Schuster’in Beşiktaş’ı tercih etmesindeki en büyük nedenlerden biri takımın kalitesi…
Başarısız geçen bir sezonun ardından yeni bir hava yakalamaya çalışan Beşiktaş artık resmen Bernd Schuster’e emanet. Olayın perde arkasını ya da “Bilinmeyen gerçekleri” başkalarına bırakalım. Biz Schuster’in Beşiktaş’ta neler yapabileceğine göz atalım.
Barça’ya fark atmıştı
Beşiktaş Yönetimi’nin Alman teknik adamdan en büyük beklentisi sahada dirençli bir takım oluşturması. Geçen sezon Mustafa Denizli ile savunmada gösterilen başarının mutlaka ve mutlaka hücuma da yansıması. Schuster’in Beşiktaş’ı tercih etmesindeki en büyük nedenlerden biri takımın kalitesi.
Nihat, Rüştü, Ernst, Fink, Holosko, Tello, Bobo, Ferrari gibi oyuncuları iyi tanıyan Schuster hem Almanlar’ın hem de İspanyollar’ın tercih ettiği 4-4-2’yi takıma monte edecek. Böylelikle gole uzak bölgelerde oynayan Nihat tekrar forvete geçecek. Schuster’le görüşmelerin başladığı dönemde Stuttgart’ın sağ kanat oyuncusu Roberto Hilbert’i renklerine katan Beşiktaş Yönetimi Bursasporlu Ozan İpek için de Bursaspor’a teklif yapmıştı.
Schuster bugün bütün dünyada İspanya ve Barcelona’nın oynadığı ayağa pasa dayalı futbolu hem Getafe’de hem de Real Madrid’te oynatmayı başarmıştı. Real’e Robben, Sneijder, Saviola gibi çabuk ve ofansif oyuncuları alan Schuster, Capello’nun oynattığı defansif futbolun izlerini silmiş ve takımı Barça’nın 8 puan önünde şampiyon yapmıştı (2007-2008).
Dezavantajı yeni olması
Schuster, Beşiktaş’a çok transfer yapılmasa bile kendi bilgi ve tecrübesiyle başarıya ulaşabilecek bir çalıştırıcı. Ancak en büyük dezavantajı Rijkaard’ın Türkiye’yi daha iyi tanıması, Fenerbahçe’nin çok büyük ihtimalle kendi içinden çıkan bir teknik adamla çalışacak olması, Ertuğrul Sağlam ve Şenol Güneş gibi teknik adamların da kariyerlerinde çıkış döneminde olmaları.
Alman çalıştırıcı bu yabancılığı üzerinden atarsa İnönü’de Almanlar gibi mücadele edip, İspanyollar gibi pas yapan bir Türk takımı izleyebiliriz.