AKP eriyor, CHP ve MHP yükseliyor, HDP barajı aşıyor. Dikkatinizi çekiyor değil mi? AKP yandaşı sözde araştırma şirketleri uzun zamandır kamuoyu araştırması sonucu açıklamıyor.
Oysa hatırlayın, daha önceki seçimlerde, iki yıl öncesinden başlayan araştırmalar neredeyse iki haftada bir adeta beynimize sokulurdu.
AKP yüzde 47 oldu.
AKP yüzde 49’a yükseldi.
AKP yüzde 48.
AKP yüzde 50’yi aşıyor.
Bu araştırmaların değişmeyen sonucu AKP’nin her seferinde hep yüzde 50’lerde gösterilmesiydi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerden sonra da bu tür araştırma denemeleri yapıldı.
Tayyip Erdoğan’ın düşük katılımlı cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı yüzde 52 oy birkaç araştırma sonucunda sanki AKP’nin de ulaştığı nokta gibi sunuldu.
Hatta bazı yandaş şirketler “nasıl olsa kimsenin hesap sorduğu yok” düşüncesiyle AKP’i yüzde 60’larda bile gösterdiler.
Oysa şimdi hiç araştırma yayınlanmıyor.
Nedeni çok basit.
İktidarın güçlü olduğu, muhalefetin ise varlık gösteremediği dönemlerde araştırma yapmak ve yüzde 50’lere yakın sonuçlar bulmak kolay.
Üstelik o anlarda bunun sağlamasının yapılması da mümkün değildi.
Peki, şimdi ne oldu?
Olan şu; başta CHP olmak üzere muhalefet oylarında yükseliş, iktidar oylarında ise düşüş var.
Araştırma şirketleri düşüş eğilimine giren bir partiyi sanki yükseliyormuş gibi gösteremiyorlar.
En gözü kara olanları ise düşüşü kabul ediyor ama resmi olmayan söylemlerde bunun bir iki puan olduğunu iddia ederek “AKP taş çatlasa yüzde 44’e geriledi” diyor.
O halde onu yayınlasınlar.
Ama o da olmuyor.
Çünkü Saray’da oturan zatın hışmından korkuyorlar.
Bir iki puan fark etmez, Saray’daki zat “anayasayı bile değiştirecek bir güce ulaşacaklarını” söylerken AKP’de bırakın ciddi düşmeyi, bir iki puanlık kaybı bile kabul edebilir mi?
Ya da iki yıl öncesinden başlayarak güya araştırma yapan ve bu sayede kamuoyunun beynini “AKP hep yüzde 50’lerde” diye yıkayan araştırma şirketlerinin yüreği “AKP’yi düşüş trendi içinde” göstermeye yeter mi?
Yetmez tabii.
O halde en iyisi sipere yatmak.
Onlar da öyle yapıyor zaten.
Araştırma sonuçlarını yayınlayamıyorlar.
AKP düşüşte.
Peki diğer partiler ne durumda.
CHP’de gözle görünür bir yükselme olabilir.
“Olabilir” kelimesini özellikle kullanıyorum.
Çünkü CHP çok uzun yıllar sonra ilk kez kaynağını ve mantığını iyi anlatabildiği projelerle halkın önüne çıktı bu seçimlerde.
Daha önce uygulanabilir projelerini halka anlatamamış, hatta tam tersine “Bunlar uçuyor, zaten vaadlerini de yerine getiremezler” propagandasının altında ezilmişti.
Bu kez durum farklı. Ekonomik projeler halktan ilgi gördü.
Vatandaş evinde, işyerinde, dost sohbetlerinde konuşuyor, sorguluyor, hesap kitap yapıyor.
CHP’nin özellikle dar ve orta gelirli vatandaşlar lehine yapacağı önemli ekonomik değişiklikleri tartışıyor, enine boyuna tartıyor.
Şu anda kamuoyunda tam bir inanç sağlanmış durumda mı?
Buna hemen “evet” demek mümkün değil.
Ancak CHP’nin çok konuşulduğu ve uzun aradan sonra ilk kez “alternatif” olarak göründüğü kesin.
Seçime daha az zaman kala CHP’nin projeleri halkın zihninde daha çok yer edecektir, bu kesin.
Bu da CHP’yi umulmadık bir yükselişe götüreceği gibi, seçimden birinci parti olarak çıkması kimseyi şaşırtmayacaktır.
Seçime yaklaşırken oylarını artırdığı görünen ikinci parti MHP.
AKP’nin Kürt açılımı konusundaki yalpalayan ve giderek inandırıcılıktan uzaklaşan politikaları, bir gün bölücü bir gün güya milliyetçe söylemleri AKP’nin özellikle Orta Anadolu ve İç Ege bölgelerindeki seçmenlerinde ciddi bir erozyona neden oluyor.
MHP bu seçimde tıpkı 1999 seçimlerinde olduğu gibi yüzde 20’leri görmesi de kimseyi şaşırtmayacaktır.
Gelelim bu seçimlerin en merak edilen partisi HDP’ye.
Bugüne kadar hiç tek başına seçime girmeyen, ama bağımsız adaylarla grup kuracak sayıyı bulup geçen HDP bu kez “yüzde 10” sınavında.
HDP’nin barajı aşmasının da aşmamasının da siyasi etkileri çok derin olacak, bu da kesin.
HDP barajı aşamazsa, Güneydoğu ve bazı doğu illerindeki tüm milletvekilliklerini AKP kazanacak.
Öyle ki HDP’nin barajı geçememesi halinde AKP’nin oyları düşse bile milletvekili sayısındaki artış kaçınılmaz olacaktır.
HDP barajı aşamadığı takdirde, Meclis’te tek milletvekili ile bile temsil edilmediği için Güneydoğu Bölgesinde hava gerginleşecek. Demokratik siyasi ortamdan tamamen kopan HDP’nin PKK’nın “şahin” kadrolarının denetimine girmesi ve bölgede tansiyonun çok artmasına neden olacaktır.
HDP’nin barajı aşması halinde ise, büyük olasılıkla AKP seçimden birinci parti olarak çıksa bile tek başına iktidar olacak sayıya ulaşamayacak, ulaşsa da oluşturacağı iktidar pamuk ipliğine bağlı olacaktır.
HDP’nin bu konumda olması, ister istemez muhalefeti oluşturan cephede ilgiyle izleniyor.
Daha önceki seçimlerde CHP’li olmadığı halde, AKP iktidarına karşı oylarını CHP’ye verenlerin bir bölümünün bu seçimde “HDP barajı geçmeli” düşüncesinde oldukları ve oylarını bu kez HDP’ye verebilecekleri bilinmeyen bir olgu değil.
Ancak burada CHP için de bir tehlike var. CHP’li olup da “HDP barajı geçemezse, AKP’den hiç kurtulamayız” diye düşünen ve geçen seçimde aynı duygularla MHP’ye oy veren CHP seçmenlerinin bu seçimde oylarını HDP’ye yöneltmeleri olasılığı da az değil.
Buna bir de CHP’nin aday listelerini beğenmeyen, politikalarını eleştiren, bu nedenle de kızgın olan, azımsanmayacak sayıdaki CHP’nin tepkisini eklersek, ortaya çıkacak manzara hiç de iç açıcı olmayacaktır CHP için.
Bu nedenle CHP’nin halka vaatlerini anlatırken, AKP’nin hızlı bir erime içinde olduğu, bunun yanı sıra HDP’nin de AKP’ye giden Kürt oylarını alarak barajı aştığı, yani CHP’nin oylarına ihtiyaç olmayacağı konusunda ikna edici olması gerekiyor.
Son olarak şunu söyleyebilirim; bu seçimin sonuçları ne olursa olsun (CHP’nin tek başına iktidarı hariç) istikrarlı ve kalıcı bir iktidar oluşturmak pek olası değil. Bu nedenle belki de çok partili hayatımızda ilk kez bir genel seçimden sonra yıldırım hızıyla bir erken seçime gideceğiz…