Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, CHP Milletvekili Eren Erdem’in ‘Sarin Gazı’ iddialarına ilişkin, “Kendisini iddialarını ispat etmeye davet ediyoruz. İspat etmiyorsa, o insan şerefli bir insan değildir, haysiyetli bir insan değildir” dedi.
Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, CHP Milletvekili Eren Erdem’in ‘Sarin Gazı’ iddialarına ilişkin, “Kendisini iddialarını ispat etmeye davet ediyoruz. İspat etmiyorsa, o insan şerefli bir insan değildir, haysiyetli bir insan değildir” dedi.
Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, bir tv programa konuk oldu. Elvan, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Elvan, terör örgütü PKK’ya karşı yapılan operasyonların kamu düzenini sağlamaya ve vatandaşların kısıtlanmış özgürlük alanlarını genişletmeye yönelik olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin güçlü bir devlet olduğunun altını çizen Elvan, “Biz bu bölgelerde kamu düzenini mutlaka sağlayacağız ve sağlıyoruz. Sonuna kadar gideceğiz; gerekirse ev ev bakılacak; terör örgütü mensupları kimlerse bunlar alınacak. Her türlü önlemi alacağız. Özellikle o bölgede yaşayan vatandaşlarımızın çocuklarına sahip olmaları, bu terör örgütüne çocuklarını bırakmamaları son derece önemli. Elbette PKK terörü nedeniyle eziyet çeken ve evini terk eden vatandaşlarımız var. Sayın Başbakanımız da açıkladı. Bunlar bizim vatandaşlarımız, bizim kardeşlerimiz. Bunların hiçbirisinin evsiz barksız kalmasına izin vermeyeceğiz. İhtiyaçları neyse, bütün ihtiyaçlarını gidereceğiz. Elbette orada sükunet hasıl olunca, kamu düzeni tam anlamıyla sağlanınca, bu kardeşlerimiz de evlerine döneceklerdir, rahat bir yaşam süreceklerdir” ifadelerini kullandı.
En kısa sürede kamu düzeninin sağlanacağını vurgulayan Elvan, bu konuda emniyet, silahlı kuvvetler ve jandarmanın birlikte çalışmalar yürüttüğünü söyledi. Yetkililerin, gelişmeler sağlandıkça kamuoyunu bilgilendireceğini belirten Elvan, terör olaylarının yaşandığı bölgelerde yaşayan vatandaşların en kısa sürece rahata kavuşacaklarını müjdeledi.
Başbakan Davutoğlu’nun duyurduğu teröre karşı 3 aşamalı planı hatırlatan Elvan, planın 3. aşamasına gelindiğini, kampların ve dağların teröristlerden temizlendiğini, şimdi teröristlerin şehirlerden temizlenmesi aşamasına gelindiğini, bunun da en kısa sürede gerçekleştirileceğini kaydetti.
CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem’in Rus televizyonuna verdiği röportajdaki ‘sarin gazı’ iddialarını sert ifadelerle eleştiren Elvan, şöyle konuştu:
“Ana muhalefet partisinden bir milletvekilinin böyle bir açıklamada bulunması ibret verici bir hadisedir. Herhalde Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir hadiseyle çok fazla karşı karşıya kalmamışızdır. Bu bahsetmiş olduğunuz Rus televizyon kanalını ben zaman zaman izliyorum; sabahtan akşama kadar Türkiye aleyhinde propaganda yapan ve özellikle Rus halkını provokate etmeye çalışan, Türkiye’ye, Türk vatandaşlarına karşı kin doldurmaya çalışan bir kanal. Kredibilitesi son derece düşük olan böyle bir kanala çıkıp, bu kanalda astı astarı olmayan son derece çirkin ifadelerde bulunmuştur. Kendisini iddialarını ispat etmeye davet ediyoruz. İspat etmiyorsa, o insan şerefli bir insan değildir, haysiyetli bir insan değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne böyle bir ifade kullanamaz. Böyle bir şey kesinlikle olmamıştır, bundan sonraki süreçte de olmayacaktır.”
CHP yönetimini Erdem’in asılsız iddialarına karşı sessiz kalmakla suçlayan Elvan, “Kalkıp da sadece ve sadece AK Parti hükümetini kötülemek adına böyle bir ifade kullanıyor ve CHP yönetimi sessiz kalıyor. Bugün Sayın Kılıçdaroğlu şehidimizin cenaze törenindeydi. O cenaze törenine katıldınız ama sizin bir milletvekiliniz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ihanet eden ve saldıran bir tutum içerisinde oldu, bunun gereğini yapmak zorundasınız. Bu şahsiyetin milletvekili yapılması da son derece manidar. Bu kişinin daha önce bir twiti vardı. O twitinde ‘İran’la Türkiye arasında herhangi bir şey söz konusu olursa, ben İran’dan yana tavır takınırım’ diyen bir insan… Bununla ilgili ne konuşabilirsiniz? CHP’nin bu şahısla ilgili gereğini yapması gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.
Elvan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun hendek açan teröristlere ‘arkadaşlar’ diye hitap etmesini, “Ben bunu Sayın Kılıçdaroğlu’na yakıştıramıyorum. Benim Kılıçdaroğlu’ndan beklentim şu; terör örgütüne karşı nasıl biz açık ifadeler kullanıyoruz, aynı ifadeleri onun da kullanmasını istiyoruz. ‘Hendekleri açmanız, kamu düzenini bozmanız doğru değildir. Hangi hakla o okulları yakıyorsunuz, hangi hakla bu hastaneleri yakıyorsunuz, hangi hakla vatandaşların evlerini yakıyorsunuz’ demesi lazım. Eğer teröre karşı mücadele edilecekse, PKK’yı bir terör örgütü olarak görüyorsa; ki muhtemelen partisinin içerisinde PKK’yı terör örgütü olarak görmeyen arkadaşlar da var, görüyorsa bunu net bir şekilde açıklamalı, net bir tavır ortaya koymalı diye düşünüyorum. Eğer teröristlere ‘arkadaşlar’ diye hitap ediyorsa, bu gerçekten içler acısı bir durumdur” ifadeleriyle eleştirdi.
Kılıçdaroğlu’nun Doğu ve Güneydoğu’daki bazı kentlerle ilgili ‘Beyrut’ benzetmesi yapmasına da değinen Elvan, “Türkiye Beyrut falan olmaz. PKK’nın o kadar yoğun baskısına rağmen, o bölgedeki vatandaşlarımız hiçbir zaman arkalarında olmadı, her zaman devletimizin arkasında oldu. O bölgedeki vatandaşlarımız, ‘PKK terör örgütüne yönelik mücadelenizi yoğun bir şekilde devam ettirin’ diyor. Temizlendikten sonra PKK yapılanmalarının o mahallelere girememesi için gerekli her tedbir alınacak” dedi.
Elvan, terör örgütü DEAŞ’ın Başika’da bulunan eğitim kampına düzenlediği saldırının hatırlatılması üzerine, şunları ifade etti:
“Şuanda Başika’da bulunan askerlerimiz, peşmergelerin DEAŞ’a karşı eğitimi amacıyla Irak hükümetinin isteği üzerine görevlendirilmişti. Bu çerçevede uzunca bir süreden beri görevlerini yürütüyorlardı. Ancak Rusya’yla ilgili krizin çıkmasından sonra sanki yeni bir şeymiş gibi bu olayı kamuoyunda değişik alanlara çekmeye çalıştılar. Orada bulunan askerlerimiz neticede DEAŞ’a karşı mücadele eden peşmergelerin eğitimiyle uğraşıyorlar; bunun dışında herhangi bir görevleri söz konusu değil. Bugün yaşanan hadise de şunu göstermiştir: Oradaki askerlerimizin güvenliği son derece önemli. Dolayısıyla bizim göndermiş olduğumuz takviyenin de Başika’da bulunan askerlerimizin güvenliği açısından daha da önem arz ettiğini ortaya koydu. Oradaki askerimizin sayısı, güvenliği, oradaki yapı dikkate alınarak, bu askerlerimizin bir kısmının yerleşiminin değiştirilmesi veya başka şekilde tanzimi söz konusu olacaktır. Gelişmelere göre gerekli tedbirler alınacaktır diye düşünüyorum.”
Rusya’nın Suriye’de sadece DEAŞ’a karşı bir mücadele yürütmediğinin altını çizen Elvan, “Irak’ta Amerikan askeri var, İran askerleri var, değişik ülkelere ait DEAŞ’a yönelik mücadele etmek üzere askerler bulunuyor. Diğer taraftan da koalisyon güçleri, bir taraftan da Rusya DEAŞ’a karşı mücadele etmek için bölgede bulunduklarını ifade ediyor. Özellikle son haftalardaki gelişmelerden sonra, Rusya’nın mücadelesini sadece DEAŞ’a yönelik bir mücadele olarak yapmadığını görüyoruz. Orada bulunan Özgür Suriye Ordusu, muhalifler ve Bayırbucak Türkmenleri’ne yönelik de zaman zaman saldırıda bulunduklarını görüyoruz. Bu doğru bir yaklaşım değil, bunu kabul etmemiz de mümkün değil. Orada bir mücadele yapılacaksa DEAŞ’a karşı yapılacaktır. Koalisyon güçlerinin temel hedefi budur. Türkiye de DEAŞ’a karşı mücadelesini sürdürüyor, sürdürmeye de devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Elvan, Başbakan Davutoğlu’nun Musul’da DEAŞ hedeflerinin ortadan kaldırıldığı yönündeki sözleri üzerine, “Başbakanımız, Başika bölgesine yakın olan DEAŞ hedeflerinin imha edildiğini söyledi. Orada bizim askerlerimize herhangi bir saldırı olması halinde, biz de gereken cevabı mutlaka vereceğiz. Neticede askerlerimiz orada eğitim amacıyla bulunuyor. DEAŞ’a yönelik mücadele eden peşmergelere güç katmak, onların eğitimlerini sağlamak amacıyla orada bulunuyorlar. Bu çalışmalar devam edecek” değerlendirmelerinde bulundu.
Elvan, Rusya’yla ilgili Türkiye’nin her zaman olumlu tavırlar sergilediğini belirtti. “Biz, hiçbir zaman Rusya’da yaşayan Rus vatandaşları ne karşımıza aldık, ne de böyle bir yaklaşım içerisinde olduk” diyen Elvan, şöyle devam etti:
“Rus uçaklarının hava sahamızı ihlal etmesi söz konusudur. Bunun gereğinin de neler olduğunu biz daha önce açıkladık, gereğini de yaptık. Herkes kurallara uymakla yükümlüdür. Bundan sonraki süreçte, ‘biz olayı tırmandırmak istemiyoruz, Rusya bir hata yapmıştır, bundan sonra böyle bir hareketle karşı karşıya kalmak istemiyoruz’ demişizdir. Diğer taraftan Rusya’nın, özellikle oradaki işadamlarımıza bir takım yaptırım uygulayacaklarına yönelik bazı açıklamaları olmuştur. Biz, hep şunu söyledik: ‘Türkiye’de yaşayan Ruslar’a hep kucak açtık, açmaya da devam edeceğiz, onlarla bütünleşmeye devam edeceğiz. Rus vatandaşlarını kendi vatandaşlarımızdan ayırt etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz.’ Rusya’dan da benzer yaklaşımları bekliyoruz. Biz gerilimden yana değiliz. Rusya’nın Türkiye’ye karşı bir takım ilave tedbir alma gibi bazı uygulamalara gitmesi halinde, biz de bunu ele alacağız. Gerektiğinde bizim de atabileceğimiz adımlar var; bugüne kadar atmadık. Biz, istiyoruz ki bunlar çözülsün, gerginlik ortamı oluşmasın. Bizim özellikle son 12-13 yılda Rusya’yla iyi ilişkilerimiz oldu, bir çok alanda işbirliği yaptık. İstiyoruz ki bu işbirliği devam etsin ama karşı tarafın tutumu da önemli. Onların tutumuna göre, biz de gerekli tedbirleri alacağız.”
Elvan, Prof. Dr. Aziz Sancar’ın Nobel Kimya Ödülünü almasının, Türkiye açısından gurur verici olduğunu dile getirdi. Elvan, “Yıllarca Amerika’da yaşamış bir bilim adamımız, kendisiyle gurur duyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız kendisini ağırladı. Bu ülkemiz açısından gurur verici bir hadisedir. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının böyle bir ödüle layık görülmesi son derece önemlidir. Cumhurbaşkanımız kendisine sahip çıktı diye böyle bir tavır içerisine giriyor bu kendisini aydın zanneden geri kafalılar. Sevmiyorsan bile saygı duyacaksın. O milletin oyuyla o makama oturdu” şeklinde konuştu.
ABD Merkez Bankası’nın faizi yüzde 0,25-0,50’ye yükseltmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Elvan, “Zaten piyasa bunu satın almıştı yani bir beklenti zaten vardı. Bir faiz artırımına gidileceği herkes tarafından konuşuluyordu. Ekonomiyle ilgili FED’in faiz artırımına ilişkin genel bir değerlendirme yaptık. Özellikle Merkez Bankası Başkanımızı dinledik. Toplantıda, mali disiplinin devam etmesine yönelik kararlılığımız vurgulandı. Diğer taraftan 2016 yılı bütçesini hazırlıyoruz. Önümüzdeki yıl bu bütçeyi Meclis’e sunacağız. Bu bütçede de mali disipline dikkat edilmesi gerektiği, bu çerçevede dengelerimizi bozmayacak bir yapıda bir bütçenin Meclis’e sunulmasının önem arz ettiği hususu Sayın Başbakanımız tarafından da dile getirildi ve çalışmalarımız da bu yönde yürüdü. Bu zamana kadarki özellikle makro ekonomide uygulamış olduğumuz politikaların bundan sonra da yine mali disiplini gözetecek şekilde devam ettirilmesi yönünde bir görüş birliği oluştu” ifadelerini kullandı.