MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kendisi ve CHP lideri Kılıçdaroğlu’na suikast ihbarı iddialarıyla ilgili, “Basın yoluyla Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na suikast ihbarlarının yoğunlaştığına dair bilgiler gelmiştir. Herkes inandığı yolda kararlı bir şekilde ilerleyecektir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun da aynı şekilde yapacağını düşünüyorum. Bizim koruma sayımız şu an sabit. Yeni bir talepte de bulunmuyoruz” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti grubunda konuştu. Toplantı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bahçeli, kendisi ve Kılıçdaroğlu’na suikast ihbarı iddiasıyla ilgili şöyle konuştu: Basın yoluyla Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na suikast ihbarlarının yoğunlaştığına dair bilgiler gelmiştir. Herkes inandığı yolda kararlı bir şekilde ilerleyecektir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun da aynı şekilde yapacağını düşünüyorum.
Bizim koruma sayımız şu an sabit. Yeni bir talepte de bulunmuyoruz. Bizim arabalarımızda zırh yoktur. Hükümetin liderlere bir zırhlı araç vereceğine dair bilgiler ulaşmıştır. Ben şahsen bizim böyle bir talebimiz olmadığını, bundan vazgeçmelerini kendilerine salık verdim.
Liderler hep bir araya geliyorlar. Sık sık gelmekle terör önlenmez. Alınan kararları sonuna kadar takip etmekle terör önlenir. Cumhuriyet Gazetesi’nden Erdem Gül’ün haberine göre, başta ana muhalefet lideri olarak Kılıçdaroğlu ve muhalefet partilerinin liderlerini hedef alacak suikast ihbarlarının arttığı uyarısı iletildi. Çok gizli tutulan uyarının bizzat Başbakan Binali Yıldırım’dan geldiği ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de aynı yönde bilgilendirilmiş olabileceği belirtilmişti.
SÖZÜN VE İNSANLIĞIN BİTTİĞİ NOKTA
Bahçeli’nin grup toplantısındaki konuşmasından satır başları ise şöyle: Türk Milleti eşine az rastlanır bir husumet kapanı içindedir. İnsanlığın defolu yüzleri, yeryüzünün en aşağılık türleri 2016’da ölüm ve dehşet saçtı. Meydan okumalar, lanetleme ve kınama gibi şablon politikalar terör örgütlerini durdurmuyor. Terörü döktüğü kanda boğmak için yol almalıyız.
2016 yılında toplam şehit sayımız 839. Bu tablo bir yıkım değil midir? Gerekli tedbiri alması gereken devletimiz midir vatandaş mıdır? Herkes kendi güvenlik önlemini alacakta iktidara niye gerek duyulacaktır?
İstanbul’da bir gece kulübüne uzun namlulu silahla saldıran terörist 39 insana kıymıştır. Bir polisimiz şehit düşmüştür. 65 kişi de yaralanmıştır. Pek çok ülkenin vatandaşı hayatını kaybetmiştir. Reina katliamı sözün ve insanlığın bittiği noktadır.
Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre Reina saldırısını profesyonel bir katil göstere göstere, elini kolunu sallayarak gerçekleştirmiştir. Katliamın 7 dakika sürdüğü, katilin 13 dakika mutfakta saklandığı belirtilmektedir. Henüz katil ele geçirilememiştir. Bu saldırının El Bab kuşatmasıyla ilgisi olduğu kadar Suriye’deki ateşkes ve bölgesel dengelerle de ilişkisi vardır. IŞİD maşadır, batının şiddet aparatıdır.
“ÇIBANIN BAŞI OKYANUS ÖTESİDİR”
Türkiye’ye musallat olan terör örgütlerinin gövdeleri aynı dalları farklıdır. Çıbanın başı okyanus ötesidir. 1 Ocak Reina katliamı aslında 15Temmuz FETÖ darbe girişiminin artçı sarsıntısıdır.
İstanbul’un göbeğinde, en işlek semtinde, bir eğlence mekanını basarak kana bulayan cani kafalarda soru işareti belirmesine yol açmıştır. Öncelikle muhtemel bir terörist saldırının hiç mi istihbaratı alınmamaktadır? Neden bir Allah’ın kulu müdahale etmemiş, edememiştir? Ortaköy yanarken kavşak noktalar tutulmuşken bu terörist nasıl ortadar kaybolabilmiştir? Polis kontrol noktaları boşuna mı kurulmuştur?
“OH OLSUN DEMEK ALÇAKLIKTIR”
İstanbul gibi dünyanın en büyük Türk kentinde böylesi terör saldırılarının yapılabilmesi düşündürücüdür. Durakta ölüm vardır, statta ölüm vardır, dağlarda ölüm kol gezmektedir. Sokaklarda caddelerde suikast had safhadadır. Ne yapalım kaderimiz mi diyelim? Terörü kınıyoruz ama yeter artık asıl kudret Türk Milleti’nindir diyelim. Sürekli ağlamakla, yakarıp şikayet etmekle nereye gideceğimizi sanıyoruz?
Bir yanda yılbaşı kutlayanlar diğer yanda Mekke’nin fethini kutlayanlar. Bacadan girdiği söylenen Noel Baba ifgürüne karşı damardan giren tahammülsüzlük bizi bölmektedir. Yeni yıl kutlamalarının karşısına Mekke’nin fethini çıkarmak ya da tersini yapmak cehalettir. Aramızda fitne çıkarmayı arzulayanlara asla müsamaha etmeyeceğiz.
İnsanların yılbaşı gecesi katledilmelerine oh olsun demek İslamla alakalı olamayacağı gibi alçaklıktır. IŞİD’in bir hedefi, Ortaköy’ü kana bulayan caninin bir hedefi de bu değil midir?
Karmaşık slogan ve yaldızlı sözlerle takdim edildiğinin aksine insandan uzak bir değerler sisteminin dayatıldığı bir çağdayız. Milletler mücadelesi bugün tüm acımazlığı ile devam etmektedir. Haritaları yeniden çizmek için kanlı bir rekabete giren güçler küresel egemen güçlerdir. Bunu engellemenin yolu islam ülkelerinin kendi geleceklerine sahip çıkacak dirayeti göstermelerinden geçmektedir. Demokrasi ve güvenlik dengesini kurarak milli varlık ve geleceğimizi ele almak milli ve diplomatik mücadeleyle mümkündür. Gelişme yolunda alınan mesafeye rağmen Türk dünyası ve Müslüman toplumlar sahip oldukları beşeri potansiyelin çok altındadırlar.
Bilinmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti sokakta bulunmamıştır, sömürgeciler tarafından ikram edilmemiştir ve tarihin hiçbir döneminde Türk Milleti’ne yapılan ihanet cezasız bırakılmamıştır.
“EVET OYUNU, TEKRAR EDECEĞİM”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gazetecilerin referanduma ilişkin sorusuna da, “Verdiğim ’evet’ oyunu, referandumda da aynen tekrar edeceğim” diye yanıt verdi. Kaynak: Hürriyet