Dünya tarihinde ayrı bir yeri olan, filmlere, kitaplara, sanat eserlerine ilham kaynaklığı yapan şehirlere ne oldu? Yok olmuş kadim şehirlerin bir kısmı tamamen yok olurken, bir kısmının ise kalıntıları günümüze ulaşmakta. İşte dünyaca ünlü kaybolan şehirler ve onların hikayeleri:
Persepolis
M.Ö. Büyük İskender tarafından yıkılan İran’ın Persepolis adlı tarihi şehri, 1979’da UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı. Persepolis şehri yıkılıp unutulmadan önce, zamanının en güzel ve görkemli şehriydi.
Kartaca
M.Ö. 814 yılında Fenikeliler tarafından Tunus yarımadasında kurulmuştur. Kartaca, Fenike dilinde Kart-hadaşt yani “Yeni Şehir” anlamına gelmektedir. Roma egemenliğine karşı yaptıkları başkaldırılar, onları kenti haline sokmuştur. M.Ö. 149 yılında başlayan ve M.Ö. 146 yılında Kartaca kentinin tümüyle yakılıp yıkılmasıyla son bulmuştur.
Ani
Türkiye’de bulunan Ani tarihi kenti, 1001 kilise şehri ya da 40 kapılı şehir olarak adlandırılan kent, 500 yıl önce terk edilmiş ve 1880 yıllarında keşfedilmiştir ve burada bir yeraltı şehri de vardır. Bu yeraltı şehrinde 823 yapı ve mağara bulunmaktadır. Ermeni kültür mirasıyla ilgili önemli olan Ani’nin deprem sonucu yıkılmıştır. 2012’de UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilen Ani, 2016’da ise Dünya Mirası olarak tescil edildi.
Troya
MÖ 3000 – MÖ 700 tarihlerinde Kaz Dağı (Antik İda Dağı) eteklerinde, Çanakkale il sınırları içinde yer alan tarihî kenttir. İlyada’da bahsi geçen Truva Savaşı’nın gerçekleştiği antik kenttir. 1998 yılından beri Dünya Miras Listesi’nde, 1996 yılından beri de Milli Park statüsündedir.
Machu Picchu
1400’lerde inşa edilen şehir, bugüne kadar çok iyi korunarak gelmiş olan bir İnka antik şehridir. İnkalar’ın yetiştirme ve disiplin yeri olduğu teorisi geliştirilmiş. Ancak zamanımızda bu teori geçerliliğini yitirmiş durumdadır. Daha çok bugün kabul gören teori, şehrin 700’den fazla İnka asil ve din adamına ev sahipliği yapmış olduğudur. Machu Picchu, 7 Temmuz 2007 tarihinde Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan biri olarak seçilmiştir.
Sukhothai Krallığı
M.S. 1238-1438 yılları arasında Tayland bölgesinde hüküm sürmüş ve başkenti Sukhothai şehri olmuş Tay şehir devletidir. Ayutthaya Krallığı tarafından 1378 yılında işgal edilmiştir. Sukhothai krallığının sona ermesiyle birlikte Siyam’ın başkenti Ayutthaya şehri olmuştur. Sukhothai Tarihi Parkı ismi altında koruma altına alınmıştır. UNESCO Dünya Mirasları listesine dahil olmuştur.
Babil
Babil ya da Babylon, Irak’ın başkenti Bağdat’ın güneyinde yer alan antik şehirdir. Hammurabi’nin ölümü ve Babil Asur, Kassit ve Elam egemenliği altında uzun süre sonra imparatorluk hızlı bir şekilde çözülür. Tahrip ve daha sonra Asurlular tarafından yeniden inşa edildikten sonra, Babil M. Ö. 539 609 Neo başkenti Babil İmparatorluğu haline geldi. Babil’in Asma Bahçeleri, Antik Dünyanın Yedi Harikasından biri oldu.
Gedi
Kenya kıyılarında kurulmuş olan Gedi, Afrika’nın en büyük gizemlerinden birisidir. 16. yüzyılda yerlilerin saldırmasıyla yıkılmıştır.
Atlantis
Platon’un Timaeus ve Critias kitaplarında bahsettiği efsanevi batık bir kıta ve uygarlık. James Churchward Atlantis’in efsanevi Mu uygarlığının bir kolonisi olduğunu belirtmiştir.[4] İngiliz ordusunda görevli subay olarak Tibet’te bulunmuş, daha sonra dünyayı gezmiş ve araştırmalar yapmıştır. James Churchward 1883’te, Batı Tibet’te bir manastırda bu belgelerin en önemlilerini gün yüzüne çıkartmıştır. III. Ramses’in yazdırdığı yazılarda, Atlantislilerin büyük su dairesi üzerindeki kara parçasından ve adalardan, dünyanın ucundan, dokuzuncu kuşaktan geldikleri anlatılıyor. 9. Kuşak da Antik Mısır, Yunan ve Roma’da kullanılan coğrafi bölümlere göre 52. ila 57. Kuzey enlemleri arasında kalan bölgedir. Atlas Okyanusu birçok volkanik hareketlerin sık sık yer aldığı bir yerdir. Paul ve Pauline Vayntsveyga Zalittski adlı Kanadalı bir çiftin öncülüğünde yapılan deniz dibi araştırmalarında, Bermuda Şeytan Üçgeni olarak adlandırılan bölgede batık bir şehir bulundu. Araştırmacılar, Küba kıyılarından 700 metre uzaklıkta ve 180 metre derinlikte, yolları, tünelleri, piramitleri ve başka yapıları olan büyük bir şehir keşfettiler. Elde edilen görüntülerde, batık şehirde sıradan piramitlerin yanı sıra camdan yapılmış piramitlerin, Sfenks şeklinde heykel, birçok monolitik yapılar ve bina duvarlarına oyulmuş yazıtların bulunduğu görüldü.
Atlantis’in batışıyla ilgili tarihin çok daha yakın bir zaman olması gerektiği anlaşılabilir. Atlantis konusuyla bağlantısı olabileceği düşünülen Nuh tufanının tarihi MÖ 2370 olarak verilir. Atlantis’te savaşan karşıt görüşteki iki gruptan biri Tanrı Yasası Oğulları, diğeri Belial (Satan, Şeytan, Şer-Kötü) Oğulları olarak iki gruba ayrılmıştır. Savaşlar nükleer gücü elinde bulunduran Belial Oğulları’nın lehine sonuçlanmış, manevi alanda ilerlemiş olan birinci gruptakiler ise, kıtanın batacağından dolayı kendilerine bağlı olanlarla birlikte kıtadan göç etmeyi tercih etmişlerdir.
Heracleion
1200 yıl sonra bulunan bir Mısır kentidir. Sadece efsane olarak bilinen kenti, Fransız sualtı arkeoloğu Franck Goddio, 2000 yılında Abu Qir Koyu’nda bulunan kalıntıları keşfederek kenti su yüzüne çıkardı. Heracleion, olağanüstü zenginlik dönemi yaşadı. Yunan dünyasından gelen bütün gemilerin geçiş kapısıydı ve Amun Tapınağı’ndan dolayı dini öneme de sahipti.