Can Yücel’in şiirlerinden…
Afife Jale Sahnesi’nde Tiyatro Kumpanyası’ndan bir oyun sanatseverler ile buluşacak. Şubat ayının son haftalarında Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde programlar tüm hızıyla devam ediyor. Genco Erkal’ın Can Yücel’den uyarladığı “Can” isimli tiyatro oyunu, 26 Şubat Pazar günü saat: 18:00’de tiyatroseverler ile buluşacak. Kemal Kocatürk’ün yönettiği ve oynadığı “Can” adlı oyun ile ilgili bazı detaylar Tiyatro Kumpanyası ekibi tarafından şöyle aktarılıyor:
“Hayatın içinden bir an bile eksilmemiş, kendine bile sığmamış ve taşmış bir ozanı 85. doğum yılında kendi şiirlerinden uyarlanmış hayat öyküsüyle anmayı planlıyor “Tiyatro Kumpanyası”. “Can”ı Can Yücel Şiirlerinden Türk Tiyatrosu’nun büyük ustası Genco Erkal uyarlamış. Can Yücel şiirleri kadar muzip, sert, dik ve duyarlı, Türk resminin desen virtüözlerinden biri olarak kabul edilen Mehmet Güleryüz’ün “Can” için hazırladığı desenler de rol alacak Kemal Kocatürk’le birlikte… Oyunu Kemal Kocatürk yönetiyor ve oynuyor. Son yıllarda yaptığı rejiler ve oyunculuğuyla adından sıkça söz ettiren Kemal Kocatürk’e bu yolculukta, Ayça Kocatürk’ün müziği eşlik edecek. Müziğin de Can Yücel’in şiirleri, Mehmet Güleryüz’ün desenleri gibi, aynı yalınlığın içinden süzülerek seyircinin kulağına fısıldamasını istiyor Ayça Kocatürk. Üstüne üstlük “En az Can Yücel şiirleri kadar yalın ve tek başına duracak benim sahne plastiğim” diyor Sırrı Topraktepe. Sahneye yerleştirdiği bir merdiven, uzayın ve uzayın boşluğunda bütün yönlere anlamı somutlaştırırken, hepimizin evinde olması gereken bir objeymiş gibi kendi gerekliliğini ve hayatı kolaylaştırma çabasını bize dayatıveriyor. Sanki tüm bu olup biteni en yalın halleriyle ilk defa görüyormuşuz gibi hayatımıza sokuyor Aslı Atasoy’un ışığı…”
Kemal Kocatürk ile ilgili bazı detaylar ise şöyle:
“1 Nisan 1964, İstanbul doğumlu olan Kemal Kocatürk, İ.Ü. Devlet Konservatuarı tiyatro bölümünden 1989 yılında mezun oldu. 1993 yılı baharında “Usum yangın yerinde su damlacığı” isimli ilk şiir kitabı yayınlandı. Şehir tiyatrolarında oyuncu ve yönetmen olarak görev almakta. Ayrıca İstanbul Halk Tiyatrosu’nun kurucuları arasında yer alıyor.”
Kemal Kocatürk’ün yazdığı oyunlar arasında şu başlıklar bulunuyor:
“1984 Bir Küçük Şairin Sevda Güzellemesi – Tek kişilik oyun, 1984 Nasrettin Hocalardan Biri – Tek kişilik oyun, 1989 Ölümle Randevu – kısa oyun, 1990 Kapalı bir dünya – kısa oyun, 1999 Küçük Prens (Exupery’nin romanından oyunlaştırma), 1996 – 2004 Kanatlı Doğanlar – Mitos – Boyut Yayınevi’nden yayınlandı, 2000-2004 Su izler – Mitos – Boyut Yayınevi’nden yayınlandı, 2004 – Medeia (Euripides’den uyarlama) – Mitos-Boyut Yayınevi’nden yayınlandı, 2004 Barış için Savaş (Çocuk Oyunu) – Mitos – Boyut Yayınevi’nden yayınlandı, 2005 Oturan Boğa (Çocuk Oyunu) – Mitos – Boyut Yayınevi’nden yayınlandı, 2005 Karagöz Müzikali nam-ı diğer Leyla ile Mecnun, 2005 IV. Murat’ın Maskarası, 1998 – 2006 Barış (Aristophanes’ten uyarlama), 2006 Aşk Sözleri – W. Shakespeare’den uyarlama, 2006 Can Tarlası, 2007 Fıstıklar Ordusu.”
‘Cinayet Mahalli’ni gördünüz mü?
Birbirinden farklı oyunlar, Ortaköy Kültür Merkezi’nde sanatseverler ile Şubat ayında da buluşmaya devam ediyor. 11 Şubat’ta tiyatroseverleri karşılayan oyun aynı ayın 25’inde de sahne diyecek. “Cinayet Mahalli” adlı oyun, yeniden tiyatroseverleri ağırlıyor. Şubat ayının son haftasında yeniden Afife Jale Sahnesi’nde Tiyatro Mat’ın sahneleyeceği, farklılığıyla dikkat çeken oyun ile ilgili bazı detaylar ise şöyle: “Tiyatro Mat, sizi cinayetin işlendiği evde bir araya gelen maktül yakınlarının şiddetli hesaplaşmalarına tanık olmaya davet ediyor… Bir silah deler karanlığı, ışığa fırsat vermeden… Dan!.. Bir davetsiz misafir bu kadar kolay değiştirebilir herşeyi işte!.. Maskesizliğe hiç zaman yoktur hayatta! Katil kim?.. Maktül kim?.. Peki ya, siz kimsiniz?”
Cinayet Mahalli adlı oyunu Emre Aluç ve Güray Baygıner yazdı. Bihter Altay’ın yönettiği oyunun oyuncu kadrosunda yer alan isimler ise şöyle sıralanıyor: “Yeliz Pulat, Sefa Yasin Erkaymaz, Bihter Altay, Arda Karapınar.”
Sıradışı ve interaktif oyun olarak tanımlanan “Cinayet Mahalli” ile ilgili bazı detaylar da şöyle aktarılıyor: “Aynı metin, aynı karakterler ve aynı oyuncular ile bazen tüyler ürpertecek kadar sinir bozucu bazen yerlere yatıracak kadar komik… Siz seçeceksiniz!
Tiyatro Mat 2012 yılına merhaba dediği, iki perdelik ‘Cinayet Mahalli’nde interaktif tiyatro anlayışını yeni bir noktaya taşıyor ve seçimi seyirciye bırakıyor. Bu gece ki oyunu ne türde izlemek istersiniz, psikolojik gerilim mi absürd komedi mi? Cinayet Mahalli, klasik gerilim öğeleri taşıyan yapısıyla birlikte, sınırların en uç noktalarında dolaşan karakter ve durumlar da içeren bir tiyatro oyunu… Ve biz de karakterlerimizi o uç noktalardan itip, sınırların öte yanına göndermekten çok keyif alıyoruz…”
Tiyatro Mat ekibi, kendilerini şöyle tanımlıyor:
“Tiyatro Mat çalışmalarına Mayıs 2009’da başlamıştır. Topluluğumuzun temeli, yönetmenimiz Bihter Altay tarafından geliştirilen tiyatro eğitim projesiyle atılmış, daha sonra Tiyatro Mat ismiyle Temmuz 2009’da grubumuz kurulmuştur. Hedefimiz geniş kitlelere ulaşmak ve sanatın içine özgünlüğü de katarak farklılıklar yaratmak adına yeni yapıtlar ortaya koymaktır. Grubumuz yeni olmasına rağmen çalışmalarına hızla devam etmekte ve oyuncularımız topluluk çalışmalarının yanı sıra yeni projeler için de çalışmalarını sürdürüyor. Büyük bir uyum ve güven duygusuyla oluşmuş grubumuz; kabiliyet, fedakarlık ve emeğini ortaya koyan insanların tiyatro aşkıyla bir araya gelmesiyle çalışmalarına yoğun bir şekilde devam etmektedir. Türkiye’de olmayan oyunculuk tarzlarını denemek için yola çıkan, sanatın bir “show” olduğunu düşünen, görselliğin tüm unsurlarını kullanmayı hedefleyen, özellikle fiziksel devinim metodu üzerinde duran Tiyatro Mat ve yoluna hızla devam ediyor…
Tiyatro Mat, ekibine yeni katılan deneyimli, genç ve yetenekli arkadaşlarıyla büyümekte ve güçlenmektedir. Artık kendi metinlerini yazan,tasarımlarıyla şaşırtmayı hedefleyen, oluşturdukları hayal dünyaları için farklı akımları ve farklı oyunculuk tarzlarını araştıran ve üzerine çalışmalar yapan daha da dinamik bir grubuz. Oyunculuğun sadece laf söylemekten ibaret olmadığına inanan Tiyatro Mat oyuncularının amacı izleyenlerimizin farkındalığını arttırmak ve bir an bile olsa kendileriyle özdeşleştirmektir. Tiyatronun ve toplumuzun sorunlarına inmeyi hedefliyoruz. Yılgınlıkları kabul etmiyoruz ve umut duygumuzu korumaya inatla devam ediyoruz.”
Üç as bir arada!..
Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’ nde Şubat ayında da yine birbirinden seçkin organizasyonlar gerçekleşiyor. 23 Şubat’ta üç önemli isim bir araya geliyor ve yine muhteşem konserler sanatseverleri bekliyor. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde “Hakan Şensoy, Hande Dalkılıç, Rahşan Apay” konseri gerçekleşecek. İki bölümden oluşan konser ve sanatçıları hakkındaki bazı detaylar ise şöyle:
“Franz Schubert Piyanolu Triolar; Hande Dalkılıç (piyano) Rahşan Apay (viyolonsel), Hakan Şensoy (keman). Program; F.Schubert: Trio Si bemol Maj. Op.99 D 898 -Allegro moderato -Andante un poco mosso -Allegro – Rondo -Allegro vivace. Programın ikinci yarısındaki detayları şöyle; F.Schubert: Trio Mi bemol Maj. Op.100 D929 -Allegro -Andante con moto -Allegro moderato -Allegro moderato.”
Sanatçı Hakan Şensoy hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “1968 yılında İstanbul’da doğan sanatçı eğitimine 1977 – 78 yıllarında girdiği İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı’nda Prof. Ayhan Turan gözetiminde “Hızlı Eğitim Özel Keman Birimi’nde” başladı. İlk resitalini 1984 yılında verdi. Bu tarihten günümüze değin İtalya , Romanya, İsveç, İngiltere ve Türkiye’de pek çok orkestra konserlerine solist olarak katıldı ve resitaller verdi. 1985 yılında İstanbul Filarmoni Derneği tarafından “Yılın En Başarılı Genç Sanatçısı” ve aynı yıl İTÜ Rektörü elinden “Sanat Dalında Üstün Başarı” ödüllerini aldı. 1988 Eylül ayında İstanbul AKM’de verdiği resital UNESCO tarafından uluslararası eğitim seferberliği kapsamına alındı ve bu konserde pek çok ülkeden, UNESCO temsilcisi hazır bulundu. Aynı yıl kazandığı bursla yüksek lisans eğitimini yapmak üzere Londra Kraliyet Müzik Koleji’nde eğitimine başladı. Burada Trevor Williams’ın sınıfından mezun oldu. 1993 yılında Uluslararası 23. İstanbul Müzik Festivali’ne katıldı. Ayrıca 1996-97 yıllarında yapılan 1. ve 2. CRR Gençlik Festivali’ne de katılan Hakan Şensoy, Türk keman yapımcısı Ecevit Tunalı’nın kendisi için yaptığı 1737 Guarnieri del Gesu “Turkish” isimli kemanın röprodüksiyonu ile çalıyor.”
Sanatçı Hande Dalkılıç hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “Hande Dalkılıç 1974 yılında Ankara’da doğdu. İlk piyano derslerini Prof. Güherdal Karamanoğlu Çakırsoy’dan aldı. 1989’da akademik müzik eğitimine Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde başladı. Üstün yeteneğini, erken yaşlarda olgunlaşmaya ve seçkinleşmeye başlayan müzikal formasyonunu sanatta yeterlik (doktora) düzeyine kadar bu fakültede Prof. Ersin Onay’ın sınıfında geliştirdi. Dalkılıç, yüksek lisans çalışmaları süresince Ahmed Adnan Saygun’un eserlerine ağırlık verdi. Bestecinin bir çok piyano eserini repertuarına aldı, seslendirdi. Mart 2006’da doçent ünvanını alan sanatçı halen Bilkent üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Piyano Ana Sanat Dalı’nda görev yapıyor.”
Sanatçı Rahşan Apay hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “Farklı bir tınısıyla fark yaratan viyolonsel sanatçısı Rahşan Apay, barok dönemden, günümüz çağdaş müziklerine kadar geniş bir repertuvara sahip. Türk müzik kültürünün gelecek nesillere aktarılmasındaki önemin bilinciyle, son yıllardaki solistik kariyerini Türk Bestecilerinin eserlerine adayarak bu eserleri kayıt altına almakta yurt içi ve yurt dışı konserlerinde seslendiriyor. İlk resitalini 11 yaşında veren sanatçı, Türkiye’de verdiği sayısız solo konserlerin yanı sıra Amerika, Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya, Yunanistan, Ermenistan, Macaristan, Portekiz gibi pek çok ülkede orkestra eşliğinde konserler, resitaller ve solo konserler verdi. A. Adnan Saygun’un 100. doğum yılı anısına, Selman Ada yönetiminde, İDOB Orkestrası eşliğinde Saygun’un Viyolonsel Konçertosunu ve Solo Partita’sını TRT için kaydetti ve bu eserleri Atina Megharon konser salonunda icra etti. 2009 yılının Nisan ayında değerli kemancımız Cihat Aşkın tarafından bulunan Türk tango bestecisi Necip Celal Andel’in Viyolonsel Konçertosu’nun ilk seslendirilişini yaptı ve aynı zamanda CD kaydını gerçekleştirdi. TRT caz sanatçısı Çınar Apay’ın kızı olarak caz müziği ile yakından ilgilenen çellist, TRT Caz Orkestrası ile birlikte kayıtlar gerçekleştirdi, televizyon kayıtları yaptı. İstanbul’da müzisyen bir ailede doğduğu ve 5 yaşında piyano ile başladığı müzik yaşamına 11 yaşında Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın Prof. Reşit Erzin sınıfında viyolonsel ile devam etti ve 1996 yılında mezun oldu.”
‘Serhan’lar yaşasın’ diye
Özel geceler yine Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’ nde müzikseverler ile buluşuyor. Yeni sezonun ikinci ayına veda ederken, birbirinden seçkin, muhteşem konserler sanatseverleri kucaklamaya devam ediyor. Bunlardan ilki, Şubat ayının son günlerinde Fulya Sanat Merkezi’nde ziyaretçilerine merhaba diyecek. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde 27 Şubat’ta “Serhan Şeşen, Müzik Felsefe ve Yaşama Saygı Derneği Yararına” gerçekleştirilecek organizasyon dikkat çekiyor.
Konser, 27 Şubat’ta saat: 21:00’de başlayacak. Anjelika Akbar ve Gündoğarken’in katılacağı konser de konuk sanatçı da yer alıyor. Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek konsere Bülent Ortaçgil konuk sanatçı olarak katılacak.
Serhan Şeşen Müzik Felsefe ve Yaşama Saygı Derneği hakkındaki bazı detaylar şöyle: “Serhan Şeşen Müzik Felsefe ve Yaşama Saygı Derneği, özel bir hastanede bir dizi hata sonucu 03.12.2008 tarihinde hayata veda eden Serhan Şeşen’in adını ve anısını yaşatmak için 06.02.2009 tarihinde kuruldu. Ana faaliyetlerini “Yaşama Saygı” başlığı altında toplayan derneğin amaçları; ‘Yurtiçi ve yurtdışında, müzik ve felsefe alanında eğitim, araştırma, inceleme faaliyetlerinde bulunma, müzik, felsefe eğitimi ve öğretimi ile ilgili tesisler kurmak, bu alanda eğitim görmek isteyen veya eğitimini sürdüren öğrencilere destek vermek, müzik, felsefe ve sağlıkla ilgili eğitim çalışmalarının gelişmesine hizmet etmek, özellikle sağlık alanında ihmal sonucu mağdur olmuş hasta ve ailelerine hukuki destekte bulunmak, toplumda bu tür ihmallerin oluşmasının önlenmesi ve bilinçlenmenin sağlanması için çalışmalar yapmak ve bu konuda çalışanlara destek olmak, değişik sosyal etkinlikler ve kişisel gelişim eğitim seminerleriyle bireylerin bireylere, topluma ve çevreye duyarlılığını arttırmak olarak sıralanıyor.”
Serhan Şeşen hakkındaki bazı detaylar ise şöyle: “Serhan Şeşen 27 Şubat 1982 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. İlkokula Sefaköy İlkokulu’nda başlayan Serhan, ikinci sınıftan itibaren eğitimine 50. Yıl Cumhuriyet İlkokul’unda devam etti. Küçük yaşlardan beri müziğe olan ilgisi ve 1990 Temmuz babasıyla katıldığı Kuşadası 4. Altın Güvercin Yarışması’nda kazandıkları ikincilik ödülü, ileride iyi bir müzisyen olacağının ilk sinyallerini vermişti. O yıllarda başlayan okuma merakı ve çok küçük yaşlardaki öğrenme hevesi, aynı zamanda onun başarılı bir öğrenci olacağını da gösteriyordu. İlkokulu bitirdikten sonra Anadolu Lisesi sınavlarında Kadıköy Anadolu Lisesi’ni kazanan Serhan, bu eğitimi süresince müzik çalışmalarına ve bu konuda kendini geliştirmeye devam etti. Altı yaşından itibaren çaldığı davulun yanına gitar ve tuşlu çalgıları ekledi. Dahil olduğu müzik gruplarında çeşitli yerlerde, amatörce sahneye çıktı. Yüksek öğretimine Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde başlayan Serhan, müzikle ilgili çalışmalarını, artık profesyonel olarak sürdürüyordu. 2006 senesinde Mimar Sinan Üniversitesi’nden diplomasını aldığında, aklında Galatasaray Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde yüksek lisans eğitimi almak vardı. 2007 senesinde bu hedefine de ulaştı Serhan. Girdiği sınavda ikinci olarak kazandı G.S Üniversitesi Felsefe Bölümü’nü, hem de bir yıl burslu Fransızca hazırlık eğitimi almak üzere. Ama ne yazık ki sonunu getiremedi çok istediği eğitiminin. 2008 yılında vefat etti.”
Baş Belası
Güzel bir eşiniz, iyi bir işiniz ve mutlu bir evliliğiniz var. Bozulan bir araba ve hiç tanımadığınız bir adam, hayatınızı ne kadar değiştirir?.. Bu sorunun yanıtını Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’ne gelenler keyifli bir şekilde alacak… Eray Yasin Işık’ın yazdığı “Baş Belası” adlı oyun, Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde tiyatroseverler ile Şubat ayında da buluşuyor. Göksel Kortay’ın yönetmenliğini yaptığı komik oyunda, tesadüfler, sorunlar, takıntılar konu ediliyor. 23 Şubat’ta Akatlar Kültür Merkezi’nde tiyatroseverler ile buluşacak “Baş Belası” adlı oyun; tiyatroseverleri mest etmeye hazırlanıyor. “Baş Belası” adlı oyunun konusu özetle şöyle:
“Baş Belası”, hayata bir süre kahkaha molası vermek isteyen tüm tiyatro severlerin ilgi ile izleyeceği bir komedi. Rauf orta yaşlı, evli ve işkolik bir adamdır. Karısı Jülide ile yaşadıkları ufak tefek problemlerle yüzleşmek üzereyken, hayatarına bozuk arabası ile Hulusi düşer. Evet, düşmek tam da Hulusi’yi tanımlayan bir eylemdir. Hayat üniversitesinde doktorasını kadınlar üzerine yapmış olan Hulusi, bir tesadüf sonucu aynı gecede hem Jülide’nin hem de Rauf’un yatağında yakalanmıştır. Bakalım bu karmaşadan kurtulmaya çalışan Hulusi, dolayısıyla Rauf ile Jülide çiftinin başına neler gelmiş… Perde açılsın, ışıklar yansın ve tüm sorular Baş Belası’nda cevabını bulsun.”
Tiyatro Esen hakkında bazı detaylar ise şöyle:
“Tiyatro Esen, televizyona hapsolmamış, kalbi hâlâ tiyatro için çarpan ve nesli her geçen gün tükenmekte olan tiyatro izleyicisine ve tiyatro camiasına yeni bir soluk, yeni bir heyecan getirmek amacıyla kuruldu. Modern zamanın donkişotları olan oyuncular ile tiyatroya gönül vermiş izleyicileri Tiyatro Esen çatısı altında birbirinden güzel oyunlarla buluşuyor.”
Tiyatro Esen’in kadrosunda Göksel Kortay yönetmen koltuğunda… Eray Yasin Işık ise yazar. Arda Esen, Çiğdem Batur ve Sedat Bilenler oyuncular arasında bulunuyor.
İki yıl önce Esen Yapımı kuran başarılı oyuncu Arda Esen, çeşitli tv projeleri yaptıktan sonra, şimdi de Tiyatro Esen’le komedi oyunuyla çalışmalarını sürdürüyor. Arda Esen bu konuda “Bugüne kadar başka yapımcıların hayallerinin peşinde koştuk. Artık kendi hayallerimi yapım firmamda hayata geçirmeye başladım” diyor.
Siyaset ve iktidar: ‘Koca Sinan’
Birbirinden güzel oyunlar, tiyatroseverler ile buluşmaya devam ediyor. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde 15 Şubat’ta “Koca Sinan” adlı oyun sahnelenecek. F. H. Çorbacıoğlu’nun aynı adlı eserinden Hakan Altıner’in yazdığı ve sahneye koyduğu oyunda; Burak Sergen Sinan’ı; Dilek Türker Hürrem’i, Tarık Papuççuoğlu Kanuni’yi, Ayberk Attila Karahisari’yi, Atilla Pekdemir Rüstem Paşa’yı, Elif Çakman Gülruh’u oynuyorlar. Oyunun dekor tasarımı Tuba Onat, kostüm tasarımı Türkan Kafadar’a ait. Koca Sinan adlı oyunun konusuyla ilgili bazı detaylar ise şöyle:
“Dünyaya hükmeden bir padişahın, Kanuni Sultan Süleyman’ın, Mimar Sinan’dan bir isteği vardır; yüzyıllar boyunca onun adını ölümsüzleştirecek bir cami! Mimar Sinan’ın ise, tüm yaşamını adadığı bir tek düşü vardır: Eteklerinde doğduğu Erciyes Dağı gibi ,Tanrısal güzelliğin dalga dalga göklere yükselişini gösteren bir mabed yapmak! Koca Sinan oyunu bu büyük mabedin, Süleymaniye’nin; doğuş öyküsü ekseninde, “Sanat” ile “İktidar”ın yüzyıllar boyu tartışılan ve tartışılacak olan “sancılı ilişkisi”ni de tiyatronun büyülü merceğinden anlatıyor.”
Oyunun yönetmeni Hakan Altıner ile ilgili diğer detaylar ise şöyle:
“İstanbul Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nü bitirdi. 1974 yılında Kent Oyuncuları (Kenter Tiyatrosu’nda) oyunculuk yapmaya başladı. Oyunculuk yaparken aynı zamanda İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda öğretim üyeliği ve rejisörlük yaptı. Hakan Altıner İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarında beş yıl süreyle müdürlük görevi yerine getirirken aynı zamanda rejisörlük yaptı. Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezinde üç yıl süreyle Genel Sanat Yönetmenliği görevini yerine getirdi. Dialog Anlatım İletişim’in kurucusu ve yöneticisidir ve orada konuşma derslerine girmekte. Beşiktaş Belediyesine bağlı Akatlar Kültür Merkezi bünyesinde yer alan Ebru Cündübeyoğlu ve Hakan Altıner Ayda Aksel Demet Evgar Can Gürzap Nedret Güvenç ve bir grup tiyatro sanatçısı tarafından 2002 yılında kurulan Tiyatro Kedi’de Sanat Yönetmenliği, Rejisörlük ve oyunculuk yapıyor. “Selena” adlı dizide Ekrem Aykar adlı bir karakteri oynuyordu.”