Dünya Sağlık Örgütü tarafından 21. yüzyılın en ciddi sağlık problemi olarak ilan edilen obezitenin görülme oranı tüm dünyada salgın bir hastalık gibi hızla artıyor. 1995 yılında dünyada 200 milyon obez erişkin varken, bu sayı 2000 yılında 300 milyona yükseldi. Obezite ülkemizde de giderek artan ciddi bir sağlık sorunu haline geliyor.
Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de obezite sıklığı 1990 yılında yüzde 18,6 iken, bu oran 2000 yılında erişkin erkeklerde yüzde 21, erişkin kadınlarda ise yüzde 43 olarak belirlendi. Bu rakamlardan da anlaşılacağı gibi, 10 yıl öncesine kıyasla ülkemizde obezite sıklığı kadınlarda yüzde 36, erkeklerde ise yüzde 75 oranında arttı. Çok sayıda organ ile sistemi olumsuz yönde etkileyen obeziteden ilaç tedavisi, diyet ve egzersiz programıyla kurtulmak mümkün. Ancak bu programın düzenli olarak yapılmasında yaşanan güçlükler ve farklı etkenler nedeniyle fazla kilolardan kurtulmakta güçlük yaşanabiliyor.
İşte bu durumda ‘obezite cerrahisi’ devreye giriyor. Peki ama her fazla kilosu olan bu cerrahiden faydalanabiliyor mu? Ameliyat sonrasında diyet yapması gerekiyor mu? Obezite cerrahisi hakkında en çok merak edilen soruları Acıbadem Maslak Hastanesi Obezite Merkezi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cihan Uras yanıtladı, önemli önerilerde bulundu.
1. Obezite cerrahisinde kaç yöntemden faydalanılıyor?
Obezite cerrahisinde mideye (mide küçültücü ve ince bağırsağın bir kısmını devre dışı bırakan) gastrik by-pass, ayarlanabilir mide bandı (kelepçe) ile sleeve gastrektomi’den oluşan (midenin tüp şeklinde küçültülmesi) 3 yöntemden faydalanılıyor. Yöntemlerde hastanın tercihi dikkate alınsa da, onun için hangi yöntemin uygun olduğuna yapılan çok sayıda değerlendirmenin ardından uzmanlar tarafından karar veriliyor.
2. Her kilolu hasta obezite cerrahisinden yararlanabiliyor mu?
Fazla kilolarından kurtulmak isteyen her hastaya obezite cerrahisi uygulanmıyor. Obezite cerrahisine; 18-65 yaş arasında olan, Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 40 kg/m2 nin üzerinde olan veya 35-40 kg/m2 arasında olup, buna hipertansiyon, diyabet, uyku apne sendromu ile artrit gibi hastalıkları eşlik eden, en az 1 yıl normal kilosuna kavuşmak için uzman denetiminde diyet ve egzersiz yaptığı halde bunu başaramayan kişiler aday olarak kabul ediliyor.
3. Kimler obezite cerrahisinden faydalanamaz?
Hormonal hastalıkları olan veya yaşam beklentisini ileri derecede kısaltan ve kilo vermekle de çözülemeyecek olan çok ciddi yandaş hastalığı olanlar (kanser, karaciğer sirozu, ileri kalp hastalığı, vb), ameliyat sonrası zorunlu olan yeme ve yaşam tarzı değişikliklerine uyum sağlayamayacak olanlar, alkol ve madde bağımlıları ile şizofreni gibi akıl hastalığı olan hastalar, obezite cerrahisinden yararlanamıyorlar. Üreme çağında olan ve kısa vadede çocuk sahibi olmayı planlayan kadınların da bu durumu doktorlarına danışmaları gerekiyor. Bunun nedeni ise obezite cerrahisi ameliyatlarının ardından 24 ay boyunca hamile kalmanın tavsiye edilmemesi.
4. Hangi yöntemin uygulanacağın nasıl karar veriliyor?
Hastalar öncelikle; endokrinoloji uzmanı, beslenme uzmanı, psikiyatri uzmanı, fizik tedavi uzmanı ve egzersiz danışmanı tarafından değerlendiriliyor. Gerekli görüldüğü durumlarda hastayı kardiyoloji ve göğüs hastalıkları uzmanları da muayene ediyor. Her hasta, obezite sorununun altında yatan faktörler, yeme alışkanlıkları, psikolojik problemleri ile sağlık durumu gibi çeşitli etkenlerin tespit edilmesi için detaylı bir incelemeden geçiriliyor. Bu incelemelerin sonucuna göre yapılan değerlendirmelerin ardından hastaya en uygun cerrahi yöntem seçiliyor. Çünkü obezite cerrahisinde başarıyı belirleyen en önemli faktör, kişiye en uygun yöntemin seçilmesi.
5. Ameliyattan sonra hasta istediği gibi yemek yiyebiliyor mu?
Obezite ameliyatının ardından hastaların düzenli olarak sağlıklı beslenmeleri ve egzersiz yapmaları öneriliyor. Obezite ameliyatı sonrasında 6-8 hafta kadar dikkatle uygulanması gereken bir beslenme şeklinden sonra kişi normal beslenme düzenine geçebiliyor. Zaten ameliyat sonrasında eskisi kadar acıkma ve yemek yeme kapasitesi olmadığı için tüketilen besin miktarları az oluyor. Fakat yine de çok şekerli yiyecek, içecek ile alkol alınmaması, az ve sık beslenme kuralına uyulması gerekiyor. Ameliyat sonrasında rutin genel kontrollerin aksatılmaması, oluşabilecek aksiliklerin önüne erkenden geçmek için önemli bir unsur. Bu koşullara uyan hastaların yaklaşık 12 ayda fazla kilolarının en az yüzde 50-60’ını kaybedebileceği öngörülüyor.
6. Ciddi komplikasyonlara yol açıyor mu?
Obezite cerrahisi bugün sadece küçük kesilerden yapılan ve hastalar için açık cerrahiye kıyasla çok daha konforlu olan laparoskopik ya da robotik cerrahi yöntemleriyle yapılıyor. Bu da hastaya günlük hayatına çok kısa sürede dönebilmesi imkanı sunuyor. Belli standartlarda ve uygun merkezlerde yapıldığı ülkelerde izlenen yüz binlerce hastanın sonuçlarından edinilen tecrübelere göre; obezite ameliyatlarının ciddi komplikasyon oluşturma veya ölüme yol açma oranları, benzer diğer ameliyatlardan çok daha yüksek değil. Bu ameliyatlarda mevcut olan binde 3 ile yüzde 1 arasında değişen bu komplikasyon oranının en büyük bölümü de, ameliyattan çok, hastanın kiloya bağlı yandaş hastalıklarından kaynaklanıyor. Riski en aza indirgemek için obezite cerrahisi gibi ciddi bir operasyonun gerekli tüm tıbbi donanım, uzman ekibi ve fiziksel altyapının bulunduğu merkezlerde gerçekleştirilmesi gerekiyor.
gaste.tv