Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TOBB Ekonomi Şurası’nda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “Birilerinin ‘piyasanın şartları’ kılıfı ile fırsatçılığa yönelmesi gerçekten çok üzüntü vericidir. Faiz oranları, enflasyon belli oranda düşmüş. Buna rağmen markette hala sebze meyvede fiyat düşmüyor. Bunun ahlaki bir temeli olabilir mi? Bu marketlerde benim halkımı sömürme mücadelesini devam ettirenler varsa bunun hesabını sorma görevi de bizimdir ve hesabını sorarız.” dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen Türkiye Ekonomi Şurası’nda yaptığı konuşmaya, toplantının hayırlara vesile olmasını temenni ederek başladı.
Türkiye ekonomisinin nabzının şuranın yapıldığı salonda attığını belirten Erdoğan, “Biz şimdiye kadar ekonominin mimarisini hep buradaki hazırun ile istişare içinde inşa ettik. Hiçbir zaman ‘biz yaptık oldu’ demedik. Yeri geldi kendi gönül dünyamıza sığdırmakta zorlandığımız adımları dahi buradaki istişareden çıktığı için atmaktan çekinmedik. ‘Önce millet, önce memleket’ ifadesi bizim için bir seçim sloganı değil, hayat felsefemizin ta kendisidir.” ifadelerini kullandı.
Toplantıya katılanların aynı zamanda şehirlerinin kanaat önderleri olduğuna değinen Erdoğan, “Buradaki kardeşlerimiz, piyasa dediğimiz mekanizmanın canlı temsilcileridir. Bu bakımdan sizlerin ülkemize, şehirlerinize ve sektörlerinize dair görüşleri bizim için daima yol gösterici olmuştur.” dedi.
Son 16 yılda Türkiye’yi 3,5 kat birlikte büyüttüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Girişimcilerimizi, yatırımcılarımızı sizlerle birlikte dünyaya açtık. Teknolojiyi, e-ticareti, yeni sektörleri sizlerle birlikte ülkemizin gündemine taşıdık. Gümrük kapılarının yenilenmesinden lisanslı depoculuğa, mesleki yeterlilikten finansmana erişime kadar pek çok çalışmayı sizlerle birlikte hayata geçirdik. İş yapılmasının önündeki engelleri sizlerle birlikte tespit edip kaldırdık. Yatırım ortamını sizlerle birlikte iyileştirdik. Kısa çalışma ödeneğini, Sosyal Güvenlik Kurumunun prim borçlarının vadelendirilmesini, asgari ücret desteğini, lisanslı depoculuk desteğini, KDV, ÖTV indirimlerini, kredi yapılandırılmalarını, faiz indirimlerini, KOBİ kredilerinin yaygınlaştırılmasını, ihracat kapama sorunlarının çözümünü, ticari araç kiralamalarıyla ilgili düzenlemeleri ve diğer pek çok uygulamayı sizlerle birlikte gerçekleştirdik. Geçtiğimiz Ağustos ayında döviz kurunda başlayan faiz ve enflasyona da sirayet ederek ekonomimizi tehdit eden sıkıntıların aşılması için gereken tedbirleri yine sizlerin taleplerine göre uygulamaya aldık. İnşallah 2023 hedeflerimize de yine sizlerle birlikte ulaşacağız.”
Türkiye’yi, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına iş dünyasıyla birlikte yükselteceklerini belirten Erdoğan, katılımcılara “Türkiye’yi orta-üst gelir grubundan üst gelir grubuna sizlerle birlikte taşıyacağız. Yeni nesillere, 2053 ve 2071 vizyonlarımızı sizlerle birlikte emanet edeceğiz. Hiç şüpheniz olmasın ki bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemizin menfaatlerinin ilgilendiren her talebi dinleyeceğiz ve gereğini yapacağız.” diye hitap etti.
“Hep birlikte Türkiye’yiz, hep birlikte Türk ekonomisiyiz.” ifadesini kullanan Erdoğan, “Ticarette de siyasette de diğer alanlarda da başarının sırrı önce inanmak, sonra harekete geçmek, ardından da yılmadan mücadeleye devam etmektir. İnancı ve mücadele azmi olmayanlarla yürünebilecek hiçbir yol yoktur. Bugüne kadar elde ettiğimiz her başarının gerisinde milletimize ve ülkemize olan inancımız yatıyor. Bu inançla geçtiğimiz her mücadeleyi Allah’ın izniyle zafere ulaştırdık.” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin en büyük sorunun dışarıda rekabet ettiği güçler değil, kendi içindeki bir takım kifayetsizler olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: “Bunlar kendi ülkelerinin gücünü bilmedikleri, inanmadıkları, kendi insanlarına güvenmedikleri için hep birilerinin gölgesi altında, birilerinin emrinde hareket etmişlerdir. Kendi medeniyetini, tarihini, kültürünü, ecdadını ısrarla kötüleyen, küçümseyen, aşağılayan, karikatürize eden bir zihniyetin bu ülkenin geleceğine zerre kadar katkısının olması mümkün değildir. İşte bu kesimin sürekli diline doladığı, tarihimizde ve medeniyetimizde sanayinin, teknolojinin, üretimin olmadığıdır. Herhalde bunlar sanıyorlar ki Türkiye Cumhuriyeti gökten zembille indi, içindeki insanları ve imkanları da öylece bir kaya kovuğundan çıktı. Bunlar böyle zannediyor. Halbuki biz ülke ve millet olarak her alanda olduğu gibi sanayi ve ticarette de çok güçlü müktesebata sahibiz. Bu konuda çok önemli çalışmalar yapmış bilim insanlarımız bulunuyor. Bunlardan biri de rahmetli Fuat Sezgin hocamızdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birilerinin ‘piyasanın şartları’ kılıfı ile fırsatçılığa yönelmesinin çok üzüntü verici olduğunu söyledi. Faiz ve enflasyon oranlarının düşmüş olmasına rağmen market fiyatlarının düşmediğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: “Faiz oranları, enflasyon belli oranda düşmüş. Buna rağmen markette hala sebze meyvede fiyat düşmüyor. Bunun ahlaki bir temeli olabilir mi? Bu marketlerde benim halkımı sömürme mücadelesini devam ettirenler varsa bunun hesabını sorma görevi de bizimdir ve hesabını sorarız.”
Milletin bu konuda dillendirdiği şikayetlerin kulak arkası edilemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, “Her şey ortada, rakamlar ortada, üreticiden çıkışı ortada ama bakıyorsunuz bunlarda en ufak bir oynama, düşüş söz konusu değil. Hala ‘vatandaşımı nasıl sömürürüm’ bunun gayreti içerisinde. Herkesi bu konuda insafa vicdana ve hepsinden önemlisi ahlaka davet etme görevliliği noktasındayım. Milletimizin bu konuda dillendirdiği şikayetleri kulak arkası edemeyiz. Böyle dönemler, dalgalanmayı fırsat bilip karı artırma değil gerekiyorsa karı bir miktar düşürerek ülkeyi ve toplumu ayağa kaldırma dönemleridir.” diye konuştu.
Türkiye’ye en ufak bir saldırıda bulunanların bunun bedelini en ağır şekilde ödeyeceğinin altını çizen Erdoğan, “DEAŞ başta olmak üzere YPG, PYD hepsi, bunun bedelini ağır öderler. Onun için kimse bizi rahatsız etmeye kalkmasın. Birileri siyaset yoluyla, birileri sahada silahla, birileri masada diplomasiyle Türkiye’yi yeniden kendi kafalarındaki o dar kalıplara sokmak için cansiperane bir şekilde çalışıyor. Halbuki artık o günler geride kaldı. Bir başka ifadeyle ‘cin şişeden çıktı’.” ifadelerini kullandı.
Amerika, Rusya ve diğer kesimlerle olan görüşmelerin anlayış ile sonuçlanmasını arzu ettiklerini bildirerek, şöyle konuştu: “Amerika, Rusya ve diğer kesimlerle olan görüşmelerimizin anlayış birliğine varılarak sonuçlanmasını canıgönülden arzu ediyoruz ama bu demek değildir ki ilanihaye bekleyecek, gözümüzün önünde yürütülen hazırlıkların neticelenmesini seyredeceğiz. İşte sınırlardayız, bütün gücümüzle oralardayız. En yakından gelişmeleri takip ediyoruz. Şayet bize verilen sözler tutulur ve süreç işlerse ne ala. Aksi takdirde hazırlıklarımızı zaten büyük ölçüde tamamladık, kendi stratejimiz doğrultusunda gereken adımları atmaya başlayacağız.”
Erdoğan, Fırat’ın doğusunda oluşturması gündeme gelen güvenli bölgeye ilişkin, şunları söyledi: “Ülkemize karşı yeni bataklık haline dönüşecek bir güvenli bölge uygulamasına asla izin veremeyiz. Güvenli bölge teklifimiz, terör örgütlerini Türkiye’nin kontrolünde, bir şekilde sınırlarımızdan uzak tutma amacını taşıyor.”