Türkiye Özel Okullar Derneği Okul Öncesi Eğitimi ve İlkokul Komisyonu üyelerinin desteğiyle düzenlenen ‘8’inci Temel Eğitim Sempozyumu’ 2 Aralık’ta yapıldı. ‘Değerlendirmeye Dayalı Farklılaştırma’ konulu etkinliğe 650 civarında özel okul öncesi eğitim kurumu ve ilkokulun yöneticileriyle öğretmenleri katıldı. 2 konferans, 4 panel ve 14 çalıştayda ‘Değerlendirmeye Dayalı Farklılaştırma’ teması tartışıldı. Sempozyumun sonuç bildirgesinde, farklılaştırmanın sınıftaki öğrenci sayısının azaltılması, teknolojinin etkin kullanımı ve eşitliğin bireylere aynı içeriğin sunulması değil; onlara ihtiyaç duyduğu eğitimin verilmesi olduğu belirtildi. Ayrıca bu yöntemin öğretimi zevkli ve eğlenceli hale getirdiğinin de altı çizildi. Sonuç bildirgesinde öne çıkanlar özetle şöyle:
ONLARIN İHTİYACI OLAN EĞİTİMİN SUNULMASI
Çocukların bireysel farklılıkları ve ilgi alanları eğitimde farklılaştırılmış program düzenlemelerini gerektiriyor. Bireysel farklılıklar; öğrenme stilleri, hazırbulunuşluk, ilgi, gibi özellikler olarak sıralanabilir. Öğretim programlarının üç ögesi: içerik, süreç ve ürünün bunlara göre uyarlanması ise, farklılaştırma olarak kavramsallaştırılıyor.
Farklılaştırma, kitle eğitiminden bireysel eğitime geçişe imkan sağlayan; sınıftaki öğrenci sayısının azaltılması, eğitimde esneklik anlayışının gelişmesi, teknolojinin etkin kullanımı ve de eşitliğin bireylere aynı içeriğin sunulması değil, onların ihtiyacı olan eğitimin sunulması olduğuna ilişkin zihniyet değişimiyle güçlenecek ve etkin hale gelecek bir öğretim yaklaşımıdır. Eğitim sürecinde bireysel farklılıkların belirlenip ona uygun eğitim-öğretim programlarının devreye sokulması beklenen sonuçların alınmasını sağlayabilir.
Farklılaştırmanın temelini, öğretmenin uygulama öncesi yapacağı tanılayıcı değerlendirmeyle, uygulama sürecindeki biçimlendirici ve sonundaki sonuç belirlemeye yönelik değerlendirmeler oluşturuyor. Öğrenme çıktılarını iyileştirmek için yapılan girişimlerin başarılı olabilmesi için kullanılan ölçme ve değerlendirme süreçlerinin duyuşsal boyutu da içerecek şekilde ve uzun vadeli AR-GE çalışmaları ile desteklenmesi önemli.
TERCİHLER TESPİT EDİLMELİ
Farklılaştırılmış öğretimin amacı, öğrencinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek farklı öğrenme yaşantıları sunabilmektir. Bu amaçla iyi bir planlama yapabilmek için, öncelikle öğrenci gruplarının bildikleri, yapabildikleri, sevdikleri, ihtiyaçları ve tercihleri saptanmalıdır. Bunun için öğretmenin araştırmacı öğretmen modelini benimseyerek farklılaştırmada eylem araştırması modelinin döngülerinden yararlanması ve ‘keşfet-öğret-değerlendir’ döngüsü çerçevesinde hareket etmesi, ayrıca öğrencileri çok yönlü biçimde ve mümkün olduğunca kültüre duyarlı araçlarla değerlendirmesi gerekiyor.
Farklılaştırma uygulamalarında sadece sonuçları değil aynı zamanda gelişim aşamaları da göz önünde tutulmalı, süreçse değerlendirme kriterleri açısından veri olarak ele alınmalı. Böylece, bireyselleştirilmiş eğitim programı, tüm özel eğitime gereksinim duyan öğrencilerin uygun ortamda eğitim alma hakkını güvence altına alır.
Değerlendirme, farklı zamanlarda ve farklı ortamlarda birden fazla kaynağa dayanarak öğrencilerin ne öğrendiği, nasıl öğrendiği ve öğrendiklerini nasıl sergilediği, uyguladığı, davranışa dönüştürdüğü hakkında kanıt toplama sürecidir. Klasik ölçme yöntemlerinin yanı sıra öğrencilerin günlük yaşamda kullandıkları becerilerin ölçülmesine ve değerlendirilmesine yönelik çalışmalar da önemli ve eğitim öğretimden bağımsız olmaması, süreci yansıtmasını gerektiriyor. Bu süreci, gelişim ve öğrenmenin gerçek kanıtlarını toplamaya dönüştürülebilmenin yolu, öğrenme içeriğini anlamlandırma, işleme ve ürün oluşturma sırasında öğrencilere bireysel farklılıklara duyarlı ve ihtiyaç odaklı, diğer bir deyişle farklılaştırılmış ölçme-değerlendirme ortamları, süreçleri, etkinlikleri ve araçları sunmaktır.
KEYİFLİ VE SANATSAL YOLLARLA DEĞERLENDİRMEYİ SAĞLIYOR
Öğretmenlerin, öğretimi bireysel farklılıklara göre planlama ve düzenleme olanağı veren ‘Farklılaştırılmış Öğretim’, ‘Basamaklı Öğretim’, ‘Çoklu Zeka Kuramı’ ve ‘Proje Tabanlı Öğretim’ gibi yaklaşımları bilmesi ve kullanması gerekiyor. Çünkü bu yaklaşımlar, öğretimi bireysel farklılıklara göre yürütmenin yanı sıra anlamlı, zevkli ve eğlenceli hale getiriyor.
Öğrencilerin kendi yaratıcılıklarını ve not almayacaklarını bilerek özgürlüklerini ortaya çıkarabilecek farklılaştırılmış etkinliklere dahil edilmeleri, hayal güçlerini ve düşüncelerini geliştirebildikleri, karar verici olabildikleri ve kendi gelişimlerini takip edebildikleri ölçme değerlendirme yaklaşımlarının kullanılması ve yaygınlaştırılması gerekiyor. Bu çerçevede geleneksel değerlendirme yaklaşımlarının sınırlılıklarına alternatif olarak ortaya çıkan otantik değerlendirmeler sürecin keyifli ve sanatsal yollarla da değerlendirilmesini ve disiplinler üstü becerilerin geliştirilmesini de sağlar.
HÜRRİYET