Dünya Epilepsi Günü kapsamında yapılan açıklamada, dünyada 50 milyon, Türkiye’de ise yaklaşık 700 bin civarında epilepsi hastası olduğunun tahmin edildiği, epilepsi nöbetlerinin çeşitli şekillerde olabildiği aktarıldı.
Epilepsi nöbetinin herkeste görülebileceği ve hekim kontrolünde düzenli ilaç kullanımıyla görülecek tedavinin başarı şansının yüksek olduğu bildirildi.
Dünya Epilepsi Günü kapsamında yapılan açıklamada, dünyada 50 milyon, Türkiye’de ise yaklaşık 700 bin civarında epilepsi hastası olduğunun tahmin edildiği, epilepsi nöbetlerinin çeşitli şekillerde olabildiği aktarıldı.
Sara hastalığı olarak da bilinen epilepsinin kimilerinde sadece dalma tarzında olduğu kaydedilen açıklamada, farklı bir kişide kasılma ve çırpınma tarzında hareketlerle giden bilinç kaybının da eşlik ettiği nöbetler görülebildiği anlatıldı.
Nöbet anında yaşananların beyin aktivitesindeki değişikliğin nereden başladığına ve ne kadar hızla yayıldığına bağlı olduğu belirtilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi.
“Tek bir nöbetle kişinin epilepsi hastası olduğunu söylemek mümkün. Epilepsi bulaşıcı bir hastalık değildir. Özellikle epilepsinin bazı tipleri genetik olabilir. Epilepsinin tedavisi hastanın nöbet tipine göre değişir. Çoğu zaman ilaç tedavisi nöbet kontrolü için yeterli olur. Hekim kontrolünde düzenli ilaç kullanımıyla nöbetler kontrol altına alınabilirken ilaçla kontrol altına alınamayan nöbetlerde cerrahi tedavi uygulanabilir. Beyindeki kontrolsüz elektriksel aktivite sonucu nöbetlerin neden olduğu anormal davranışların yanı sıra duyu ve farkındalık kaybına neden olabilen sinir sistemi hastalığı olan epilepsi nöbetinin herkeste görülebilir. Hekim kontrolünde düzenli ilaç kullanımıyla tedavi başarı şansı yüksek.”
NÖBET SIRASINDA YAPILMASI GEREKENLER
Açıklamada, epilepsi nöbeti geçiren biriyle karşılaşılması durumunda öncelikle sakin olunması ve hastanın yalnız bırakılmaması gerektiği vurgulanarak, şu uyarılarda bulunuldu: “Hastanın hareketleri durdurulmaya veya engellenmeye çalışılmamalı, hasta güvenli bir yere yatırılmalı ya da alınmalı, yaralayabilecek ucu sivri veya sert eşyalardan hastayı uzaklaştırarak veya bunları hastanın yanından uzaklaştırarak hasta korunmalı, kravat ve kemer gibi sıkı giysileri varsa giysileri gevşetilmeli, varsa gözlüğü çıkarılmalı. Hasta sabit ve rahat olacak bir şekilde bir tarafa doğru yatırılıp, tükürüğünün dışarı akması sağlanmalı. Rahat nefes alması için mümkünse ağzı ve solunum yolu açık tutulmalı, ağzına bir şey sokmaya veya koymaya çalışılmamalı, çene ile ilgili zorlayıcı hareketler zararlıdır. Nöbet sırasında ilaç verilmemeli, nöbetin geçmesine yönelik bir şey yapılmamalı.”
Açıklamada, epilepsi krizi olduğu bilinen bir kişiye yapay solunum veya kalp masajı yapılmasına gerek olmadığı belirtilerek, hastanın üzerinde epilepsi hastası olduğunu gösteren bir kart veya sağlık karnesi olup olmadığına bakılması gerektiği bildirdi.
Nöbetin bitmesinin beklenmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, “Nöbet sonrasında kişi yorgun ya da ne yaptığını bilemez haldedir. Dolayısıyla bu aşamada sakin ve güven verici olunmalı, açık bir cama veya yola doğru gitme gibi hareketler karşısında yumuşakça engel olunmalı. Nöbet hakkında verilecek bütün bilgilerin hem hastaya, hem de doktora yardımcı olacağı unutulmamalı” ifadeleri kullanıldı.
AMBULANS NE ZAMAN ÇAĞIRILMALI?
Açıklamada, hangi durumlarda ambulans çağırılması gerektiğine ilişkin şunlar kaydedildi.
“Hasta suda nöbet geçirdiyse, hastanın üzerinde epilepsi hastası olduğuna dair hiçbir bilgi yoksa veya hastanın bu nöbeti bir epilepsi hastalığı nedeniyle geçirip geçirmediği bilinmiyorsa, kişi yaralanmışsa, hamile ya da diyabetik ise, Nöbet 5 dakikadan daha uzun süredir devam ediyorsa, ikinci nöbet ilk nöbet bittikten çok kısa bir süre sonra başlıyorsa, kasılmalar bittikten sonra kişinin bilinci açılmıyorsa hemen ambulans çağırılmalı.” Vatan