“Biz temiziz!..” diyen siyasetçilere sormak isterim:
“Yıllar yılı, iddialar ayyuka çıkmış durumda… Hanginiz, kendi partinizden bir hırsızı mahkemeye taşıdınız, hangi kararları aldırttınız. Açıklayın öğrenelim!.. Gazetelere gelen haberler, bilgi ve belgelerin eminim yüz katı genel merkezlere gidiyordur.. Ppeki sonra ne oluyor/ Gördüğümüz kadarıyla, “Hiçbir şey”… Ciddi ve yoğun şikayet varsa, birkaç adım atılır, o kadar!..”
***
Bu durum önceden de vardı, şimdi de var. Al birini vur ötekine…
Yani adlar önemli değil!.. Yer ve zaman da!.. Önemli olan siyasi terbiye, onur ve de insanlık!… Ama bunların hiçbiri yoksa kişide her şey beklenir bunlardan…
Tüm siyasetçiler içlerindeki çürük elmaları derhal temizlemelidirler. Yoksa değil koalisyon, tüm partiler bir araya gelse siyasetin içine düştüğü bu çıkar çamurundan kurtulması mümkün olmayacaktır. Ve bu temizleme derhal yapılmalıdır. Bugün ve yarın diye diye ortada top çevirilirse atı alan Üsküdar’ı geçecektir.
***
Zaman içinde hırsızlar köşeyi döndükleri ile kalmakta, hatta tekrar siyasete dönmek için kapı aralığında beklemektedir. Gördüğümüz kadarıyla, kafayı toprağa gömmüş, olayları izlemektedir. Bir de utanmadan kulisler yapmakta, bir yerlere yamanmaya ve yeniden söz sahibi olmak için makam ve mevki peşinde çalışmaktadırlar. Bunlar bizce malum kişilerdir. Meteliğe kurşun atanlar bugün milyon dolarlık servetin sahibidir. Kamuoyunun tüm bilgileri bilmesine imkan yoktur. Delillendirilenler ise, kamuoyu ile zamanında paylaşılmıştır. Siyasetçiler ise her şeyi bilmektedirler. Ama bazıları sus-pus kendi pozisyonunu belirlemekte, bazıları başka hedefleri göstererek, şimdilerde günah çıkartmaya çalışmaktadır.
***
Peki dün dünde kaldı, şimdi durum nasıl? İyileşme var mı?
Ne gezer?.. Bir laf vardır “Yenisi eskisini aratır” diye… Durum bundan ibaret.
Bu siyaset pisliğini yine siyasetçilerin çözeceğine inanmıyorum. Ama, siyasetçilere inanmıyorum, çünkü, ne yazık ki; ortak bir çıkar üzerinde uzlaştılar mı ortada ne bir hırsızlık ne de bir vukuat kalıyor.
***
Yıllar yılı aynı çarkın içinde sanki birşey yokmuş “ak kaşık misali” gibi malı götüren siyasiler, devir değişti mi al gülüm ver gülüm yine ortadalar. Türlü türlü numaralar yapıyorlar. Biraz yalnız gördüler mi veya yakınlaşamıyorlarsa ezmeye, karşı taraf güçlü kuvvetli ise onun yanında yer almaya çalışıyorlar. İş yapan, üreten, vergisini verenlere bile çamur atıyorlar. Bunmların ne kişilik ve de kurumsal bir kaygıları yok!.. Algı operasyonları yürütüyorlar. Her türlü yetki, çevre, adam kullanıyorlar. Velhasıl bunlar da binbir numara var!.. Ve biz üç kağıtçıların hepsini biliyoruz. Size de tavsiyem. bu türden siyasetçiye fazla yaklaşmayın!..
***
Bir anektod:
Nurettin Sözen döneminde hem kendisi ile hem de zamanın İSKİ Genel Müdürü Ergün Göknel ile söyleşi yapmıştık. Çok iyi uyumlu bir ekip gibi gözüküyordu. Göknel: “Daha önce suyu bardakta görmüştüm. Su Müdürü oldum” diye bir de espri yapmıştı. O zaman şaşırmıştık bu söyleme!.. Sonra; yıllarca da birlikte çalıştılar. Ama sonra ne oldu? Bir ihbar o kadar!… Sözen araştırdı, buldu ve gereğini yaptı!..
İşte budur!..
***
Siyasetçilere demem şudur ki; “Önce kendi çöplüğünüzü temizleyin!..” sonra “Ben iyiyim, doğruyum” deyin…
Yani; doğru dürüst siyaset yapın!..”