Beşiktaş-Bursaspor arasında 10 Aralık 2016’da oynanan maçın ardından terör örgütü PKK tarafından Vodafone Park çevresinde gerçekleştirilen ve 39’u emniyet mensubu 46 kişinin şehit olduğu, 243 kişinin de yaralandığı saldırıya ilişkin 28 sanığın yargılanması sürüyor.
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmada, Vezneciler’de Çevik Kuvvet aracı ile Beşiktaş Vodafone Park çevresinde yapılan terör saldırıları sonrası Bahçelievler’de bir adrese yapılan operasyonda, içinde patlayıcı madde ve elektronik düzenek ele geçirilen evde kaldığı iddia edilen tutuklu sanık Şükrü Koç’un savunması alındı.
Üniversite öğrencisi olduğu dönemde 2014 -2015 eğitim-öğretim yılında Avcılar Gümüşpala’da tuttuğu bir dairede kalırken, arkadaşı olan tutuklu sanık Mehmet Emin Töre’nin de bu eve taşındığını anlattı. Kendisinin sonradan bu evden ayrıldığını aktaran Koç, bir dersini tamamlayamadığı için de sonraki yıl liseden sınıf arkadaşı olan tutuklu sanık Reşat Bakar ile dershaneden sınıf arkadaşı tutuklu sanık Feyaz Düzen ile Bahçelievler’de bir daire kiraladıklarını söyledi.
Evlerinde daha sonra Aydın Ekici’nin de kalmaya başladığını dile getiren Koç, “2016 yılı Kurban Bayramı’ndan birkaç gün sonra Mehmet Emin Töre memleketten beni aradı. Bir rahatsızlığı için İstanbul’a gelip muayene olacağını, bu süreçte yanımda kalıp kalamayacağını sordu. Geldi, doktora göründü ve geri döndü.” dedi.
Sanık Koç, 2017 öğrenim yılı bitince Bahçelievler’deki bu adresi tamamıyla kapatmaya karar verdiklerini belirterek “Mayıs ayında evden ayrıldım. Feyaz bir süre daha kalıp anahtarları ev sahibine teslim edecekti. Bu evden taşındıktan sonra bir operasyon yapılmış. Operasyonda yakalandığı ve suç unsuru içerdiği iddia edilen malzemelerle hiçbir ilgim yoktur. Yalnızca termoslar bana aittir.” diye konuştu.
Mahkeme Başkanı, sanık Koç’un bahsettiği Bahçelievler’de Şirinevler Mahallesi’nde bulunan ikamette, bomba başlatıcısı olarak kullanılan kibrit başı eczası, pil, kimyasal madde, verici, elektronik düzenek ile çok sayıda termos ele geçirildiğini belirterek, buna ilişkin savunma yapmasını istedi.
Sanık Koç, Hakkari Yüksekova’da yaşayan amcasının oğlunun suyu soğuk tutmaya yarayan çeşmeli termosla kendisine kaçak sigara gönderdiğini öne sürerek, şunları aktardı: “Amca oğlum İhsan, bu termosların içindeki, suyu soğuk tutmaya yarayan straforu söküp, kenardaki ve altındaki boşluğa sigaraları dizer, kargo aracılığıyla bana gönderirdi. Bunları hem küçük termosa hem de büyük termosa yerleştirir, küçük termosları da büyüklerin içine koyardı. Ben de bana gelen bu termosları söker, içindeki sigaraları çıkarır, onar onar poşetlerdim. Sonra bunları kaçak sigara satan seyyar satıcılara satardım. Bu termosları devridaim olarak kullanırdık. Sattığım sigaraların adedini ve kaça sattığımı not alırdım. Bu notları size sunacağım. Kazandığım paradan amca oğluna havale yapardım. Her partiden 150-200 lira kar ediyordum. Son gelen kargoda termoslar boş ve tahrip edilmiş şekilde çıkmıştı. Ben bu evden temelli ayrılırken termosları evde bırakmıştım.”
Mahkeme Başkanı’nın, bu termoslarda patlayıcı madde kalıntılarının çıktığını belirtmesi üzerine sanık Koç, buna ilişkin bir bilgisi olmadığını savundu. İddianameye yansıyan tapelerde, sanıklardan Reşat Bakar’a, “Uyanık ol, telefonunu kapat.” sözünü ne için söylediği sorulan Koç, tapelerin kırpıldığını ve yanlışlıklar olduğunu öne sürdü.
Sanık Koç, “Reşat Bakar’ı ben aradım. O evde operasyon yapıldığını, birilerinin alındığını duydum. Mehmet Emin Töre ve Feyaz Düzen bitcoin işi yapıyorlardı. Bu nedenle onlara güvenmiyordum. Operasyonun bunun için yapıldığını düşündüm. ‘Bilgisayar’ı almışlar mı?’ diye sormamım sebebi, benim de kredi kartı bilgilerimin o bilgisayarda bulunmasıdır. Elektronik iş yaptıkları için bunlar herhalde büyük bir vurgun yapmışlar dedim. Bilgisayar kayıtlarında bizim de bilgilerimiz çıkar, sicilimiz bozulur diye aradım.” iddiasında bulundu.
Termoslarda tespit edilen patlayıcı madde izinin Vezneciler, Yenibosna ve Beşiktaş saldırılarında kullanılan patlayıcı maddeyle aynı olduğu belirtilmesi üzerine sanık Koç, “İkamette ele geçiren patlayıcı düzenekle bir alakam yok. Termoslar bana aitti. Sigara kaçakçılığı yapıyordum. Suç içerikli bir telefon konuşması yapmadım. Patlama olayları sigara işi yaptığımız tarihle kesinlikle uyuşmuyor. Patlama 7 Haziran’da oluyor. Sigara işine temmuzda başladık.” ifadelerini kullandı.