Deniz Baykal, terör konusunda çok büyük yanlışlar yapıldığını belirterek, “Başbakan benimle görüşmek isteyince mektup yazdım. ’Bu politikayı gel birlikte götürelim’ demişti bana. ’Sizin bu politikanızın sonucu bu olur’ diye bugünkü tabloyu mektupta yazdım ona. Şimdi buradan çıkmak için dağdaki terörü mahalleye indirdiler. Yanlış muhatap seçtiler, şimdi onun bedelini ağır bir şekilde ödüyorlar” dedi.
CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, CHP Antalya İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. İl Başkanı Semih Esen, parti yöneticileri ve partililer tarafından karşılanan Deniz Baykal’a, orman mühendisi ve amatör hobi olarak heykel sanatıyla ilgilenen Yalçın Yeşilkaya, sert balçıktan yaptığı minyatür portre heykelini hediye etti. Minyatür heykelini çok beğenen Baykal, “Eğer benziyorsa çok mutlu olurum. İl başkanımız da teyit etti, benziyormuş” dedi.
Türkiye’nin, bölgemizin ve dünyanın sıkıntılı bir dönem geçirdiğini belirten Deniz Baykal, bölge ve Türkiye’nin içine girdiği bu sıkıntıyı zamanında öngörüp, gereken çalışma ve politikaları izlemekte yetersiz kalındığını söyledi. Bu olumsuzluklar üzerimize doğru gelirken bu konuda CHP olarak uyardıklarını belirten Baykal, “Bu gidişatın sonunun çok ağır olacağını ve izlenen politikanın, atılan adımların bu sonuca doğru hızla Türkiye’yi sürükleyeceğini bütün gücümüzle yıllardır anlattık” dedi.
Şimdi seyredilen bir filmin tekrar sahneye konulduğunu belirten Deniz Baykal, “Hiç şaşırmıyoruz bu tabloya karşı, birileri şaşırıyor. Bizim için şaşılacak bir şey yok, öngördüğümüz bir şey bu. Bunu söylüyorduk, ’yapmayın, bunlar yanlıştır, bu yanlışların sonucu budur’ diyorduk. Ama anlatmayı başaramadık. Şimdi daha da sıkışmış, kendi yanlışlarınızla hükümetin, iktidarın, Türkiye’nin yanlışlarıyla daha ağırlaşmış, karmaşıklaşmış bir tablo içinde Türkiye’yi selamete çıkarmaya çalışıyoruz” dedi.
Türkiye’yi selamete çıkarmaya ihtiyaç olduğu ve bu doğrultuda CHP’nin bundan sonra da görev yapacağını kaydeden Baykal, “Söylediğimiz yanlışlar Türkiye’nin başına gelince ’biz söylemiştik, iyi oldu’ diyecek halimiz yok. O noktadan Türkiye’yi çekip daha iyi bir noktaya taşımak için gene gereken öncülük görevimizi yapmaya devam edeceğiz. Mümkün müdür, mümkündür. Çıkış yolu var mı, var. Hiç kuşku yok var. Türkiye dünyanın çok önemli büyük bir tecrübesini arkasında bulunduran, çok değerli bir ülkedir. Bunu geliştirmek, korumak öncelikle bizim, bizim ötemizde herkesin büyük sorumluluğudur. Onun gereğini yapacağız” diye konuştu.
Çıkış yolu için hiç şüphe duymadığını dile getiren Baykal, “Türkiye’de bir etnik, mezhepsel inanca dayalı ayrıştırmayı, tartıştırmayı, çekiştirmeyi, kamplaştırmayı mutlaka noktalamak durumundayız. Bir inanç, mezhep, din, etnik kimlik dayatmasını, sürtüşmesini artık Türkiye geride bırakmalıdır. Yola çıkarken bunu öngördüler, bu doğrultuda tedbirler aldılar ama son 15 yılda bu konuda çok büyük yanlışlar yapıldı” dedi.
Türkiye’nin tekrar bu olumsuz çatışma ortamına çekildiğini söyleyen Baykal, “Çekilirken ’yapmayın yanlıştır’ dedik. Birilerinin işine geldiği için gözü kara bir şekilde yürüdüler. Şimdi geldiğimiz noktada herkes bunun ne kadar ağır bir tablo oluşturduğunu görüyor. Yani bugün karşımızdaki somut sorunların tümünün temelinde bizim ısrarla yıllardır vurguladığımız politikalar yatıyor. Terör konusunda büyük, çok büyük yanlışlar yapılmıştır. Yani yıllar öncesinden ısrarla söylediğimiz bir noktaydı, ’bize karışmayın, biz terör örgütüyle ilişkimizi geliştireceğiz, dostluğumuzu değerlendireceğiz ve Türkiye’yi terörden kurtaracağız, anaların gözyaşını dindiriyoruz’ diye yıllarca bir politika izlediler” diye konuştu.
Bunun doğru sonuç vermeyeceğini, terör örgütünü muhatap alarak onu bölgede etkin ve güçlü hale getireceklerini ve bunun ağır sonuçları olacağını yıllarca söylediklerini kaydeden Baykal, “Ben mektup yazarak söyledim, başbakan benimle görüşmek isteyince, mektup yazdım. ’Bu politikayı gel birlikte götürelim’ demişti bana. ’Sizin bu politikanızın sonucu bu olur’ diye bugünkü tabloyu mektupta yazdım ona. Şimdi bu oldu. Şimdi buradan çıkmak için dağdaki terörü mahalleye indirdiler, mahalleleri temizleyeceğiz diye pek çok açıdan acı, kimsenin hak etmediği olumsuzlukları insanlara yaşatmak durumunda kaldılar. Büyük bir sıkıntı yaşanıyor. Bir an önce bunun sona ermesi lazım. Türkiye’nin ulusal bütünlüğünün, birliğinin, kardeşliğinin mutlaka korunması lazım. Yanlış muhatap seçtiler, şimdi onun bedelini ağır bir şekilde ödüyorlar” dedi.
Bu sorunlar karşısında Türkiye’nin sağduyulu, ülkenin gerçek çıkarlarını gözeten bir siyaset çizgisinde kararlılıkla yürümek gerektiğini söyleyen Baykal, “Bizim kimseye özenmeye ihtiyacımız yok. CHP’nin kimseyi örnek almasına ihtiyaç yok. CHP ilkeleri fevkalade önemlidir, önemi her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Bütün dünya bunu yeni kavramaktadır ama biz o ilkelerden kopmayalım. O ilkelere herkesten önce biz sahip çıkalım. O ilkelerin önemini biz anlatalım” diye konuştu.
Partide görev yapanların kongrede seçildiğini ve siyasetin nöbet değişimi olayı olduğunu dile getiren Baykal, şöyle konuştu: “Mahkeme kadıya mülk değildir. Her birimiz belli bir dönem belli şartlar altında belli sorumluluklar üstleniriz. Görev yaparız. Sonra görev değişir, sonra o inançlar doğrultusunda çalışmaya devam ederiz. Burada önemli olan partiyi bütünlüğü içinde kavramak, kucaklamak, kıymetini bilmek, ona değer vermek ve sahip çıkmaktır. Ben inanıyorum görev yapan arkadaşlarım bu anlayışın gereğini yerine getireceklerdir. Elbette siyasette çekişmeler, tartışmalar var, olmuştur. Bundan daha doğal bir şey yoktur. Bunu yaparken parti hukukunu ihlal etmemek, partilinin hakkını çiğnememek, partiye senin gibi düşünmeyen, amaçlarına hizmet etme niyetinde olmayan ama CHP amaçlarına hizmet etmek niyetindeki insanları da kucaklayarak, kavrayarak onlarla birlikte yürüme gereğini ön planda tutabilmek. Bunlara ihtiyaç var.”