“23. Muhtarlar Toplantısı’nda Türkiye’nin değişik bölgelerinden gelen muhtarlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin birliğini ve beraberliğini hedef alarak bizi köşeye sıkıştıracaklarını sananlar, üzerine bastıkları toprağın bir de altına baksınlar. Orada aynı niyetle yola çıkmış ama her defasında hüsrana uğramış kendileri gibi nice gafiller göreceklerdir. Bayrağımız, rengini şehitlerimizin kanından alıyor” dedi. ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatta daha üzüntü verici olanın ise, cinsi sapıklara dahi bel bağlamış durumdalar” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Ana muhalefet partisinin genel başkanı çıkıyor, dün bir konuşma yapıyor. Ben tabii bu konuşmayı onun şahsına değil, onun şahsında başında bulunduğu partinin mensubu hanımefendilere ve o partinin mensuplarına ve milletime bu çağrıyı yapıyorum. ‘Karaman’dan sonra Türkiye’nin dört bir yanında olaylar patladı. Bunlar sabah akşam Müslümanlıktan dinden imandan bahsediyorlardı. Dinime küfreden Müslüman olsa bari’ diyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız olan hanımefendiye, tekrar etmeye terbiyemin el vermeyeceği galiz ifadelerle saldırıyor. Dün baktım, televizyon haberlerinde bu sözler ‘bip’lenerek yani sansürlenerek veriliyor. Bakan hanım hakkında çok çok çirkin ifadeler kullanıyor. Ana muhalefetin, üzerinden siyaset yapmaya çalıştığı cinsi sapık, şu an cezaevinde ve yaptıklarının hesabını adalete veriyor. Peki bu siyasi sapıkları ne yapacağız? Biz bunları ademe mahkum edip ‘hiç’ yerine koydukça, çirkefliğin, çirkinliğin, ahlaksızlığın çıtasını sürekli yükseltiyorlar. İnanın bana, bu zat için söylenen her söz israftır, fuzulidir, tıpkı kendisi gibi gereksizdir. Ve bu kişi, başında bulunduğu partinin de yüz karasıdır. Bir kasetle bu partinin başına gelmedi mi? Geldi. Bu kaset olayı olmasa zaten bunun bu partinin başına gelecek ne mecali vardı, ne hâli vardı. Bunda yalanın her türlüsü var, takiyenin her türlüsü var. Kendi genel başkanının yanında ayrılıyor, ‘Aday mısınız?’ diye sorduklarında, ‘Hayır değilim’ diyor. Ama ertesi gün pat, aday oluveriyor. Bunlardan siyasetçi olmaz. Siyasetçi önce dürüst olacak. Benim milletim siyasette de dürüst olana, adam gibi adam olana pirim verir: Bunu böyle bilmek lazım. Milletimiz böyle bir zihniyete itibar gösterir, bunlara ülkeyi teslim eder mi? Etmiyor nitekim.”
“MUHALEFETİN İKTİDAR OLUP, RAHATINI BOZMAK GİBİ BİR NİYETİ YOK”
Aslında muhalefet partilerinin, iktidar olup rahatlarını bozmak gibi bir niyetleri de olmadığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öyle ya, iktidar sorumluluğunu üstlenirsen; ekonomiyle ilgileneceksin, dış politikayla ilgileneceksin, terörle ilgileneceksin, bölgedeki krizlerle ilgileneceksin, sağlıkla ilgileneceksin, eğitimle ilgileneceksin, garip-gurebayla ilgileneceksin, velhasıl iş çok” dedi ve şunları ekledi: “Bu kadar sorumluluk, bu kadar yük bizim muhalefeti bozar. Çünkü onlar sadece konuşmaya, sadece lafla peynir gemisi yürütmeye alışkınlar. Hakikatlerle yüzleşmek hiçbirinin işine gelmez. 7 Haziran seçimlerinin sonrasında yaşananları gördünüz. Normal şartlarda, siyasi parti dediğin, tek başına iktidar olmak, bunu başaramıyorsa da iktidarın bir parçası olmak ister, bunun için çalışır. Bizdeki muhalefet partileri ise, fellik fellik iktidar sorumluluğundan kaçmanın yollarını aradılar. Milletimiz de, ‘madem halinizden memnunsunuz, öyleyse aynı şekilde devam edin’ deyip, 1 Kasım’da tercihini tek başına iktidardan yana kullandı.”