NEŞE BERBER ÖZEL HABER
“Çukurova’nın bereketli topraklarını gezmek için yine bir yolculuk başladı. Mersin’e gitmenin en sevmediğim yönü uçaktan indikten sonra 1,5 saat kara yolu ile daha gitmek zorunda kalmak. Aslında yola çıktıktan sonra hafta sonu olması nedeniyle ve Adana’da portakal çiçeği festivali olması nedeniylede daha çok insan Adana uçağındaydı. Kısacası medyadan gazeteci arkadaşlarımdan çoğu ile yolculukta yada şehirde karşılaştık.”
Mersin’e daha önce gittiğimde şehir merkezinden uzakta bir sahil otelinde kalmıştım.
Bu sefer şehir merkezinde bir otel’de kaldık.
Mersin’in şehir içinde de inşaat çalışmaları olduğu için gece yarısına kadar beklenmedik bir çalışma ile karşılaştık. Tabiki inşaatların yapılmasına karşı değiliz fakat gece yarılarına kadar inşaat sesi hiç hoş gelmiyor insana.
Mersin sahil kenti inanılmaz güzel bir sahil manzarası var deniz gören bir oteli bir dahaki seyahat için tercih edeceğim.
Ertesi günü sabah kahvaltı sonrası Mersin Belediyesinin bize tahsis ettiği araç ile yola çıktık. Tarsus’a gittik, Tarsus’un bir çok tarihi turistik yeri var sırasıyla oraları gezmeye başladık.
Adana ile Mersin arasında neredeyse insanlık tarihi ile yaşıt, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Tarsus, Roma, Bizans ve Yunanlılara ev sahipliği yapmış ve tarihi İpek Yolu’nun güzergahlarından da biri. Ne yazık ki sahip olduğu kültürel ve tarihsel zenginliğe rağmen bölge, ülkemizde turizm açısından pek de bilinmiyor.
Mersin çok büyük bir şehir başkan Kocamaz Mersin’in büyüklük olarak İstanbul’dan üç kat daha büyük olduğunu söylüyor. Antik çağın büyük metropolleri arasında yer alan Mersin’in en büyük ilçesi Tarsus, doğal ve kültürel pek çok zenginliğe sahip. Tarih boyunca hep cazibe merkezi olmuş bu güzel coğrafya, medeniyetlerin ve kültürlerin izlerini taşıyor.
Tarsus Şelalesi ruhunuza iyi gelecek
Şelaleye girdiğinizde çok güçlü bir ses sizi karşılıyor ve bir okadar güçlü doğa harikası yemyeşil ağaçlar, meyve ağaçları, masmavi bir su adeta ruhunuza iyi geliyor
St. Paul Kilisesi görülmesi gereken bir yer
Tarsus’ta bugün müze olarak hizmet veren 12. yüzyıldan kalma St. Paul Kilisesi, İncil’de iki kez Tarsuslu olduğunu yinelenen, İsa’nın 12 havarisinden biri olan St. Paul adına yapılmış.
Hristiyanlar için çok değerli olan bu kilise tarih, kültür ve inanç turizminin Tarsus’taki merkezi konumunda olduğundan ilk görülmesi gereken yerlerden birisi. Hatta içinde inanılmaz akustik bir ses düzeni var, bazı konserler burada yapılıyor. Ben girmişken içerde bir deneme yaptım. Ses müthiş yankılanıyor. Tarsus’un sıcağında gittiyseniz kiliseye girdiğiniz an içerideki serin hava size çok iyi gelecektir.
Aziz Paul Kuyusunu görmeden olmazdı…
Aziz Paul Kuyusu, Hristiyanlığın Batı Avrupa’ya yayılmasında büyük rol oynayan ve İncil’de “Müjdeleyici” olarak ismi geçen St.Paul’un evinin yeri olarak kabul edilen bir avluda bulunuyor. St. Paul Kuyusu, Hıristiyanlar için önemli bir ruhani merkez olarak kabul ediliyor.
Bunlar bir kaçı daha gezmediğimiz yerleride var…Mutlaka gidip görün derim.