CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “1 Mayıs’ta Taksim Meydanı işçilere açılmalıdır” dedi. Dokunulmazlık tartışmalarına da değinen CHP lideri, “CHP’liler hapse girmeye hazır olmalıdır. Bu mücadele ekmek kavgasıdır” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşttu. Hükümeti ağır dille eleştiren Kılıçdaroğlu, 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nın işçilere açılmasını istedi. Kılıçdaroğlu, parti içinde dokunulmazlıklarla ilgili tartışmalara yönelik ise.”
CHP lideri, “Bu ülkede akademisyenler, askerler, genelkurmay başkanı, gazeteciler, avukatlar hapse giriyorsa, özgürlük mücadelesi veren her CHP’li hapse girmeye hazır olmalıdır” diye konuştu. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:
Daha 1 Mayıs gelmeden harekete geçildi. 1 Mayıs Taksim’de kutlanmak isteniyor. Ama yasaklar gelmeye başladı. Bütün dünyada kutlanıyor. Demokraside olması gereken engellemelerin olmamasıdır. Ama bunu yapmıyorlar. 1 Mayıs tüm dünyada özgürce kutlanıyor. Eğer emekçi bunu istiyorsa Taksim Meydanı işçilere açılmalıdır. Taksim’in emekçiler ve 1 Mayıs için ayrı bir önemi var. AİHM ve mahkeme kararlarına rağmen yasaklıyorlar. Bırakın kutlasınlar. Bayramı da bayram havası içinde bırakın. 2016’da işçilerin geldiği duruma bakalım. 1 milyonu aşkın taşeron kamuda. Seçim meydanlarında söyledim. CHP iktidarında kadro sözü veriyorum. Bunlarda aynı hakları vereceğiz dediler. Ama nasıl vercekler bilmiyorlar. Çünkü onlar alınterini bilmezler. Onların bir eli yağda bir eli balda. Kıdem tazminatına el atmak istiyorlar. Eğer ellerinde alırlarsa sizlerle birlikte meydana ineceğim Dokundurtmayacağım. İş kazasında Avrupa’da 1. Dünya’da 3. sıradayız. Neden bizim işçilerimiz ölüyor? Bütün bu sorunları çözeceklerine dertleri 1 Mayıs’ı nasıl yasaklarız. Sen yasaklayamazsın kardeşim. Yeni Çeltek’de işçiler açlık grevinde. Ankara’daki beyler mi sahip çoıkacak onlara. Benim namus borcum onlara sahip çıkacağım. Mücadeleyse mücadele. Bedel ödemekten çekinmeyeceğiz. İşçi bedel öderken milletvekili de ödeyecek.
Size bir yüzbaşının hikayesini anlatacağım. 6 yıl önce emniyete bir ihbar geliyor. İhbarın konusu şu TSK ile bağlantılı bir çete fuhuş ve casusluk suçu işliyor. Casusluk o ara revaçta olan bir suç. 2 yıl soruşturma yapılıyor 9’u muvazzaf 51 kişi gözaltına alınıyor. Dava açılana kadar 350 kişi gözaltına alınıyor. 2 yıldan sonra savcı iddianamesini hazırlıyor. Sanıklar hakkında 2 yılla ömür boyu hapis arasında cezalar istiyor. Tek delil var dijital veriler. Hukuka göre zaten delil değil ama olsun mahkeme benim emrimde diyor. Havuz medyası çarşaf çarşaf yayınladı. Bu davada yargılananlardan birisi de Yüzbaşı Ersel Erel. O yüzbaşı geçtiğimiz haftalarda Güneydoğu’da mücadele ederken ağır yaralanıyor. Ambulans uçakla Ankara’ya sevk edilirken eşi ve çocuğunun da ambulans uçakla Ankara’ya getirilmesini istiyor ama izin vermiyorlar. Davutoğlu da çıkmış ben şehit yakınlarına kurayla iş vereceğim diyor. Sizin beyninize kan gitmiyor mu?
Az önce bir haber geldi. 3. köprü ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı bunlara ayrıca ikramiye ver demişti. Patron da merak etmeyin dedi. Ama şimdi işçiler paramızı alamıyoruz diyor. Kim söz verdiyse git ondan al demiş. Çok kolay Erdoğan Bilal oğlana diyecek o da anlamadım babacığım diyecek. Sonra oğlum istiflediğin paradan al ver diyecek.
Karaman’da yaşanan olaylardan dolayı en büyük üzüntüyü Karaman’da yaşayan insanlar. Siz anlınız dik yaşayın. Bu ülke Karaman’ı da üniversiteyi de çok iyi biliyor. Karaman bu ülkenin gururudur. Bizim şikayetimiz Karamanlı çocuklara yaptığı zulümdür. Aile Bakanı çocukları aileleri savunmuyor Ensar’ı savunuyor ‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyor. Vali benim o yurtlardan haberim yok diyor. Sen vali değil misin, değilsen niye o koltukta oturuyorsun. Ensar Vakfı’nın başkanı diyor ki bizim zaten böyle bir yurdumuz yok diyor. İl genel meclisi kararında vakıf diyor. Nasıl misafirhane ki yıllarca kalıyorlar. İmam Hatip Okulu Müdürü Yardımcısı açıklama yapıyor çocuklarımız Ensar’ın ve Kayimder’in yurtlarında kalıyor. O çocuklar emanettir. Emanet çocuklardır. Bunları din adına yapıyorlar. Sevgili peygamberimizin ünvanlarından birisi de Emin İnsan’dır. Düşmanları bile onu emin olarak kabul etmiştir. Size bir şey emanet edilince ona hıyanet etmeyin diyor. O annelerin emanetlerine siz hangi ahlakla ihanet edersiniz? Sen gidip de Rıza Sarraf önünde yatan adamı koruma. Ayıptır sana yakışmıyor.
Bu ülkede akademisyenler, askerler, genelkurmay başkanı, gazeteciler, avukatlar hapse giriyorsa, özgürlük mücadelesi veren her CHP’li hapse girmeye hazır olmalıdır. Kürsü dokunulmazlığına evet, istediği yerde konuşabilir. Eyvallah. İhanet, yolsuzluk, hırsızlık ne dokunulmazlığı. Bizim dokunulmazlık anlayışımızda bunları yeri yoktur. Bize teklif getirdiler, biz üç öneri götürdük. Siz namuslu siyaset istiyorsanız dokunulmazlığı öneren maddeyi yeniden yazalım dedik, hayır dediler. Geçici madde yapalım, olur dedik. Bütün dönemi kaldıralım dedik, bakanların dokunulmazlığını da kaldıralım dedik. Olmaz dediler. Ahmet Davutoğlu’nun dokunulmazlığı devam edecek. Sen yürekli, namuslu adamsan neden kendi dokunulmazlığını kaldırmıyorsun? Milletvekili değil misin? Ahlaklı adamsan çık meydan ‘Hodrimeydan’ de, ‘Ben de dokunulmazlığımı kaldırıyorum’ de. Binali Yıldırım’ın dokunulmazlığı aynen devam edecek. Muammer Güler’in dokunulmazlığı aynen devam edecek. Ahmet Davutoğlu’na sesleniyorum; kul hakkı yiyenlerden hesap soracaksan gel kardeşim. Ayıptır, sana yakışmıyor. Zafer Çağlayan vardı. Önüne yatacak mısın, yatmayacak mısın? Yatmayacaksan getir kardeşim. Bir de Kuran-ı Kerim’le dalga geçen var Egemen Bağış var. Egemen Bağış’ın önüne yatacak mısın yatmayacak mısın? Gel kardeşim beraber hareket edelim, bu kul hakkı yiyenlerden beraber hesap soralım. Bir de Erdoğan Bayraktar vardı. Davutoğlu’na sesleniyorum, namuslu adam gibi bu adamların dokunulmazlığını kaldıracak mısın, yoksa önüne yatacak mısın?
Davutoğlu neden korkuyor? Onun da dokunulmazlığı var. Dokunulmazlığı kalkarsa terör örgütlerine yardım ve yataklıktan o da yargılanabilir. Davutoğlu da, abisi de terör örgütlerine yardım ve yataklık yapmıştır. Her şeye rağmen kürsü dokunulmazlığı hariç bütün dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyoruz. Bu ülkede akademisyenler, askerler, genelkurmay başkanı, gazeteciler, avukatlar hapse giriyorsa, özgürlük mücadelesi veren her CHP’li hapse girmeye hazır olmalıdır. Bu mücadele ekmek kavgasıdır. Türkiye bir darbe dönemi yaşıyor. Kenan Evren’den ne farkları var? Yargı daha bağımsızdır o dönemde. Bedel ödenmeden mücadele mi edilir? Korkumuz yok. CHP dokunulmazlıklara evet diyor; onlar ne olacak? Bunların dokunulmazlığı niye kalkmıyor? Hep beraber mücadele edeceğiz. Kararlı bir şekilde yolumza devam edeceğiz.