Başbakan Ahmet Davutoğlu, İzmir mitinginin ardından bir televizyon canlı yayına konuk oldu. Programda gündeme ilişkin önemli açıklamalar yapan Davutoğlu, Şanlıurfa mitinginde gençlere seslenerek “İş, aş sahibi olduktan sonra geriye eş kalır, onun için de anne babanıza başvurun, bulamazlarsa bize gelin biz buluruz” sözüne açıklık getirdi. O sırada gençlere yönelik vaatleri sıraladığını hatırlatan Davutoğlu, “Bunlar sosyal hayatta doğrudan insanı ilgilendiren güzel dokunuşlardır. Başbakan olmam, orada gençlere güzel bir diyalog yapmama engel değildir. Devlet adamının hep sert yüzü ile görünmesi gerekir, bu gibi işlerle ilgilenmesi doğru değildir gibi bir kanaat varsa, devletin tam da bu sert görünen yüzünü yumuşatmak için siyaset yapmak gerektiğini düşünüyorum. Çok sayıda nikahta şahitlik yaptım. Ben ‘kız tarafıyım’ derim. Oğlum dahi olsa gelinimin tarafındayım. Bu hayatımızın en doğal yönü. Bunlar tartışılırsa sadece memnun olurum. Bunlar güzel vesilelerdir. Mümkün olsa da her evliliğe şahitlik yapsam” diye konuştu.
Konuşmasının bu kadar yankı uyandıracağını düşünmediğini kaydeden Davutoğlu, şöyle konuştu: “Yeni beyannamemizde gençleri bütün ihtiyaçlarının karşılandığını ifade ettim. Gençler iş kurmak isterlerse 50 bin lira karşılıksız hibe, yetmezde 100 bin lira faizsiz kredi veriyoruz. Bu da yetmiyor 3 yıl vergi de almıyoruz ‘İş, aş hepsi olunca geriye eş kalırsa anne babanıza başvurun eğer mümkün değilse bizim yardımcı olabileceğimiz bir şey olursa yardımcı oluruz’ dedim. Tabii insana dokunmaktan siyaseti koparanlar bunu öyle böyle bir noktaya çekmişler. Orada çeyiz hesabını da anlattım. Elhamdürillah çocuklarımız var, güzel bir hayatımız var. Akademik hayattayken hafta sonları da ders yapardım, çoğu zaman problemleri olduğunda kız tarafı naz yaparlarsa gelir benden yardım isterler, kız isterdim. Gençleri gördüğümde talepleri varsa karşılamak isterim. Bu benim hayat tarzım.”
Davutoğlu, beyaz Toros tartışmaları ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Bir kilo toz, bir Toros. Üç kilo toz, bir minibüs. Beş kilo toz, bir otobüs. Acaba Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Ahmet Davutoğlu bu tozla yakından alakaları olup, ne ilişkileri var bunların?” açıklamaları üzerine şunları söyledi: “Biz memlekette bir tek toz biliriz o da memleketimizin tozu toprağı. O toza toprağa canımız feda. Başka da toz bilmeyiz. Sayın Bahçeli’nin tozla ilgisi nedir bilmem. Onun dışında böyle ironilerle uğraşacak vaktimiz yok. Sayın Bahçeli çok büyük bir keşif yaptı iddiasıyla bir şey söylüyor, arkasından ne çıkacağını deştiğinizde çok fazla bir şey de çıkmıyor. Beyaz Toros tartışması etrafında bir kaşık suda fırtına koparanlar art niyetlerini ortaya koydular. Van’da söylediğim çok açıktı; biz faili meçhulleri bitirdik. İki civan delikanlımızı uyurken alçakla şehit ilan edenler bize savaş ilan ettiler. Bu iki civanmert rüyasında mı size saldırdı. Neydi onların suçu? Sanki çatışmasızlık halini devlet bitirmek istemiş gibi 90’lı yılları geriş getirmek istiyorsunuz dediler. Bu kadar yüzsüzlük olur. 90’lı yılları geri getirmek, faili meçhulleri yapmak isteyen PKK. Ben de 90’lı yıllar geri gelmeyecek. Ne beyaz Toroslar gelecek, ne de terör baronları gelecek dedim. Ak Parti bu ilişkileri koparan parti. Bizim olmayacağımız yerde terör baronlarının, faili meçhulleri başlayacağını ümit ediyorlar. Nerede burada tehdit unsuru? Dönemimizde faili meçhul bırakmadık, bırakmayacağız. Türkiye’yi 90’lı yıllara götürmek isteyen onlar. Bir taraftan bunu Demirtaş, bir taraftan Bahçeli kullandı. Bahçeli ve Demirtaş’ın nasıl paslaştığını gösteren güzel bir misal. Benim konuşmamın akışını takip etsinler, ne söylediğim açık. Demokratik ortam oluşturduk artık böyle bir ortam yok. Faili meçhulleri biz bitirdik. Benim söylediğim o.”
Davutoğlu, muhalefet partilerinin kendisinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vesayeti altında kaldığı iddialarına da şöyle cevap verdi: “Sayın Bahçeli kendi partisindeki dalgalanmaları ve ‘hayır’ diye diye partisini nereye getirdiğini örtbas etmek için dikkatleri AK Parti’ye çekmek istiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız AK Parti’nin kurucu lideridir. Her bir AK Partili’nin gönlünde yeri ayrıdır. Hiç kimse ondan kurtulmayı kenara koyalım, bu vesayet diye de tanımlanamaz. Biz Sayın Cumhurbaşkanımızı, AK Parti’nin siyaset kültürünün en önemli inşa edici faktörleri arasında müstesna bir yere sahip olması bakımından bir değer olarak görürüz. Kimse bu konuda kafa karıştırıcı bir ortama sebebiyet veremez. Bugün Sayın Cumhurbaşkanımız, partiler üstü bir konumdadır. Onun partiler üstü konumu bizim ona saygımızı azaltmaz. Bizim ona duyduğumuz saygı da Cumhurbaşkanlığı makamının olduğundan farklı bir niteliğe büründüğü anlamına gelmez. Bugün siyasi anlamda atılan her adımın hesap verme makamında ben AK Parti ve onun genel başkanı olarak ben vardım. Hükumet olarak atılan her imzada sorumluluk bize aittir. Sayın Bahçeli 5. parti ve AK Parti ile uğraşacağına onun buy hayırcı tutumu nedeniyle partiden ayrılan kendi mensupları ile ilgilensin. Kendi evinde ne olup bittiğini takip edemeyen birinin evinde ne olup bittiğini, oradaki ilişkileri tamamlamaya çalışması komik olur. Önce kendi işine baksın.”
Davutoğlu 1 Kasım seçimlerinden sonra olası koalisyon görüşmeleri ve muhalefet parti liderlerinin şuanda koalisyona karşı tutumlarını da şöyle değerlendirdi: “Bu sefer tek parti iktidarı olacağımızı ümit ediyorum. Onların da yavaş yavaş kendilerini AK Parti ile çalışmaya hazırlamış olması iyi. 7 Haziran seçimlerinde Sayın Bahçeli niye öfkelendi onu da anlamadım. ‘Biz yokuz kimse bize gelmesin’ dedi. Sonra da matematiksel hesap yaptı. Niye yaptı hala anlamış değilim. Demirtaş da o günün kibri ile ‘AK Parti ile asla’ dedi. Kılıçdaroğlu blok siyaseti dedi. Bir baktık piyasada müşteri çok da mal yok. 4 ay içinde görüldü ki; AK Parti olmadan bu ülkede siyaset dizayn edilemez. Dün Şanlıurfa’daydım bugün İzmir’de aynı coşku vardı. CHP iki gün üstü üste bu şehirlerde bu coşku ile miting yapabilir mi? HDP Trabzon’da miting yapabilir mi? Hukuken yapamaz anlamında demiyorum ama bu coşkuda yapar mı? Türkiye’de siyasetin mayası AK Parti işle karılmış. Bunu fark ettiler. Şimdi, birer birer görmeleri güzel. İnşallah 2 Kasım’da kimseye ihtiyaç hissetmeden kendi göbeğimizi keseriz diye düşünüyorum.”
Davutoğlu, 5. parti iddialarına da şöyle cevap verdi: “Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış. Sayın Bahçeli kendince öyle bir şey çıkartıyor. Nereden, niye çıkacak bu 5. Parti? Ciddiye bile almıyorum. Sayın Bahçeli dikkatleri başka yere çekmeye çalışıyor. MHP içinde bölünme ihtimali gittikçe arttığı için 5. parti çıkarsa bundan sonra MHP’nin içinde çıkar. Tuğrul Bey’in ayrılıp bize katılmasıyla ilk işaretlerini verdi. Öyle bir şey olmaz. Herkes parti kurar ama 5. parti diye parlamento içinden bir şeyden bahsediliyorsa ihtiyaç olmayacağı zamanla görülür. AK Parti üzerinden spekülasyon yapılmasına izin vermeyiz. 3. seçimin olacağını düşünmüyorum. Seçimler öcü değil ama tekrar tekrar seçimler halkı da, ülkeyi de yorar. Eminim halk tek parti iktidarını verecek.”
Davutoğlu, kendisine “kolay lokma” diyen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a da şu ifadeleri kullandı: “O yüzden onlar yüzde 13 oy alıyor biz yüzde 41 alıyoruz. Yüzde 41 alıyoruz memnun olmuyoruz, o yüzde 13 alıyor en büyük zaferi kazanmış gibi dünya aleme şımarık şımarık dolaşıyor. Bir kısmı benim önüme gelseler. Sınava tabii tutalım, sohbet edelim, o sohbet sınavından bile geçemez Demirtaş. Eğer dediği gibi kolay lokma isek işte göreceğiz. Biz yüzde 50’lire gidiyoruz. Kim kimin kolay lokması. Arkasında sufle yapanların kimler olduğunu biliyorum. Her gün ifade bulup hikayeleştirmek ve siyasetin seviyesini düşürmek kimseye fayda getirmez. Gitsin başka mahallede oynasın.”