IPSOS bu hafta vatandaşın siyasal eğilimlerine dair önemli bir araştırma yayınladı. Araştırma mayıs, ağustos ve eylül aylarında yüz yüze yapılan üç kamuoyu anketinden oluşuyor. 1 Kasım’da hangi partiye oy verileceği değil, seçmenin siyasal görüşleri çok boyutlu olarak saptanmaya çalışılıyor. Yaşamakta olduğumuz siyasal çıkmazı daha iyi anlamamıza yönelik önemli bulgular söz konusu.
Vatandaşın genel gidişatı nasıl gördüğüyle başlayalım. “Türkiye’nin durumundan memnun musunuz?” sorusuna 7 Haziran seçimlerine bir ay kala “evet” yanıtı verenlerin oranı yüzde 34. Memnun olmadığını beyan edenlerin oranı ise yüzde 49. Koalisyon hükümetinin kurulamayıp seçimlerin yenileneceği belli olduktan ve çözüm süreci son bulup şiddet tırmanmaya başladıktan sonra ağustos ayında memnunum diyenlerin oranı yüzde 22’ye, eylülde ise yüzde 15’e düşüyor.
“Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” diye sorulduğunda mayıs ayında “geçim sıkıntısı”, “işsizlik” ya da “genel ekonomi” seçeneklerinden birini işaretleyenlerin toplamı yüzde 53 ile ekonomi sorunu uzak ara birinci sıraya yerleşirken, ağustos ayında bu oran yüzde 24’e, eylülde ise yüzde 14’e geriliyor. Buna karşılık “çözüm süreci/terör” seçeneğini işaretleyenlerin oranı yüzde 14’ten önce yüzde 47’ye, ardından yüzde 72’ye tırmanıyor.
Bu çarpıcı yer değiştirme elbette ekonomik sorunların hafiflediği anlamına gelmiyor. Sadece Kürt sorununda gelinen çıkmazın hayati bir öncelik haline geldiğini gösteriyor. Peki vatandaş gelecekten umutlu mu? Mayıs ayında “yakın gelecekte durumun daha iyi olup olmayacağı” sorusuna mayıs ayında yüzde 28 “çok daha iyi” ya da “daha iyi olacak” yanıtını veriyor. 7 Haziran öncesinde de iyimser bir hava olduğu söylenemez ama bu oran halen yüzde 20’ye gerilemiş durumda.
Bu sonuçlar çok önemli bir gelişmeye işaret ediyor. AKP halen yüzde 40 civarında oya sahip olduğuna göre AKP’ye oy veren vatandaşın yaklaşık yarısının desteklediği iktidar partisinden umudu kesmeye başladığı anlaşılıyor. Bu yorumu başka bulgular da destekliyor. Örneğin “En başarılı bulduğunuz lider kimdir?” diye sorulduğunda Recep Tayyip Erdoğan diyenlerin oranı eylülde yüzde 30 gibi, geçmişe kıyasla oldukça düşük bir orana gerilemiş durumda. Diğer liderlerin reytingleri de parlak değil. Devlet Bahçeli ile Selahattin Demirtaş yüzde 13 civarında kalırken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun reytingi sınırlı bir artışla yüzde 18’den 21’e yükselmiş. Genelde giderek daha fazla sayıda seçmenin liderlerden uzaklaşmaya başladıkları gözlemleniyor.
Partilerin performansları sorgulandığında ise AKP’yi “başarılı” bulanların oranı son bir ayda yüzde 35’ten 31’e düşerken, “başarısız” bulanların oranı yüzde 44’ten 58’e yükseliyor. AKP’nin oy oranının 1 Kasım’da yüzde 40’ın bir hayli altına düşmesi söz konusu olmadığına göre, belli ki önemli oranda AKP seçmeni partisine artık güvenmiyor; ama daha iyi ya da daha umut verici bir başka seçenek de henüz görmüyor.
Nitekim aynı soru CHP için sorulduğunda “başarılı” bulanlar yüzde 18’den 25’e çıkıyor, ama “başarısız” bulanlar yüzde 51-52’de sabit kalıyor. CHP iktidar alternatifi olmaktan halen uzak. HDP’nin ise oy olarak olmasa da genel algı olarak zemin kaybettiği gözlemleniyor: “Başarılı” diyenler bir ay içinde yüzde 22’den 18’e gerilerken, “başarısız” diyenler yüzde 58’den 69’a tırmanıyor.
MHP’ye bakış ise tam anlamıyla ikircikli. Bir yandan “başarılı” bulanların oranı yüzde 13’ten 17’ye yükselirken, diğer yandan “başarısız” diyenlerin oranı da yüzde 61’den 65’e çıkıyor.
Yerim kalmadığından esası bir cümleyle özetlemeye çalışayım: Vatandaşın, mevcut partilerin devasa sorunlarımızın üstesinden gelebileceğine dair güveni hızla azalıyor.