Geride bıraktığımız 2017 yılında Türkiye’de ve dünyada ekonomik pek çok olaylar yaşandı. Bu yaşananların arasında bazıları ise 2017’ye damgasını vurdu. Dijital para birimlerinin yükselişinden Venezuela’daki ekonomik krize, Türkiye’nin büyüme performansından dünyanın en zenginlerinin daha da zenginleşmesine 2017 ekonomi açısından her yıl olduğu gibi çarpıcı gelişmelerle geçti. BBC Türkçe’de yer alan habere göre, 2017 yılında Türkiye ve dünya ekonomisinde öne çıkan 5 konuyu grafiklerle derlendi.
1. Bitcoinmania
2017 yılına dünya ekonomisi açısından dijital para birimlerinin damga vurduğunu söylersek fazla abartmamış oluruz.
Özellikle yılın başından beri yüzde 1400’e yakın değer kazanan bitcoin dillerden düşmedi.
Rekor üstüne rekor kıran bitcoinin değerinin son zamanlarda düşüş kaydetmesi ve bitcoin piyasasındaki oynaklığın artması ise yatırımcısını korkutmuyor değil.
Bitcoinin geleceğin para ödeme biçimi ve yatırım aracı olduğunu görenler bir yana, bitcoinin finans dünyasının gördüğü en büyük balon olduğunu söyleyenler başka yana, bitcoin ile ilgili tartışmaların 2018’de de devam edeceği açık.
Sadece bitcoin değil, ethereum, ripple ve litecoin başta olmak üzere bitcoin’in 1000″den fazla rakibi de paralel olarak değer kazanıyor.
Dijital para birimlerini radikal örgütlerin finansmanı ya da kara para aklamak için kullanıldığını söyleyenler, kripto paralardaki yükselişi bu duruma bağlıyor.
Bakalım 2018’de kimilerinin söylediği gibi bitcoin balonu patlayacak mı, yoksa bitcoin değer kazanmaya devam mı edecek.
2. Türkiye ekonomisi büyümede rekor kırdı
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte yıllık olarak yüzde 11,1 büyüdü.
Beklentileri aşan büyüme rakamı, son 6 yılın en yüksek büyüme verisi olarak kayıtlara geçti.
Türkiye ekonomisinin bu performansı OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) ve G20 ülkeleri arasında birinci sıraya oturmasını sağladı.
Bu büyüme rakamı, başta hükümet olmak üzere yabancı kurumlar ve ekonomistler tarafından da övgüler aldı.
Ancak kimi ekonomistler ise bu büyüme rakamanın sürdürülebilir olmadığını söylüyor.
3. Türk Lirası, Amerikan Doları’na karşı değer kaybetmeye devam etti
2016 yılında Türkiye ekonomisine dair en çok konuşulan konuların başında Türk Lirası’nın Amerikan Doları’na karşı yüzde 18 değer kaybetmesi yer almıştı.
Bu yıla başlarken de bu kötü mirası devralan Türk Lirası, yıl içinde dolara karşı yine yüzde 8 civarında değer kaybetti.
Bu yıl içinde Euro ve ABD Doları, Türk Lirası’na karşı sürekli rekor kırarken Merkez Bankası ve yabancı kurumlar hem yıl sonu hem de 2018 için kur tahminlerini yükseltmek zorunda kaldı.
Analistler bu durumun Türkiye’de yaşanan siyasi gelişmelere, dış politikaya ve dünya ekonomisine bağlı olduğu yorumunda bulunuyor.
4. Venezuela ekonomisi çökerken, borsası yüzde 4000 yükseldi
Venezuela’da siyasi kriz bütün şiddetiyle devam ederken ülkenin vatandaşları çok ağır bir ekonomik krizden muzdarip.
Resmi rakamlar açıklanmasa da yıl sonunda enflasyonun yüzde 2000’e kadar çıkması bekleniyor.
Ülkenin para birimi Venezuela Bolivarı, Amerikan Doları’na karşı yüzde 97,5 düşerken gelen son haberlere göre ülkede değeri düşük banknotları bulmak iyice zorlaşıyor.
Resmi kayıtlara göre Venezuela ekonomisi 2016 yılında yüzde 16,5 daraldı.
Ancak Venezuela ekonomisinde düşüşe geçen bütün bu değerlerin aksine şaşırtıcı derecede yükselen bir endeks var: Ülkenin başkenti Caracas’taki hisse senedi borsasına ait IBVC endeksi, yılın başından beri yüzde 4 bin değer kazandı.
Tabii hisse senedi piyasasındaki 2014 yılından beri devam eden bu yükselişe enflasyon etksini vurduğumuz zaman piyasanın göründüğü kadar değer kazanmadığını söyleyebiliriz.
Bu yükselişin nedenine gelirsek; Venezuela Bolivarı’ndaki hızlı düşüşe paralel olarak hisse senetleri piyasası değer kazanıyor.
Kimine göre para birimindeki bu hızlı düşüşü hisse senedi piyasasında alım yaparak hedge etmek isteyen yatırımcılar var.
Ülkedeki yatırım yapılabilecek tek unsurun hisse senedi piyasası olarak görülmesi de bunda büyük rol oynuyor.
Bazı analistlere göre hisse senedi piyasasındaki bu performans bir balona işaret ediyor. Düşüş başladığında bütün yatırımcıların bir anda çıkması riski de her zaman mevcut.
Ancak bazıları da çıkışın zor olması dolayısıyla bu piyasaya yatırım yapan yabancı yatırımcının olmadığını bile belirtiyor.
5. Gelir adaletsizliği artmaya devam ediyor
2008’de patlak veren ve bütün dünyayı etkisi altına alan finansal krizden beri ekonomik bir sistem olarak kapitalizm etrafında dönen tartışmalar hız kesmek bilmiyor.
Gelir adaletsizliği ise 2008 yılından beri tırmanarak tarihi zirvesini sürekli tazeliyor.
Gelir dağılımındaki bu adaletsizliğin dünyanın dört bir yanında yaşanan siyasi gelişmelere etki ettiğini söylemeden geçmek olmaz.
Credit Suisse’in Kasım ayında yayımlanan Küresel Servet raporuna göre dünyanın en zengin yüzde 1’i, dünyadaki servetin yarısına sahip.
Aynı rapora göre 2008 finansal krizinden beri zenginlerin küresel servette edindiği pay yüzde 42,5’ten yüzde 50,1’e yükseldi.
2000 yılından beri ise 23,9 milyon yeni dolar milyoneri meydana çıktı.
En dibe baktığımız zaman da dünyada 3,5 milyar insan, yani yetişkin nüfusun yüzde 70’i, 10 bin dolardan daha az bir gelire sahip.
Bloomberg’in Milyarderler Endeksi’ne göre ise dünyanın en zengin 500 kişisinin elindeki servet bu yıl 1 trilyon dolar yükseldi.