AKTÜEL: Tarihi han ruhunu kaybetti!

Tarihi Narmanlı Han’da devam eden restorasyon çalışmaları ile ilgili tartışma tekrar başladı. İstanbul’da Beyoğlu’nun simge yapılarından 186 yıllık Narmanlı Han’ın ön cephesi ortaya çıktı. Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu, tarihi yapının kimliğini ve ruhunu büyük ölçüde kaybettiğini vurguladı.

Ahmet Hamdi Tanpınar’dan Bedri Rahmi Eyüboğlu’na kadar bir çok sanatçıya ev sahipliği yapan 186 yıllık Narmanlı Han’ın restorasyon projesi 2015 yılında koruma kurulu tarafından onaylandı. 2016 yılında da restorasyon başladı. Tartışmalara neden olan ve bir yıldır devam eden restorasyon sonrasında tarihi yapının son hali İstiklal Caddesi üzerindeki inşaat paravanlarının kaldırılması ile ortaya çıktı. Ön cephenin ortaya çıkması ile bej rengindeki tarihi binanın dış yüzeyinin somon rengine boyandığı, yuvarlak köşe bölümünün değiştirildiği görüldü.

Narmanlı Han’daki restorasyonu SÖZCÜ’ye değerlendiren Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp tarihi yapının kimliğini büyük ölçüde kaybettiğini vurguladı. İstanbul belleğinin bir parçası olan Narmanlı Han’ın kimlik değerinin korunamadığına dikkat çeken Muhcu, “Binanın, yapıldığı dönemin tasarım, mimari ve teknoloji anlayışı yansıtılamamış. Kendisine çağdaş toplumda bir yer bulabilmesi ve sürekliliğinin sağlanması yerine yeni ve başka bir mekan ortaya çıktı. Mekan ticari fonksiyonlarla doldurulmuş, yapı avlusunda toprakla olan ilişki sonlandırılmış, arsanın bütününe yapılan ilave 2 bodrum katla bina büyütülerek ‘kar maksimizasyonu’ elde edilmeye çalışılmıştır” diye konuştu.

RUHUNU KAYBETTİ

Tarihi hanın “anı değerinin” yaşatılamadığının da altını çizen Muhcu, şöyle devam etti: “Toplumsallık ve sanat ilişkisi yok edilmiş ve tipik bir AVM kültürü mekana yansımış. Özgün niteliğinin yaşatılması zaten bir hedef olarak konmayan yapının malzeme, tasarım ve kullanım kararları özgün niteliği ile bağdaşmıyor. Bu çerçevede değerlendirildiğinde restorasyon sürecinin bir kişinin taşıyamayacağı ağır bir yük olduğu Narmanlı Han özelinde bir kez daha ispatlanmıştır. Kültür varlığı yapının niteliğine bağlı olarak restorasyon süreci tanımlanmalı ve üretim modeli oluşturulmalıdır. Aksi halde Narmanlı Han’da olduğu gibi kişisel tasarruflarla tarihi binanın ‘fiziksel başkalaşması ve mekanın ruhunu kaybetmesi’ ile sonuçlanan bir ‘fikri iflas’ gerçekleşebilir. Kent bu nedenle önemli kimlik değerini kaybederken, Narmanlı Han üzerinden toplumsal bellek yitimi somutlaşmıştır… “

1831 yılında inşa edilen han, 1880 yılına kadar Rusya Büyükelçiliği ve ardından 1914’e dek Rus hapishanesi olarak kullanıldı. Daha sonra Narmanlı Ailesi’nin mülkü oldu. Sonraki yıllarda Narmanlı Yurdu olarak anılan binada Aliye Berger, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Bedri Rahmi Eyüboğlu başta olmak üzere birçok yazar, sanatçı yaşadı. 1990’ların başından itibaren mal sahipleri arasındaki anlaşmazlık nedeniyle tarihi yapı atıl durumda kaldı. 2013 yılı Aralık ayında 57 Milyon dolara Tekin Esen ve Mehmet Erkul tarafından satın alındı. Mimar Sinan Genim tarafından hazırlanan restorasyon projesi 2015 yılında koruma kurulu tarafından onaylandı.

SÖZCÜ