“Eğer ünlü olduğumu düşünseydim, gider intihar ederdim” Amy Winehouse’un ünlü olmadan geleceği gören bir büyücü edasıyla kurduğu bu cümle hayatının özeti gibi. Gökçe Pekhamarat, yönetmen Asif Kapadia’nın Amy belgeselini inceledi. Asif Kapadia’nın yönetmenliğini yaptığı belgesel, Amy Winehouse’un biyografisini kronolojik sırayla anlatıyor. Bu kronolojik sıra sadece Amy’nin gençliğinden ölümüne kadar geçen yolculuğu değil, ünü arttıkça karanlığa sürüklenen bir yaşam eğrisini de gözler önüne seriyor.
Müziğin Caz Hali: Amy
Yönetmen Kapadia’nın tümü arşiv görüntülerden oluşan belgeseli bir doğum günü partisiyle başlıyor. 14 yaşındaki Amy Winehouse, sesindeki yıldızı belli edercesine “happy birthday” şarkısıyla çıkıyor karşımıza. Kocaman gülümsemesi, hayata ışıltılı bakışıyla mutlu, eğlenceli bir Amy görüyoruz.
Kapadia, bu başlangıçla seyircideki uyuşturucu ve alkol bağımlısı, ayakta duramayan Amy imajını yıkıp karşımıza bambaşka bir Amy çıkartıyor.
Gençlik yıllarında sadece arkadaşlarını değil prodüktörleri de kendisine hayran bırakmaya başlıyor Amy. Caz söyleyen, popüler kültür şarkılarını “sulandırılmış pazarlama malzemeleri” olarak gören bu haşarı kız için, prodüktörlüğünü de yapmış olan Salaam Remi, “Yanıma gelip şarkı söylediğinde bedeni 18 ama ruhu 55 yaşındaydı” diyor. Aslında Amy’nin ruhunun yaşlanmaya başlaması 9 yaşında babasının evden ayrılıp başka bir kadınla yaşamasıyla başlıyor.
Karanlık yolun başlangıcı…
Babası evi terk edene kadar neşeli, sevecen bir kız olan Amy, o ayrılığın ardından karanlığa doğru ilk adımı atmış oluyor.
Kariyeri her geçen gün daha iyiye giderken ruhu yaşlanıyor. Büyük aşk yaşadığı Blake’ten ayrılmasıyla da karanlığa tamamen teslim oluyor.
Amy, yaratım sürecinden uzak geçen uzun bir sürecin ardından Blake’le yaşadığı çalkantılı ilişkisini ve ayrılığını sözlere dökerek “Back to Black” şarkısını besteliyor.
Bu şarkıyla tüm dünyada sesinden söz ettiren Amy’nin kariyeri yerellikten çıkıp evrenselliğe taşınıyor. Bu yükseliş sadece şöhret, para değil yanında Blake ve babasını da getiriyor.
Başarının getirileri: Baba ve Koca
Yönetmen Kapadia, başarının geri getirdiği baba ve eski sevgilinin Amy’i bir proje gibi görmelerini seyircinin gözüne sokmasa da, arşiv görüntülerinin mükemmel kurgusuyla her ikisinden de nefret etmemizi sağlıyor.
Amy, Blake ile birlikte uyuşturucuyla da evleniyor. Evliliğinden sonra müzikal başarısından çok magazin haberleriyle gündeme gelmeye başlıyor. Bu durum Amy’i içinden çıkamayacağı bir kara deliğe doğru sürüklüyor.
Kötü bir halde olduğunu bilmesine rağmen taparcasına sevdiği babasının “Rehabilitasyon merkezine gitmene gerek yok” demesi yetiyor. Tedavi olmayı reddederek ölüme olan yolculuğunu hızlandırıyor.
“Bana yapma desinler diye yaptım”
Kendisini bile bile ölüme götüren bu genç kadına “Neden kendine zarar veriyorsun? Bunu neden yapıyorsun?” diye sorulduğunda
“Babam bana yapma desin diye yaptım” cevabını veriyor. Amy bu cevabıyla duygusal anlamda güçsüzlüğünü, baba sevgisine ve korumasına olan ihtiyacını tüm açıklığıyla ortaya koyuyor. Amy, alkol ya da uyuşturucudan değil baba sevgisi eksikliğinden dolayı ayakta duramıyor.
Ölüme giden yolda alınan Grammy
Yaşadığı bu kötü zamanları “Rehab” şarkısıyla milyonlara duyaran Amy, 50. Grammy Ödüllerine damga vuruyor ve “Rehab” ile en iyi şarkı ödülünü alıyor.
Aslında ödül aldığı o şarkıda bir nevi ölümü nasıl tercih ettiğini anlatıyor.
Yakın arkadaşlarının kurtulması için son şans olarak gördüğü rehabilitasyonu babasının bir sözüyle reddeden Amy’nin kariyeri zirveye ulaşmışken ruhu ve bedeni çöküşe geçiyor.
Vücudunun artık neredeyse 4’te 3’ü uyuşturucu ve alkol olan Amy, TV şovlarının espri malzemesi haline geliyor. Müziği ve sesiyle değil ayakta duramayan görüntüleriyle gündemde kalmaya başlıyor.
“Ya şarkı söyle ya da paramı geri ver!”
Kendisini iyi hissetmediği için konser turuna çıkmak istemese de endüstriyel müzik dünyası buna izin vermiyor.
Belgeselin en çarpıcı bölümü Amy’nin ayakta duramadığı, şarkı söylemeden sahneden indiği Belgrad konseri.
Seyircilerden biri sahnede duran, ruhu karanlıklar içinde kalmış kadına “ Ya şarkı söyle ya da paramı geri ver” diye bağırıyor. Alınıp satılabilen bir nesnedir artık Amy.
Doktorların “Alkol alırsan kalbin durur” uyarılarına rağmen babası, kocası ve endüstriyel müzik dünyasının içine ittiği karanlık girdabın içinden alkolle kaçmaya çalışıyor ama bu kaçış O’nun sonu oluyor.
Tıbben ölüm nedeni uyuşturucu ve alkol olsa da, taptığı babası, adeta bir sülük gibi kanını emen kocası ve endüstriyel müzik sektörünün acımasız çarkları öldürüyor Amy’yi.