Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, “3. nükleer santral için 2017’de adım atmak istiyoruz” dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, “Türk Akımı, Türkiye’nin özellikle Batı Hattı özelinde yaşanabilecek krizleri elimine etmek için önemli bir proje. 2017 itibarıyla inşaatın başlaması planlanıyor, projenin ilk kısmının 2019’a yetişmesi konusunda bir gecikme öngörmüyoruz.” dedi.
Bakan Albayrak, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’na konuk olarak, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Hükümetlerarası anlaşması 10 Ekim’de imzalanan ve Rus gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıması planlanan Türk Akımı doğalgaz boru hattı projesinin önemine dikkati çeken Albayrak, “Türk Akımı bizim için kazan-kazan çerçevesinde gelişen ve kriterlerimize uygun bir proje. Bu konuda olumlu adımlar atıldı, iyileştirmeler oldu.” değerlendirmesinde bulundu.
Albayrak, Türk Akımı ile ilgili sürecin 2014’te başladığını hatırlatarak, Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan krizden sonra projenin daha da hızlandığını anlattı.
Rusya ve Ukrayna arasındaki kontratın 2019’da sona ereceğinin altını çizen Albayrak, “Batı Hattı’ndan Ukrayna üzerinden gelen gazla ilgili yaşanan sıkıntılara dayalı olarak Rusya bir altyapı geliştirerek bölgesel enerji politikalarına dayalı yeni bir proje ortaya koydu. Bu projenin Türkiye iç piyasası ayağı olduğu kadar Avrupa piyasası ayağı da var.” dedi.
Albayrak, son dönemde yeni boru hatları ve projelerin geliştirildiğini vurgulayarak, “Türk Akımı’nda her iki tarafın da kendi iradesine dayalı adımlar atılacaktı, ancak 24 Kasım krizi sonrasında 7-8 aylık bir duraklama oldu. Bu yaşanan problemden sonra haziran itibarıyla ilişkilerin normalleşmesi, eylülde Çin’de devlet liderlerinin görüşmesi ve kendilerinin Türkiye’ye Dünya Enerji Kongresi’ne gelmesiyle Türk Akımı’nda bir anlaşmaya vararak önemli bir adım attık.” diye konuştu.
Türk Akımı’nda birinci boru hattının Türkiye’ye, ikinci hattın ise Türkiye üzerinden Güney Avrupa pazarına ve piyasalarına gaz sağlamakla alakalı olacağını anlatan Albayrak, şöyle devam etti:
“İkinci hattın gelişmeleri Avrupa piyasasıyla ilişkili bir husus. Biz Türkiye olarak üç gerekçe açısından bakıldığında Türk Akımı’na önemli bir proje olarak bakıyoruz. Proje bizim için win-win oldu, olumlu adımlar atıldı, iyileştirmeler oldu. Aynı zamanda arz çeşitliliği açısından da önemli. Üçüncü olarak, bu proje Türkiye’nin ve bölgenin ilişkilerini pozitif etkileyecektir, önemlidir. Rus tarafıyla çok verimli toplantılar, başarılı müzakere süreçleri yürüttük. Bu çerçevede proje, Türkiye’nin Batı Hattı özelinde yaşanan muhtemel krizleri elimine etmesi için önemli.”
Albayrak, Türk Akımı projesinin özellikle Batı Hattı özelinde yaşanabilecek krizleri elimine etmek için önemli bir proje olduğunu yineleyerek, “2017 itibarıyla inşaatın başlaması planlanıyor, projenin ilk kısmının 2019’a yetişmesi konusunda bir gecikme öngörmüyoruz. Öte yandan, indirim ve tahkim ayrı konular. İndirimle ilgili müzakereleri teknik düzeyde ilgili arkadaşlar devam ettiriyor. Tahkim hususu ise özellikle 2010, 2011 ve 2012’den sonra yaşanan fiyat marjından kaynaklanıyor. Haklı talebimiz uluslararası mahkemelerde aynı şekilde devam ediyor ve edecek. Buradaki hakkımızı hukuki zeminde, tahkim özelinde talep etme konusunda geri adım atmış değiliz. Süreç devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
“Doğu Akdeniz olumlu bir alternatif”
Albayrak, İsrail gazının Türkiye’nin uzun süredir gündeminde olduğunu hatırlatarak, 23. Dünya Enerji Kongresinde İsrail Enerji Bakanıyla bu konuyu görüştüklerini söyledi.
Enerji projelerini 3 ana kriteri göz önüne alarak değerlendirdiklerini ifade eden Albayrak, “Birincisi, bu projenin paydaşlara kazan-kazan çerçevesi içinde bir katkısı olması lazım. İkincisi bölgenin enerji arz güvenliğine katkı sunmalı. Bunun katkısı enerjinin maliyetini, rekabetçiliğini ve ulaşılabilirliğini etkiliyor. Üçüncüsü, bölgesel ve küresel barışa katkı sunması lazım. Doğu Akdeniz gazı hem Türkiye hem bölge için olumlu bir alternatif. Doğu Akdeniz’deki projelere olumlu bakacağımızı ilettik. Önümüzdeki dönemde bununla ilgili gelişmeleri göreceğiz.”
Gazze’nin elektriği
Albayrak, Gazze’ye elektrik sağlanması konusundaki gelişmelere ilişkin ise “Gazze ve Cenin başta olmak üzere, bölgedeki insanların huzuruna, kalkınmasına ve refahına katkı yapacak projeler lazım. Bunlardan biri elektrik projesi. Bununla ilgili çalışmalara başladık. Muhataplarımız da gayet pozitif bir yaklaşım sergiliyorlar. Teknik düzeyde ekipler çalışmaya başladılar. Olumlu projelerin hayata geçirilmesine ve bölge insanlarının refahına katkı yapacak tüm projelere olumlu bakacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Gazze’ye elektrik sağlanması konusunda kesinleşmiş bir model olmadığını aktaran Albayrak, şöyle devam etti:
“Masada şu anda konuşulan pek çok alternatif var. Biz meseleye kısa vadeli değil, orta ve uzun vadeli bakıyoruz. Kalıcı ve uzun soluklu çözümler üretmek lazım. Gazze’de şu an sadece bu konuda değil, üretim, sistem ve trafo altyapısı gibi birçok eksiklikler de var. Geçmiş dönemde yaşanan yıkımların da ortaya koyduğu çerçevede birçok eksiklikler de var.”
Albayrak, alternatifler içinde olumsuzluklara karşı makul çözümlerin üretilmesi için çalıştıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Denize gemi yanaştırılması ve bunun maliyeti, içeriden sistem veya farklı yakıtlar sağlanması, bölgedeki santrallerle iletimi iyileştirerek yoğun bir elektrik girişi gibi konunun birçok farklı ayağı var. Tabi siyasi ve ekonomi ayağı, teknik ve altyapı ayağı da var. Biz tüm bunları geçmişte önerilen bir iki modele bakmadan, bugünkü ihtiyaçlar dairesinde hepsini tek tek masa üzerine koyarak Gazze için, özellikle Gazze halkı için en doğru, makul ve faydalı olan alternatif üzerinde yürüyelim istiyoruz. Şu anda kesinleşmiş bir şey yok. Çalışmalar devam ediyor. İnşallah en yakın dönemde çalışmalar nihayete erdikten sonra olumlu adımlar atmaya başlayacağız.”
Bu tesisi (yüzer LNG terminali) bu yıl sonu itibariyle devreye alacağız ve bunu 9 ay gibi belki de rekor bir sürede yapmış olacağız. Bu tesisi devreye alarak, bu kış öncesinde Türkiye’ye günlük ek 20 milyon metreküp gaz basma kapasitesi sistemini devreye almak bizim için çok önemli bir gelişme” – “Ocak ayında da güzel bir sürprizimiz olacak. İnşallah yetişmesine dayalı Tuz Gölü’ndeki depolama tesisinin altyapı güncellemesine dayalı ortaya koyduğumuz bir çalışma vardı. Uzun yıllardır süregelen. Onun da çok önemli bir çalışmayla süresini öne alarak bu kış devreye alınması için inşallah ilk kaverne gazının basılmasıyla ilgili töreni de başlatacağız”
ANKARA (AA) – Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, yüzer LNG terminalleri olarak bilinen FSRU teknolojisiyle ilgili olarak, “Bu tesisi bu yıl sonu itibariyle devreye alacağız ve bunu 9 ay gibi belki de rekor bir sürede yapmış olacağız. Bu tesisi devreye alarak, bu kış öncesinde Türkiye’ye günlük ek 20 milyon metreküp gaz basma kapasitesi sistemini devreye almak bizim için çok önemli bir gelişme.” dedi.
Yenilenebilir enerjiye ilişkin bir soru üzerine Albayrak, Konya-Karapınar’da Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) olarak açıklanan güneş enerjisi yatırımının Türkiye’nin hem iç piyasasındaki enerji ihtiyacını karşılamada hem de bölge ülkelere ihracat yapma potansiyelini artıracağını söyledi.
Türkiye’nin güneş ve rüzgar enerjisinde çok yüksek potansiyeli olduğunu dile getiren Albayrak, YEKA modeli ile bankalar tarafından da finanse edilen bir proje ortaya koymayı amaçladıklarını ifade etti. Albayrak, bu projeleri üç kritere göre seçtiklerine işaret ederek, şöyle konuştu:
“Kriterlerimiz o bölgenin kapasite itibarıyla fizibıl olması, o bölgedeki arz ve talebin makul olması, üretilecek enerji eğer taşınacaksa yapılacak olan iletim altyapısının pahalıya gelip gelmeyeceği noktasında sıralayarak bundan sonraki bölgeleri de açıklayacağız. Konya-Karapınar’da 15 yıl süreyle alım garantisi söz konusu, inşaatı da dahil olmak üzere. Burada kullanılacak panellerin Türkiye’de üretilmesi, ilk etapta en az yüzde 65, sonra 75 ve yükselerek giden yerlilik şartımız var. Bunun içinde asgari 100 Ar-Ge çalışanı ki en az yüzde 80’i yerli olmak koşuluyla bir model ortaya koyduk. Biz en uygun, en makul ve en temiz elektriği istiyoruz. Bugün yenilenebilirde ödediğimiz rakamın çok altında olacağına yönelik ilk sinyalleri alıyoruz. Bunu başarılı bir şekilde hayata geçirdikten sonra 2017’nin ilk çeyreğinde aynı modeli, rüzgar için yapmak amacıyla bölgeleri belirledik çalışmalarımız devam ediyor. Elektrik, teknoloji transferi ve Ar-Ge’ye ihtiyacımız var. Güneş ve rüzgarda çok stratejik, sadece Türkiye’nin iç piyasası için değil, bölge için de önemli olacak yatırımlar olacak.”
Rusya ile geçen yıl yaşanan kriz ve beraberinde yaşanan doğalgaz sorununun Türkiye’ye çok farklı tecrübeler kazandırdığını belirten Albayrak, şunları kaydetti:
“Bu çerçevede enerji politikalarıyla ilgili önceliklerimizi çok somut bir şekilde güncelledik. Türkiye bölgenin en büyük enerji tüketen ülkelerinden bir tanesi, Avrupa’yı kattığınızda özellikle gazda Almanya’dan sonra 2’nci sırada. Türkiye enerji büyümesini ekonomik büyümesiyle eş zamanlı ve eş güdümlü yürüten ve bu çerçevede enerji talebi açısından bakıldığında dünyada Çin’den sonra bakıldığında 2’nci büyük ülke. Bizim enerji ihtiyacımız bu anlamda hayatiyet addediyor. Meşhur şarkı sözü gibi “varlığı dert, yokluğu yara” gibi varlığında da yokluğunda da stres yaşadığımız bir ürün. Onun için Türkiye gibi dışarıdaki enerji kaynaklarına bağlı bir ülke için bakıldığında çok farklı senaryolara hazırlıklı olmak lazım.”
Albayrak, doğalgazın Türkiye’nin temiz enerji konseptinde çok önemli yatırımlar yaptığı bir ürün olduğunu hatırlatarak, “Bu çerçevede sadece enerji üretiminde değil, aynı zamanda ısınma için de tükettiği bir ürün. Nitekim bugün itibarıyla ulaştığımız rakam yaklaşık 12-13 milyar metreküpe yakın. Türkiye ısınmada doğalgaz üzerinden şu veya bu şekilde faydalanıyor.” dedi.
FSRU ile günlük ek 20 milyon metreküp gaz basma kapasitesi
Doğalgazda daha iyi bir noktaya gelme açısından Türkiye’nin arz güvenliğiyle ilgili alternatif kaynakların çeşitlendirilmesi ve bununla ilgili sadece ülke pazarı değil, ürün ve altyapı çeşitlendirmesini yapması gerektiğini dile getiren Albayrak, şöyle devam etti:
“Nitekim açıklamasını yaptık, inşallah aralık ayı itibarıyla iki kritik projeyi hayata geçireceğiz. FSRU dediğimiz yani yüzer bir LNG terminali dediğimiz gemilerde diğer geminin yanaşarak getirdiği LNG’yi gazlaştırarak sisteme enjekte ettiği, teknolojik olarak yeni dönemde ortaya çıkmış çok önemli bir ürün. Bunun en büyük avantajı çok kısa sürede devreye alınabilmesi, çünkü normal bir LNG terminali 3 ila 5 yıl sürecekken, bunu çok daha hızlı devreye almak mümkün. Bu tesisi bu yıl sonu itibarıyla devreye alacağız ve bunu 9 ay gibi belki de rekor bir sürede yapmış olacağız. Bu tesisi devreye alarak, bu kış öncesinde Türkiye’ye günlük ek 20 milyon metreküp gaz basma kapasitesi sistemini devreye almak bizim için çok önemli bir gelişme.”
Aliağa’daki LNG terminalinin kapasitesinin geliştirileceği bilgisini de paylaşan Albayrak, “Bu aralık ayı itibarıyla yine inşallah yüzde 50’lik kapasite artışını ortaya koyacak ve inşallah yaza da 16 milyondan 25 milyona çıkmasını müteakip, önümüzdeki yıl 39 milyon metreküpe çıkacak, bu da yine müthiş bir başarı. Bu projedeki arkadaşları tebrik etmek lazım.” ifadelerini kullandı.
Tuz Gölü sürprizi
Albayrak bu projeler dışında alternatif projeleri geliştirme konusundaki çalışmalarla ile ilgili ise şunları kaydetti:
“Yine bu alternatifleri geliştirme noktasında, Ocak ayında da güzel bir sürprizimiz olacak. İnşallah yetişmesine dayalı Tuz Gölü’ndeki depolama tesisinin altyapı güncellemesine dayalı ortaya koyduğumuz bir çalışma vardı. Uzun yıllardır süregelen. Onun da çok önemli bir çalışmayla süresini öne alarak bu kış devreye alınması için inşallah ilk kaverne gazının basılması ile ilgili töreni de başlatacağız.”
Albayrak, Türkiye’nin her türlü senaryoya ve farklı sebeplerle ilgili oluşabilecek sonuçlara hazırlıklı olması gerektiğini belirterek, enerjideki krizleri yönetebilmesine dayalı altyapılarını hazırlaması gerektiğini vurguladı.
Özel sektörün önünü açmalıyız
Bu kış için güzel adımlar attıklarını dile getiren Albayrak, “Önümüzdeki kış inşallah daha da güzel adımlar atacağız. Bunun bir tarafından da BOTAŞ her zaman olmak zorunda, ama onun dışında özel sektörün de bir şekilde önünü açacak kaynak çeşitliliğini, rekabeti, kapasiteyi artırarak buna dayalı fiyat rekabetiyle maliyetleri düşürecek iklimi de oluşturmamız lazım. Bu çerçevede özel şirketlerimiz de katkıda bulunmaya devam edecekler.” diye konuştu.
Türkiye’nin bölgesindeki ülkelerden ayrıştığı en önemli hususları, altyapısının birçok ülkeye göre iyi noktada bulunması, istikrarlı bir yaşam standardı, enerji arz güvenliğinin olmazsa olmazı olan enerji piyasalarındaki güvenilir bir oyuncu olması olarak sıralayan Albayrak, tüm bunlar birleştirildiğinde Türkiye’nin müthiş bir resim ortaya koyduğunu ve kendilerinin de bu durumu kararlı adımlar atarak devam ettireceklerini kaydetti.
DÜNYA