Sayı: 43 EKİM 2003
VE TRAFİK FELÇ
Eğitim öğretim yılının açılmasıyla birlikte İstanbul’da öğrenciler ve öğretmenler okul yollarına düştü. Ancak tamamlanamayan yol ve kazı çalışmaları özellikle Beşiktaşlıların kabusu oldu. Gayrettepe istikametinde ve Beşiktaş güzergahı içerisinde çeşitli noktalarda yapılan çalışmalar halen devam ediyor. Yetkililerin “kısa sürede bitireceğiz” sözlerine rağmen yolu Beşiktaş’tan geçen herkes isyan ediyor. Kış mevsiminin gelmesi yolları daha da perişan bir vaziyete soktu. Sabahın erken saatlerinden itibaren kilitlenen trafik ancak çok geç saatlerde rahatlıyor. Çekilen bu eziyet, uzun vadeli hesaplanan projelerin hayata geçirilmesi halinde ancak 2004 yılında sona ereceğe benziyor. Kavşak çalışmalarının trafiği fazla etkilemediğini belirten Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı trafik akış programlarını dikkate alarak ve şeritleri azaltmadan çalışmaları sürdürdüklerini ifade etti. Yetkililer, çalışmaların yüzde 70’inin yıl sonunda tamamlanacağını belirtiyor.
Hayalleri gerçek oldu
Hayalimdeki Park temalı resim yarışması birincisinin hayali gerçek oldu. Beşiktaş Belediyesinin düzenlediği yarışmada birinci olan Eda Yılmaz, çocukların gönlünde taht kurmuş Perran Kutman ile resmettiği parkın açılışında yer aldı. Konaklar Mahallesi’nin kullanımına sunulan “Hayal Park”, basketbol sahası, oyun parkı ve seyirlik alandan oluşuyor. 7-12 yaş grubundaki çocuklar arasında ve 102 çocuğun katıldığı yarışmanın birincisi Orgeneral Kamil ve Saadet Güzey İlköğretim okulu’ndan çıktı. Beşiktaş Belediye Başkanı Yusuf Namoğlu birinci seçilen Eda Yılmaz’a bilgisayar, scanner ve yazıcı hediye ederken, katılan diğer yarışmacılara çeşitli hediyeler verdi.
Açılışta konuşma yapan Yusuf Namoğlu, bir ilk olma özelliğini taşıyan parkın hayata geçirilmesini şöyle değerlendirdi:
“Parklarda ne görmek istediklerini, nelerin olması gerektiğini en iyi çocuklar biliyor. Böyle bir hayali gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Çocuklarımıza, yaratıcılıklarına değer veriyor ve onları her zaman destekliyoruz.”
Apartman yönetiminde profesyonel hizmet
Apartman yöneticiliğinin zor olduğunu mu düşünüyorsunuz? Sizin için kolaylaştıran birileri var… Yaklaşık 5 yıldır Apartman Yönetimi konusunda öncülük eden Best Profesyonel Apartman Yöneticilik Hizmetleri, konutlarda gerekli düzeni sağlıyor ve sorunların aşılmasında çeşitli alternatifler sunuyor. Best Profesyonel Apartman Yöneticilik Hizmetleri yöneticisi Bülent Gür, bu mesleğe nasıl başladığını ve çalışmalarını şöyle anlatıyor:
“Kentleşmenin getirmiş olduğu önemli sorunlardan bir tanesinin Apartman Yönetimi konusu olduğunu düşünüyorum. Profesyonel bir bakış açısı ve girişimci bir ruhla yaklaşık 22 yaşında iken bu işe soyundum. İlk olarak yeni leventte apartman yöneticiliğini üstlendim. Açıkçası, bu mesleğin başarılı ve disiplinli bir şekilde hayata geçirilmesinde rol oynayan kuruluşlar arasında ilk sırada yer alıyoruz”
28 yaşındaki Bülent Gür, işletme fakültesi mezunu. Apartmanlarda yaşanan sorunları şöyle dile getiriyor:
“Apartmanların sorunları çok çeşitli. Bu yüzden teknik kadromuz 8 kişiden oluşuyor. Ayrıca, 4 kişiden oluşan büro elemanına sahibiz. Bu teknik kadronun içinde sıhhi tesisatçıdan elektrikçiye muhasebeciden avukata, alanında uzman kişiler yer alıyor.”
Best Profesyonel Apartman Yöneticilik Hizmetleri’nin yaptıkları işlerden bazıları şöyle:
1. İcra işlemlerinin yönetici tarafından yapılması.
2. Apartman genel yönetim işleri.
3. Onarım, bakım, temizlik, asansör, kalorifer, doğalgaz, soğuksu, hidrofor ve tesis işletilmesi.
4. Gelir giderlerin belgeli olarak muhasebe usulüne göre işletme defterine kayıt edilmesi.
5. Her ay sonu gelir gider raporu hazırlanıp banka ekstresi ile birlikte tüm dairelere dağıtılması.
6. Apartmanın belediye iski, igdaş, tapu, vergi daire mahkeme gibi kurum ve kuruluşlar ile ilgili işlerin takibi.
7. Kat malikleri kurulu tarafından tespit edilerek karara bağlanan tüm işlerin takibi.
8. Güvenilir bir bankada apartman adına hesap açılıp tüm sakinlerin aidatlarının bu hesaba ödemelerini sağlanması.
9. Ana gayrimenkulün yönetimi ile ilgili ödemelerin kabulü ve borçlarının ödenmesi.
10. Süresi içerisinde genel kurul toplantılarının yapılıp sakinlere ayrıntılı bilgi verilmesi.
11. Apartmanda tecrübeli, güvenilir ve muhasebe bilgisi olan denetçi heyetinin seçilmesi.
12. Apartmanın hukuki işlerinin avukatımıza verilerek takip edilmesi.
13. Apartmanın durumuna göre ayda bir veya iki defa bütün daire sakinlerinin şikayetlerini bizzat dinlemek, değerlendirmek ve çözüm bulmak üzere yönetici veya vazifelendirdiği temsilcisi apartmanda bulunacaktır.
14. Tüm daire sakinlerinin apartman ile ilgili sorunlarında karşılarında her zaman güvenilir ve tecrübeli bir apartman yöneticisi bulacaklardır.
REFERANSLAR
Hukukçular Sitesi
C-1 Blok Yeni Levent
Yeni Levent TRT Basın
Sitesi C Blok
Akatlar Maya Sitesi B Blok, O Blok
Devran Apartmanı
Tepecik Yolu NO: 1 Akatlar
Emre Apartmanı
Müderris Salih Rüştü Sok. No:17 2. Ulus
Bayır Başak Apartmanı
Selvi Sokak No: 3 2. Ulus
Bayır Burçak Apartmanı
Selvi Sokak No: 1 2. Ulus
Beyaz Konak Apartmanı
Hakkı Şehit Han Sokak
No: 27 2. Ulus
Balkan Apartmanı
Kalıpçı Sok. No:1 Beşiktaş
4. Gazeteciler Sitesi
B-9 Blok Levent
Say 3 Apartmanı
Büyükdere Caddesi
Garaj Sok. No:3 Mecidiyeköy
Okullar yarışıyor
Gazete BEŞİKTAŞ dev bir kültür hizmetine imza atıyor ve Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte okullar arası kompozisyon yarışması düzenleniyor. Yarışmada derece alanların hediyeler kazanacağı kompozisyonun konusu, Cumhuriyetimizin 80.Yılı… Yarışmaya ilçedeki tüm okullar katılabilecek. Yarışmaya katılabilmek için Gazete BEŞİKTAŞ almak ve her kompozisyon için Gazete BEŞİKTAŞ’ ta yayınlanan formu doldurmak yeterli olacak. Her okul, yarışmaya 10 kompozisyon ile katılabilecek. Yarışmaya katılan kompozisyonlar Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün oluşturduğu bir komisyon tarafından değerlendirilecek. atılımcıların tamamı, İlk öğretim, ayrıca lise ve dengi okullardan İlk üçe girenlerin fotoğrafları ve kompozisyonları Gazete BEŞİKTAŞ’ta yayınlanacak.
KOMPOZİSYON YARIŞMASININ AMACI:
Öğrencilerin kompozisyon yazabilme yeteneğinin ortaya çıkarılması. Yazı yazabilme yeteneklerinin geliştirilmesi ve sonuçların değerlendirilmesini sağlamak.
KONU:
“Cumhuriyetimizin 80 yılı” Cumhuriyetin kuruluşu, gelişimi ve geleceği…
KATILIM ŞARTLARI VE YAPILMASI GEREKENLER:
1. Yarışmaya Beşiktaş ilçesindeki tüm ilköğretim, lise ve dengi okullar katılabilirler.
2. Kompozisyon; beyaz çizgisiz A4 boyutunda dosya kağıdına, mürekkepli ya da tükenmez kalemle yazılacak, gönderilecek kağıdın arka yüzleri kullanılmayacaktır.
3. Kompozisyon iki sayfayı geçmeyecektir.
4. Kağıtların arka yüzünün sağ üst köşesine öğrencinin; Adı ve soyadı, Doğum Tarihi, Okulunun adı, Sınıfı ve numarası , Okul müdürünün ismi ve öğrencinin bir Fotoğrafı yer alacaktır.
5. Yarışmaya katılan eserlerin daha önce herhangi bir yarışmaya katılmamış olması gerekmektedir.
6. Okul müdürleri tarafından Beşiktaş İlçe Milli Eğitime verilecek olan her kompozisyona Gazete BEŞİKTAŞ’ta yayınlanan formun orjinalinin eklenmesi şarttır.
7. Yukarıdaki kuralların birine veya birkaçına uymamak elenmenize neden olacaktır.
YARIŞMA ŞEKLİ:
1. Okullar kendi aralarında yapacakları bir seçim sonucu yarışmaya en fazla 10 kompozisyon gönderebilecektir.
2. Her okul belirlediği en fazla 10 kompozisyonun değerlendirilmesi için, her birine eklediği Gazete BEŞİKTAŞ’ta yer alan form ile, en geç 25 Ekim 2003 tarihine kadar Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne kompozisyonları gönderecektir.
3. Yarışmaya katılan öğrencilerin isimlerin tümü, ve kazananlar Gazete BEŞİKTAŞ’ta yayınlanacaktır.
4. Dereceye giren öğrencilerin fotoğrafları ile birlikte kompozisyonlarda Gazete BEŞİKTAŞ’ta yayınlanacaktır.
5. Gazete BEŞİKTAŞ, yarışma sonucunda ilk üçe giren ilköğretim, lise ve dengi okullara şilt verecektir.
6. Gazete BEŞİKTAŞ, ilköğretim, ayrıca lise ve dengi okullardan ilk üçe giren öğrencilere de şilt ve Windows 2000 ile internet kullanımı üzerine bilgisayar kursu hediye edecektir.
7. Gazete BEŞİKTAŞ, mansiyon alan 20 kişiden ilk 6 kişiye bilgisayar kursu hediye edecek. Ayrıca ücretsiz tiyatro bileti verecektir.
8.Gazete BEŞİKTAŞ, mansiyon ödülü kazanan diğer 14 kişiye de Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezindeki (Beltaş Vakfı Kültür Merkezleri) bir tiyatro oyununu ücretsiz izlemesi için bilet verecektir.
YARIŞMA TAKVİMİ VE KAPSAMI:
Yarışmanın başlangıcı, değerlendirilmesi ve sonuçları için yapılması gereken işler ve takvim aşamaları şöyledir.
* Yarışmaya katılan okullar en fazla on kompozisyonu Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne teslim edeceği tarih: 25 Ekim.
* Yarışmaya katılan okul ve öğrencilerin adlarının Gazete BEŞİKTAŞ’ta yayınlanacağı tarih: 29 Ekim.
* Kompozisyonların değerlendirileceği tarih ve sonuçların belirlenmesi: 18 Kasım.
* Kazananların listesinin Gazete BEŞİKTAŞ’ta yayınlanacağı tarih: 26 Kasım.
Kazanan kompozisyonlar ve ödül töreninin gazetede yayınlanması: 10 Aralık.
Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürü Şeref Çalışır:
‘Tüm okulları yarışmaya davet ediyoruz’
Öğrenciler ve öğretmenler yeni eğitim ve öğretim dönemine merhaba dedi. Beşiktaş ilçesinde eğitimdeki yenilikleri, üretilen çözümleri ve yapılan çalışmaları Milli Eğitim Müdürü Şeref Çalışır’dan dinledik. Öte yandan Çalışır, tüm okullara bir çağrı yaparak cumhuriyetin 80. yılı nedeniyle düzenlenen kompozisyon yarışmasına katılınmasını istedi.
Yeni bir seneye başlıyoruz müdürlüğünüzdeki hedeflerin farklılığı neler?
Öncelikle kurum içi bir yenilenmeye gittik. 20 bilgisayarımızı yeniledik. Buradaki hedefimiz şudur: Bir web sayfası oluşturup, önce merkez, sonra bütün Beşiktaş’taki resmi okullara internet erişimli web sayfası olanağını sunmak. İlçe Milli Eğitim bu uygulamanın merkezi olmak üzere her okulumuza ait bir web sayfası oluşturulacak. Ve herkes kolaylıkla okulu hakkındaki bilgilere ulaşmış olacak.
Sistem ne yenilikler getirecek?
Okullarımıza ait web sayfalarında o okulla ilgili bilgilere öğrenci ve velilerimiz daha rahat bir ortamda sanal olarak ulaşabilecekler. Veliler öğrencileri hakkındaki durumları cep telefonundan mesajla öğrenebilecek. Ayrıca kütüphanelere ulaşıp dersler hakkında bilgi alabilecek, okulun maaş bordrosu, karne, devamsızlık gibi istenilen bilgilere ihtiyaca göre öğretmen ve öğrencilerimiz daha rahat ulaşabilecekler. Bunun kağıt ve iletişim israfına yararı var. Bu doğrultuda müdürlük olarak faksı kaldırıyoruz.
Konuyla ilgili alt yapı çalışmaları ne durumda?
Tamamen hazır durumda. Bu çalışma tamamıyla kamuya hizmet etmektedir, kamu yararı vardır. Teklifleri müdürlüğümüzce kabul ettik. Bu projenin bir okula maliyeti 600 milyon civarı. Okullarımızda bu parayı ödeyemeyecek okul aile birliği olduğunu sanmıyorum. Yalnız görüşmelerde ufak bir problem var. Telekomun 49 milyonluk bir hattı bulunuyor. Talep yoğunluğu var, kamu yararı olduğundan dolayı öncelik almaya çalışıyoruz.
Okullarımızın durumu nedir?
İlçemizde bir kısmını başarabildiğimiz önemli bir konu da okullar arasında dayanışma sağlıyor olmamız. Resmi olarak 29 ilköğretim okulumuz var. Bunlardan 10’u Türkiye standartlarının üstünde. Bu okullarımızda öğrenci yoğunluğu var. Okullar çok elit, ileri düzeye erişmiş durumda. Bazı okullarımız ise ekonomik yetersizlikten dolayı diğer okullarımızın düzeyine erişemedi. Aradaki farkı kaldırmak için bu çok iyi diyebileceğimiz okullardaki velilerle ve okul aile birliği ile işbirliği yaptık. İyi olan okullarımızı en azından diğer okulların seviyesine yaklaştırmak gibi bir amaçla çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Bilgisayarların onarılması işine üç okulumuzda başlandı. Bu konuda belediyeden ve kaymakamlıktan da destek aldık
Velilerin talepleri nasıl karşılandı?
Günde 300 talep aldığımız oldu. Gelen velilerin çoğu çocuklarını Şair Nedim İlköğretim Okulu’na kayıt ettirmek istedi. Müdürlüğümüzce benimsediğimiz düşünce en iyi okul evinize en yakın olan okuldur şeklinde. Beşiktaş ilçemizde bir eksiğimiz yeterli lise olmayışı.
Geleceğin yıldızları
Beko Pazarlama Müdürü Ahmet Nuri Öz Beko’nun Beşiktaş’la özdeşleştiğini söyleyerek, 15 yıldır kartalla birlikte olduklarını kaydetti. Siyah Beyazlı ekibin 15 yıldır formasında Beko ilanının taşıdığını söyleyen Öz “bunun iki yılı Koç topluluğunun diğer markalarından biri olabilir, ama biz artık Beşiktaş’la gönül birliği yaptık” dedi. Öz “bu birliktelik öylesine önemsendiki Beko reklamsız Beşiktaş forması almak istemiyor. Bunun Beşiktaş forması olmadığını biliyor. Dahası var. Sahte forma üreticileri davalık olmasın diye BJK amblemi koymadan, ancak göğüslere Beko yazarak forma üretiyor” şeklinde konuştu. Bu tür durumlarda Beşiktaş’la birlikte mücadele verdiklerini de sözlerine ekleyen Ahmet Nuri Öz, “Beşiktaş’la Beko stratejik ortak gibi. Uyum içindeyiz. Yapılanmamız, mesajlarımız, davranışlarımız ve topluma verdiğimiz görüntü bile aynı diye düşünüyoruz” dedi.
Genç sporcuların bulunup çıkartılması konusunda ise, dev bir projeye birlikte imza attıklarını açıklayan Ahmet Nuri Öz; “Bırakın Türkiye’yi dünyada da bir ilki gerçekleştirdik. Yaptığımız iş çok zor bir olaydı. Türkiye’yi dolaştık. İnsanlar 3-4 ay evlerinden uzak kaldı. Ama bu işi başardık. En geçte 5 yıl içinde birçok dalda yepyeni sporcular ortaya çıkacak. Bunlar iyi dereceler yapacak ve vitrini oluşturacaktır. Sporda yakın zamanda bir patlama bekliyorum. Çünkü bu proje kapsamında önemli bulgular ve gençler elde ettik” şeklinde konuştu. Diğer kulüplerinde gelecek yıllarda böylesine çalışmalar içinde olacağına inandığını belirten Öz, bu sistem ve strateji içinde çalışıldığı taktirde yalnız Beşiktaş değil, Türkiye’nin kazanacağını vurguladı.
Öte yandan edinilen bilgiye göre Beşiktaş-Beko Geleceğin Yıldızları Road Show projesiyle 10 bini aşkın çocuk ve gençle buluşuldu.
Proje hakkında geçen ay içinde bir basın toplantısı yapan ve kamuoyuna bilgi veren Beşiktaş Asbaşkanı Haşmet Kürüm “Türkiye’nin ve dünyanın en önemli spor projelerinden birini Beşiktaş Jimnastik Kulübü olarak hayata geçirmiş olmaktan gururluyuz. Sporun ve sporcunun hem madden hem manen desteklenmesi gerektiğini çok iyi biliyoruz. Geleceğin Yıldızları’na bugünden sahip çıkmayı ve Türk Sporu’nun kendi yıldızlarını yaratmasını en çok biz istiyoruz. Bugün binleri hedefleyen bu projenin, gelecekte daha da büyüyerek yüz binleri kucaklayacak hale gelmesi gerekiyor. Herkesi, bütün Türkiye’yi, gençlerimizi, çocuklarımızı spora kazandıracak bu tip projeleri desteklemeye davet ediyor, bizi bu projede yalnız bırakmayan başta Beko olmak üzere tüm sponsorlarımıza teşekkür ediyoruz” dedi.
Beko Pazarlama Müdürü Ahmet Nuri Öz ise, “Proje dahilinde 8-16 yaş grubuna yönelik futbol, basketbol, atletizm turnuvaları düzenleniyor ve sporcu yetenek taraması testleri ile geleceğin yıldızları seçiliyor. Yine proje kapsamında Beşiktaş Spor Kulübü altyapı seçmeleri gerçekleştiriliyor. ‘Beşiktaş-Beko Geleceğin Yıldızları Roadshow’ projesinin hedefi 3 yılda 30 bin çocuğa ulaşmak” şeklinde konuştu.
Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu ile Türkiye Spor Bilimleri Derneği’nin gözetiminde ücretsiz olarak gerçekleştirilen sporcu yetenek taraması ile Türkiye’nin dört bir yanındaki yıldız adayı yeteneklere kendilerini gösterme fırsatı veriliyor. Kapsamı ve ulaşacağı kişi sayısı ile dünyadaki örneklerinin çok üzerinde olan sporcu yetenek taraması testleri sayesinde Türk sporunun altyapıdan beklediği yeni yeteneklerin keşfedilmesi amaçlanıyor.
Projenin ikinci ayağı olan ve Beşiktaş altyapı hocalarının gözetiminde gerçekleştirilen Altyapı Sporcu Seçmeleri’ne katılan ve başarılı olan gençleri ise yeni bir sınav bekliyor. Başarılı olanlar arasından seçilecek genç yetenekler, İstanbul’da yapılacak final aktivitesine katılma hakkı kazanacaklar. Türk sporu adına atılan bu büyük ve önemli adımda, İstanbul’daki final seçmelerinde başarılı olan gençler hem BJK’nin farklı branşlarında yetiştirilmek üzere kadroya alınacak hem de eğitim bursu kazanacaklar.
Beko Pazarlama Müdürü Ahmet Nuri Öz, konu hakkında şunları söyledi: “Dünyanın kendi alanında en büyük projelerinden biri olma özelliği taşıyan Beşiktaş- Beko Geleceğin Yıldızları RoadShow Projesi ile binlerce çocuk ve genç spor konusundaki yeteneklerini keşfetme ve gösterme fırsatı buluyor. Bir hayali gerçeğe dönüştürecek olan Beşiktaş- Beko Geleceğin Yıldızları Roadshow Projesi, Türk Sporunun altyapıdan beklediği sporcu adayları için bir ilke imza atarak tüm Türkiye’yi dolaşıyor ve Yetenekli Sporcu Taraması-BJK Sporcu Seçmeleri ile geleceğin yıldızlarına profesyonel anlamda destek veriyor. 100. Yılında Beşiktaş, Türkiye’nin en büyük spor projelerinden birisiyle sadece taraftarları ile buluşmakla kalmayıp tüm Türkiye ile buluşan BJK, spordan kazandığını spora geri döndürerek ve altyapı için yeni yıldızlar keşfederek Türk Sporuna hizmet etmenin gururunu yaşıyor.”
Öz, daha sonra konu hakkında şu bilgileri verdi:
“BJK’nın 100. yıl etkinlikleri kapsamında bu yıl ilk kez gerçekleştirilen ve gelecek yıllarda da devam ettirilmesi planlanan bu projeden 30 ilde 8 – 16 yaş grubundaki yaklaşık 10.000 çocuk ve gencin yararlanması hedefleniyor. 22 Mayıs 2003 tarihinde İstanbul’dan hareket eden 8 araçlık bir konvoyla Türkiye’yi dolaşmaya başlayan “Beşiktaş – Beko Geleceğin Yıldızları RoadShow Proje” ekibi, ziyaret edilen illerde futbol, basketbol ve atletizm turnuvaları düzenledi. Sokak şovları yapıldı. Sporcu yetenek taramaları ve sporcu seçmelerini gerçekleştirdi”
Çalışmalar ise şöyle özetlendi: “Marmara Üniversitesi BESYO (Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu) ve Türkiye Spor Bilimleri Derneği’nin gözetiminde gerçekleştirilen “Yetenekli Sporcu Taraması” çok geniş kapsamlı ve ücretsiz olarak Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğretim üyeleri ile Spor Bilimleri Derneği uzmanları tarafından BJK çatısı altında yapılıyor. Testlerin prosedür, uygulama ve değerlendirmesi 8 öğretim üyesince gerçekleştiriliyor. Yetenekli Sporcu Taraması’na katılan çocuk ve gençlerin tüm Motor Yetenekleri ve Fiziksel Özellikleri hakkında veriler test ediliyor. Test sonuçlarının standart olması için fiziksel testler hep aynı uzmanlar tarafından takip ediliyor. Motor Yetenek testlerinde sporcu adayların, sürat dayanıklılık, esneklik, kassal dayanıklılık, kuvvet, koordinasyon ve patlayıcı güç özellikleri tespit ediliyor. Fiziksel Özellikleri’nde ise vücut kompozisyonu (yağ, kas – kemik ağırlığı), proporsiyonlar, somatotip (beden yapısının belirlenmesi) özellikleri tespit ediliyor. Sporcu adayları dayanıklılık testlerinde, 1000 m koşuyor. Bu özelliklerin tespiti, çocuk ve gençlerin hangi spora daha yatkın olduğu, fiziki yeterliliği ve yeteneklerini açıklığa kavuştururken, sporcunun yönlendirilmesi ve yetiştirilmesinde de büyük önem taşıyor.”
Hülya:2 Musti:0
Hürriyet Gazetesi’nin düzenlediği 8. Hürriyet Cup 2003 Tenis Turnuvası’nda Beşiktaşlı iki sanatçı yer aldı. Basın mensuplarının yoğun ilgi gösterdiği yılın tenis maçında Hülya Avşar ile Mustafa Sandal kozlarını paylaştılar. Maddi sorunları olan ailelerin tenis oynayan çocuklarına destek amacıyla düzenlenen maçtan önce Hülya Avşar, Mustafa Sandal’a meydan okudu. Mustafa Sandal’ı 2-0 skorla yenen Avşar, ‘Mustafa on yıl kadar önce, tenise yeni başladığım dönemde beni yenmişti. Şimdi intikamımı aldım’ dedi. Mustafa Sandal da, ‘Maç sonunda dersini aldığını itiraf ederken bu işin hazırlığını yapmadan Hülya Avşar’ın karşısına çıkmamak gerek, yenileceğim belli idi. Ama yakışan sonuna kadar savaşmaktı’ diyerek maçı değerlendirdi.
Sevgi Gönül’ün ismi Ortaköy’de anılacak
Koç Topluluğunun kurucusu Vehbi Koç’un kızı ve Koç Holding Yönetim Kurulu üyesi Sevgi Gönül geçirdiği bir rahatsızlık sonucu vefat etti. Teşvikiye Camiinde düzenlenen cenaze töreninde yakın çevresi ve iş dünyasından tanınmış isimler hazır bulundu. Beşiktaş Belediye Başkanı Yusuf Namoğlu Sevgi Gönül’ü kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığını dile getirdi. Gönül’ün idealinde Ortaköy’de fakir ve kimsesiz çocukların eğitim alabilecekleri bir eğitim merkezi yaratmak olduğunu söyleyen Namoğlu, inşallah bu projede Sevgi hanımın ismini yaşatacağız, şeklinde konuştu.
Beşiktaş kaymakamı değişti
Ortaköy’de ikinci derecede tarihi eser kapsamındaki iki bina kül oldu. Nedeni belirlenemeyen yangın sekiz yıldır boş olan iki katlı ahşap binada çıktı. Kısa sürede büyüyen alevler, iki aileden yedi kişinin oturduğu yandaki üç katlı ahşap binaya sıçradı. Yangın yerine, itfaiye ekipleri dar sokaklar ve sağlı sollu park halindeki araçların yolu kapaması nedeniyle yarım saat geç ulaştı. Aile, evinin yanışını çaresizlikle izledi.
CHP’de toplantılar arttı
CHP ilçe binasında geçtiğimiz ay içinde yapılan toplantıda yerel seçimler öncesi yapılması gerekenler ele alındı. Toplantıya eski içişleri bakanı Hasan Fehmi Güneş de katıldı. CHP Beşiktaş İlçe Başkanı Müslim Eriş ve üst düzey yetkililer il ve ilçe kongrelerinin tamamlandığını belirterek konu hakkında özetle şunları söyledi: “Yerel seçimler için her mahallede en az 5 temsilci oluşturmaktayız. Bunlar o mahallenin taleplerini belirleyecek. Vatandaşa sunacağımız hizmetlerin çerçevesi çizilmiştir. Ancak gençlerin katılımı özlediğimiz düzeyde değil. 80 öncesi toplumu depolitize etmek isteyen bir anlayış var. Siyasetle uğraşmak olumsuz bir çaba gibi sunulmaktadır. Para karşılığı asker göndermeyi taahhüt eden 80 yıllık birikimimizi sinsice yıkma gayretindeki iktidara karşı vatandaşları düşünmeye davet ediyorum.”
ANAP’tan birlik çağrısı
Anavatan Partisi geçtiğimiz ay içinde “Birlik ve Beraberlik kokteyli” düzenledi. Anavatan Partisinin çalışmaları hakkında Beşiktaş İlçe Başkanı Sayın Kemal Argalı kısaca şu bilgileri aktardı. “Partimiz genel başkanı Sayın Ali Talip Özdemir ve İstanbul İl Başkanı Sayın Şeref Ekşi ile il yöneticileri başkanlığımızı ziyaret etti. Toplantı sonrasında beraberce Beşiktaş esnafını ziyaret ettik. Onların sorunlarını dinledik”
Tatil bitti, ders zili çaldı
Tüm yurtta olduğu gibi 1997 yılında kurulan Beşiktaş Koleji de 2003-2004 eğitim- öğretim yılına, bir törenle başladı. Törende konuşma yapan Beşiktaş Kulübü yöneticilerinden İsmail Ünal, “Beşiktaş Koleji’nin başarıları camia olarak bize büyük bir gurur kaynağı. Geçen yıl, öğrencilerimizin yakaladığı büyük başarı bundan sonra da eminim ki devam edecektir.” şeklinde duygularını anlattı. Okul Müdürü Meziyet Çetin’ nin yaptığı konuşmanın ardından ise öğrenciler sınıflarına dağıldı.
Teknolojide de bir adım önde
Işık Üniversitesi, teknoloji alanında geliştirdiği çalışmalar ve Avrupa Birliği projeleri ile Türkiye’deki tek üniversite olma özelliğine sahip. Son Cebit Bilişim Europe Fuarı’nda Işık Üniversitesi pek çok proje sunumuna imza attı. Bütün bu araştırma çalışmalarının altyapısı geçen sene Işık Üniversitesi tarafından hayata geçirilen Enformatik Uygulamalı Araştırma Merkezi’nde yapıldı. Bu sene düzenlenen Cebit Fuarı’nda ve okulun bünyesindeki araştırma merkezinde yapılan çalışmaları ve en yeni projeleri, Işık Üniversitesi’nden Enformatik Uygulamalı Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Selahattin Kuru’dan dinledik.
Cebit nedir?
Cebit, bilişim teknolojisi, bilgi teknolojisi, iletişim teknolojileri alanında bir fuarın genel adıdır. Dünyada yalnızca bir kaç yerde yapılır. En kapsamlısı ise Almanya’da düzenleniyor. Ve bu organizasyona, yaklaşık iki milyon ziyaretçi gelir. Elbette buna benzer uydu Cebitler de yapılmaktadır. Örneğin, İstanbul’da düzenlenen Cebit Bilişim Europe bunlar arasında ve 150 – 200 bin kişi ziyaret ediyor. Bence, bu Türkiye için önemli bir sayı. Fuarda ağırlıklı olarak bilişim – iletişim firmaları yer alıyor. Ayrıca, fuarın içinde Işık Üniversitesi’nin standının da yer aldığı ‘Gelecek Parkı’ adındaki bölümde çeşitli projeler tanıtıldı. 2 – 7 Eylül arasında Tüyap Beylikdüzü’nde gerçekleşen bu fuarda, Işık Üniversitesi adına iki ayrı sunum yaptım. Fuarda, bilişim – bilgi – iletişim teknolojileri ile ilgili ürünlerimiz sergilendi, 13 tane projemiz yer aldı.
Cebit Bilişim Europe Fuarındaki, Gelecek Parkı’nın önemi
nedir?
Gelecek Parkı adı verilen bölümde, esas olarak araştırma sonuçları sergileniyor. Araştırma sonuçları dendiğinde Türkiye’de sadece üniversiteler orada bulunuyor. Ancak örneğin Almanya’da üniversitelerden başka, bir de araştırma kurumları bulunuyor idi. Bu araştırma kurumları en az üniversitelerin işgal ettikleri alan kadar yer alıyorlardı. Bizde pek araştırma kurumu olmadığı için bu iş daha çok üniversitelere kalıyor. Tübitak, Cosgep gibi yazık ki az sayıda kuruluş vardı. Türkiye’de 80’e yakın üniversite olmasına rağmen ancak, 8 – 10 üniversite fuara katıldı. Işık Üniversitesi de orada idi.
Üniversite olarak bilişim alanında ne gibi çalışmalar
yapıyorsunuz?
Öncelikle bu alanla ilgili her türlü araştırmayı yapabilmek için sağlam ve kapsamlı bir altyapı oluşturduk. Yaklaşık bir sene kadar önce, Enformatik Uygulamalı Araştırma Merkezi’ni hayata geçirdik. Şu anda yürütülen 4 tane projemiz var. Bundan başka bir de kurum içi projeler dediğimiz üniversitenin ihtiyaçları için oluşturduğumuz projeler var. Kampus online, library online, learn online ve course online adıyla. Kampus online, üniversitenin kayıt sistemini içeriyor. Bu, öğrencilerin derslere kayıt olmasını, bunlar ile ilgili bilgilerin tutulmasını sağlayan ve web üzerinden ulaşılan bir sistem. Böylelikle öğrenciler, ne kayıt ne de ders seçimi için üniversiteye gelmek zorunda değiller. Bunun yanında, kampus on sms adında bir sistemimiz daha var. Başka bir deyişle, cep telefonu üzerinden öğrenci her türlü sorusuna yanıt alabiliyor. Örneğin, notlar açıklanır açıklanmaz öğrenciye otomatik bir mesaj gidiyor veya öğrenci danışmanı kim ise o öğrenebiliyor, akademik takvimle ilgili soruların hepsine yanıt bulabiliyor. Bu uygulama, Türkiye’de iki üniversitede var. Şu an Işık Üniversitesi’nde uygulanan sistemi biz, Enformatik Uygulama Araştırma Merkezi’nde geliştirdik. Bir de Course Online diye bir sistemimiz var. Bu aslında çok ilginç bir sistem. Bütün derslerin web sayfalarından, dersle ilgili bütün bilgiler, ayrıca ders notlarının neye göre verildiği de öğrenilebiliyor. Buradan ders ödevlerini öğreniyor, elektronik ortamda ödevini hazırlayıp doküman halinde gönderebiliyor. Böylelikle ödevi, hocaya yetiştirememe gibi bir dert ortadan kalkıyor. Bunlar kurum içi sistemlerimizdir.
Işık Üniversitesi’nin uluslar arası alandaki projeleri nelerdir?
Işık Üniversitesi bu konuda çok iddialı. Şu anda Avrupa Birliği destekli projelerimiz var. Avrupa’da araştırma kurumları ve şirketler birleşerek bu tür projeleri en az 10 en fazla 30 konsorsiyum ile değerlendiriliyor ve yaklaşık 3 – 5 senede gerçekleştirilen araştırma projeleri halini alıyor. Şimdi, Türkiye 6. çerçeve programına 300 milyon dolara yakın bir para ayırmıştır. Işık üniversitesi 5. çerçeve programından destek almıştır. Bu ilginçtir çünkü Türkiye buna üye değildir. Bu açıdan Işık Üniversitesi şampiyondur, 5. çerçeve programında 2 projeyle destek almış tek üniversitedir. İnco denilen başka bir programdan proje desteğimiz var. Şu anda bizim dört tane Avrupa Birliği ve Avrupa Komisyonu destekli projemiz var. Bu işin prosedürlerini gerçekleştirmek zaman açısından gerçekten çok zor. Oluşturduğunuz bir projeyi anlatmak neredeyse bir sene sürebiliyor, değerlendirme sonuçlarını öğrenmek de en az altı ayı buluyor. Ayrıca kabul edilme oranı da 20 de 1’dir. İşte bizim üniversitemizin benim başkanlığımda yürütülen Enformatik Araştırma Uygulama Merkez’i çıkışlı, Avrupa Komisyonu destekli 4 tane projemiz var.
Enformatik Araştırma Uygulama Merkezi’nden söz
eder misiniz?
Merkezde, beş öğretim üyesi ve beş öğrenci bulunuyor. Şu anda enformatik alanında merkezde, 3 konuda araştırma yapıyoruz. Bunlardan ilki, Enformatiğin Teknik Alanları adı altında ve bu projeyi ben yürütüyorum. Diğer bir konu ise, enformatiğin sosyal alanlara uygulanması. Örneğin, bu projede seçim sistemlerinin bilgisayarda analiz edilmesi ve değerlendirilmesi gibi faktörler ve seçim sistemleri ele alınıyor. Bu çalışmalar uzun boylu hesaplamalar gerektirir. Borda diye bir seçim sisteminin, mesela, değerlendirilmesi için 20-30 tane bilgisayarı 10 gün boyunca çalıştırmamız gerekir. Bu tarz yoğun hesaplama gerektiren çalışmaları biz bu merkezde gerçekleştiriyoruz. Ayrıca, Politik Enformatik adıyla çalışmalar da yürütüyoruz. Bu çalışma, Türkiye’de demografik hareketleri, etnik hareketleri, dini etkinlikleri, Ortadoğu’da nerelerde, ne gibi yoğunlaşmalar var, nasıl kaymalar gösteriyor gibi araştırmaları içeriyor.
Öğrenciler enformatik alanındaki bu çalışmalarda nasıl katılıyor?
Şunu söylemeliyim ki, öğrencileri araştırma sürecine katmak Işık Üniversitesi’nin bir politikasıdır. Açıkçası, bu anlayış dünyada pek yaygın değildir. Öğrenciler lisans düzeyindeyken pek araştırma yapmazlar ancak lisan üstü düzeyinde yani, master ve doktora yaparken araştırmaya eğilirler. Biz araştırmaya önem veriyoruz. Bu konuda iddialıyız ve öğrencilerimizi destekliyoruz, laboratuar, makine çeşitli araç ve gereç ihtiyacını karşılayabilir ve gerekli ortamı sağlayabiliriz. Bunun yanında çeşitli derslerimizde projeler yaptırırız hatta her öğrenciye ayrı bir proje yaptırdığımız derslerimiz vardır. Bu şekilde öğrencilerimizin güven ve bilgi kazanmasının sağlıyoruz.
Diğer üniversitelerle bilgi alışverişiniz var mı?
Kurum içi uygulamalarımızı geliştirmek için çok uğraştık. Ancak bunu başka bir üniversitenin ihtiyacı olması halinde elbette ki paylaşabiliriz. İyi kurulmuş sistemleri kendilerine uyarlayarak bunlardan fayda görmeleri için bizimle görüşebilirler bizden tavsiye alabilirler. Belirtmek gerekir ki, bu yaklaşım yeni yeni kabul görmekte. Çünkü, yazılımlar bilgisayar dünyasında kapalıdır.
Yazın Yayınlayalım
Yeni parklardan memnunuz
Mahallemiz güzelleşti. Eskisinden çok daha güzel bir mahalle haline geldi. Hayal Park ve Sporcular Parkı’nın açılışıyla daha da memnun olduk. Mahallemizde dolaşmaktan keyif alır hale geldik. Bu yuzden belediye başkanımız Yusuf Namoğlu’na teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Konaklar Mahallesi Oya Çolpan
Bebek’te tinerciler çoğaldı
Bebekliler kağıt toplayıcılarının artmasından dolayı hem tedirgin hem şikayeçi. Bebek Parkında rahatlıkla yürünemiyor. Tinerciler fazlalaştı. Mahalle sakinleri huzursuz oluyor. Bu görüntüler, Bebek’e yakışmıyor. Bu konuda gereken önemin verilmesini istiyoruz.
Bebek Mahallesi Aydın Onar
Çalışmalardan memnunuz
Arnavutköy’de her hangi bir sorun olmadığını belirtmek gerek. Yapılan çalışmalardan ise memnunuz. Arnavutköy otobüs durağının arkasına bir park yapılıyor, örneğin. Bunun yanı sıra, Boğaziçi Spor Kulübünde bir sünnet şöleni düzenledik. Şölen, kimsesiz çocuklara imkanlar doğrultusunda yardım amaçlı idi. Bunu gerçekleşmesinde katkıda bulunan herkese teşekkür ediyoruz.
Arnavutköy Mahallesi Sedef İrteş
Belediye hassas davranıyor
Belediyenin tüm çalışmalarından özellikle temizlik işlerine gösterdiği hassasiyetten dolayı çok memnunuz. Mahllemize iki temizlik aracı tahsil edildi ve ihtiyacımızı karşılıyor. Eskikonak sokağında yıkılmaya yüz tutmuş iki ev bulunuyor. Bu evler hakkında mahalle sakinlerimiz ile birlikte gerekli makamlara durumu ilettik. Konu ile ilgili olarak Fen İşleri Müdürlüğü, bu evlerin anıtlar kurulu yıkım kararı beklediğini bu sebeple bu konuda acele davranamadıklarını söyledi.
Yıldız Mahallesi Şevki Yıldırım
Kütüphanemiz açıldı
Muhtarlığımız artık iki farklı yönden de hizmet veriyor, biri kütüphane diğeri ise giysi evi. İhtiyaç sahipleri muhtarlığa başvurarak giysi evinden faydalanabiliyor. Kütüphane ise ufak bir halk kütüphanesini anımsatıyor. İstenilirse kütüphanede veya ödünç alma yoluyla çeşitli kaynaklara ulaşılabilir. Ayrıca, Gayrettepe’de halka çalışmaların daha iyi anlatılması için bir de bülten çıkarılıyor. Gayrettepe Çevre Koruma Derneği ile birlikte halka yönelik çalışmalar yürütmekteyiz.
Gayrettepe Mahallesi Özden Gönül
Muhtarlık binası yetersiz
Muhtarlık binamız farklı olduğundan dolayı kimi sorunlar yaşıyoruz. İlerleyen dönemlerde yeni bir muhtalık binasına kavuşabiliriz. Bunun dışında mahallemizde her hangi bir sorun yok.
Nispetiye Mahallesi Edip Umar
Mezarlık duvarımız çökmek üzere
Kuruçeşme tarihi dokusuyla ve nezih görüntüye sahip bir mahalle. Belediyenin çalışmalarından memnunuz ancak özellikle temizlik gibi bir çok konuda daha hassasiyet göstermelerini bekliyoruz. Bunun yanı sıra mezarlıklar ile ilgili yaşadığımız bir takım sıkıntılar var. Mezarlık duvarımız çökmek üzere. Gereken yapılmasını bekliyoruz. Şunu da söylemek isterim ki, İstanbul’da muhtarlığa ait telefon olarak sadece 118 kayıtlarında Kuruçeşme muhtarlığının telefonu yer alıyor.
Kuruçeşme Mahallesi Adnan Soysal
Çalışmalarımız iyi gidiyor
Muhtarlığımızca kütüphane hizmeti veriyoruz. Bununla birlikte giysi evi diye de başka bir hizmetimiz daha var. İhtiyaç sahipleri muhtarlığa başvurarak giysi evinden faydalanabiliyor. İstenilirse kütüphanede veya ödünç alma yoluyla çeşitli kaynaklara ulaşılabilir. Hizmet Ofisi ile birlikte koordineli çalışarak halkın şikayet ve taleplerini öğreniyoruz ve ihtiyaçlarını yakından takip ediyoruz.
Akatlar Mahallesi Tayfun Kirmanlı
Mahalle sınırımız iyi bilinmiyor
Mahalle sakinleri mahalle sınırlarını tam olarak bilemediklerinden kayıt alım ve yaptırmada bir takım güçlükler çıkıyor. Biz de bu konuda bilgilendirme çalışmalarını başlattık ve devam ediyoruz. Şimdilerde bu konuda daha az şikayetle karşılaşıyoruz. Bir de muhtarlık binamızın yenilenmesi için gerekli işlemleri başlattık, sonuçlanmasını bekliyoruz.
Levazım Mahallesi Ziya Uygur
Bu festival kaçmaz
Ekim ayında Akatlar Kültür Merkezi’nde kaçırılmayacak bir festival başlıyor. 3 Ekim – 9 Ekim arası devam edecek Beşiktaş Belediyesi Tiyatrolar Buluşması’nda usta tiyatrocuların oyunları izlenebilecek. Festival kapsamında Akatlar Kültür Merkezinde oynanacak oyunlar şöyle:
3 Ekim Cuma,Kent Oyuncuları,“Bir Garip Orhan Veli”
Tek kişilik oyunların en keyiflisi Orhan Veli’nin dizeleri ile Müşfik Kenter’in oyunculuk ziyafeti ile tiyatro severlerle buluşuyor. Tam 23 yıl önce başlayan ve Müşfik Kenter’in tek kişilik oyunlarının en keyiflisi en uzun sahneleneni ve en çok seyirci toplayanı olan “Bir Garip Orhan Veli” oyunu bu festivalde karşınızda olacak.
4 Ekim Cumartesi,Sunay Akın,“Kumbaradaki Zürafa”
Sunay Akın şaşırtmayı, yaşama bambaşka bir pencereden bakmayı sağlayan az yazardan birisidir. Yazarlığı dışında aynı zamanda onu dinleyenler sanatın uçsuz bucaksız diyarlarında gezinirler. Sunay Akın’ın performansını izleyip de etkilenmemek olamaz. Birlikte geçirilen yaklaşık iki saatin sonunda izleyiciler koltuklarından kalkarken bambaşka biri oluverirler.
6 Ekim Pazartesi,Dostlar Tiyatrosu,“Yaşasın Savaş”
Aydın Engin, Aziz Nesin, Bertolt Brecht Nazım Hikmet gibi yazarların eserlerinden uyarlayan Genco Erkal’ın bu oyununda ona Zeliha Berksoy, Alpay Atalan ve Erdem Akakçe eşlik ediyor. 42 yıllık sanat yaşamında sayısız oyunu sahneye taşıyan Genco Erkal “Yaşasın Savaş” adını verdiği bu müzikli kabare oyununda izleyicilere savaşı ve getirdiklerini sorgulatıyor.
7 Ekim Salı,Metin Uca,“Tek Kişilik, İnteraktif Gösteri”
8 Ekim Çarşamba,Tiyatro İstanbul, “Çılgın Haftasonu”
Metin Serezli, Can Gürzap, Nilgün Belgün, Şahnaz Çakıralp, Metin Arslan, Ebru Tekgündüz’ü bir araya getiren, eşlerin birbirini aldatmasını konu alan bu oyun, yüzünü güldürecek. Londra’da 10 yol süreyle Fransa’da binden fazla sergilenen Çılgın Haftasonu, Ankara ve İzmir turnelerinden sonra Akatlar Kültür Merkezi’nde seyirciyi kahkahadan kırıp geçirecek.
9 Ekim Perşembe,Ali Poyrazoğlu Tyt.,“Ödünç Yaşamlar”
Türkiye’nin bugünkü durumuna farklı bir açısıyla değerlendirdiği Ödünç Yaşamlar adlı oyunun yazarı, yönetmeni ve oynayanı Ali Poyrazoğlu. Aynı adlı kitabından tiyatroya uyarlanan ve oyuncunun sahne anılarından oluşan bu oyun, incelikli bir espri anlayışı ile hem sistemi sorguluyor hem toplumsal gelişmeleri ele alıyor.
Gardropları yenileyin
Yeni sezonla birlikte birbirinden ünlü markalar yine kıyasıya bir rekabet içine girdiler. Tatlı rekabet fiyatlara da yansıdı. İşte sizin için seçtiklerimiz…
RENGİN: 1996 yılından bugüne houte couture alanında koleksiyonlar hazırlayan giyim firması Rengin 2004 yılı koleksiyonu cycle reklam organizasyonu düzenlediği Yerebatan sarnıcında görkemli bir defile ile sunuldu. Defile’de parlak yeşiller canlı kırmızılar dikkat çekerken yaratılan maskeli ballo atmosferide büyük beğeni topladı.
VAKKO: Dar pantalonlar, deri montlar cissarde çizmeler, zincir, gümüş, deri ve rugan aksesuarlar altın yıllarına Vakko ile geri dönüyor.
İPEKYOL: 2004 yaz koleksiyonunda canlı renkler hakim. Minik yada tek düğme kruvaze yakalı, ceketler önemli parçalar arasında yer alacak. Dar kesimli volanlı etekler, parlak jarse valumlu içlikler, ince trikolar ve diz boyu trençkotlar öne çıkanlar arasında.
MARKS&SPENCER: Simply Chic isimlikoleksiyonda, siyah parçalar, gökmavisi uzun hırkalar, süet ve beyaz gömlekler ağırlıkta. Limited Collection ile 60’ların modası ve pardösü geri dönüyor. Optic ismi verilen koleksiyonda yer verilen siyah giysilere, fosforlu renk ayakkabı ve çanta kullanmak moda.
HUGO BOSS: Şık-sportif erkeksi-kadınsı, parlak mat kumaşları birarada bulmak mümkün. Puro kahvesi ve maden yeşilni içeren renk ve baskılar ile fitilli kadife yıkanmış tüvit ve pamuklu kadife, motif görünümlü çift dikişli paltolar dikkat çekiyor.
MANGO: Fitilli kadife ağırlıkta. Kenarları iple çekilip, büzülebilen alt ve üst grupları, file kumaştan tasarımlar dikkat çekiyor. Parlak- mat, kargo-oryantal gibi tezatlar da bolca kullanılmış.
LACOSTE: Mavili pembeli polarla, limoni yeşili süveterler, Lacoste’un kış kreasyonunun gözde parçaları. İskoçya’dan esinlenerek hazırlanan koleksiyonda, rengarenk uzun atkılar da bulmak mümkün.
SARAR: Sarar bu yılki koleksiyonuyla ofislere Clarck Gable tarzını taşıyor. Dar omuzlu bele oturan iki düğmeli ceketler, tek pileli ya da plesiz dar paça pantalonlar erkekleri bekliyor.
BEYMEN: Beymen 2003 kış modasının tüm detaylarını içeriyor. Kadın koleksiyonunda günün her anı için farklı seçenekler sunuluyor. Koleksiyonda tayyörler, kürkler, trençkotlar, pantolon ceket takımlar üç farklı temada yorumlanıyor. Ofis yaşamına yönelik alternatifler sunuyor, günlük şehir içi yaşamı için farklı dokularda dizayn edilmiş kıyafetler yer alıyor. özellikle siyah rengin ağır bastığı bu koleksiyonda ceket bellerinde büyük fiyonglar, elbiselerde yer verilen korse detayları kıyafetlerde degaje yakalar, kadife biyeler koleksiyona farklı bir şıklık katıyor.
BENETTON: Kadın koleksiyonunda Benetton bu kış kadife, pamuklu ve satenlerde kullanılabilen bej, kahve ve kum renklerini kullanmış. Kreasyonlarda erkeksi çizgiler ve sıradışı bir çekicilik göze çarpıyor.
YARGICI: Üç sezondur göz kamaştıran takılar ile müşterilerinin karşısına çıkan Yargıcı, ipek yün şallardan yine vazgeçmemiş.
DAMAT: 1920’lerin gangster tarzı ilk dikkat çeken unsurların başında geliyor.
KARSU TEKSTİL ‘ITSE’ FUARINDA
Karsu Tekstil, 2-4 Ekim tarihleri arasında yapılacak olan ITSE Uluslararası Tekstil Fuarında yeni kumaşı Karvis ve konfeksiyon ürünlerini tanıtacak. 1976 yılından bu yana pamuk ipliği üretimi ile faaliyete geçen Karsu Tekstil modal, lyocell, viskon gibi özel karışımları işliyor ve pazarlıyor.
ALTINYILDIZ FRANSA’DA
Altınyıldız, modanın nabzını tutan Premierre Vision Fuarı’nda Fransızların odak noktası oldu. Altınyıldız’ın uyguladığı apreleme yöntemi ‘Formula1’ fuarda tanıtıldı. ‘Formula1’i, daha parlak, uzun ömürlü, rahat şekil alabilme, potluğu önleme ve doğal esnek doku, diye tanımlamak mümkün.
Cola Turka’nın Beşiktaşlı yıldızı Beşiktaş’a hayran kaldı
Cola Turka’nın Amerikalı yıldızı David Brown, İstanbul’a geldi. Tekne ile Ortaköy’den boğaz turuna çıkan reklam yıldızı, bir kahvede oturup tavla oynadı ve Ortaköy’ün ünlü sokak satıcılarından alışveriş yaptı. “Bendensin” diyerek gündem oluşturan Brown, İstanbul’da olmaktan ve gördüğü ilgiden büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getirdi. David Brown’u Türkiye’de ağırlamaktan çok mutlu olduklarını söyleyen Ülker Kategori Pazarlama Müdürü Şebnem Nasi, ayrıca sanatçının İstanbul’da iki ayrı reklam filminin çekimlerine katılacağını da açıkladı.
Metrocity’de basket şov
Beşiktaş JK ‘Road Show’ organizasyonu çerçevesinde düzenlenen etkinliklerde, Metrocity basketbolun siyah beyazlı yıldızlarını ağırladı. Aralarında Milli Takım basketçileri Ufuk Sarıca ve Faruk Beşok’un da bulunduğu Beşiktaşlı basketbol takımı, Metrocity’de seyircilere unutulmaz anlar yaşattı. Kurulmuş olan minyatür sahada, önce Beşiktaş’ın altyapısındaki geleceğin yıldız basketçileri gösteri yaparken, sonrasında yerlerini büyük başarılara imza atmış Beşiktaş basketbol takımı aldı. Basketbol altyapı idari menajeri Hurşit Baytok, bu organizasyonun gerçekleşmesinde Metrocity alışveriş merkezinin ve özellikle müdür Yurdaer Kahraman’ın desteklerinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiriyor. Basketbola merak salan minik sporcu adaylarıyla özel olarak ilgilenilen bu etkinlik, Beşiktaş kulübüne üye olmak için yapılan çeşitli yarışmalara sahne oldu. Beşiktaş basketbol takımının yaptığı değerlendirmeye göre, üçlük atış faul atışı, turnike ve smaç konularında düzenlenen yarışmada başarılı olan minikler, kara kartal bünyesine girdiler. Ayrıca organizasyonda Road Show gösterisi ve jimnastik gösterisi yapıldı.
SPOR
Sayı: 43 EKİM 2003
SPOR YAZILARI
Avrupa’da da sevindirin
Her zaman olduğu gibi Şampiyonlar Ligi maçlarında da taraftar herkesten tam not aldı. Çarşı gurubunun kapalıya geçmesinden sonra İnönü’nün atmosferi eski haline dönerken, Beşiktaşlı futbolcularda yapılan tezahüratlarla derin bir oh çekti.
Taraftar bu yıl Lucescu Lazio Real Madrid kadar güçlü, Chelsea ise tam bir baş belası dese de yine Kartal’dan Şampiyonlar Liginde çok şey bekliyor. Lucescu’dan da yalnız ligi değil, Avrupayı da düşünmesini istiyor. Beşiktaş’ın Şampiyonlar Liginde başarılı olması için tüm desteği vermeye hazır olduklarını bildiren taraftar, “Avrupa Beşiktaş’ı tanımalı”diyor. 100 yılın şampiyonu Beşiktaş’ın Avrupa’da da adını duyaracağına inanan Siyah Beyazlılar takımlarını şampiyonlar lig maçlarının sonuna kadar destekleyeceklerini söylüyor. Şampiyonlar Ligi’nde Kartal’ı çok zor maçların beklediğini bildiklerini söyleyen Beşiktaş taraftarı “son maça kadar ümidimizi koruyacağız. Futbolcuların, İtalyan, İngiliz ve Çekoslavakyalılara Beşiktaş’ın iyi bir takım olduğunu göstereceklerine inanıyoruz” dediler.
Gazete BEŞİKTAŞ’ın yaptığı ankette de bu doğrultuda 1510 kişi oy kullandı. 1280 kişi (%85) “Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nde bu gruptan çıkar” derken, 230 kişi (%15) “gruptan çıkamaz” yönünde oy kullandı.
Başkan test etti!..
Beşiktaş yönetimde durup dururken patlak veren kiriz yine birdenbire duruldu!.. Bu arada olan Asbaşkan Levent Erdoğan’a oldu. Daha önce istifa edeceklerini belirten Yıldırım Demirören ve Kıvanç Oktay yönetimde kalırken, Levent Erdoğan sözünden dönmeyerek, yönetimden ayrıldı. Kulüp adına açıklamayı İletişim Komitesi Başkanı Mete Düren yaptı. Bilgili ve Oktay ise, konu hakkında bir açıklama getirmedi.
Düren yaptığı açıklamada aile içinde olan bir durum. Ailenin reisi de başkandır diyerek, kulüp içinde Serdar Bilgili’nin ağırlığını bir kez daha ortaya koydu. Siyah Beyazlı camianın ileri gelenleri olay üzerine “Başkan kendini test etti. Bu işten kazançlı çıktı” dedi. Ayrıca otoriteler Bilgili’nin gerçek bir başkan gibi davrandığını, lidere yakışan bir tavır gösterdiğini söylediler.
Demirören yaptığı açıklamada “Bilgili olduğu süreçte ben aday olmam” diyerek, hedefini daha da uzun vadeye yaydı. İstifa eden Levent Erdoğan’ın ise, istifasının kendilerini bağlamadıklarını söyledi. Erdoğan daha önce yaptığı açıklamada, “onlar istifa ederse ben de ederim” demişti. İstifadan dönmedi.
Söylentilere göre bir saha yapımı nedeniyle çıkan anlaşmazlık ve daha sonra alevlenen tartışma çatlak seslere neden olmuştu. 15-20 gün süren tatsız durum daha sonra yumuşamaya yüz tutmuştu.
Basın kanalıyla mesajlar gönderen tarafların bir araya gelmesiyle iş tatlıya bağlandı. İstifanın eşiğinden dönenler “Eskisi gibi tek vücut tek yürek hareket ediyoruz” derken, Beşiktaş’ın önündeki zorlu maçları bilen ve kartalın başarısını isteyen herkes şimdi merak içinde ve “gerçekten her şey eskisi gibi olacak mı?” diye birbirine soruyor.
Beşiktaş Menajeri Sinan Engin:
‘Sevgi ve saygıyı hakim kıldık’
Beşiktaş Menajeri Sinan Engin son zamanlarda meydana gelen istenmeyen bir takım olaylara da gönderme yaparak, “her şey kontrolümüz altında kimsenin tedirginlik duymasına gerek yok” dedi. “Disiplininin olmadığı yerde başarı olmaz “diyen tecrübeli menajer “Beşiktaş’ta sevgi ve saygı hakim kılındığı müddetçe sırtımız yere gelmez”şeklinde konuştu. Beşiktaş’ın iyi bir takım olduğunu söyleyen Sinan Engin”son zamanlarda saha içinde futbolcular arasında meydana gelen tartışmaların ve maçlardan sonra sonra söylenen sözlerin siyah beyazlılara yakışmadığını berterek,futbolcuların dikkatlerini çektiğini söyledi. Beşiktaş’ın başarılı menajeri Sinan Engin ; “Sorun varsa kendi aramızda çözeriz. Kamuoyunu bunlarla meşgul etmek yerine güzel futbolla gündem oluşturmalıyız”dedi.
Sinan Engin daha sonra sözlerine şöyle devam etti:
“Beşiktaş takımı bu yıl daha da oturmuş bir görünüm çiziyor. Yeni gelen arkadaşlarda bünyeye çabuk uyum sağladı. Geleceğin takımını yarattık. Takımın içinde tecrübeli olanlar her zaman yol göstericidir. Hiç kimsenin, kimseden ayrıcalığı yoktur. Geçen yıl başarılı olmuşsak, bu misyon sayesinde olmuşuzdur. Kimsenin bu düzeni bozmasına müsaade etmem. Önemli olan Beşiktaş’ın başarısıdır. Herkes işine saygı gösterecek ve verilen görevi en iyi şekilde yapacaktır. Siyah Beyazlı camia 100 yılda bizden sansasyonel haberler değil, başarı bekliyor.”
İlhan yaptı yine yapacağını
Beşiktaş’ta hırçın futbolcu olarak adı çıkan İlhan geçen ay yine gündem oluşturdu. Nouma’yı aratmayan davranışlarına bir yenisini daha ekleyen İlhan, sakatlıktan çıkar çıkmaz onu takıma koyan Lusescu’ya salladı ve gol atamama sorununu ileri uçta yalnız kalmaya bağladı.
Sakatlığı boyunca İlhan’ı bekleyen ve hep ona güvenen Lucescu, futbolcusunun gazabına uğrarken, şaşkınlık geçirdi. Golcü dahi almayan ve transfer döneminde yönetim kurulunun “golcü bir futbolcu alalım” tekliflerini hep geri çeviren teknik adamın İlhan tarafından eleştirilmesi siyah beyazlı camiada da şaşkınlık yarattı. Bu olay ayrıca kartal’ı ve teknik kadroyu eleştirenlerinde ekmeğine yağ sürdü.
Olay üzerine Beşiktaş’lı yöneticiler “bunlar aile içi sorunlar, kendi aramızda konuşmamız lazımdı”derken, her zaman oluğu gibi İlhan’ın davranış ve konuşmasını yine strese bağladılar. Ancak tasvip etmediklerini de söylediler. Öte yandan siyah beyazlı takımı iyi tanıyan ve Beşiktaş’ı yazan spor yazarlarının çoğu da İlhan Mansız’ın konuşma tarzı ve teknik adamı suçlayıcı beyanatını eleştirdi. Lucescu ise, olayı fazla büyütmek istemediğini belirterek, futbolcunun sahada konuşması gerektiğini ve verilen görevi en iyi şekilde yapması gerektiğini savundu.
İlhan’a güvenen ve bu nedenle başka bir golcü istemeyen Lucescu’nun başına gelenleri Beşiktaş camiası şaşkınlık içinde izlerken, bir kısım kartal taraftarı da bunun demokratik bir hak olduğunu söylediler. Yurtdışında bu tür beyanatların verildiğine dikkat çeken bir kısım taraftar ve otorite bu olayın garip karşılanmaması gerektiğin belirterek “İlhan bu sözleri içten söylemişse mesele yok. Ancak gol atamamanın ve formsuz görüntüsünün faturasını başkasına çıkarmak istiyorsa o zaman iş değişir. Çünkü herkes ondan ümit kesmişken en büyük desteği Lucescu vermişti” şeklinde konuştular.
SON MAÇLARDA GÖNÜL ALIYOR
İstanbulspor maçında golden sonra hocasına giden ve Lucescu’ya sarılan İlhan Mansız’ın bu sefer de kendisini tebrik etmek isteyen Ahmed Hassan’ı iteklemesi spor medyasında haftanın konusu oldu. Bunun üzerine İlhan bu sefer de Trabzon maçında attığı ilk golden sonra Ahmed Hassan’a sarıldı.
futbolcular bu olayların gündem oluşturmasından rahatsızlık duyduklarını belirterek “birbirimizin arasında sorun yok. Bunları belli kişiler çıkartıyor” şeklinde açıklama yaptılar.
Diğer yandan ise spor otoriteleri eleştirilerin yararlı olduğunu söyleyerek “son maçlarda Beşiktaş eski havasını buluyor. Bir futbolcu yıldız olabilir, ama önce saygılı ve herkese örnek olmalı” dedi.
Karikatürize olduk
Yaklaşık 30 senedir profesyonel olarak çizgi dünyasının içinde. Çizgi serüveni Gırgır dergisinde başlayan, kalemini hiç ara vermeden bugüne kadar oynatan, içimizden biri ve bir Beşiktaşlı. 46 yaşındaki karikatürist ve şu anda Leman dergisinde çizen Behiç Pek ile Beşiktaş sevgisini futbolu ve bu tutkunun pazara kadar mı yoksa mezara kadar mı olduğu üzerine konuştuk.
Leman’da Gazete Beşiktaş ile ilgili bir karikatürünüz yer aldı. Nereden esinlendiniz?
Öncelikle ben bir Beşiktaşlıyım. Çalışırken yanımda her zaman el radyom olur. Rastlantısal olarak radyoda reklamınızı duydum. Reklam 100. Yıl nedeniyle 100 bin lira oluşunuzla ilgiliydi. O sırada aklıma geldi. Karikatürümdeki adam olayı şöyle anlıyor. 100. Yılda 100 bin lira ise 200. Yılda 200 bin lira mı olacak? Diye espri yapıyor. Elbette her şeyin fiyatı artıyor ya da artacak buna da atfı içeriyor.
Çizgi dünyasına
nasıl girdiniz?
O zamanlar 18 yaşlarındaydım. Gırgır dergisi ile amatör olarak başladım. Profesyonelleşmemde Oğuz Aral’ın ve Engin Erdemirtaş’ın katkıları oldu. 1978 yılında Gırgırdan ayrıldık ve Mikrop dergisini çıkarmaya başladık, yaklaşık 1,5 yıl kadar sürdü. Sonrasında ben yine Gırgır ve Fırt’la çalışmaya devam ettim. 1990 yılında Milliyet gazetesi için Engin Erdemirtaş ile Pişmiş Kelle dergisini hazırladık. Yaklaşık on sene boyunca. Şimdi Leman dergisinde çiziyorum. Yeni sayılırım 1 sene oldu olmadı…
Karikatürlerinizde hangi konulara yer veriyorsunuz, tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Ben daha çok günlük yaşamı ilgilendiren konuları çiziyorum. Bilindiği gibi bir dönem çok satış olması için dergiler erotizmi kullanırdı. Ama biz hep uzak kaldık ve erotizmi ticarete dökmemeye çalıştık. Halkın çoğunluğunun sorunları neyse onu anlatmak için karikatürü bir araç olarak görüyorum daha doğrusu eskilerden öyle öğrendim. Mesela politik karikatürler yapıyoruz o gün olan biten şeyi yapıyoruz. Karakterlerde her şey olabiliyor onun bir sınır yok. Kimi karikatürcüler bir konu seçiyorlar. Bence karikatür her türlü olabilir bir sınır koymaya gerek yok yazılı veya yazısız da olabilir ama benim yazısız karikatürlerim sayılıdır. Karikatürün anlaşılır olması gerektiğini düşünüyorum insanları zorlamamalı.
Yaşam tarzındaki
değişimler karikatürlere nasıl yansıdı?
Hayat şimdi Gırgır zamanına göre çok değişti. Onu her tür insan okurdu aydınlar da, küçük çocuklar da, hatta okumayı oradan öğrenen bir sürü insan vardı. Çok birleştirici bir unsur haline gelmişti. Sonraları ilgi alanları çok dağıldı ve konular çeşitlendi hedefler değişti. Özellikle 80’lerden sonra dönemin koşullarından ötürü ticari zihniyet yerleşti.
Peki, spora gelince Beşiktaşlılığı nasıl tarif edersiniz?
Ben Beşiktaşlıyım,küçükken siyah beyaz renkler beni kendine çekmişti. Halen de o renkler beni çok etkiler. Tercih edin pazara kadar mı mezara kadar mı diye sorsalar ben pazara kadar Beşiktaşlıyım derim çünkü fanatik değilim. İnsanların bu yüzden ölmesi beni korkutuyor. Ben tabiri caizse futbolun hastasıydım, çok ilgilendim. Neredeyse bütün hayatım futbolla geçti diyebilirim. Tabii daha çok mahalle aralarında.
Futbola dönelim, futbol dünyasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ne yazık ki maçlara son zamanlarda gidemiyorum. Televizyonlardan takip etmeye çalışıyorum. En çok Milli maçları ve Avrupa kupası maçlarını izliyorum çünkü fazlasıyla heyecan duyuyorum. Türkiye Ligiyle ilgili olarak televizyonlardaki yorumcuları hiç kaçırmıyorum onlar beni eğlendiriyorlar. Kimisi doğru yorumlar yapıyor, kimisi ise sadece bir kavga alanı olarak görüyor. Spor yazarlarının dışında teknik adamlardan, Lucescu’yu çok seviyorum. Son derece mütevazı, onu çok beğeniyorum. Bir de Fatih Terim. Futbolculardan en çok Sergen’i beğeniyorum kendisi son derece yetenekli. İlhan Mansız da öyle. Herkes başarısı ile gündeme geliyor. Sporda torpil olamıyor. Bu sanatta da böyle torpille ressam olunmaz mesela.
Yüz yılın tarihini yazdı
Yüz yaşına giren Beşiktaş’ın dünü bugünü hakkında merak edilen bir çok soruyu Beşiktaş Kongre Üyesi Vala Somalı’ya sorduk. Balkan harbi döneminde kırmızı-beyaz mıydı, siyah-beyaz mıydı derken gazeteci-yazar Vala Somalı, kulübün kuruluş zamanından Beşiktaş’ın kazandığı ilk şampiyonluğa ve bir çok konuya açıklık getirdi. Galatasaray Kulübü’nün tarihi ile ilgili kitap çıkarmaya hazırlanan 72 yaşındaki Somalı ile, spor tarihini, Beşiktaş’ı ve bugünü konuştuk.
Kendinizden biraz bahseder misiniz?
Basın mensubu olarak 48 yıllık bir kariyerim var, 1993’te de emekli oldum. En çok emeğim Hürriyet’e geçti. Tercüman’da 6.5 yıl çalıştım, eski Günaydın’da 4.5 sene çalıştım. Çeşitli dergilerde de çalıştım. Spor yazarlığı, tarihçiliğinin yanı sıra branşlarım resim-karikatür ve grafikerlik. Ticaret lisesinde okudum, güzel sanatlar akademisine gitmek istemiştim ama o zamanlar ticaret lisesi mezunu öğrenci almıyorlardı. Resim ile ilgili tahsilimi, kariyerimi çok ünlü bir ressamın atölyesinde tamamladım. Mısırda 30 sene kalan hattattan kaligrafi sanatını öğrendim. Beş seneye yakın Yeşilçam’da sinema afişi yaptım. Çocukluğumdan beri bir gazetede bir şeyler çizmek düşüncesindeydim. Babam da eski bir gazeteci idi. 1946 yılında İzmir’den İstanbul’a geldim. Zannediyorum 1955 yılı idi, Türkiye Yayınevi vardı. Orada kapak kompozisyonları yapmaya başladım. Derken 56-57 yıllarında Yeni Sabah’ta çalışmaya başladım. 1960-61 yıllarında tiyatro dekoratörlüğü ile de ilgilendim, ikisini birlikte yürüttüm. 1961 yılında ise Hürriyet Gazetesi’ne girdim. Artık tamamen gazeteciliğe yöneldim. Beşiktaş Kulübüne, 1957 yılında üye oldum. Halen en eski kongre üyelerinden biriyim. Beşiktaş’ta 7 sene voleybol kaptanlığı yaptım, A takımı küme düşmüşken iki senede 1. kümeye çıkardık. Benim geldiğim ilk yılda, kız takımı Türkiye şampiyonu oldu…
Beşiktaş tarihi ile ilgili yazdığınız kitaplar var. Yazarlık yaşamınıza nasıl dahil oldu?
Yazarlık da şöyle ortaya çıktı, benim dayım Rüştü Dağlaroğlu 1957 yılında Fenerbahçe spor tarihini yazmıştı. Ayrıca benim de Beşiktaş ile ilgili özel hazırladığım bir albümüm vardı. Çocukluğumdan beri Beşiktaş’ı tutarım. Baba Hakkılara falan yetiştim. Derken ben de bir kitap yapayım, Beşiktaş ile ilgili dedim.
Beşiktaş ile ilgili kitap yazmayı gazeteciliğinizin ilk yıllarında mı düşündünüz?
Tabii. Ayrıca o yıllara kadar Beşiktaş ile ilgili her hangi bir kitap, bir broşür bile yoktu ortalarda. Ufak tefek araştırmalar yaparak başladım. Sahaflar Çarşısı’na gidiyordum, tabi gazetelerin arşivlerinde çalışmak zor. Her şeyi her gazetede bulamıyorsunuz. Karar verdim, kendi kütüphanemi kurayım dedim. Gerçekten de bir kütüphane kurdum, 30 yılımı aldı. Ama diyebilirim ki, Türkiye’de en kuvvetli spor kütüphanelerinden biri de bana ait. Aynı zamanda fotoğraf koleksiyonlarım da var. Bu arada biz kitabı geliştiriyoruz, kulübe geliyorum bir şey bulamıyorum. Gazetelere gidiyorum, bir çok şeyi bulamıyorum.
Araştırmalarınızda kriterleriniz nelerdir?
Öncelikle bu kulüp nasıl kuruldu? Hangi şartlarda kuruldu. Kuranlar, kimlikleri, nasıl insanlar, amaçları ne idi? Bunların üzerinde durduk. Türkiye’de Osmanlı döneminde kurulup da yaşamını cumhuriyet Türkiye’sine taşıyan 100 yıla varan ilk kulüp. Tabii, GS ve FB de kardeş kulüpler de aynı konumda. Onlar da 1-2 yıl içinde 100. yıllarını kutlayacaklar. Bunlar çok müstesna cemiyetler, öyle küçümsenecek cemiyetler değil. Kızılay, Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray gibi böyle 100 yılı bulmuş, yaşamlarını bugüne taşımış 5-6 cemiyetten fazlasını sayamazsınız.
Kuruluş tarihi ile ilgili bir belirsizlik söz konusu mu?
Ben bu kitabı yazdım, tam 21 senemi aldı. Gençlik yıllarımın en önemli 21 yılını gecemi gündüzüme katarak bu kitabı hazırlamakla geçirdim. Bekarım tabii, 50’li yılların ortası, 60’lı yıllar falan. Düşünün kitabı 1978 yılında 75. yılı münasebetiyle bastırıyorum. Özveride bulunmak, geceni gündüzüne katıp kütüphanelerde, arşivlerde Beşiktaş’a ait haber, konuları kovalamak, bunu herkes yapmaz. Bu işleri yapan çok az kişi vardır. Beşiktaş 1903 yılında kurulmuş, bir sürü branşta faaliyet gösteriyor. Diğer rakipler futbol kulübü diye kurulmuş, sonra branşlarını genişletmişler.
Geçmiş zamanlardaki karşılaşmalardan bahseder misiniz?
Mütareke-işgal döneminde İstanbul’da çeşitli gruplar vardı. Bunlara turnuva demek lazım, ama zaman aşımından yararlanarak İstanbul ligi deniliyor. İstanbul ligi değil, bir tane olur. Bir mevsimde Pazar Ligi, Cuma ligi, Türk İdman Birliği Ligi, İstanbul Şampiyonluğu Ligi gibi isimler altında ligler yapılıyor ise, kimi zaman üç tane şampiyon çıkıyor ise, her biri de esas şampiyonum diyorsa, organizasyonları Türkiye’nin tek resmi organizasyonu olarak kabul edemezsiniz. Onlar, Türk futbolunun ilk kıpırtıları. Onları da kitaplarımızda ayrı bir grup yaptık. İlk resmi şampiyonluk Cumhuriyetin ilanı ile 1923-24 sezonunda başladı. Beşiktaş, oynamak istiyor, Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ın istediği grupta. Hayır diyorlar, almıyorlar aralarına. Aralarında öyle takımlar var ki, silinmiş gitmiş tarihten. Beşiktaş takımı ile karşılaşmadan onun kuvvet derecesini nereden takdir ediyorsun. Diğer branşlarda Beşiktaş, atletizmde, boksta, güreşte şampiyonluklar alıyor, ama aralarında istemiyorlar…
O dönemde gerçekleştirilen karşılaşmalarda Beşiktaş nasıl bir grafik çiziyordu?
1938 yılı… Maçlar yapılıyor, eğer puanlar eşit ise yıl sonunda o eşit puana sahip takımlar, şampiyonluk için aralarında tekrar karşılaşıyordu. Beşiktaş o yıl, Güneş’i yeniyor ve yıl sonunda Beşiktaş, Fenerbahçe, Güneş’in puanları eşit. Aralarında tekrar karşılaşmaları lazım. Fakat Güneş istemiyor.
Beşiktaş-Güneş maçlarında Beşiktaş’ın, daha fazla galibiyeti var. Güneş’in Galatasaray’a karşı 6-0 lık, 7-0 lık galibiyetleri bulunuyor. O sıralar Avrupa’da averaj sistemi uygulanıyor. Bakıyorlar ki, Güneş’in averajı iyi, 24 saat içinde bir karar… Güneş, şampiyon. Averaj diye bir sistem var, taklit ediliyor, ama bir ülkede, o ülkenin liglerinde bir değişiklik yapılacaksa, bir sistem değişikliği veya bir averaj getirilecekse, bunu bir yıl evvelden kanun teklifi olarak sunarsın. Kanunlaşır ve bu bütün kulüplere de tebliğ edilir. Çünkü kulüpler de ona göre hareket edecek. Sonrasında Beşiktaş, fırtına gibi girdi liglere… 1939 yılından 1946’ya kadar beşi üst üste, 7 kez şampiyon oldu. 8 sene sürdü, duman etti hepsini. 144 resmi lig maçında 599 gol atmıştır, dünya rekorudur esasında.
Beşiktaş’ın bugününü ele aldığınızda, Avrupa yolunda nasıl değerlendiriyorsunuz?
Avrupa kupalarında başarı sağlamak, çok yabancı takımla oynama durumuna girmek, onu Galatasaray yaptı. Özel maçlarını 2. küme takımları ile yapmadı, hazırlık maçlarını hep dişli takımlarla oynadı, tecrübe kazandı. İyi de bir kadro yaptılar. Şimdi bakın dünyadaki bütün Avrupa kupalarında derece almış, şampiyonluklar kazanmış takımların kadrolarına bakın, bu başarıyı kazanmış kulüplerin kadrolarında dünya çapında 4-5 tane oyuncu vardır. Biz şanssız bir kulübüz. Sebebi, Beşiktaş Avrupa Kupalarına girmeye başladığı yıl ilk önce zaten teşkilattan kazık yedi, şampiyon kulüplere katılma hakkını kazandı 56-57 sezonunda. Federasyon UEFA’ya ismini geç bildirdi. Beşiktaş, kura dışı kaldı, büyük bir maddi zarara uğradı.
Milli sporcular ölümsüzleşti!..
Türkiye’de bir ilk olan Sporcular Parkı büyük bir şölenle açıldı. Dünya üçüncüsü Milli futbol takımının rölyefleri, olimpiyat ve dünya şampiyonu Türk sporcuların heykelleriyle donatılan Sporcular Parkı’nın açılışında, Milli Takım oyuncuları ve Hamza Yerlikaya yer aldılar. Beşiktaş Belediye Başkanı Yusuf Namoğlu, Sporcular Parkı’nın açılışıyla ilgili hislerini şöyle dile getirdi: “Uzun yıllar Türk sporuna hizmet etmiş biri olarak Türkiye’yi dünyaya tanıtan spor adamlarını, sporun her dalını bugün burada sonraki kuşaklara aktarmanın mutluluğunu yaşıyorum. Eğitim kültür ve spor bu ülkeye çok şey kazandıracak. Bu parkla da uluslar arası alanda başarı elde etmiş ve bize apayrı heyecan ve gururu veren isimleri ölümsüzleştiriyoruz.”
20 bin metre karelik bir alan üzerine kurulu parkta, Türkiye’nin rüzgar kızı Süreyya Ayhan, yenilmez Naim Süleymanoğlu ve güreşte sırtı yere gelmeyen şampiyon Hamza Yerlikaya gibi önde gelen sporcuların heykelleri göz dolduruyor. Ayrıca yürüyüş parkuru üzerinde ülkemizi çeşitli müsabakalarda başarıyla temsil etmiş sporcuların isimlerini taşıyan yıldızlar yer alıyor. Sporcular parkını ziyaret eden spor tutkunları, hayran olduğu isimlerin büst ve heykellerini görmelerinin yanı sıra, basketbol, tenis, masa tenisi oynayabilecek hatta vücut çalışabilecekler.
Rüzgar Kız, Sporcular Parkı’nda
Türkiye’de bir ilk olan Sporcular Parkı’ndaki, son heykelin açılışı Süreyya Ayhan’ın ziyaretiyle gerçekleşti. Süreyya, parkta büyük bir kalabalık tarafından alkışlarla karşılandı. Açılışta Antrenörü Yücel Kop’un yanı sıra, Atletizm Federasyonu Asbaşkanı Hüseyin Yıldırım, Gençlik ve Spor İl Müdürü Tamer Taşpınar ve projenin mimarı Yusuf Namoğlu da yer aldı. Bir çok spor dalını simgeleyen bu parkta, atletizmdeki başarısıyla Süreyya Ayhan da, parkın göbeğindeki dünyayı koşan heykeliyle başarısını tarihe geçiriyor.