Epilepsi hastalığı maalesef sanıldığından çok fazla görülen bir hastalıktır. Ancak buna rağmen hastalığı tanımayıp nöbet geçiren bir epilepsi hastasına nasıl müdahale edeceğimizi bilmiyoruz…
Epilepsi dünya nüfusunun yaklaşık %1’inde görülmektedir. Klinik deneyimlere göre, saklanma oranları çok yüksek olduğu için gerçek epilepsi hastasının ancak yüzde 20’sinin doktora başvurduğu düşünülmektedir. Bunun da muhtemel nedeninin bu hastalıkla ilgili çeşitli farklı inanışlar olduğuna dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Yardımcı Doç. Dr. Hüseyin Büyükgöl; zaman zaman halk arasında hurafelerden kaynaklı cinlerle ilişkilendirilmekte olup, epilepsi bir ruh hastalığı veya delilik olarak nitelendirilebildiğini söyledi;
Epilepsi (Sara) Nedir?
Beynimiz duyusal ve bilişsel merkezimiz, bizi diğer canlılardan ayıran en önemli organımızdır. Milyarlarca hücreden oluşan beyin karmaşık bir sisteme sahiptir. Sara olarak da bilinen epilepsi, beyindeki sinir hücrelerinin elektriksel aktivitelerinin fiziksel veya kimyasal nedenlerden ötürü geçici olarak kontrol dışına çıkması ve bunun sonucunda meydana gelen tekrarlayıcı ve kısa süreli hareket, duyu veya bilinç bozukluğu ile tanımlanan nörolojik bir hastalıktır.
Kadınlarda ve erkeklerde eşit oranda görülür.
Epilepsi her yaşta ortaya çıkabilirken sıklıkla yaşamın ilk yıllarında ve 60 yaşından sonra görülmektedir. Epilepsi nöbetlerinin çok farklı türleri vardır. Halk arasında epilepsi veya sara dendiği zaman anlaşılan tonik-klonik nöbetlerin yanı sıra bazı hastalarda, yakınlarının bile fark edemediği epilepsi nöbetleri görülebilmektedir. Nöbetin türüne göre birkaç saniye ya da birkaç dakika sürebilir. Bu nöbet tipleri, hangi ilacın kullanılması gerektiği hakkında bize yön verebilmektedir. Her hastanın nöbeti kendine özgü özellikler taşıyabilir. Bu yüzden bazı hastalarda epilepsi tanısı konmayabilir ya da başka hastalıklara bağlı oluşan bozukluklar yanlışlıkla epilepsi tanısı alabilmektedir. Ama gelişen tanı yöntemleri ile bu durum giderek azalmaktadır.
Bazı epilepsi türleri aynı aile bireyinde de görülebilmektedir.
Bu da genetik faktörün bu epilepsi türlerinde büyük ölçüde etkili olduğunu düşündürmektedir. Ailesinde epilepsi hikayesi olan kişilerde hastalığın görülme ihtimali normal popülasyona göre sadece yüzde 2-3 oranında daha fazladır. Epilepsiden sorumlu tutulan birçok gen vardır. Aynı şekilde bu genlerden birine sahip olmak epilepsi olduğumuz anlamına gelmez.
•Nöbet sırasında yapılacak şey hastanın kendisine zarar vermesini önlemektir.
•Başını ve vücudunu yana çevirip, başının altına yumuşak bir yastık koyulmalıdır.
•Dilini ısırmaması için nöbet geçiren kişinin çenesi açık tutulmaya çalışılmalıdır. Kaynak: Milliyet