Kılıçdaroğlu: “Yeri ve zamanı gelince biz de adayımızı çıkarırız, Baykal neden olmasın”. Kılıçdaroğlu: “Yargıtay’ın açıklaması demokrasilerde olması gerektiği gibi. Sayın Kadir Özbek’in açıklamalarıyla ilgili bir yorum yapmam zor, bilgim yok.
Başbakan Erdoğan yüzde 55 ‘evet’ çıkacağını söyledi, ben şahsen ‘hayır’ çıkacağından umutluyum. Anadolu’yu sürekli geziyoruz, her tarafa gidiyoruz. Demokrasiye yurttaşlarımızın sahip çıkacağını düşünüyorum.
Referandumdan sonra özel bir adım atmayacağım, günlük hayatımıza devam edeceğiz kaldığı yerden. ‘Evet’ çıkarsa AK Parti’nin getirdiği baskıyı toplum yaşayarak görecek. Mardin’de dün astığımız afişler indirildi, belediye indirmiş. Savcıya gidiyorlar, savcı korkup işlem yapamıyor. Bir partiyi savunamayan savcı, sıradan vatandaşın hakkını nasıl savunacak. Dün İstanbul Bahçelievler’de ‘hayır’ bildirisi dağıtan 3 genç partiliye fiziki saldırıda bulundular. Bu tabloyu bütün yurttaşların görmesi lazım. Onun için diyoruz, oy kullanırken dikkatli olun.
Bir bakan eğer ‘hayır’ çıkarsa ekonomi ciddi bir travma yaşar diyor, Başbakan ‘taraf olmayan bertaraf olur’ diyor. Daha şimdiden topluma baskı kurmaya başladılar.
Avcılar’da kadınların rahibe gibi giyinmesini istemeyen afiş asıldı, bundan üzülenler varsa özür dileriz. Bu afişle ilgili gerekeni yapacağız. Bundan daha ağır bir şekilde AK Parti’li bir başkan ‘Güneydoğu’dan kadın getirin, 4 evlilik yapın’ şeklinde açıklama yaptı. Niye medyada diğeri kadar yer almadı bu? Başbakan’a neden bunu kimse soramadı. Avcılar Belediye Başkanı beni aradı ve olanları anlattı. Merkez Yönetim Kurulu’na sevk edeceğiz başkanı, gerekeni yapacağız.
Deniz Baykal arzu ederse bugün Antalya’da konuşma yapabilir, bundan büyük bir mutluluk duyarız. Parti içinde rahatsızlık olduğu yönünde dedikodu dolaşıyor, oysa ki rahatsızlık yok. Referandum bir kenara bırakılmış, dedikodularla uğraşılıyor. CHP’de herkes görevini yapıyor.
Bazı sorular Başbakan Erdoğan’a sorulurken neden tereddüt ediliyor? Neden patron beni işten atar mı diye korkuluyor? Başbakan’a defalarca çağrı yaptım, neden tartışmaktan kaçıyor?
Önce Cumhurbaşkanlığı ile ilgili AKP’nin süre sorununu çözmesi gerekiyor. Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül arasında bir çatışma çıkacak. Bu konu AK Parti içinde zemin kayması yaratacaktır. Benim görüşüm Cumhurbaşkanlığı seçimi 5 yılda yapılmalı ve 2012 yılında seçim yapılmalı. Yeri ve zamanı gelince biz de adayımızı çıkarırız, Baykal neden olmasın.
Tansiyonu Recep Bey yükseltiyor. Cibilliyetsiz, şerefsiz sözcükleri bir Başbakan’a yakışıyor mu? İstediği kadar bağırsın çağırsın, bizim umrumuzda değil. Tansiyonu kendisi yükseltiyor. Kesin söz veriyorum, bu Başbakan’ı götüreceğim. Bir Başbakan’ın demokratik yollardan nasıl gideceğini göstereceğim.
Genel seçimlerde başarsız olursak gideriz
Başbakan Erdoğan evinin içini açsın, benim evimin içini herkes görebiliyor. Başbakan da açsın.
21 Eylül’den itibaren PKK koşulsuz silah bırakacaksa bundan da memnuniyet duyarız, kimsenin ölmesini istemiyoruz. CHP Kürt sorununun çözümüne ne zaman engel oldu ki? Hükümet hangi öneriyle geldi bize? Diyarbakır’da Kürt raporu açıklayacağım diye bir sözüm olmadı. Diyarbakır’a çözüm için gideceğim, önerilerimizi söyleyeceğim orada.
BDP’nin özerklik isteğiyle Başbakan Erdoğan bir açıklama yapmadı, bekliyorum. Ülkeyi yöneten kişi şu anda Başbakan, açık bir talep var ve bu talep karşısında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın ne düşündüğünü bilmiyorum. Bizim görüşümüz belli zaten. Biz Türkiye’nin ayrışmasını değil, entegre olmasını istiyoruz. Toplumun dikkatini çekiyor, Başbakan’ın sessiz kalması. ‘Evet’ çıkarmak için her şeyi kullanıyorlar.
Toplumsal uzlaşma sağlanırsa, koşulsuz silah bırakılırsa, PKK’lılar teslim olursa gibi şartlarımız var… Genel af konusunda haksızca eleştirliyorum. Bir partinin yüzde 51’le seçim kazanması toplumsal uzlaşma değildir, muhalefetin ve toplumun her kesiminin ortak sesinin yansıması olmalıdır. Ben Başbakan’a şunu soruyorum, 2006’da getirdiğiniz af teklifinde Erdoğan’ın da imzası var ve orada şu ifade var: Terör örgütünün kurucusu bu aftan yararlanır. Başbakan buna neden yanıt vermiyor, niye dut yemiş bülbüle dönüyor? Bizim sözlerimizden sonra Başbakan neden şimdi kıyameti koparıyor?
Hak-İş Başkanı Salim Uslu’ya yakıştıramadım, ‘konsomatris’ benzetmesini.
40 yaş üstüne askerlik affını getirecek kanun teklfinin ciddiye alınacağını sanmıyorum.
Koşullar elverirse Genelkurmay Başkanı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanabilir. Demokrasinin tam oturduğu, padişahlık rejiminin olmadığı şartlarda olabilir. Ülkenin Cumhurbaşkanı’nı kim atadı, kim belirledi? Meclis Başkanı’nı kim belirledi? Hangi demokrasiden bahsediyoruz? Siz otobüs biletlerine yapılan zamları artık yargıya götüremeyeceksiniz, referandumdan sonra. Özelleştirmede peşkeş düzeni geliyor, artık yargıya gidilemeyecek. 12 Eylül’de paşaların bile almaya cesaret edemedikleri hakları bu anayasa değişikliği alıyor yurttaşın elinden.
Aklımın almadığı şu, birileri çıkıp ‘evet’i savunuyor. Hangi hakları getiriyor yeni anayasa paketi? Danıştay’a gitme hakkımı elimden alıyorlar. Bu mudur özgürlük? Avrupa Birliği’ne bu yüzden kızıyorum. Eğer gerçekten özgürlük buysa neden bunları kendi ülkelerinizde uygulamıyorsunuz.”
Ergenekon siyasi bir dava, davanın savcısı Başbakan değil mi? Avukatlık farklı bir şeydir, devlet parasını verip avukat tutar ama savcı tutar. Orada belli yargıçlar belli amaçlar için tutuluyor. Bir intikam alma duygusuyla yürüyen bir dava bu.”
Referandumdan sonra darbecileri yargılayacaklarmış, buyursunlar yargılasınlar, nasıl yargılayacaklarsa. 12 Eylül darbecileri yargılanamayacak, zaman aşımı söz konusu. Biz açık bir madde ilave edilip yargılayalım diye teklif yaptık, kabul etmediler.
Referandumdan ‘hayır’ çıksa bile masaya oturup anayasayı değiştirebiliriz, uzlaşmayla. Bu anayasanın şimdiye kadar 85 maddesi değişti. Bu anayasa ilk kez değişiyormuş gibi bir hava yaratıldı. Referandumdan sonra yeni bir anayasa yapmaya söz veriyoruz. Değişikliği getirdiler, bizden üç gün içinde yanıt istediler.
Türban sorunu toplumsal mutabakatla çözülür. Her sorunda toplumsal uzlaşma sağlandığında biz de görüşlerimizden taviz veririz. Her sorunda toplumsal uzlaşma arayacağız, demokrasilerde dayatma yoktur.”