MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Dersim olaylarının ayaklanma olduğunu belirterek, ‘katliam’ diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk milletinden özür dilemesini istedi.
Partisinin grup toplantısında milletvekilleri ve partililere hitap eden Bahçeli, Dersim olayları ile ilgili partisinin fikirlerini kamuoyu ile paylaştı.
Dersim olayları ile ilgili milletin aydınlanması için siyasilerin değil, tarihçilerin ve aydınların konuşmasını isteyen Bahçeli, “Londra’daki, Moskova’daki, Washington’daki, Paris’teki arşivlere de girilmeli, kimin kiminle sarmaş dolaş olduğu, ne gibi senaryolara destek verildiği netlik kazanmalıdır.” dedi.
“Dersim olaylarının Başbakan’ın sunduğu gibi katliam değil; apaçık bir ayaklanma olduğu hususudur.” diye konuşan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Düşünebiliyor musunuz; Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, kendi tarihimizdeki bir isyana katliam diyebilmektedir. Başbakan eğer biraz onurun, merhametin ve şerefin varsa bu iftirandan dolayı özür dilersin ve sözünü geri alırsın. Başbakan ve kol kola girdiği teslimiyet korosu ne söylerse söylesin; Dersim vakası bir isyan girişimidir ve Türk devletinin egemenlik haklarına küstahça meydan okumadır. Bugünün PKK’sı, KCK’sı neyse, Dersim kalkışmasına tevessül edenler de aynısıdır. Türkiye Cumhuriyeti kendi varlığına, devlet olmaktan kaynaklanan haklarına ve yetkilerine el ve dil uzatan kanlı niyetlere tabiidir ki haddini bildirmiş ve gerekirse yine bildirecektir.”
Bahçeli, “İmparatorluk yıllarımız da dâhil, sümenaltı yapacağımız, görmezden geleceğimiz, izahta zorlanacağımız bir konu bulunmuyor.” dedi.
“Tuncelilerin pırlanta gibi geçmişlerini, isyanla bağdaştırmaya çalışmanın büyük bir densizlik ve ahlaksızlık olduğunu duyurmak isterim.” diyen Bahçeli, “Batı’nın kışkırtmalarına kucak açanların, yabancılara aman dileyerek yardım talebinde bulunanların, Tunceli’yi özerk ve dokunulmaz bir yer haline getirme aymazlığına soyunanların bugünlerde alkışlanması hazin olduğu kadar da utanç vericidir.” diye konuştu.
Tunceli’deki tahriklerin Türk milletinin huzuruna, bağımsızlığına ve taşıdığı ruha hakaret olduğunu belirten Bahçeli, “Bunun için de isyanın başı ezilmiştir. Buradan hareketle havaalanı isimlerinin değiştirilme tekliflerini ve Mustafa Kemal Atatürk’e kadar dayanan ithamları şiddetle red ve telin ediyoruz. Dersim isyanı; hükümeti devirme, yeni kurulan Cumhuriyeti yıkma ve ülkeyi parçalama sürecinin ara bir aşamasıdır ve doğru olarak da dönemin devlet yöneticileri Türk milletinin kendilerine yüklediği sorumluluğun gereğini yapmışlardır.” dedi.
“BAŞBAKAN’IN ÖZÜR DİLEMESİ GİBİ BİR LİTERATÜR YOK”
“Başbakan’ın özür dilemesi gibi bir durumun Türk devlet geleneğinde olmadığını” ifade eden Bahçeli, “Başbakan Erdoğan çıkmış, katliam diyerek sunduğu isyanla ilgili olarak ‘eğer devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ve böyle bir literatür varsa ben özür dilerim ve diliyorum’ diyebilmiştir. Başbakan; bizzat sana hatırlatırım ki, Türk devlet geleneğinde böyle bir literatür yoktur. Böyle bir melanet ve rezalet hiçbir dönemde vuku bulmamıştır. Bu şekildeki bir pespayelik ve kifayetsizlik ancak seninle görünür olmuştur.” diye konuştu.
Bundan sonra kimden özür dileneceğini soran Bahçeli, “Sözde Ermeni soykırımından dolayı özür dileyecek midir? Arkasında da PKK’dan, İmralı canisinden, Türk milletinin tökezlemesini ve sonra da dağılmasını bekleyen yüreksiz ve insanlık müsveddelerinden özür dileyecek midir? Başbakan Erdoğan ille de özür dileyecekse, yaptıklarından, verdiği zararlardan, milletimize yaşattığı hayal kırıklarından dolayı bunu yapmalıdır.” şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan’ın sözde Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili tarihçileri göreve çağırdığını hatırlatan Bahçeli, Dersim olayları gündeme geldiğinde ahkam kestiğini ifade etti.
Tarihçileri suskun kalmakla suçlayan Bahçeli, “Tarihçiler bugün konuşmayacak da ne zaman değerlendirmede bulunacaklardır?” diye sordu. Bahçeli, Dersim olayları ile ilgili önerilerini şöyle sıraladı:
“Acilen ve kısa süre içinde bir ‘Tarih Şurası’ toplanmalıdır. Bu şurada yer alan objektif ve araştırmacı niteliğe haiz değerli tarihçilerden kurulan bir heyete, devletin her türlü imkanı sunulmalı, başta Genelkurmay arşivi, TBMM tutanakları, Cumhuriyet arşivi olmak üzere bilgi ve belge edinecekleri tüm kapılar açılmalıdır. Aynı zamanda araştırma ve incelemelerde bulunmak üzere; Rus, Birleşik Krallık ve Fransız arşivlerine girmeleri de sağlanmalı ve her türlü destek verilmelidir.”