SAYI 137

BJK137Maalesef iki ay kaldı…
Bir kaç kez sallandık. Deprem yine aklımıza geldi. İstanbul’da olacağı söylenen olası deprem riskinin 2007 yılı ile birlikte başlayacağı belirtiliyor. Bilim adamları geçen haftaki depremin İstanbul’da olası bir depremle ilgisi olmadığını belirten Prof. Dr. Ahmet Ercan şunları söyledi: “Bu ayrı, orta şiddette bir depremdir. Armutlu, İmralı ve Mudanya üçgeninde, Gemlik Körfezi ağzında bir gerginlik birikimi vardı, bu da boşalma yaptı. Bunun beklenen İstanbul depremi ile bir ilgisi yok.” Prof. Dr. Naci Görün bunu beklenen büyük depremin ayak sesleri olarak değerlendirip, “Ancak hemen arkasından büyük deprem gelir şeklinde ağılanmamalı” dedi. Büyük depremin 25 yıl içinde meydana geleceğini öne süren Görür, bölgenin değişik yerlerinde zaman zaman küçük depremlerin meydana gelmesinin doğal olduğunu vurguladı. Depremin sürpriz olmadığını söyleyen Prof. Dr. Haluk Eyidoğan da, “İstanbul’da beklenen depremle ilişkisi yok” dedi.

Fulya Total’den kan bağışı
FULYA Total Benzin İstasyonu’nda hayat kurtaran bağış kampanyası başlıyor. Kasım ayının 7’sinde gerçekleşecek olan Kızılay ile ortaklaşa yürütülen kan bağışı kampanyası için Fulya Total Benzin İstasyonu ekibi, tam kadro seferber oldu. Tüm Beşiktaşlıları ve İstanbulları ‘Bir gün sizin de ihtiyacınız olabilir’ sloganıyla yardım kampanyasına katılmaya çağırıyor.

Uluslararası sergiye büyük ilgi var
Beşiktaş Çağdaş’ta geçtiğimiz haftalar içinde başlayan uluslararası proje büyük ilgi görüyor. Araya bayram ve hafta sonu tatilleri girmesine rağmen sanatseverler Beşiktaş Çağdaş’a adeta akın etti. Yetkililerden alınan bilgiye göre, sadece bir haftada yüzlerce kişi bilim kurgu türündeki eşsiz eserleri izledi. Kültür ve sanat aşığı İstanbul ve Beşiktaşlılar, serginin aralık ayına kadar devam edecek olmasını olumlu bulduklarını belirterek serginin birkaç kez daha izlenebilecek nitelikte olduğunu vurguladılar. Beşiktaş Çağdaş’ta geçtiğimiz yıl da yine uluslararası dev bir proje gösterime sunulmuş, bu proje de açık kaldığı müddet boyunca bir çok kişi tarafından beğeniyle izlenmişti. Beşiktaş Belediyesi tarafından organize edilen serginin seçkin ve özellikli olduğu kaydedilirken periyodik şekilde her yıl bu tür uluslararası projelere imza atılacağını ve Beşiktaş Çağdaş’ın adının ülke dışına da taşınacağı şeklinde iddialı yaklaşımlarda bulunuldu.
Büyük ilgi gören proje ve konsept Prof. Dr. Halil Akdeniz tarafından belirlenmiş, ‘Sanat Kurgu’ adlı sergi dört Türk, dört de Alman sanatçıyı bir araya getirmişti. Sergi kapsamında Halil Akdeniz, Erdağ Aksel, Serdar Arat, Kemal Önsoy, Manuel Graf, Michael Hakimi Christian Jendreiko, Jens Ullrich’in yapıtları sanatseverler ile buluşuyor. 12 Ekim’de açılışı yapılan uluslararası serginin 3 Aralık’a kadar devam edeceği açıklandı. Ayrıca yapılan açıklamada serginin bilim kurgu kavramlarından esinlenerek oluşturulduğu bildirildi. Bu özel sergi için Türkçe, İngilizce ve Almanca olmak üzere ayrı ayrı kitaplar hazırlandı. Bu özel kitabın giriş kısmını da ‘Sanat Kurgu’ kavramı ve konseptine yönelik kurumsal çerçeveyi belirleyen Oğuz Adanır yazdı.
Beşiktaş Çağdaş’ı pazartesi resmi tatil günleri dışında her gün 10:30-19:30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

SPOR HABERLERİ

UEFA’dan taraftara teşekkür
UEFA, Beşiktaş’ı ve camiayı tebrik etti. Beşiktaş – Tottenham maçında taraftarın gösterdiği fair play ve stattaki eksiksiz organizasyon UEFA’nın gözünden kaçmadı.
UEFA, Tottenham maçındaki güvenlik tedbirleri ve stattaki başarılı organizasyon nedeniyle Beşiktaş Kulübü’ne teşekkür etti. İnönü Stadı’nda oynanan, güvenlik, organizasyon ve maç bitiminde seyircinin Totenham’ı alkışlamasıyla olaysız son bulan karşılaşma, UEFA’da büyük takdir topladı. Güvenlik Sorumlusu Willie Mc Dougall, kulübe özel bir mektup gönderdiği belirtiliyor. Beşiktaş ve seyirciyi öven tebrik yazısının yer aldığı mektupta, “Beşiktaş seyircisi stada müthiş bir atmosfer kattı. Maç sonucu ne olursa olsun Tottenham’ı alkışlamaları gecenin en güzel olayıydı. Bundan çok etkilendim. Herkes Beşiktaş-Tottenham maçına Türkiye’de yaşanan olaylardan dolayı tedirgin bakıyordu. Ancak hayatımda yaşadığım en güzel organizasyonlardan bir tanesiydi. Tebrik ve teşekkür ediyorum” şeklinde ifade kulandığı belirtildi. Muzaffer TOPAL

SPOR YAZARLARI OYLUYOR
Beşiktaş Gazetesi, “Beşiktaşlı Yılın Sporcusu’nu (2)” seçiyor
Beşiktaş Gazetesi 2006-2007 sezonunda da yine Beşiktaş’ın en iyi futbolcusunu seçiyor. Geçen sayıda her maçtan sonra yapılan oylama sonucu; Sergen Yalçın altı maçta en çok göze batan oyuncu oldu. Diğer yandan, Kleberson 4, Koray 3, Cordoba 3, Ahmed Hassan 2, Tümer Metin 2, Gökhan Güleç 2, Bobo 2, İbrahim Akın 1, Ali Tandoğan 1, Ali Güneş 1, İbrahim Üzülmez 1 ve İbrahim Toroman 1 maçta göze batan oyuncu oldu. İşin ilginç yanı kötü bir sezon geçiren Beşiktaş’ın 5 maçında spor yazarları göze batan oyuncu seçmedi. Spor Yazarlarının oylarıyla seçilen Beşiktaş’ın en başarılı futbolcusuna Beşiktaş Gazetesi yine dev bir kupa verecek. Bu kupa sezon sonunda sahibini bulacak. Yıl boyunca her hafta seçilen maçın yıldızı Beşiktaş Gazetesi’nde yayınlanıyor. Ayrıca spor yazarların verdiği oylar ve seçilen futbolcuların bilgileri Beşiktaş Gazetesi’nin internet sitesinde de yer almaktadır. Maçın yıldızları ve yılın en başarılı Beşiktaşlı futbolcusu için görüş aldığımız isimler şöyle: Atilla Gökçe, Güven Taner, Kazım Kanat, Zeki Çol, İlker Ateş, Korkut Göze, Gülengül Altınsay, Vedat Okyar, Salih Sezer, Hayri Ülgen, Atıf Keçeci, İsmail Er, Ömer Güvenç, Sanlı Sarıalioğlu, Bilal Meşe, Faik Gürses, Adnan Aybaba, Fatih Doğan, Zafer Arapkirli, Basri Baykoç, Yemen Ekşioğlu, Gültekin Onay.
Spor yazarları yeni sezonda yine geçtiğimiz haftalardan itibaren oylarını vermeye başladı. Gerek yazılarıyla gerek direk olarak görüşülerek tespit edilen oylama sonucu ilk göze batan oyuncu İbrahim Üzülmez oldu. İkinci haftada ise, Gaziantep maçında attığı iki golle Bobo birinci oldu. Üçüncü haftada oynanan Denizlispor maçında Gökhan Zan, dördüncü hafta Konyaspor maçında Burak seçildi. Trabzonspor maçında ise “Maçın yıldızı yok” dediler. Galatasaray maçında yine isim çıkmadı, Ankaragücü maçında ise en çok oyu Ali Tandoğan aldı. 8. hafta K. Erciyes-Beşiktaş maçın yıldızı Gökhan Zan seçildi.
Beşiktaş-G.Birliği maçında yorumculardan Gökhan Zan tam puan aldı. Rizespor maçında ise ağırlık olarak yok çıktı. İki yorumcu “Kaleji Runje” dedi.

Bayan basketbolcular tarih yazdı
Cumhurbaşkanlığı Kupası Kartal’ın
Beşiktaş Bayan Basketbol Takımı, Cumhurbaşkanlığı Kupası maçında ezeli rakibi Fenerbahçe’yi 79-72 mağlup etti. Beşiktaş Basketbol takımı, bu galibiyetle hem tarihinde ilk kez bu kupayı müzesine kazandırdı, hem de geçen sezonun rövanşını aldı. Takım antrenörü Aziz Akkaya bütün kupaları alacağız diyerek kupayı camiaya hediye ettikleri söyledi.
Ankara Atatürk Spor Salonu’nda oynanan mücadelede tarihinde ikinci kez Cumhurbaşkanlığı Kupası maçına çıkan Bayanlar, ilk dakikalarda üstünlüğü Fenerbahçe’ye kaptırdı. Hayden’ın devreye girmesiyle farkın açılmasına izin vermeyen Beşiktaş Cola Turka, Lovelace’in 3 sayılık basketiyle bitime 3,5 dakika kala 12-10’luk skorla ilk kez öne geçti. İlk çeyreğin son saniyelerinde üstünlüğünü rakibine kaptıran Beşiktaş, bu periyodu 19 – 20 geride bitirdi.
İkinci periyoda Yasemin ve Sam’in basketleriyle başlayarak skor üstünlüğünü tekrar ele geçiren Beşiktaş Cola Turka, Lovelace’in etkili oyunuyla hücum bölgesinde kolay sayılar üretti. Çeyreğin ilk 5 dakikası 28 – 26 üstünlüğü ile geçildi. Kaptan Yasemin Horasan, Hayden ve Tuğba Palazoğlu’nun sayılarıyla farkı açan Beşiktaş, ilk devreyi 39-32 galip tamamladı.
Üçüncü periyoda Sam’in basketiyle iyi başlayan Beşiktaş, Sam ve Tuğba’nın üst üste bulduğu 3’er sayılık basketlerle ilk 2,5 dakikada farkı 12 sayıya çıkardı (47-35). Beşiktaş, bir ara 16 sayılık farka ulaşmasına rağmen son dakikalardaki top kayıpları nedeniyle farkı koruyamadı. Bayanlar, 3. periyodu 58-48 önde geçti.
4. periyodun başlarında Fenerbahçe’nin bulduğu basketlere Tuğba Palazoğlu’nun 3’lüğü ile yanıt veren Beşiktaş Cola Turka, rakibinin sert savunmasını aşmakta biraz zorlandı. Ancak Son 1 dakikaya 70-63’lük skorla 7 sayılık farkla giren Beşiktaş Cola Turka, maçı 79-72 kazandı.
Beşiktaş, bu başarısıyla tarihinde ilk kez Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı müzesine getirme başarısını gösterdi. Bayan Basketbol Takımı, geçen sezon ilk kez Cumhurbaşkanlığı Kupası maçı oynamış ve Fenerbahçe’ye 61-52 mağlup olarak kupayı rakibine kaptırmıştı.

Biz sorduk seyirci yanıtladı
SKOR MU, GÜZEL FUTBOL MU?
Uzun süredir “Beşiktaş iyi oynamıyor” deniliyor, spor otoritelerinden bir kısmı da Kara Kartal’ın sonuca gidemediğinden yakınıyor. Biz de bu konuyu taraftarla masaya yatıralım istedik. Ve bu sayımızda taraftara sorduk. “Skor mu önemli, yoksa güzel futbol mu?” diye… Günde yüzlerce mail geldi. Bazı taraftarlarda internetteki forum üzerinden görüş bildirmiş. Derledikten sonra baktık ki, bu konuda taraftar ikiye bölünmüş durumda. Bazıları “Skor önemli” derken, bazıları da güzel futboldan yana… İşte bu görüşlerden derlediğimiz birkaç özet düşünce. Belki yararı olur, ne de olsa taraftar görüşüdür.
SKORA BAKARIM
“Benim için skor önemli ne kadar güzel oynarsak oynayalım yenildikten sonra kime ne faydası olacak. Galibiyetten güzel bir şey olabilir mi?” Adem Karabacak.
İSTİKRAR ÖNEMLİ
“Maça gittiğimiz zaman takımın ne yapacağını bilmeliyiz. Takımımıza hep güveniyoruz. Stattan boynumuz eğri çıkmak istemeyiz. Futbolcularda bu düşünce ile sahaya çıkmalarını istiyoruz.” Fuat Akdağ.
OYNAYAN YENİLMEZ
“Teknik direktörlere bu konuda büyük iş düşüyor. Güzel futbol oynatmak için çalışmalı. Ben iyi oynayıp ta yenilen takım görmedim. “İyi oynadık ama yenildik” deniliyorsa, “İyi oynamadık” demektir. Öyle bir mantıksızlık olabilir mi? Ben skora bakmam, Beşiktaş çatır çatır top oynamalı. Sahada savaşmalı. Bu futbolculara aşılanmalı.” Sabri Urgancı.
GÜZEL FUTBOL
“Berbat bir oyundan sonra bir golle galip gelsen ne olur?.. Beşiktaş, Beşiktaş gibi oynasın yeter. Zaten bu durumda yenilmek söz konusu olmaz. Aciz ve ezik bir takım istemeyiz.” Kadir Çörtük.
ÖNCE RUH GEREKİR
“Beşiktaşlılık ruhu futbolculara ve teknik heyete en başından anlatılmalı. Ancak bu şekilde başarı sağlanır. Beşiktaş maça galibiyet parolası ile çıkar.” Perihan Sarı.
TAKIM OLMAK ZOR
“Teknik Direktör ve futbolcular kötü giden bir maçtan sonra birbirlerini suçlayacak şekilde konuşmamalı. Bu geçtiğimiz haftalarda Beşiktaş içinde de oldu. Neyse ki sonra düzseldi. Takım iyi sonuçlar almasa idi devam edecek miydi? Edecekti ise, o zaman işimiz zor.” Zuhal Akbıyık.
İŞ TEKNİK DİREKTÖRDE
“Takımı toparlamak ve iyi oynatmak teknik direktörün elindedir. Kim iyi oynuyorsa formayı ona versin. Seyirci güzel futbol oynandığı zaman milyon dolarlık transfer yedek kulübesinde dahi otursa ses çıkartmaz.” Bedirhan Serhatlılar.
REKABET SAĞLANSIN
“Bir takımın iskeleti olmalı. Deneme tahtası gibi iş yapmaz. Tüm futbolcuları kullanmasını bilmek akıllı adam işidir. Futbolcular forma kapma savaşı içine sokulmalı. Hiç bir futbolcu rehavet içinde olmamalıdır.” Kamil Diner.

UEFA’da ilk maçlar, ilk değerlendirmeler
Korkut Göze/Hürriyet: Rakip, Beşiktaş’ı iyi tarttı ve zaman dilimi içinde adeta eritti. Beşiktaş ile Tottenham arasında oyunu algılama, yorum ve taktiksel yönden koca bir uçurum vardı. Beşiktaş ikinci yarının kısa bir bölümünde ilk yarıdaki yanlışlarından sıyrılarak oyunu rakip alana yıktı. Topu yere indirdi, İbrahim Üzülmez’in kanat bindirmeleri sıklaştı. Bu dakikalar bir saman alevi gibiydi. Tekrar eski kılığına döndü.
Vedat Okyar/Hürriyet: Bir kere, Beşiktaş takımı Tottenham’dan iyi bir takım değil. Gözükürde kağıdın üstünde fena kadro değil. Ama Beşiktaş maçta eksikle yakalandı. Kleberson, Koray, Delgado’nun olmayışı büyük zaaftı. Bu 3 oyuncunun oynayacağı bir Beşiktaş takımı daha ağırlıklı oynayabilirdi. Rakip senden iyi olunca, onlar ne istediyse onu yaptı. Sana hiç gol pozisyonu vermeden 90 dakikayı bitirdi.
Ömer Güvenç/Akşam: Kimse Beşiktaşlı futbolculara kaybettiler diye kızmasın. İki yumurta çarpıştı, çok daha güçlü olanı diğerini kırdı. Maçın özeti bu. Tottenham, Beşiktaş’tan her yönüyle güçlü bir ekip. Daha yetenekli futbolcuları var, çok koşuyorlar, mücadele ediyorlar, iyi pres yapıyorlar. Daha sakinler ve kendilerinden çok daha fazla eminler. En önemlisi bir uluslararası maçta ve de deplasmanda nasıl oynanacağını biliyorlar. Böylesine her yönüyle üstün bir takımın kazanması çok normal.
Gülengül Altınsay/Akşam: Siyah-Beyazlılar hiç de böylesine zor bir sınavı kaldıracak durumda gözükmemişlerdi ligde oynadıkları futbolla. Tek umudumuz Tottenham’ın da takımlaşma yolunda benzer sorunlar yaşıyor olmasıydı. Ve tabii Beşiktaş için maçın İnönü’de taraftarın önünde oynanıyor olması da bir avantajdı. Dörtlü defansın önündeki üçlü Fahri, Serdar ve Mehmet Sedef’ten oluşuyordu. Defansa yapışık bir şekilde. O kadar tecrübesiz ve telaşlıydılar ki Serdar’la Fahri birbirleriyle çarpışıp durdular.
Turgay Demir/ Fotomaç: Ricardinho topla buluşuyor, oyun kuracak ama etrafında hareketlenen, boş alana kaçan, kendini gösteren tek kişi yok. Herkes ayağına top bekliyor. Kanatlardan yüklenmesi gereken Fahri ve Mehmet Sedef yerlerine çakılı oynuyorlar. İlk 45 dakikada Beşiktaş’ın en etkili pozisyonu Burak’ın müthiş frikiğiydi. Buna karşılık İngilizler bir gol atıp, bir de net pozisyon buldular. İkinci yarıyla birlikte Bobo forvete, Burak sağ kanata, Fahri sola geliyor. Biraz daha hareketleniyor Beşiktaş ama hepsi bu. İkinci golü yedikten sonra riske girip İbrahim Akın’ı da oyuna alan Tigana’nın bu dahiyane buluşu orta sahada Beşiktaş’ın etkinliğini azaltmaktan başka bir işe yaramadı.
İlker Ateş/Fotomaç: Kadro kalitesi, çok yetersiz. Sistem sıfır. Teknik direktörün oyuna katkısı, sıfırın altı. Beşiktaş tarihi boyunca hiç bu kadar yaratıcılıktan yoksun ve iflas etmiş bir sistemde ısrar eden anlamsız bir teknik direktör görmemişti. Üzgünüm ama bu sistem bu oyuncularla devam ettiği sürece Beşiktaş’ın bırakın UEFA’da gruplardan çıkmasını, Türkiye Kupası’ndaki grupları bile aşması mucizelere kalacak. Tottenham maçının 90 dakikasında tek bir akılcı pozisyon yok. Bırakın biri ölü toptan, kaleyi bulan iki adet, Serdar’ın da az farkla dışarı çıkan şutundan başka Beşiktaş’ın gole yaklaşmışlığı yok. UEFA’da kendi sahandaki maçları kazanamazsan gruptan çıkman mümkün olmuyor. Kaldı ki bundan sonraki rakipler daha da güçlü. Maçı izlerken aklıma Chelsea maçlarını oynayan bir Beşiktaş geldi. O Beşiktaş’la bu Beşiktaş’ı kıyasladım. Ortaya nasıl bir sonuç çıktığını herhalde anlatmaya bile gerek yok.
Basri Baykoç/Fanatik: Beşiktaş gençleriyle acemi, tecrübelileriyle miskin bir futbol gösterisinin ötesine geçemedi. Bu çoğunluktan Nobre, İbrahim Üzülmez ve Serdar’ı ayırmak. Tigana’nın çıkardığı 11’in özellikle de orta alanı İngilizler’i zorlayacak tempoyu bulması mümkün değildi. Beşiktaş’ın baştan sona geçerli olan tek hücum taktiği Runje’nin Nobre’ye attığı degaj ve aut atışları ile sınırlı kaldı.
Atıf Keçeci/Fanatik: Tigana, Gençlerbirliği maçında geçerli not almasından olacak, takım tertibinde sadece Delgado yerine Fahri’ye forma vermişti. Serdar Kurtuluş’tan faydalanmaktaki ısrarı nedeniyle, Fahri’yi gerçek bölgesi yerine sağ dışta oynatmayı tercih etmişti. Beşiktaş’ın kanat adamlarının içeriye yanaşması, İngilizler’in dörtlü bloğuyla birleşince 10 futbolcu santra yuvarlağının çevresinde top dolaştırdı. Bu oyun tarzı, çabuk tempo kazanan, hızlı, atak adamları olan Tottenham’ın işini kolaylaştırdı. İlk yarının tek tehlikeli pozisyonu Burak’ın 36’daki frikik vuruşunda, kale önünde yaratılan pozisyondu. Başlangıç kötü, inşallah sonrası iyi olur.
Kazım Kanat/Sabah: Mösyö Jean ilk kez sistem üzerinde oynadı. Yani klasik 4-4-2 gibi sahaya çıksalar da hücumda 4-3-1-2’e döndüler. Bu sistemde en önemli görev Ricardinho’ya verilmişti. Ama neredeyse 3 ön liberolu oynamak Beşiktaş’ın orta saha sorunu çözemedi. Maç başladığı zaman ürkek ve tedirgin oynayan Tottenham, böyle bir orta sahayı bulunca neredeyse dans eder gibi futbol oynamaya başladı. Hem uzun hem de kısa pas yaparak oyuna hakim oldular. Bobo ve Nobre çift santrfor oynarken, Fahri Tatan sol çizgiye; Burak Yılmaz sağ tarafa geçti. Bu değişim sonucunda Beşiktaş oyunu çizgiye taşıyarak ve tam sahayı kullanarak inanılmaz bir pres ve tempo ile oynadı. Ama yine bir kontra ve bireysel hata Beşiktaş’ı bitirdi.
Adnan Aybaba/Star:
Bugüne kadar ligde çift forvet oynatan Tigana’nın, Tottenham maçına tek forvet ile çıkması gerekirdi. Ve de burada Burak’ı oynatıyor. Olacak iş değil. Çünkü İngiliz ekibinin orta sahası çok daha etkili oyunculardan kurulu. Bunun yanında Beşiktaş’ın orta sahası kayıpları oynadı. Kartal’ın hocası haftalardır oynamayan Fahri’yi ilk onbire koyuyor. Böyle bir orta saha anlayışı yok. Beşiktaş iki gol yiyor, hoca oyuna geç müdahale ediyor. Tamam kabul. Yanlış bir taktikle çıkmış olabilirsin. Ama Tigana bu duruma müdahele edebilirdi. Mesela, Baki ve Fahri’yi oyundan hemen almalıydı. Eğer Fransız hoca bunları da yapamıyorsa çok önemli 3 puanı kaçırır.