Yaz ayları Türkiye’de sıcak geçer ama 2015 yazı siyaset ve ekonomide yaşanan olumsuzlukların etkisiyle daha da ısınıyor. Mesela, seçimlerin üzerinden onca zaman geçmesine rağmen koalisyon bir türlü kurulamıyor ve kurulması da çok zor. Ama herkes kendine göre bir suçlu ararken şu soruları da sormak gerekiyor:
Bir. CHP ve MHP yönetim kadroları açısından milli hasılasının yarısına ulaşan borç yükü nedeniyle rating kuruluşları tarafından sürekli uyarılan kırılgan bir ülkeyi paranın çekilmeye başladığı ve bu trendin önümüzdeki günlerde daha da hızlanacağı bir zamanda dümene tam oturmadan yönetmeye talip olmak ve sorumlusu olmadığı bu yükün altına bodoslama girmek ne kadar rasyoneldir?
İki. Özellikle CHP’li siyasiler, ülkemizde koalisyonların uzun ömürlü olmadığını bilirken, seçmene vaatlerini gerçekleştiremeden erken bir seçimle noktalanacak bu macerada siyasete toptan veda etmeyi tekrar bir seçimi denemeden göze almalı mıdır?
Bazılarının ‘’ülke yararıdır’’ diyerek muhtemel bir küçülmenin faturası kendilerine çıkmasın diye ve belki de CHP’den hepten kurtulmak için onu koalisyona itmesine rağmen bu kararı vermek kolay değildir. Sayın Baykal bile yine ön alarak tekrar seçimi telaffuz ettiğine göre, CHP’nin bu oyuna gelmeyeceğini düşünüyoruz.
MHP de ilk günkü çizgisinde tutarlı diye suçlanamaz… Suçlayanlar, bundan dolayı MHP tabanının olumsuz etkileneceğini düşünüyorlarsa yanlış yapıyorlar.
HDP ise, biten çözüm sürecinin ardından Kandil’in halkı silahlanmaya çağırmasıyla oyun dışı kaldı. ‘’Yüzde 60’lık blok’’ denen eşyanın tabiatına aykırı bir tasarım zaten olamazdı.
Diğer taraftan AKP’nin de diğer partiler tarafından öne sürülen şartlarla koalisyona yanaşmayacağı kesindir. Varlığını tamamen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a borçlu olan bu partinin şartlı bir protokole imza atacağını sanan varsa boşuna hayal görmemelidir.
Ve Suruç katliamı… Kalleşçe öldürülen polislerimiz ve TSK’nın Kilis’te uğradığı saldırı… Bütün bunlar terörün artacağının göstergeleri ve piyasalar da bunu fiyatlamaya başladı. Buna bir de siyasi belirsizlik eklenirse ekonomik istikrar bozulabilir ve bu durum hiç temenni etmeyiz ama kredi notumuzu aşağı çekebilir. BİST’in çok kuvvetli bir direnç olan 80.000’i kırması yerli yatırımcının artık mal tutmaması gerektiğini söylüyor. Ayrıca Çin ve Asya’dan büyümede yaşanan sıkıntılar nedeniyle kuvvetli bir satış dalgası gelebileceği göz ardı edilmemeli.
Ama olumsuzluklar bu kadarla da kalmıyor! FED’in sıkılaştırmaya başlayacağı günler yaklaşmakta… Bu durum 1.10’larda takılan Euro/doları aşağıya çekerek ihracat gelirlerimizin azalmasına sebep olacak. Şimdilik ötelenen Yunanistan’ın iflası ve Euro Bölgesi dışına çıkması meselesi de bir süre sonra yeniden gündeme gelerek paritenin aşağı yönlü hareketine katkıda bulunabilir.
Dolayısıyla, yine amatör yatırımcılar için Borsadan uzak durun, döviz borcu olan okurlarımız için de borcunuzu kapatmaya bakın tavsiyemizi bu ay da tekrarlıyoruz. Altın yatırımcıları için ise; FED baskısına bağlı olarak ons fiyatının biraz daha düşeceğini ama gram altının dolar/TL’nin yükselmesi halinde bundan olumsuz etkilenmeyeceğini söyleyebiliriz.
Tahminlerimiz doğrultusunda yaz oldukça sıcak geçmektedir