbul Süper Amatör Ligi Klasman Grubu 5. hafta karşılaşmasında Paşabahçe Stadı’nda Vefa ile Levent karşı karşıya geldiler. Karşılaşmayı Leventspor 1-0 kazanmayı başardı. Rakip takımın konuğu olan Leventspor, Vefa’nın üstünde baskı kurmasına izin vermedi ve Vefa galibiyeti umarken istediği sonucu elde edemedi. Levent, oyunun geneline bakıldığında Vefa karşısında üstün olan taraftı. Mücadele soğuk bir havada oynandı. Müthiş bir mücadele örneği gösteren her iki takım oyuncuları da karşılaşmayı takip edenlere güzel bir karşılaşma izlettirdiler. Levent bu önemli mücadeleyi kazanarak, Bölgesel Amatör Lig için bu yarıştan kopmadığını göstermiş oldu. Maçta dikkat çeken anlardan bir tanesi de 37. dakikada yaşandı. Leventspor sol taraftan atağa çıktı, Vefa kalecisi Serhan kalesini terketti. Sinan topu Erdem’ e çıkardı. Erdem bekletmeden şutunu gönderdi. Bu pozisyonda Volkansel topu çevirmeyi başardı. Ancak topu içerden mi, yoksa çizgi üzerinden mi çevirdi tartışması uzun süre yaşandı.Leventspor kulübesi ve oyuncuların büyük itirazları kararı değiştirmedi. Ve ilk yarı 0-0 sona ermişti. İkinci yarıda Leventspor’un golünü Sinan kaydetti. 65. dakikada sol tarafta topla buluşan Sinan, sağ kanatta ki Emrah’ ı gördü. Emrah çizgiye iner inmez ortaya çıkardı. Topla buluşan Cihan’ın yerden sert vuruşunda top Serhan’ dan döndü. Pozisyonu iyi takip eden Sinan’ ın vuruşunda top filelerle buluştu: 0-1
Karşılaşma 1-0 Levent üstünlüğü ile sona erdi. Leventspor, 3 oyuncu değişikliğini de zorunluluktan yaptı. Erdem, Yusuf ve Ümit sakatlanarak oyundan çıkmak zorunda kaldılar. Vefaspor maç başından sonuna kadar istediği oyunu sahaya yansıtamadı ve bu zorlu mücadeleden mağlup ayrıldı.
Maçla ilgili diğer detaylar şöyle: “Stat: Paşabahçe
Vefa: Serhan, Tarık (Sezer), M. Zihni (Orçun), Volkansel, Mehmet, Başar, Tolga, Erdem, Volkan Yazgan, Tolga Küstü, Muhammed. Teknik Sorumlu: Adnan Esen
Leventspor: Noble, Yusuf (Emin), Nazım, Ramazan, Mustafa, Ümit (Aydın), Erdem (Yakup), Emrah, Volkan, Cihan, Sinan. Teknik Sorumlu: Burhan Esmen.”
MAGAZİN HABERLERİ
BEŞİKTAŞ’A GELİN GİDİYOR
BEŞİKTAŞ- Nam-ı diğer Panpiş Hilal Cebeci’den gündeme bomba gibi düşecek bir açıklama. Cebeci, bu yaz evleneceğini açıkladı. Geçen hafta bir kutlamaya katılan seksi şarkıcı Cebeci, burada evleneceğini açıkladı. Evleneceği kişinin adını sır gibi saklayan Cebeci, “Beşiktaş’a gelin gidiyorum” derken, bu yaz mevsiminde dünyaevine gireceğini söyledi. Nam-ı diğer Panpiş Hilal Cebeci, “Panpişleriniz bu habere üzülmeyecek mi?” sorusunu “Onlar benim mutluluğumu ister, neden üzülsünler ki?” şeklinde yanıtladı.
KAÇIŞ ARKA KAPIDAN
ETİLER- Oyuncu Sarp Apak ve Eva Dedova ikilisi mekanın arkasındaki eve sessizce ve arka kapıdan çıkarak gittiler. ‘Yalan Dünya’ dizisinin Emir’i Sarp Apak, geçen hafta yine kendisi gibi oyuncu olan sevgilisi Eva Dedova ile birlikte görüntülendi. Etiler’de bulunan Zerafet isimli et restoranında baş başa yemek yiyen ikili, mekanın hemen arka sokağında bulunan evine sessiz sedasız bir şekilde arka kapıdan ayrılarak gitti.
NEDEN PANİKLEDİ?..
ETİLER- Geçen hafta Gülşen Etiler’de bir mekan çıkışında görüntülendi. Kameraları görünce panikleyen ve kapüşonuyla yüzünü gizlemeye çalışan sanatçı hızla arabasına doğru ilerledi. Basın mensuplarının “Tarkan’la albüm çalışması mı yapıyorsunuz?’’ sorusu üzerine “Konuşmak istemiyorum’’ diyerek cevap verdi.
TOPRAK – MAYA ALIŞVERİŞTE
ETİLER- Güzel oyuncu Tuba Büyüküstün, ikiz bebekleri Toprak ve Maya ile birlikte alışverişe çıktı. Geçen hafta Büyüküstün ile bebekleri ilk kez objektiflere yakalandı. İkiz bebeklerin birini annesi birini de kendisi alarak alışverişe çıkan güzel oyuncu, gazetecilerin fotoğraf çekmesine tepki gösterip, ikizlerin yüzlerini gizlemeye çalıştı. Tuba Büyüküstün, bol bol bebek kıyafetleri ve bebek malzemelerin satıldığı mağazalarında alışveriş yaptı.
BEŞ KİLO VERDİ…
LEVENT- Sibel Can, geçen hafta Pal FM’in Levent’teki Billionaire Club’da düzenlediği ödül törenindeydi. 31 Mart’ta çıkaracağı albümü ‘Meşk’ için diyete giren Sibel Can 5 kilo zayıfladığını söyledi. Böylelikle Sibel Can’ın son 9 yılda verdiği kiloların toplamı 182’ye ulaştı. Sibel Can “Şimdiye kadar Kimo, Lahana Çorbası, Montignac, Kabak Çorbası, Momentum, elma Sirkesi diyetleri yaptı. Üç kez zayıflama kampına katıldı, bir kere de yağ aldırdı.”
“İDDİAM YOK”
BEBEK- Ajda Pekkan geçen hafta Bebek’te görüntülendi. Basın mensupları, Cemil İpekçi’nin “Ajda modacılığa girdi işimizi elimizden alacak’’ sözünü hatırlatınca mutlu olan sanatçı “Sağ olsun Cemil Bey iltifat etmiş ancak benim öyle bir iddiam yok, sadece modayı seviyorum zaten moda dünyasında Cemil İpekçi’nin üstüne kimse yok’’ dedi.
EVİNİ NEDEN SATIYOR?..
BEBEK- Demet Akalın, Acarkent’teki villasından soğudu. Çünkü hırsızlar girdi. Yeni bir hırsızlık olayından korkan Akalın, evini 1.5 milyon dolara satılığa çıkardı. Geçtiğimiz haftalarda evine giren hırsızlar sanatçının 100 bin lira nakit parasıyla, çok sayıda değerli ziynet eşyasını çalmıştı. Hırsızlar daha sonra yakalanmıştı. Bebek’te gazetecilere bir açıklama yapan Akalın hırsızların girdiği evinden bu nedenle soğuduğunu ve satmaya karar verdiğini açıkladı.