Zeytin Dalı Harekâtı sırasında Afrin’de yaralanan ve tedavileri devam eden askerler, ‘Yine olsa yine gideriz’ dedi. Yaralanan ve tedavileri devam eden askerler, yaşadıklarını BBC Türkçe’ye anlattı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) 3 Şubat tarihli basın bildirisine göre, 20 Ocak’ta başlayan Zeytin Dalı Harekatı’nda şu ana kadar 57 asker yaralandı.
Harekâtın 8. gününde, Kuru Tepe bölgesinde sol dizi ve boynundan yaralanan Piyade Uzman Çavuş Tayfun Bolat da o askerlerden biri.
25 yaşındaki Bolat, ilk önce helikopterle Antakya Devlet Hastanesi’ne taşındı, ardından Ankara GATA’da gördüğü 5 günlük tedavinin ardından, istirahat etmek için memleketi Samsun’a döndü.
Telefonla görüştüğümüz Bolat, olay anını ve sonrasında yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Kuru Tepe’ye ilerlerken çatışma çıktı ve bize atılan havan topundan seken şarapnellerden sol dizimden ve boynumun sağ tarafından yaralar aldım. 2 şehit, 11 yaralı diye haberler olmuştu, biz hareketi başlatan ilk ekipler arasındaydık.
“Bir astsubayımız, bir de uzman çavuş arkadaşımız şehit oldu orada, ruhları şad olsun. Çok hızlı müdahale edildi ancak yaraları çok ağır olduğu için olay yerinde hayatlarını kaybettiler.
“Olay anında bilincim açık olduğu için elimden geldiğince, benden daha ağır durumda olan arkadaşlarıma müdahale ederek çabaladım ama kurtaramadık.
“Yaralandığım gün bir yaşındaki oğlumun doğum gününe iki gün kalmıştı. Tabii bunlar olay anında insanın aklına geliyor, illa ki bir korku oluyor. Ama korkmak ayrı şey, kaçmak ayrı şey. Orada aklınıza asla kaçmak gelmiyor. Geri adım atmak yok. Esas kendi canınızdan çok orada ağır yaralı veya şehit olmuş arkadaşları görmek insanı kafa olarak yoruyor.”
‘Halkımız, devletimiz yalnız bırakmadı’
Bolat, hem sağlık kontrollerinin devam ettiğini hem de psikolojik yardım aldığını söylüyor:
“Bir yandan psikolojik tedavi de görüyorum. Geceleri uyku problemlerim oluyor, özellikle rüyalarda…O yüzden şu an uyku düzenleyici bir ilaç kullanıyorum.
“Gündüz de bazen böyle sessiz ortamlarda kaldığımda sanki aynı olay tekrar yaşanacakmış gibi hissediyorum. O yüzden pek yalnız kalmamaya çalışıyorum. Ama yavaş yavaş düzeleceğiz inşallah.”
Bolat yaşadığı travmanın yükünü, çevresindekilerin manevi destekliğiyle aştığını ifade ediyor:
“Halkımız olsun, devletimiz olsun hiçkimse yalnız bırakmadı, destekleri eksik olmadı. O yönden kendimi maddi manevi hiç zor bir durumda hissetmedim.
“Bizim moralimizi hiçbir zaman bozamıyorlar. Moralimizi tek bozan şey arkadaşlarımızın şehit olması. Çok şükür ne ölümden korkuyoruz ne de tehlikeden. Tek derdimiz şehit vermeden operasyonu bitirmek, başka hiçbir şey düşünmüyoruz.”
‘Savaş kötü bir şey ama biz her şeye hazırız’
Piyade Uzman Çavuş Tayfun Bolat yine aynı şeyleri yaşayacağını bilse yine Afrin’e gideceğini, aklının hala orada görev yapan arkadaşlarında kaldığını söylüyor:
“Operasyondaki arkadaşlarımızla sürekli iletişim halindeyiz. Zaten bir saatten sonra aile gibi oluyorsunuz orada. Yemeğinizi, yükünüzü paylaşıyorsunuz. Canımız birbirimize emanet oluyor, kopmak öyle kolay bir şey değil.
“Savaş sonuçta olmaması gereken kötü bir şey. Ama biz Türk askeri olarak her zaman her şeye hazırız. Çünkü vatan demek gelecek demek. Bir yaşındaki oğluma güzel bir gelecek bırakmak istiyorsam bu vatanın bütünlüğünü her zaman korumamız lazım.
“Ben birçok yerde bulundum, mesela Suriye’de. Eğer vatanın işgal altındaysa çocuğun da işgal altında, eşin de işgal altında. Özgür değilsen, yaşamanın da bir anlamı yok zaten.”
‘Arkadaşlarımızın kanını yerde bırakmayız’
Afrin’de yaralanan Üsteğmen İsmail Tokmak ise operasyonun 13. gününde Şeyh Aruz bölgesinde sol bacağından yaralandı ve sol kulak zarı patladığı için hala yüzde elli duyma kaybı yaşıyor.
Memleketi Şanlıurfa’da tedavi gören ve BBC Türkçe’ye konuşan Tokmak, saldırı anında kendisiyle birlikte bulunan 5 askerin hayatını kaybettiğini ve bir tek kendisinin hayatta kaldığını anlatıyor:
“Şeyh Aruz Dağı’nda tankımız atış bölgesine gelmiş atış yapmaya hazırlanırken üzerimize roket atıldı. Birkaç saniye önce ÖSO aracı benimle tank arasında bir mesafede durduğu için, tanktan fırlayan şarapnel parçaları ve patlayan mühimmat bana değil araca isabet etti.
“Toplamda 6 kişiydik, 5’i şehit oldu, ben de o sayede kurtuldum. Ama şu an sol bacağımı hiç kullanamıyorum, sol kucağımda da yüzde 50 duyma kaybı var. İnşallah tamamen iyileşip görevimin başına döneceğim.”
Tokmak, olay anında bilincinin yarı açık olduğunu ve bir uzman çavuşun yanı başında hayatını kaybettiğini söylüyor:
“Patlama anında şarapneller isabet ettikten sonra beni uçurdu zaten. Ondan sonrası toz dumandı, hiçbir şey göremiyorduk. Şehit olan diğer 4 kişi tankın içindeydi ama yanımda bulunan uzman çavuşum, en yakınımdaki kişi… Toz duman olunca onu göremedim,. Bağırdım, ‘Neredesin?’ diye bağırdım. Toz duman kalktıktan sonra bir baktım ki hemen ayağımın ucunda yatıyordu, rahmetli olmuştu.”
Bir yandan psikolojik tedavi de gören Tokmak, “En kısa zamanda ayağa kalkıp devam edeceğim görevime. Allah’ın izniyle arkadaşlarımızın öcünü almadan, kanını yerde bırakmayız” diyor.
16 asker hayatını kaybetti
TSK’nın basın açıklamalarına göre, Zeytin Dalı Harekâtı’nda şu ana dek 16 asker hayatını kaybetti. TSK, Perşembe günü Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Harekâtın başlangıcından itibaren etkisiz hale getirilen terörist sayısı 1028 olmuştur” ifadelerini kullandı.
Harekâtın amacı, “Türkiye’nin sınırlarında ve bu bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması” olarak tanımlamıştı.
Operasyon kapsamında, “Afrin bölgesinde, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ’a mensup teröristleri etkisiz hale getirmek ve dost ve kardeş bölge halkını bunların baskı ve zulmünden kurtarmak” da amaçlar arasında sıralanmıştı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, harekâtta sivillerin hedef alındığı yönündeki iddiaların asılsız olduğunu söylemiş, “Hedef PYD/YPG olunca bu tür iftiralara başvurması manidardır” demişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Afrin’in ardından sırada Menbiç’in olduğunu söylemişti.