Lale Devri, Osmanlı Devleti’nde, 1718 yılında Avusturya ile imzalanan Pasarofça Antlaşması ile başlayıp, 1730 yılındaki Patrona Halil İsyanı ile sona eren dönemdir. Lale Devri, gündelik hayatta, güzel sanatlarda, ilim ve teknik alanlarında olduğu gibi edebiyatta da etkilerini göstermiştir. Peki, Lale Devri’nin en ünlü şairi kimdir?
18. yüzyılda, mahallileşme akımının temsilcilerinden olan Osmanlı dönemindeki Lave Devri’nin en ünlü şairi Nedim’dir. Nedîm Osmanlı’nın en meşhur divan edebiyatı şairlerinden birinin mahlası. Şöhretini Osmanlı Devleti’nin 1718 – 1730 yılları arasındaki Lâle Devri’nde kazanmıştır. Yaşamı ve eserleri ile o devrin ruhunun temsilcisi olarak kabul görmektedir.
17. yüzyıl sonu ile 18. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşamıştır. Asıl adı Ahmed olan Nedîm; İstanbul’da 1681’de doğdu. Babası Mehmed Efendi; Sultan İbrahim’in iktidarı esnasında kazaskerlik görevinde bulundu. Küçük yaşlarda medrese eğitimi alan Nedîm; burada Arapça ve Farsça öğrendi. Daha sonra fıkıh eğitimi aldı.
Bir şair olarak tanınma gayreti içindeki Nedîm, Osmanlı Sadrazamı Ali Paşa’ya birkaç kaside yazdı. Ama Topkapı Sarayı’na girişini sağlayan Ali Paşa’nın halefi olan Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’ya yazdığı kasideler oldu. Lale Devri’nin sadrazamı olan Damat İbrahim’in himayesi altında daha sonra kendisini meşhur yapacak olan eserlerini ve yaşam tarzını ortaya koydu. Şair gerek yaşamı, gerekse şiiri ile estetik, sanat ve eğlence eğilimleri ile göze çarpan bu devrin önemli bir temsilcisi olarak kabul görmektedir.
Nedîm’in Patrona Halil İsyanı esnasında öldüğü kabul edilmekte ama bunun içeriği hususunda ihtilâflar bulunmaktadır. En meşhur rivayet, isyankârlardan kaçarken Beşiktaş’taki evinin çatısından düşerek öldüğü yönündedir. Diğer bir rivayette aşırı alkolden öldüğü söylenir. Bir başka rivayet ise, Damad İbrahim Paşa ve şürekâsına yapılan işkenceden ötürü dehşete kapılıp korkudan öldüğü şeklindedir. Nedîm’in mezarı, Üsküdar’da Karacaahmet Mezarlığında bulunmaktadır.