Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, “3 bin 185 asker TSK’dan ihraç edildi, 162 asker ise firarda” dedi. İstanbul ve Ankara’daki askeri kışlaların 15 Eylül’e kadar taşınacağını belirten Bakan Işık, darbe girişiminin üssü olan Akıncı Üssü’nün ise demokrasi parkı olacağını dile getirdi. Bakan Işık, bedelli askerlikle ilgili ise “İkide bir bedellinin gündeme getirilmesi bizim için uygun değil. Bu konuyla ilgili bildiğim bir çalışma yok” diye konuştu. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Habertürk TV’de konuştu. TSK’dan 151’i general ve amiral olmak üzere 3 bin 185 askerin ihraç edildiğini belirten Bakan Işık’ın açıklamalarının satır başları şöyle: 9’u general, 133 tane hava, deniz ve kara kuvvetlerinde subay, astsubay firarda. 26 Jandarma firarda. 3 tane de askeri ataşe toplam 162 asker firarda. Aranıyorlar. 3 tane de askeri ataşe de yurt dışında. Bosna Hersek ve Yunanistan ataşeleri. İtalya ile dışişleri bakanlığı hemen temasa geçti. Eminim İtalya’da bu konuda hassasiyet gösterecektir. Şu ana kadar TSK’dan ihraç edilen jandarma da dahil, 3185 kişi ihraç edildi. Bunların 151’i general ve amiral.
Kararname hazır. Temel önceliğimiz TSK’dan ihraç edilen 265 pilot. Acil durumlarda yetecek pilotumuz var ama olması gerekenin altındayız. Dolayısıyla bazı düzenlemeler yapıyoruz. FETÖ’nün zorla ayrılmasına neden olduğu, sınıf subaylarının dönüş hakkı gibi pek çok düzenlemeyi içeren bir kararname olacak. Önceki KHK’deki bazı teknik düzeltmeler olacak. Bu KHK hazır, yayınlanmasını bekliyoruz.Daha önce Milli Savunma Bakanlığı ile kuvvet komutanlığı ilişkisini düzenlemiştik. Genelkurmay ile ilişkiler vardı. Bazı netleştirmeler yapıyoruz. Genelkurmay asli işlerinde kuvvet komutanlıklarıyla emir-komuta zinciri içinde çalışacak. Orada oluşan bazı tereddütleri giderecek düzenlemeler.
Kararnamenin mimarisi oluşturulurken, önceden yapılan çalışmalar değerlendirildi. Kararname çıkarma yetkisi Bakanlar Kurulu’nda. Kurul yetkiyi inceler. Bu KHK’dir, bunun yetkisi hükümettedir ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın onayıyla yürürlüğe girer. Bu Sayın Cumhurbaşkanı ile yapılan toplantı sonucu ortaya çıkmıştır. Genelkurmay’ın görüşü alındı, alınmadı yersiz bir tartışma.
TSK’NIN YAPILANMASI
Türkiye çok uzun yıllar maalesef iç tehdit öncelikli savunmayı benimsemiş. TSK’nın yapılanması da iç tehdit öncelikli oluşturulmuş. Bunu özellikle, günümüz Türkiyesinde geçerli olmadığını biliyoruz. Türkiye artık dış tehdit ve asimetrik tehdidi ön plana alan savunma konseptine ihtiyaç var. Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde çalışma yapıldı, ancak akamete uğratılması için çalışma yürütüldü bazı odaklar tarafından. Bunu yeniden getirmek istiyoruz. TSK’nın buna göre yapılandırılması, birliklerin buna göre konuşlandırılması, hangi birliğin ne kadar ihtiyacı var, hangi teknoloji ne kadar silha bulundurmalıyız. Buna göre şekillenecek.
İHRAÇ EDİLENLERİN DURUMU
Mağdur edilen insanların durumu için çalışma başlatılmıştı. Ben de ‘Hangi safhada’ diye sorduğumda ‘Kurum görüşleri alınıyor’ denilmişti. Önümüzdeki acil çalışmalar bitirildikten sonra, hangi adımları atabiliriz, diğer partilerin görüşlerini aldıktan sonra neticelendireceğiz. Ancak acil konular var şu anda.Pilot ihtiyacımız olduğu için acil düzenleme yapıyoruz. İnsanlarımız güven içinde olsun. Ancak dünya standartlarını yakalamalıyız. Bu atama döneminde, 15 Temmuz’dan sonraki dönemde, daha önce Balyoz’da mağdur edilmiş bazı askerler terfi ettirildi ve önemli görevlere atandı. Hükümetimizin tavrı belli, mağduriyetleri giderecek adımlar atacağız.
ASKERİ LİSELERİN KAPATILMASI
Hükümet olarak değerlendirmemiz askeri liselerin Türkiye için bir gereklilik olmadığı yönünde. Tabi ki hatıraları olan paşalarımız, askerlerimiz var. 150 yıllık okullardır. Tüm bunlara saygı duyuyoruz. Ama dünyanın, Türkiye’nin geldiği bu noktada Türkiye’nin askeri liselere ihtiyacı olduğunu düşünmüyoruz. Bunu artık üniversite düzeyinde başlatalım. Bu karar için bir değişiklik söz konusu değil. Şu andaki bir gerçek bu askeri liseler çok uzun yıllardır bu yapının kontrolünde. Sınav sorularının çalındığı gerçek. Yaverin açıklamalarında 1989 yılda olduğunu söylüyor. Bu sistematik hale getirilmiş. Gelişmiş ülkelerde lise çağındaki çocuktan asker yetiştirme işi yok. Daha gelişimini tamamlamamış, kimliğini ve kişiliğini oluşturmamış, sosyalleşme dönemide alıyorsunuz askeri okulda yetiştiriyorsunuz. Burada demokratik anlayışı geliştikten sonra asker olması demokratik ülkelerin tercihi. Liseyi bitirmiş, kişisel gelişimini tamamlamış, sosyalleşmiş, demokratik anlayışı benimsemiş çocuklardan aldığımızda, darbe anlayışının değişeceğine inanıyoruz
BİRLİKLERİN TAŞINMASI
Ankara ve İstanbul içindeki birliklerin taşınma hazırlıkları başladı. Hedefimiz önümüzdeki br ay içinde bu taşınmayı tamamlamak. 15 Eylül’e kadar Ankara ve İstanbul içerisindeki taşınma kararı alınan birliklerin taşınmasını hedefliyoruz. Özelikle kara ve hava kuvvetleri çalışmalarını sürdürüyor. Planlama yapıldı. Taşınma bittikten sonra bu alanlar çok büyük oranda halkın kullanımına sunulacak. Kamu için de kullanılabilir” diye konuştu.
“AKINCI’DA BİR DEMOKRASİ PARKININ YAPILMASI KONUSUNDA BİR İRADE VAR”
Akıncı’da bir demokrasi parkının yapılması konusunda bir irade var.
ORTA VE UZUN VADEDE GENELKURMAY BAŞKANLIĞI’NIN TAŞINMASI DEĞERLENDİRİLEBİLİR”
Genelkurmay Başkanlığı’nın kısa vadede başka bir alana taşınmasından ziyade, Milli Savunma Bakanlığı’na yeni bir binanın yapılması ve yeni binada faaliyete geçmesi tercihimiz. Orta ve uzun vadede Genelkurmay Başkanlığı’nın başka bir alana taşınması değerlendirilebilir.
YENİ GİRİŞİM İHTİMALİ VAR MI?
Kitlesel bir kalkışmanın mümkün olduğunu düşünmüyorum. Yapının elebaşları eldeler. TSK içerisinde farkındalık üst düzeyde. Bütün komutanlar çok hassas ve dikkatli. Halkın çok büyük bir hassasiyeti var. Yeni bir kalkışmanın olacağını düşünmüyorum. Kendi mensuplarına ‘Aman ha çözülmeyin, konuşmayın, sıkı durun’ gibi bir mesaj olduğunu düşünüyorum. Çok ağır bir süreç yaşadık. Böyle bir süreçten sonra hiçbir şeyi ihtimal dışı görmeden tedbir almak zorundayız. Bu her gün, her an her şey olabilir diye devam etmemek lazım. Biraz dikkatli ve ihtiyatlı olmak durumundayız.Biz elimizdeki bilgilerle konuşmak durumundayız. Bazıları yakalandı, bazıları firarda. Adli süreç bu yapıyı deşifre edecek. Bir numara bellidir. Terör örgütünün başı bellidir, Pensilvanya’dadır.
PKK VE FETÖ’NÜN İŞBİRLİĞİ
Geriye dönüp baktığımızda anlamlandırdığımız bazı olaylar var. Rus uçağının düşürülmesi gibi. Bunun gibi olaylara baktığınız zaman terörle mücadelede yaşanan sıkıntılara baktığınız zaman işbirliği varmış diyorsunuz. Bunların siyasi ve sokaktaki bağlantılarını biliyoruz. Ekrem Dumanlı’nın Gültan Kışanak’la görüşmesi, beledeyeye arkadan girmesi gibi. Sıkı teması biliyoruz. Bugünden geriye baktığımızda anlamlandırmak mümkün olabiliyor. Bazı şeyler var ki neden olduğunu çözemediğimiz olayları şimdi çözmek durumunda oluyoruz.En temel yaklaşım şu: FETÖ’ye hizmet eden güç odaklarının terör örgütüyle olan çıkarı Türkiye’ye karşı hareketi belirliyor. Bazı ifadeler ortaya çıkıyor. Askere kurşun sıkan bir terörist grubu var, askere bunların ‘imamı’, ‘Bunları öldürmek için ateş etmeyin’ diyor. Bunun gibi olaylar yaşanmış. Bu tip olayların olduğunu biliyoruz. Türkiye’ye tehdit eden tüm terör örgütleriyle mücadele gücü var.
TÜRKİYE-NATO İLİŞKİSİ
NATO ile Türkiye ilişkisi arasında sıkıntı yok. Türkiye, NATO üyesi ve ikinci büyük orduya sahip. Yetkileri, ilişkileri belli. Üyeliğinin yerine getirdiği hak ve ödevleri yerine getirmektedir. Problem, 15 Temmuz gecesi, seni birleştiren değer demokrasi ise, demokrasinin korunması için halkın sokağa çıkması, darbe girişimini sokakta engellemesi, 240 şehit verilmesi durumunda NATO üyesi ülkelerinin yaptığı açıklamalar, Türk toplumunda hayalkırıklığı oluşturdu ve öfkeye dönüştü. ‘Biz darbeye karşıyız ama…’ diye başlayan cümleler kabul edilemez, yanlış bir yaklaşım. Bizim beklediğimiz NATO üyesi ülkelerin özeleştiri yapmaları. Bu ülkeleri bir araya getiren değerler demokratik değerlerse, bu mücadelenin kahramanları görmezden gelmek kabul edilemez. Türkiye, NATO’nun 1952 yılından beri üyesidir, sorumluluklarını yerine getirmiştir, haklarını kullanmasını bilmiştir.
RUSYA İLE İLİŞKİLER
Türkiye 24 Kasım’daki olaydan sonra dikkatli bir politika izledi. Gerilimi tırmandırmama üzerine kuruldu. Bu görüşmenin ardından gerilim ortadan kalktı. Suriye için ortak çalışma zemini hazırlanacak. Türkiye DAEŞ’le mücadelesine devam edecek. ABD’den, Rusya’dan çok Türkiye için tehdittir. Yapılan çalışmalar aksamdan devam edecek. Türkiye NATO üyesidir, ancak bu NATO üyesi olmayan ülkelerle ilişkileri geliştirmemek anlamına gelmiyor. Bundan sonra Rusya ile yakın ilişki içinde olmamız ne NATO, ne diğer ülkelere karşı bir hareket olur.
BEDELLİ ASKERLİK
Gündemde değil. Burada en temel yaklaşımımız Türkiye’nin asker niteliği ve ihtiyacı belli olacak çalışmalar sonucunda. Savunma Reform Konsepti sonucunda bu konular gündeme gelebilir. Bir taraftan terörle mücadele ediyoruz, bir taraftan bu hainleri temizliyoruz, bir taraftan küresel terör örgütleriyle mücadele ediyoruz. İkide bir bedellinin gündeme getirilmesi bizim için uygun değil. Bu konuyla ilgili bildiğim bir çalışma yok. Gündemimiz ve önceliğimiz, çok daha farklı çalışmalar. Türkiye’nin bir daha böyle bir belayla karşı karşıya kalmaması için yapılan çalışmalar.
GAZİLİK UNVANI
Türkiye’de terörle mücadelenin 40 yılı aşan bir geçmişi var. Bu konuda biz daha sağlık kurullarının verdiği raporları esas alıyoruz. Yüzde 40 engelli hale gelmiştir ve bu kişiye gazi unvanı verilir, ancak yüzde 40’ın altında olduğu belirlenen yaralılar için gazilik unvanı verilmiyor.
30 AĞUSTOS TÖRENİ
Bu hükümetin kararıdır. Ben tankların yürütülmeyeceğini, uçakların alçak uçurulmayacağını söyledim. Ancak belki ben anlatamadım, 30 Ağustos törenleri yapılmayacak diye anlaşıldı. Benim söylediğim askeri geçit töreni yapılmayacak. Kaynak: Milliyet