“Hürriyet gazetesinden sürpriz bir şekilde uzaklaştırılan İzzet Çapa medyanın kirli çamaşırlarını ortaya sermeye hazırlanıyor. ”
İzzet Çapa medyanın arka bahçesinde konuşulan dedikoduları kitap haline getirdi.
“Medyanın Elli Tonu” şimdiden birçok ünlü gazetecinin uykularını kaçırırken özellikle de İzzet Çapa’nın intikam almak istediğini düşünen Doğan Grubu gazetecileri panik halinde.
İzzet Çapa’nın Medyanın Elli Tonu kitabının tanıtım yazısı aynen şöyle…
Bu bir ‘tuz kokarsa’ hikayesidir!
Hani eti, balığı kokmasın diye tuzlarız ya, peki ya gün gelir de tuz kokarsa?
İşte bu yazı dizisi birinci ağızdan tanıklarının hala hayatta olduğu, medyanın kokan tuzlarının öyküsüdür.
Aslında basın camiasının arka koridorlarında bu dedikoduları bilmeyen yoktur ama medyanın omertası derin bir sessizlik yeminiyle örter bu üstü açılmamış, akıllara seza skandalları…
‘Bayram değil, seyran değil. Durup dururken bunları yazmak nereden çıktı İzzet?’ diye sorarsanız, paşa gönlüm öyle istedi de ondan efendim.
Yıllardır aralarındayım bu güruhun; öyle şeyler duydum, gördüm, dinledim ki dilim şişti artık tutamıyorum kendimi…
Hani Yahudi’nin biri alacaklısının kapısının çalıp ‘Borcumu ödeyemiyorum kardeşim bundan sonrasını sen düşün’ demiş ya, bundan sonrasını artık hikayemizin kahramanları düşünsün!
Bu yazı dizisinde çoğunuzun zaten bildiği beleş sofralar, hanut geziler, ballı hediyeler, parayla yazdırılan yazılar gibi aşina olduğunuz olaylar yok. Ben size akıllara durgunluk verecek seks skandalları, tacizler, birbirlerine tekme yumruk dalan medyanın en tepe yöneticileri, patronunun ne zaman yurtdışına kaçacağının dedikodusunu yapan müdürleri, velhasıl Grinin Elli Tonu’na taş çıkaracak tamamen gerçek olayları anlatacağım.
Mesela;
Hangi ünlü köşe yazarı, hangi Genel Yayın Yönetmenini odasında aynı gazetenin kadın yazarlarından biriyle çırılçıplak bastı?
Hangi ünlü kadın köşe yazarı, bir başka köşe yazarıyla seviştikten üç dakika sonra aşık olduğu bir başka köşe yazarı için gözyaşlarına boğuldu?
Hangi Genel Yayın Yönetmeni, taciz ettiği müdiresinin şikayeti üzerine patronundan hayatının en ağır küfürlerini işitti?
Hangi yönetici, döneminin çok ünlü bir sanatçısının hediye ettiği cip yüzünden az daha işinden oluyordu?
Hangi medya patronu Gezi döneminde kendisine panik odası yaptırdı ve o panik odasında neler yaşandı?
Hangi Genel Yayın Yönetmeni aşık olduğu genç kıza gazetesinde köşe verdi ve her gece dizinde ‘Mutsuzum ama çocuklarım var boşanamıyorum’ diye hüngür hüngür ağladı?
Hangi CEO hostes sevgilisiyle birlikte olmak için Dubai’nin en lüks otelinde bir kral dairesi kiraladı?
Etik, estetik ve magazin yazılarıyla ve dahi televizyon programlarıyla meşhur hangi köşe yazarı aşık olduğu hem cinsinin ülkeyi terk etmesine neden oldu?
Hangi ünlü iki magazin müdiresi aşık oldukları aynı yakışıklı beyefendi yüzünden haftalarca birbirilerini ağlayarak teselli etti?
Hangi ünlü magazinci sanat dünyasının hangi çok ünlü üç ismiyle aynı anda beraber oldu?
Hangi yönetici, köşe yazarının çantacısıyla evine gidip sevgilisi için ‘geceleri cinlerle konuşup bana büyü yapıyor’ diye İstanbul’da muskacı muskacı dolaştı?
Bab-ı Ali’deki hangi gazeteci grubu kankalarıyla kurdukları organizasyonlarla medya tarihinin en acımasız saadet zincirini inşaa etti?
Türkiye’nin en büyük medya gruplarından birinin üst düzey yöneticisinin boşandığı eşi, hangi ünlü sanatçıları ‘ben olmazsam hiçbir yerde haberiniz çıkmaz’ deyip haraca bağladı?
Hangi ünlü köşe yazarı, doktorların ‘elektra’ dedikleri sendrom yüzünden çok ünlü bir sanatçıyı gazetecilere göstermeden mekanın arka kapısından gizlice kaçırıp evine attı?
Hangi ünlü medya yöneticisi çalıştığı grubun CEO’sunun kapısını tekmeyle açıp ‘Siz buraları beyninizle değil, uçkurunuzla yönetiyorsunuz’ diye bağırdı?
İşte size medyanın bugüne dek hiç yazılmamış, ahlaka mugayir, gayri resmi hikayesi…
Sürçü lisan edersem affola…
Bütün bunları yapanların da günahları boynuna…
Pek yakında!
http://superhaber.tv/