Afgan-Rus savaşında El Kaide militancılığının ortaya çıkartılmasının vahim sonuçlarını en çok Amerika yaşadı… Suudi müteahhit Usame Bin Ladin işte bu savaş sonrası ortaya çıkan gizemli zenginliğin de ürünüdür…
Ve o Usame; 1979-1989 arasındaki Afgan-Rus savaşında temelleri ABD desteğiyle atılan Selefi örgütün pervasız militanlarıyla kendisini yaratan ve büyüten bir ülkeyi de tarihinde görülmemiş saldırılara hedef yaptı…
Sonuç; 11 Eylül 2001’deki İkiz Kuleler saldırısında 3 binden fazla insan yaşamını yitirdi… Pentagon “kamikaze” uçaklarla sarsıldı, Amerikalılar belki gelecekte bir daha yaşamayacakları kadar büyük bir kaosun ortasına atıldı…
Peki; Wahington’un, “Rusya, Afganistan’da yenilsin” diye temellerini attırdığı El Kaide kâbusunun yarattığı kanlı toz bulutu yalnızca Amerika’yı mı vurdu?.. Ne yazık ki değil…
İşte o Amerika, İkiz Kuleler katliamından sanki ders almamış gibi, kanlı örgütün önce Orta Doğu’da sonra da Avrupa ülkelerinde terör estirmesine ne yazık ki olanak verdi, göz yumdu… Kimse unuttu mu peki Irak’taki emperyal oyunu ve sonrasındaki kan deryasını?.. Irak’ın Kuveyt’i işgalinin ardından başlayan Körfez Savaşı’nda, Bağdat meydanlarında, Saddam’ın satılmış komutanlarının da yol verdiği ABD askerleri dolaşıyordu ama perde gerisinde dünya tarihinin en büyük katliamcı örgütü kılıç biliyordu, intihar eylemlerinin bomba düzeneklerini hazırlıyordu…
Sonucu gördük; Irak’ta “iç savaş” adı altındaki yağmanın dayattığı buhranlı dönemde tüm uluslararası kaynaklar “1 milyon masum” insanın yaşamını yitirdiğini söylüyor… Peki, sonrasında, vahşete varan utanç verici insan kıyıcılığına ne demeli?..
Yani, Saddam’ın yakalanmasının ardından iyice palazlanan ve Müslümanı Müslümana kırdıran, hatta Müslümanları özellikle katleden El Kaide ve türevlerinin kanlı seferlerinde en az 100 bin kişi ölmedi mi?..
Ve de sormak lazım; El Kaide-IŞİD zincirinin Avrupa ve Türkiye’deki saldırılarında yüzlerce masum insan can vermedi mi?..
Pusudaki ‘intikam’ piyesi!..
Unutmayalım ki, tarih, gaflet ve ihanet açısından da tekerrüre mahkûmdur… Neden mi peki?.. Orta Doğu’da yeni kanlı oyunlar hazırlanıyor da ondan!..
Hem de Esad’ın sonunu da tıpkı Saddam ve Kaddafi’ye benzetme operasyonunun sert kayaya tosladığı bir dönemde yazılıyor kanlı piyesler!.. Yani, dış basına yansıyan ve diplomasiyi yerinden zıplatan vahim ve çılgınca planlar var pusuda…
Rus askeri uzmanı Konstantin Sivkov, “ABD’nin hiçbir zaman IŞİD’i yok etme çabasında olmadığını, örgütü kontrol altına alarak ‘yeni bir ordu’ kurma çabasında” olduğunu ileri sürmüş!..
Sputnik’ten alıntı yapılan habere göre; ABD’li uzmanlar Suriye’nin Haseke vilayetindeki sığınmacı kampında, aralarında IŞİD’lilerin de bulunduğu “Yeni Suriye Ordusu” adlı silahlı gruba eğitim veriyormuş…
ABD’nin bu yeni sinsi planını değerlendiren Rus askeri uzmanı Sivkov şunları söylemiş;
“ABD hiçbir zaman IŞİD’le mücadeleyi önemsemedi, onun yerine IŞİD’i kontrol altına almaya çalıştı. Bu nedenle kendilerine sadık IŞİD’li generalleri tahliye ettiler ve meşru yönetimle savaşmak için yeni bir ordu hazırlıyorlar.”
Peki; Irak, Libya ve çevresindeki El Kaide-IŞİD kaynaklı katliamlar, Suriye’de on binlerce insanın ölümüne yol açan iç savaş oyunu ve Selefi militancılığın Avrupa havaalanları ve metrolarındaki katliamlarına rağmen, ABD barbarlığın silahına neden mermi sürmeye çalışıyor acaba?..
Rus uzman, Suriye’de tezgahlanan rant oyununun tutmadığını, Esad’a karşı yürütülen tuzağın ABD’nin yenilgisi olarak kabul edilebileceğine dikkat çekerken, “Washington bu yenilgi nedeniyle ‘intikam’ istiyor” demiş!..
Sınırda öfke dinmeyecek!..
ABD’nin “yeni IŞİD” tezgahları hazırladığına yönelik uyarıların bizzat Rus cephesinden gelmesi dikkat çekici…
Belli ki Ruslar, Afgan savaşında palazlanan El Kaide zihniyetinin yol açtığı uluslararası travmaları çok iyi bildikleri için diken üstündeler… Hele de, Esad’ı Putin desteğiyle ayakta tutma planları neredeyse başarıya ulaşmışken!..
Evet; Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonu Rusya ve Suriye’nin IŞİD’e yönelik operasyonlarını engellemekle suçladığını da unutmadık… Peki, Türk basınına da yansıyan Rus Savunma Bakanlığı’nın şu açıklamasına ne demeli;
“ABD’nin IŞİD’i yok etme konusunda kararlı olduğuna dair sözlerine rağmen uluslararası koalisyon, Suriye’de kalan militanlarla iş birliğine devam ediyor. ABD’li özel operasyon güçlerinin yönetiminde, Haseke’deki sığınmacı kampında 6 aydır farklı terör örgütü militanları eğitiliyor ve ‘Yeni Suriye Ordusu’ isimli yeni bir silahlı oluşum kuruluyor. Hazırlıkların bitmesinin ardından, hükümet güçleri ile savaşması için Suriye’nin güneyine gönderilecekler. Kampta 400’ü IŞİD’li 750 militan bulunuyor.”
“Yeni IŞİD” ordusunun yüzbinlerce Müslüman’ın katledildiği ve emperyal “Arap Baharı” tuzağının çöktüğü Suriye’de kurulması dehşet verici!..
Suriye İnsan Hakları Ağı’nın “2011’den bu yana süren iç savaşta en az 21 binden fazla çocuk da öldü” dediği topraklardır “yeni IŞİD”in yuvası!..
ABD’nin; tüm yıkımlara rağmen “yeni IŞİD” peşinde olması, salt Suriye’dan intikam almak ya da Orta Doğu’da rolü güçlenen Rusya’ya karşı direnç yaratmak çabasıyla yorumlanamaz…
O halde söyler misiniz; Esad’ın konumu güçlenirken, Ankara, Moskova ile yakınlaşmışken ve Kudüs oyununa İstanbul zirvesiyle yanıt verilmişken, “yeni IŞİD” Türkiye’den başka neresi için tehdit olabilir acaba?..