SPOR-Ortalık toz duman!…

Futbol Federasyonu Başkanı Özgener basın toplantısında gündemi yöneticilerin yaptığı açıklamalar üzerine oturttu. Milli Takımın yaptığı maç ve Emre’nin kırmızı kartla oyun dışına kaldığı disiplinsiz hareketlerindern kaçınarak sadece federasyonu yönelik açıklamalara cevap veren Özgener gündem değiştirdi ve de soru da kabul etmeyerek kamuoyunun merak ettiği konularda aydınlatma yoluna gitmedi. Basını adeta mesj veren kendine ait bir kuruluş olarak kullandı!… Bu basın topantısı bu yönüyle bile çok eleştiri alaçağa benziyor.
Basın toplanhtısından sonra başta Beşiktaş kulübü olmak üzere bu sözlere en ağır yanıtların verileceği belirtildi.  Beşiktaş Kulübü, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener’in bugün düzenlenen basın toplantısındaki açıklamalarına pazar günkü mali kongrede yanıt verileceğini açıkladı.
Siyah-beyazlı kulüpten, yönetim kurulu adına yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
”Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Mahmut Özgener’in bugün kulübümüzü, asbaşkanımız Sayın Serdal Adalı’yı ve yönetim kurulu üyemiz Sayın Cengiz Zülfikaroğlu’nu hedef alan ithamları ile samimi olmadığına inandığımız açıklamalarına gerekli cevabı, başkanımız, 13 Şubat 2011 Pazar günü yapılacak Olağan İdari ve Mali Genel Kurul Toplantısı’nda verecektir.”

İşte Özgener’in sözlerinden bazıları

-”PARANOYAYA VARAN İFADELER HAVADA UÇUŞUYOR”-

Konuşmasında yöneticilerin verdiği demeçleri de ağır bir şekilde eleştiren Özgener, şöyle devam etti:

”Bir bakıyoruz yöneticilerimiz sürekli gündemde. Hakem hatalarını bir kenara koyalım, birçoğunun konuşması için hata bile gerekmiyor. ‘İnce, ince doğradılar’, ‘Bizi şampiyon yapmayacaklar’ gibi altı boş, hiç bir rasyoneli olmayan, paranoyaya varan ifadeler havada uçuşuyor.

Transferde yapılan yanlışlar, teknik direktörün, futbolcuların hataları ilk hakem yanlışında hemen hasıraltı ediliyor. Takımların şampiyonluk yarışında yer alması için hiç bir şartı yerine getiremeyen, teknik konularda durmadan hata yapan yöneticiler, hiç yüzleri kızarmadan bütün suçu hakemlere ve federasyona yükleyiveriyorlar.

Futbolumuzda şiddet ve birçok önemli konuda hiç konuşmayan yöneticilerimiz ilk hakem hatasında tepki gösteriyor. Kural dışı, yasa dışı işleri ‘biz alasını yaparız’ diye övüyorlar. Her gün gazetelere çıkıp, insanların kişiliklerine, rakip takımların yöneticilerinin kişiliklerine laf ediyorlar. Hakem odalarını baskı altına alıp, koridorlarda gerilim ortamı yaratıyor ve bunu kendilerinde hak olarak görüyorlar. Komplo teorileri ve mağdur görünme çabaları her şeyin önüne geçiyor. İnsaf ve sağduyu gibi kelimeler belirli dönemlerde yöneticilerimiz için anlamını bilmedikleri yabancı dilde sözcükler haline geliyor.

Bu yıl da aralarından sadece bir takım şampiyon olacak. Diğerleri sorumluluğu üzerlerinden atmak için, yine ülke futbolunu, ülke sporunu hiçe sayarak, kendilerini kurtarma çabalarına girecekler. Kaçan şampiyonluklara, başarılara ‘Bizim de hatalarımız oldu ama hakemler şöyle yaptı, federasyon böyle yaptı’ diyerek kılıf uydurmaya çalışacaklar. Kendi hatalarının üstünü örtmek için, dünyanın her ülkesinde olabilecek hakem hatalarını kullanmaya çalışacaklar.

Neyse ki futbol camiamız, medyamız, yorumcularımız ve taraftarların büyük bir çoğunluğu artık bu tuzağa düşmüyor. Son açıklamaların ardındaki gerçek niyetleri herkes anladı. Durmadan suçladıkları medya ve yorumcular, kendilerinden daha sağduyulu davrandı.”

-”BU KİŞİLERLE SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ”-

Mahmut Özgener, 5. ve en önemli madde olarak, kendilerini kurtarmak için futbolu hiçe sayan bu kişilerle sonuna kadar mücadele edeceklerini herkesin bilmesini istedi.

”Hakem odalarını ve koridorları etki ve baskı altına alanlara, hakem odası basmanın daha alasını yapmak isteyenlere, her gün gazetelere açıklama yapanlara verilen cezalar daha da ağırlaştırılacaktır” diyen Özgener, şunları kaydetti:

”Bir yöneticimiz açıklama yapmış ve susmayacağını söyleyip demokrasinin olmadığından dem vurmuş. Kendisine buradan hatırlatmak isteriz; futbolda demokrasi yoktur, kurallar vardır. Yorum yoktur, kararlar vardır. Futbolun bir anayasası vardır ve orada yazan kurallara göre oynanır. Rakibinin ayağına tekme atan kırmızı kartı görür ve oyunun dışında kalır.

Sonra yeniden tekme attığında kimse daha önce kırmızı kart görüp görmediğine bakmaz, yine kırmızı kartı görür ve yine oyun dışında kalır. Bu böyle; kırmızı kart görmemesi gerektiğini anlayana kadar sürer gider. Futbolun ruhunu ve yasalarını bilmeden, Türk futbolunda, spora ve sporun ruhuna zarar veren bu alışkanlıklar değişene kadar, önlemlerimiz daha da sertleşecek.

Yöneticilerimizi uyarıyoruz, Türk futbolunu kaos ortamına sürüklemenize izin vermeyeceğiz. İyi yöneticilik, her futbol ülkesinde yaşanabilecek olayları öne çıkarıp, bu hataların arkasına saklanmak, kolay yolu seçmek değildir. Başarısızlıklarda hakemleri işaret edip, kurtulmaya çalışmak kolay, zor olan takımlardaki sorunları çözmek, şampiyonluk yarışından erken kopmanın nedenlerini bulmak. Lütfen artık kolay yolu seçmeyin. Lütfen içinde bulunduğunuz ortamı ve yapmakta olduğunuz işi, almış olduğunuz görev ve sorumlulukların ne olduğunu bir kez daha anlamaya çalışalım.”

“KİMSENİN GÜCÜNÜ KULLANARAK FUTBOLU BASKI ALTINA ALMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ”

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı (TFF) Mahmut Özgener, ”Geçmişte olduğu gibi, sesi çok çıkanın, gazetede sayfası çok olanın, taraftarı çok olanın, bu gücünü kullanarak futbolu baskı altına almasına izin vermeyeceğiz” dedi.

Özgener, futbolun dünyanın en güzel ve en keyifli oyunlarından biri olduğunu belirtti.

Futbolun, her yıl büyük kalabalıkları heyecanlandırdığını, zevk almalarını, zaman zaman üzülmelerini, zaman zaman sevinmelerini sağladığını kaydeden Özgener, ”Futbol, yaşamdaki her duygunun yaşanabildiği bir mikrokosmostur, ayrı bir dünyadır… Maalesef her yılın sonunda yalnız ve yalnız bir tek takım şampiyon olur. Herkesin şampiyon olması mümkün değildir. Şampiyon olmayanların bahane aramak için sağa sola saldırdığı, şiddeti körüklediği bir ortamdan ne futbola, ne spora, ne de toplumsal yaşamımıza bir fayda gelmez” diye konuştu.

-”TÜRK FUTBOLUNUN ALTINA DİNAMİT KOYMAYIN”-

Kulüp yöneticilerine seslenen Mahmut Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Günü kurtarmak, kulüp içi dengelere mesaj vermek, bahane bulmak adına bu ülke sporunun, Türk futbolunun altına dinamit koymayın. Size açık bir çağrıda bulunuyorum. Kendinizi bir spor adamı olarak görüyorsanız bir spor adamı gibi, yok ‘Ben sadece yöneticiyim’ diyorsanız, o zaman bir lider gibi davranın.

Yaşamı boyunca spor nedir bilmeyen, sahaya inip koşmamış, maça çıkıp terlememiş, soyunma odasının havasını, ısıtıcı merhemlerin kokusunu ciğerlerine çekmemiş, kazanmanın ne olduğunu bilmeyen, kaybetmeyi bir sporcu gibi kabullenemeyen, hakemlerin her maça çıkarken yaşadığı duyguların yüzde birini bile hissetmemiş insanların eline mikrofon verip konuşturmayın. O mikrofonlardan insanları gerilime, şiddete, toplumsal kavgalara ve kaosa sürükleyecek konuşmalar yaptırmayın.

Çağdaş ülkelerde olduğu gibi, futbolun tartışmasını da bu işin içinden gelmiş, işinin ehli, tansiyonun, stresin ne olduğunu bilen, kazanmanın-kaybetmenin sevincini ve hüznünü yaşamış insanlara bırakın. Yapılan hataların da, kazanılan başarıların da değerlendirmesini sporun değerlerini bilen, bu işin gerçek sahipleri yapsınlar. Sizler; kulüple ilgili işlerinize, takımınıza, oyuncularınıza, onların motivasyonuna, kulüp yöneticiliğinin gerçek sorumluluklarına odaklanın.”

-”HİÇ KİMSENİN EN UFAK BİR ENDİŞESİ OLMASIN”-

Kendilerinin, Türkiye’de adil bir oyun oynanabilmesi amacıyla gerekli tüm koşulların oluşması için var güçleriyle çalıştıklarını ve çalışacaklarını kaydeden Özgener, sözlerini şöyle tamamladı:

”Biz de bu şekilde konuşmalar yapmak yerine kendi işimize, adil ve tüm kulüplere eşit mesafede pırıl pırıl bir ligin oynanmasını tesis etmeye, hakemlerimizin motivasyonuna, eğitimine, gelişimine odaklanıp ana işlerimize konsantre olalım.

Buradan tüm futbol ailesine, hakemlerimize ve tüm kulüplerimize sesleniyorum: Lütfen hiç kimsenin en ufak bir endişesi olmasın… Federasyonumuz bu ülkede adil ve her kulübümüze eşit mesafede, hakkı olanın kazanacağı, hak edenin ipi göğüsleyeceği bir ligin oynanması için mücadelesini sürdürecek. Lütfen kendinizi güvende ve rahat hissedin… Geçmişte olduğu gibi, sesi çok çıkanın, gazetede sayfası çok olanın, taraftarı çok olanın bu gücünü kullanarak futbolu baskı altına almasına izin vermeyeceğiz. Spor Toto Süper Lig, bu federasyon olduğu müddetçe 18 takımlı bir lig olarak oynanacaktır.”