Spor yazarlığı ve yorumculuğun magazine döndüğü bir ortamda uzun süredir bu türden yazılar yazmayı kesmiştim. Ancak, kafamda bir sürü konu birikti. Hele hele Beşiktaş’ta yaşanan ve her toplantıda ortaya çıkan, nedense çözülemeyen konular olunca benim de bir kaç şey söylemem gerektiğini hissettim.
Beşiktaş’ı 1980’li yıllardan bu yana takip ederim. Süleyman Seba’nın başkanlık yaptığı yıllarda ilk kulüp binasında da vardım. Şeref Stadı’nın tozlu çamurlu sahasında da…
Spor yazarlığım bir kenara sırf bu nedenlerle hakkım vardır herhalde!..
Öncelikle stadı yapılmış, şampiyonluk yaşanmış bir camiada Başkan’ın başarısız olduğunu söylemek abesle iştigaldir.
Bu konuda sorun yok… Ama bilindiği üzere, kamuoyunda tartışılan ve kulüp içinde çekişmelere neden olan daha çok şu borç meselesi… Başkan Fikret Orman ayrı, Divan Başkanı Yalçın Karadeniz ise değişik açıklama yapıyor. İşin doğrusunu öğrenmek tabii ki camianın hakkı. Ancak eleştirilerin adeta kavgaya kadar vardırılması doğru olmayan…
Bu durumun bir an önce nasıl çözülecekse çözülmesi… Yoksa daha çok konuşuruz… Demirören olayındaki gibi…
Gördüğüm kadarıyla bir yanlış da; camianın ağır toplarının bile içinde bulunduğu isimlerin sudan sebeplerden üyeliklerden atılması veya atılacak duruma geti-rilmesi…
Bu tür durumların yüksek sesle tartışılması camiaya yara veriyor düşüncesinde olabilir bir çok kişi, ama ben gazeteci olarak böyle düşünmüyorum. Kendi mesleğimiz içinde bile bu tür olaylar olsa tartışılmalı diyorum her zaman… Ancak böyle doğrular ortaya çıkar.
Borç konusuna geri dö-nersek, eski zamandan bu yana konuşuluyor bunlar. Yıldırım Demirören, dağ gibi bir borç Beşiktaş’ın kucağında bıraktı, bu daha da artmış olabilir. Ancak Fikret Orman zamanında bir stat yapıldı bunu unutmamak gerekli.
Kim nasıl hesaplıyor borçları, alacak-verecek konularını bilemiyorum. İki taraf da değişik rakamlar sunuyorsa, vardır bir açıklaması!.. Kimse kimseyi kandırmadığına göre, herkesi tatmin edecek açıklamalarla bu tür sorunlar aşılabilir, aşılamıyorsa burada başka bir niyet vardır, demektir.
Daha önce yaşananları ve olayları biliyoruz… Herkes eteğindeki taşı döksün, niyetini açıklasın o zaman, deriz biz de… Beşiktaş’ı şahsi çıkarları ve egosu için kullanmak kimseye yarar getirmez.
Özetle; taraflar iyi niyetli iseler, çözülmeyecek bir şey yok ortada…
Unutmayalım, Beşiktaşlı akıllıdır!..