Türkiye’nin ilk seramik sanatçısı Füreya Koral Sergisi Dolmabahçe Sanat Galerisi’nde

Dünya seramik sanatına Türkiye’nin ilk seramik sanatçısı olan Füreya Koral’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Sanat Koleksiyonundaki eserlerinin yer aldığı “Füreya Koral Sergisi” ziyarete açıldı.

Füreya Koral’ın TBMM için özel olarak tasarladığı seramik eserler koleksiyonu ve ailesinde bulunan özel eserlerin yer aldığı, Füreya Koral Sergisi, İstanbul Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı Dolmabahçe Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluştu. Edinilen bilgilere göre; seramik sanatçısı Füreya Koral tarafından Meclis Binası yapılırken özel tasarlanan ve yıllarca milletvekillerinin, ziyaretçilerin üzerinde çay içtiği, sohbet ettiği kulislerde ve odalarda kullanılan sehpalar sergilendi. Ayrıca sergide Koral’a ait ilk defa sergilenen ‘Allah’ yazılı seramik de yer aldı. 

Dolmabahçe Sanat Galerisi’ndeki açılışa TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Beşiktaş Kaymakamı Önder Bakan ile çok sayıda sanatsever katıldı. Beşiktaş Kaymakamlığı’nın Twitter hesabından yapılan paylaşımda, “TBMM Başkanı Sayın Mustafa ŞENTOP ev sahipliğinde, Dolmabahçe Sanat Galerisi’nde gerçekleştirilen “Füreya Koral Sergisi” açılışına Kaymakamımız Önder BAKAN da katıldı.” ifadelerine yer verildi.

“16 ADET SERAMİK SEHPA KOLLEKSİYONU SERGİDE YER ALDI”

Sergi açılışında konuşan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “1960-1969 yıllarında meclisimizde kullanıma sunulmuş seramik sehpalar koleksiyonu bugün elimizde bulunan 16 tanesi Füreya Koral imzalı olarak sergimizde yer almaktadır. Füreya Koral seramik sehpalar koleksiyonunda Anadolu motiflerini ve geleneksel el sanatı unsurlarını yeni ve modern bir bakışla, kendi duygu dünyasıyla ve yeni bir formla yansıtmıştır.

Füreya Koral’ın öğrencileri tarafından meclise sunulan diğer eserler bu koleksiyon sehpalarla sergimizde yer almaktadır. Bu eserlerin çoğu 1961’den 2013 yılına kadar fiilen mecliste kullanılmıştır. Bugün sergimizde sanatçımızı ait ilk defa sergilenecek olan ‘Allah’ yazılı bir seramik parça vardır. TBMM’nde kullanılan ve yıpranan sehpalar Meclis ile Gazi Üniversitesi arasında yapılan protokol ile resterasyonları yapılmış ve sergide yer almıştır. Selçuklu ve Osmanlı döneminde önem verilen seramik sanatı günümüze kadar gelmiştir.

Sanatın müzelerde hapsolması yerine halkın kullanımında olmasına özen gösteren Füreya Koral eserlerini o duyguyla yapmıştır. Camilerdeki çinilerden esinlenerek önemli çalışmalar yapmıştır. Sergide ayrıca Padişah ikinci Abdulhamid’in Şakir Paşanın kızı Füreya’nın annesi Hakkiye Hanım için yaptığı beşik’te yer almıştır” diye konuştu.

‘SANATI HAYATA KATMAK’

Edinilen bilgilere göre; serginin küratörü Leyla Alpagut, yaptığı açıklamada, serginin ilkini önceki yıl şubat ayında Meclis Şeref Holü’nde açtıklarını belirterek, “Burada, o sergiden farklı olarak Füreya Koral’ın kızı Sara Koral Aykar’ın koleksiyonundaki eserleri de sergiliyoruz.” dedi. Sanatçının eserlerinin bir kısmının Meclis’te kullanılmasının sanata yer vermek bakımından önemli olduğuna değinen Alpagut, şu bilgileri verdi:

“Füreya Koral’ın temel ilkesi, sanatı hayata katmak. En büyük arzusu da eserlerinin müzelerde sergilenmesi değil, bizzat yaşamın içinde kullanılması yönünde. Tam da buna uygun bir anlayışla buradaki sehpaları üretmiş. Sanatseverler, Füreya’nın felsefesiyle örtüşen bir yaklaşımı bizzat burada görebilecek.”

Alpagut, sanatçının Anadolu kültürü ve sanatıyla kurduğu bağın da bu sergi vesilesiyle görülebileceğini vurgulayarak, klasik ve geleneksel sanatları, yaşanılan güne ve çağa uyarlama biçiminin de örnek alınabileceğini dile getirdi. Füreya Koral Sergisi’nin 1950’li yıllardaki soyut sanat düşüncesi ve tartışmalarının nasıl ele alındığını gösteren bir yanı olduğuna işaret eden küratör, sözlerini şöyle tamamladı:

“Meclis koleksiyonunda yer alan Cevdet Altuğ, İsmail Hakkı Oygar, Nasip İyem, Ferruh Başar gibi isimlerin eserlerini sanatseverlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Çok nadir olarak bir parlamento binasındaki bu güzel koleksiyonu sanatseverlere izletmek ve göstermek istiyoruz.”

Sergi, 13 Şubat’a kadar görülebilecek.

FÜREYA KORAL KİMDİR?

Feride Çelik’in aktardıklarına göre; Füreya Koral, Şakir Paşa’nın ikinci evliliği olan Sara İsmet Hanım’ın dört kızından biri olan Hakkiye Hanım’ın Emin Koral ile evliliğinden 1910 yılında dünyaya gelir. Köklü ve ünlü Şakir Paşa ailesinin yedi sanatçısından biridir. Türkiye’nin ilk kadın seramikçisi ve çağdaş seramiğin öncülerindendir.

Ünlü Şakir Paşa ailesinden olan Füreya Koral, II. Abdülhamit’in sadrazamı olan Cevat Paşa’nın erkek kardeşi Şakir Paşa’nın torundur. Sözünü esirgemeyen, şahsiyet sahibi olan Cevat Paşa, bir komplo düzenlendiğinden kuşkulanıldığı için Padişah tarafından sadrazamlıktan azledilir. Kardeşinin uğradığı haksızlığı sineye çekemeyen Şakir Paşa, II. Abdülhamit’in verdiği konakta oturmayı reddederek, o zaman on Osmanlı ailesinin gönüllü sürgün yeri olan Büyükada’daki sürgün yerine çekilir.

Füreya, Büyükada’daki bir Kilise ile bir Cami’nin arasında konumlanmış olan, renk renk çiçeklerle zengin doğayla çevrilmiş, kalabalık bir ailenin köşkünde doğar, büyür ve yaşar. 1914 yılında Şakir Paşa’nın beklenmedik ölümü ve arkasından Birinci Dünya Savaşı aileye çok zor bir dönem yaratır. Yine de çocukların eğitiminden taviz verilmez.

1927 yılında Notre Dame de Sion Kız Lisesi’nden mezun olan Koral; müzik, resim ve edebiyatla iç içe yaşar. Bu yüzden İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünde eğitimine devam eder. Prof. Berger’den müzik dersleri alır.1930 yılında Füreya hüzünle sonlanacak ilk evliliğini yapar. İlk evliliğini geçirdiği Bursa’daki çiftlikte doğaya, güzelliğinden öte bereketi ve doğurganlığı açısından bakabilmeyi öğrenir.

1935 yılında Atatürk’ün yakın arkadaşı Kılıç Ali ile on üç yıl kadar süren ikinci evliliğini yapar. İkinci Dünya Savaşı’na da tanık olan Füreya o dönemde kendini avutmak için müzikle uğraşır. 1940-1944 yılları arasında müzik eleştirileri yazar, çeviriler yapar. Arayışlarını sürdürdüğü bu yıllardan sonra İsviçre Leysin sanatoryumunda uzun süre yatar. İşte burada kaldığı bu zor sürecinde yaşamına yön verecek olan seramiği keşfeder ve bir daha da ondan ayrılmaz. Yaşamının geri kalanını 26 Ağustos 1997’de 87 yaşında hayata gözlerini yumana kadar İstanbul’da seramik sanatçısı olarak yaşar.