CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Doğu ve Güneydoğu’da yaşananlara ilişkin olarak, “Bugünkü mesele, sokağa çıkma yasaklarıyla, şehirlere tanklar sokarak çözülebilecek bir mesele değildir. Devlet, terörle hukuk dışına çıkarak mücadele edemez” uyarısında bulundu.
Koç, dün CHP MYK toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
Bugün bölgede yaşananlar Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü açısından kaygı verici bir hal almıştır. Türkiye, bu süreci akılla, ferasetle, geniş devlet kültürüyle aşmak zorunda. En büyük sorumluluk devleti yönetenlere düşüyor. AKP’nin şapkasını önüne koyarak değerlendirme yapması gerekiyor.
soruna el atmak, Meclis’te temsil edilen tüm partiler de samimi olarak bulundukları siyasi kamplar ve koşullanmalardan sıyrılarak harekete geçmek durumundadır. bugünkü mesele sadece bir hendek kazma meselesi değildir. Bugünkü mesele, sokağa çıkma yasaklarıyla şehirlere tanklar sokarak çözülebilecek bir mesele değildir. Devlet, hukuk dışına çıkarak terörle mücadele edemez. Hukuku dolanarak gayrinizami yollarla yapılan her uygulama, teröre destek çıkan uygulamalardır. Devlet, her vatandaşının hakkını korumak, her vatandaşını mukaddes bilerek saçının teline zarar gelmesin diye azami gayreti göstermek durumundadır. Devlet kendi vatandaşına düşman unsur, kendi şehirlerine de düşman şehir statüsüyle asla bakmamalıdır.
Öğretmenler SMS talimatlarıyla bölgeden tahliye ediliyor. eğitim verdikleri çocuklar kalmaya devam ediyorlar. 300 bine yakın insanımız bölge içi ve bölge dışı göç yollarında. İktidar partisi çıkarlarına uygun olduğunda Türkiye barış süreci içine sokuluyor, güvenlikçi uygulamaların kendilerine oy getireceğini hesapladıklarında barış masası, savaş masası haline geliyor… Her gün gelen hain pusularda şehit edilen polislerimizin haberleri, diğer yanda bölgede masum sivil halkın çektiği eziyetler, insan hakkı ihlalleri… İkili bir dramla karşı karşıyayız.
Terör örgütüyle mücadele edilirken sivil ve savunmasız yurttaşların can güvenliğini sağlamak ve insan hakkı ihlalleri konusunda mağduriyetlerin önlenmesi mutlaktır. Bizim gözümüzde Diyarbakır neyse Tekirdağ odur, Mardin neyse Trabzon odur. Bölgede yaşayan yurttaşlarımızın hakkı ve hukukunun korunması hepimizin savunduğu haklar kapsamındadır. Kimsenin bu ülkede tırnağına taş değmesine de müsaade etmeyiz, bu ülkenin bir tek çakıl taşının bile feda edilmesine CHP olduğu sürece asla müsaade edilmeyecektir.
Artık oy kaygısı yok, Türkiye kaygısı var. 1890-1915 arasına geri dönün, Balkanların Osmanlı’dan nasıl kopartıldığına bakın, ilk defa oradan Osmanlı zabitanları, aileleri ve memuriyet sınıfı çekiliyor. İzdüşüm yapmak istemiyorum ama tarih öğreticidir. Osmanlı’yı dilinden düşürmeyenler, Rumeli faciasını hatırlamayanlar, slogan atarak Osmanlıcı oldular. Bölgeye milletvekillerinden oluşan bir heyeti gönderme konusunda çalışmalarımız sürüyor.