Moskova Devlet Dilbilim Üniversitesi öğrencileri İstanbul’a doyamadı. Uluslararası İlişkiler Fakültesi’nde Türkçe öğrenen öğrenciler Türkçe’yi pratik etmek için geldikleri İstanbul’da iki hafta boyunca vakit geçirdiler.
Moskova Devlet Dilbilim Üniversitesi öğrencilerinden Ekaterina Kokh İstanbul ile ilgili hissettiklerini şöyle paylaştı; “Biz Moskova Devlet Dilbilim Üniversitesi’nde öğrenciyiz. Orada Uluslararası ilişkiler fakültesinde Türkçe’yi öğreniyoruz. Bu sene dördüncü sınıfa geçtik ama şu ana kadar Türkiye’ye pratik yapmak için gelme fırsatımız olmadı. Rusların çoğu olarak Türkiye’nin Akdeniz bölgesine geldik ama turist olarak gelmek biraz farklı bir şey. O yüzden bir Üniversite’nin öğrencisi olarak gelmek istedik ve bu hayalimiz Moskova’da İstanbul-RusKom temsici Mariya Fadeeva sayesinde gerçekleşti. İstanbul’da en çok etkilendiğimiz yerler ise şöyle oldu;
Adalar’ın en popülerü olan Büyükada’ya gitmek yerine Heybeliada’ya gitme kararı verdik. Onu baştan başa gezip hayran kaldık, çünkü turistik sezonun olmadığı için oldukça sessiz ve rahat bir yerdi. Oradaki ormanda piknik yaptık. Başka adalar gözüküyordu, kuşlar da uçuyordu, işte böyle güneş batışını karşıladık. Bu anı gerçekten uzun zaman boyunca hatırlayacağız. Adalara ve yakalar arasında vapurla gittik. Bu bizim için gerçekten çok değişik bir ulaşım aracı oldu. Bir yandan toplu taşım aracındasın ama başka yandan deniz manzarasından ve temiz havadan zevk alıyorsun. Metrodan tamamen farklı bir şey.
Bir akşam Beşiktaş’tan Kadıköy’ye vapurla geçirdiğimizde bir şarkıcı gelip müzik çalmaya başladı. Bu gerçekten mükemmeldi. Otantik bir an yaşandı yine. Bu seyahat içinde hem Avrupa hem Asya yakalarını gezdik.
Kaldığımız yer Maltepe’ydi. Orada çok geniş sahil yolu vardır. Bol bol gezdik. Orada insanlar balık tutuyor, spor yapıyor, sadece dolaşıyor. Köpeklerle kediler de çok. Onlarla oynadık.. Asya yakasında en çok beğendiğimiz yer Kadıköy-Moda sahili oldu. Modada waffle yedik, Kadıköy’de ise midye, kokoreç, simit. Kadıköy çok hareketli ama ilginç bir yer. Kafe çok sayıda. Bağdad Caddesi’nde sahlep içtik. Moskova’da sahlep bulmak çok zor. Bazı Türk kafelerinde var ama pek lezzetli değil. Çok fazla Türk tatlıları yedik. Çünkü bunları yememek mümkün değil. Özellikle sütlü olanları. Mesela sütlaç ve kazandibi. Fazla tatlı değil, bu nedenle çok yiyebilirsin. Birkaç kilo aldık sanki. Bu yüzden mümkün olduğunca çok yürümeye çalıştık.
Çamlıca’yı ve Anadolu Hisarı(Kavağı) gördük, yine de manzaraları güzel. Çok güzel resim çektik. Avrupa yakasında da Sultanahmet’e gittik, Ayasofya’nın içine girdik. Avrupa yakasında alışveriş yaptık. Taksim’de bir festival vardı, oradan çok ucuz kitapları aldık, Moskova’da okuyup dilimizi geliştireceğiz.” Milliyet