Türkiye seçim havasına giriyor. İktidarın bazı eylem ve uygulamaları bir erken seçim çağrısı gibi görünse de sonuçta şunun şurasında artık yerel seçimlere bir yıl genel seçime ise bir buçuk yıl kaldı. Buna rağmen ben her an bir baskın seçim olabileceği ihtimalini hep kenarda tutuyorum. Ancak konuya başka açıdan bakarsak belki de Erdoğan’ın artık bir baskın seçime gitme ihtiyacı duymayacağını çünkü zamanında yapılacak seçimi bugünden kazandığına inandığını söyleyebilirim. Erdoğan “asrın lideri” değil elbette ama “asrın buluşunu” gerçekleştirdiği kesin. Vatandaşa “koalisyon belasından artık kurtuluyoruz” diyerek “tek adam” rejimini dayattıktan sonra koalisyonun ağababasını yapmak az iş değildir. Üstelik bu asrın buluşundan MHP ve BBP de çok kârlı çıktılar. Her iki parti de asla barajı aşamayacaklarını biliyorlar. Seçim öncesi koalisyon formülü ile bu iki parti Meclis’e girecek. Gerçi Meclis’e girmek artık hiç önemli değil. Ama bana göre zaten işin püf noktası burada. MHP ve BBP yeni rejimde parlamentonun hiçbir işlevi olmadığını bal gibi biliyorlar. Aynı zamanda asla başkanlık seçimini kazanamayacaklarının da farkındalar. Demek ki seçim sonucu bu iki partiyi kesinlikle “iktidar dışı” bırakıyor. Parlamenter sistemde iki parti de Meclis’e girebilir, iktidara ortak olma şansını zorlayabilir. Başkanlık sisteminde ise bu yok. Kim seçilirse kral artık o oluyor. Bu durumda yeni rejimde asla varlık gösteremeyecek küçük partiler “kralı seçenler arasında” yer alırlarsa kralın yönetiminde görev alabilirler alamasalar bile iktidar nimetlerinden yararlanabilirler. İki parti bu hesabı yapmıştır. Bana göre bu büyük başarıdır. Ölü iki partinin kalanlarını iktidara taşımak az şey değildir. Ayrıca bu iki partiden kaçmış olanlar da şimdi yüzsüzce geri dönecek ve “Biz de varız” diyeceklerdir. Bu da partilerin toplam oyunu yükseltecektir. Saray bu ortaklığa Saadet Partisi’ni de katmak istiyor. Kara kaşı kara gözü için değil elbette, bu sayede hem yüzde 50 artı 1’e daha yaklaşacaktır hem de rakibi CHP’yi tek başına bırakma veya HDP ile işbirliğine zorlama şansı yakalayacaktır. Saadet lideri Temel Karamollaoğlu şu anda “böyle bir oluşuma girmeyeceklerini” söylüyor. Ancak bu konuda direnemeyebilir. Çünkü Saadet tabanı da biliyor ki yeni sistemde iktidar ihtimali yok. Açıkça Erdoğan’a cephe alınması halinde intikam oklarına da hedef olacaklarını herhalde biliyorlardır. Bu nedenle tabanın Saadet yönetimine baskı yapması ve koalisyonda yer almasını istemesi kimseyi şaşırtmasın. Ki ayrıca zaten Saadet yönetimi bu birliğe girmezse partide çatlaklar olabilir. Ayrılanlar iktidardan pay koparabilmek için açıktan Erdoğan’a bağlılıklarını bildirirler. Böyle durumlarda hainlik yapanlar kıymetli olurlar.