Son yıllarda küresel piyasalarda ve BIST’de bir balon oluşup oluşmadığı konusu çok sık tartışılır olmuştu. Gelen kötü haberler “yok’’ sayılıyor, hatta piyasalar üzerinde olumlu etki bile yapabiliyordu. Olan biteni iktisat kuralları ile açıklamak mümkün değildi. Bütün piyasalar uluslararası manipülatif bir ortamın etkisi altına girmiş, piyasa oyuncuları ve profesyoneller sonunun kötü biteceğini bildiği halde daha fazla kazanmak ya da kazananların gerisinde kalıp işinden olmamak için bu duruma boyun eğip mutluluk kervana kerhen de olsa katılmışlardı.
Ve nihayet yeni yıl başlar başlamaz Çin’den gelen beklenen satış dalgası küresel piyasalarda oluşan balonun birdenbire hava kaçırmasına sebep oldu. Yüzde 10’a varan panik satışlar bütün piyasaları etkisi altına alırken, petrol altına inmez dediğimiz 30 doları bile kırarak sürpriz yaptı. Ama bunda kötü veriler kadar, İran’ın günde 500 bin varile çıkabilecek bir kapasitesiyle dünya piyasasına girecek olması da etkili oldu.
Bu genel bozulma ile birlikte yılın ilk günlerinde yaşanan Suudi Arabistan- İran gerginliği ons altının geçici olarak yükselmesine neden oldu. Ama FED’in planladığı şekilde faiz artırımına devam etmesiyle birlikte yıl içinde 1000 doların altını test edeceğini tahmin ediyorum. Aynı şekilde hacıyatmaz gibi düşüp düşüp yeniden ayaklanan Euro’nun da her ne kadar direnç gösterse de yıl içinde pariteye eşitlenmesi gerekiyor.
Dolar/TL ise yılsonu kapanış baskısından kurtulduktan sonra daha önce gördüğü 3.06 noktasına hızlı bir şekilde geldi. Geçen yazımızda okuyucuyu bu konuda uyarmıştık. Doların yükseliş trendi devam edecektir. 3.00’ın altını görmek artık zor. Şubatta kur 3.15-3.20 aralığına giderse orada bir süre stable kalabilir. Düşen petrol fiyatları ve yükselen kur etkisiyle rekabet gücü artan ihracatın büyümeyi hızlandıracağını,bunun da kuru bu noktadan sonra baskılayacağını düşünüyorum.
BIST 100’e gelince… 70.000’in dip olduğu algısı yaratılmaya çalışılıyor ama global satışlar devam ederse yeni dipler görmek mümkün. Ve her halükarda dibin de dibi olduğu unutulmamalı. Biz borsadaki şişmeyi gördüğümüz için küçük yatırımcıyı her fırsatta uyardık. Yüzde 70’i yabancıların elinde olan Borsa İstanbul özellikle aşağı yönlü manipülasyonlara çok açık. Volatilitenin arttığı bu dönemde borsa yatırımcısının yine dikkatli olması, dolduruşa gelmemesi lazım.
FED, eğer söylediği gibi bu yıl 4 kez faiz artışı yaparsa, bu piyasalar bunu nasıl kaldıracak doğrusu merak ediyorum.