Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’ye sert sözlerle yüklendi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında, “Sizin gücünüz, Tayyip Erdoğan’ın 13 tane koruması için gözaltı kararı çıkartmaya yeter. Bu işler bittiği zaman da biz dünyayı ayağa kaldırmasını da biliriz. Bunların hepsini de açıklayacağız” dedi. Erdoğan erken seçim iddialarına ilişkin, “Gündemimizde böyle bir şey yok” şeklinde konuştu.
ABD’ye sert sözlerle yüklenen Erdoğan, “Sizin gücünüz, Tayyip Erdoğan’ın 13 tane korumasını, ki bunların Amerika’yı çoğu görmemiş, onlar için gözaltı kararı çıkartmaya yeter. Bakıyorsunuz çok daha enteresan, bir bankamızın daha önce 6 kere girip çıkan görevlisini 7’nci kez girişinde gözaltına almaya yeter. Bu işler bittiği zaman da biz dünyayı ayağa kaldırmasını da biliriz. Bunların hepsini de açıklayacağız” dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü 17-25 Aralık ile 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın gözaltına alınmasıyla ilgili Erdoğan, “Yine bir başka isim, sivil toplumun yüzü diyorlar. Türkiye’nin Soros’unun havası çıktı ortaya. Bağlantıları çıktı ortaya. Ya siz kime neyi yutturuyorsunuz. Taksim olaylarının arkasında bakıyorsunuz aynı kişi. Bakıyorsunuz belli yerlere ciddi manada kaynak aktarımının arkasında bunları görüyorsunuz. Bu milleti içeriden vurmaya çalışanlara karşı dik duracağız. Hesabını da soracağız” diye konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle:
Turizmde geçtiğimiz yıllardaki kayıplarımızı önemli ölçüde telafi edecek bir sezona giriyoruz. Bankaların tüm direnişine rağmen getirdiğimiz yeni sistemle reel sektörün kredi kullanma hacmini genişlettik.
Bilindiği gibi 2019 Kasım’ında yapılacak seçim öncesi uyum yasalarının çıkarılması gerekiyor. Uyum yasalarını sadece eski sistemdeki yasalarlar ile yeni yasaları değiştirmek olarak algılarsak bir fırsatı kaçırmış oluruz.
Bizim devletimiz elbette büyük olacaktır fakat devletimizi obezlikten kurtarmak boynumuzun borucudur.
Anamuhalefet partisinin içinde bulunduğu durum bizim için ne kadar şanssa, ülkemiz için o kadar kötüdür. Biz kendi kendimizle yarışıyoruz.
MÜFTÜLERE NİKAH KIYMA YETKİSİ…
Müftülere nikah kıyılması yetkisi verilmesiyle ilgili yaşananlar… CHP’lilerin milletin kültüründen ne kadar uzak olduğu bir kez daha görülmüştür. CHP’lilerin anayasa mahkemesine gitmesi bizi şaşırtmadı. Anayasa Mahkemesi’ni olur olmaz sebeplerle meşgul etmek de CHP’nin ihtisas alanına dönüştü. Çocuk gelinden, çok eşliliğe böyle bir konuyu akla ve mantığa aykırı yerlere çekenleri tehşir edeceğiz. Elbette saygı duyarız ama bu meseleyi tartışma biçimlerine asla saygı duymadık, duymayacağız.Türkiye’de laiklik sorunu varsa bu CHP’nin tek parti döneminden bu yana laikliği yanlış yere oturtmasından kaynaklanmaktadır. Laiklik devletin tarafsızlığı konusundaki yaklaşımı biz de savunuyoruz. Olur olmaz her konuyu laiklik üzerinden eleştiren CHP anlayışının miadı artık dolmuştur. Türkiye’nin geleceğinde kimse kendisine alan açamayacaktır. Akıl sahibi olan herkes bu işin ne kadar doğru olduğunu anlıyor. Köy muhtarlarına varıncaya kadar herkes nikah kıyabiliyor. Bu Meclis’e tapu kadastro memuru olarak gelseydi sorun olmayacaktı. Bunlar konu din olunca hop oturup, hop kalkıyorlar.
“EY AMERİKA BUNU NASIL İZAH EDECEKSİN”
Vize krizinden, köpekle aramaya, ambargoların genişletilmesinden teröristlere himaye sağlanmasına kadar pek çok örneğini gördüğümüz bu tavır bizim doğru yolda olduğumuzun ispatıdır. Örneğin işte stratejik ortağımız Amerika. Defaatle görüşmemize rağmen bakın Suriye’de, dikkat edin terör örgütü PKK’nın düşük çocuğu olan PYD ve YPG ile Rakka operasyonunu yapıyor.
PKK değil diyorlar, peki Rakka’daki bölücü terör örgütünün dev posterlerinin asılmasını ey Amerika sen neyle izah edeceksin? Biz söyledik inanmadın, artık televizyon ekranlarında bütün gerçekler ortada, neyle izah edeceksin? Biz gerçeklerle konuşuyoruz. Ve 3 bin 500’ü aşkın TIR bölgeye silah taşıyor. Ve bu silahlar Rakka’da mı kullanıldı? DEAŞ’a karşı mı kullanıldı? Bunların nerede nasıl stoklandığını, bunu da biliyoruz ha bunu da iyi bilin.
“BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ, BİR GECE ANSIZIN VURABİLİRİZ”
Şu anda İdlib’deki operasyon büyük oranda neticelendi. Afrin önümüzde. Bunların hepsi ülkemiz için tehdittir, bizler her alanda kararlıyız. Buralardan taviz veremeyiz. İşte daha önce de söyledik. Daha önce de söyledik, bir gece ansızın gelebiliriz, bir gece ansızın vurabiliriz. Eğer bütün bunlar olurken böyle bir ortamda eğer sırtımız sıvazlansaydı, eğer bizi yere göğe koyamaz hale gelseydiler asıl o zaman şapkayı önümüze koyup ‘na yapıyoruz biz’ diye düşünmemiz lazımdı. Demek ki isabetli güzergahta yürüyoruz.
“ÖYLE YOK YA, KİME NEYİ YUTTURUYORSUNUZ?”
Almanya’da terör örgütü mensupları gösteri düzenliyor. Alman polisi ‘bu akşam sizin için görevdeyiz’ diye mesaj yayınlıyor. Fransa’da devlet televizyonu binasına bölücü terör örgütü başının fotoğrafı asılıyor, Fransız polisi onları izliyor. Hani PKK, AB üyeleri olarak terör örgütüydü. Neyi izliyorsun, niye indirmiyorsun? Bu soruyu sormak bizim hakkımız değil mi? Bu nasıl dostluktur? Gençler FETÖ ile irtibatı sebebiyle birisini gözaltına alıyorsunuz, kendisini istemeye yüz tutmadığı için olsa gerek ‘diplomatik dokunulmazlığı var’ diye telefonuna sahip çıkıyorlar. Böyle bir şey yok. Belki yutarlar diye buradan giriyorlar. Öyle yok ya, kime neyi yutturuyorsunuz?
“TÜRKİYE’NİN SOROS’U DENİLEN KİŞİNİN HAVASI ÇIKTI MEYDANA”
“FETÖ ile irtibatı sebebiyle birisini gözaltına alıyorsunuz. STK temsilcisiydi, medya mensubuydu, güzel vatandaştı” gibi güzellemelerle hedef saptırmaya çalışılıyor. Başkonsoloslukta çıkan da, o STK mensubu dedikleri, Türkiye’nin Soros’u denilen kişinin havası çıktı meydana. Bağlantılar çıktı ortaya. Siz kime neyi yutturuyorsunuz ya? Ve Taksim olaylarının arkasında bakıyorsunuz aynı kişi var. Bakıyorsunuz belli yerlere kaynak aktarımının arkasında bunları görüyorsunuz. Neyi yutturuyorsunuz?
“BU SİZİN GİBİ BİR ÜLKEYE YAKIŞIR MI?”
Tabi ki burada özellikle yargı makamlarının hukuk çerçevesi içerisindeki hassasiyeti en büyük güvencemizdir. Bu işin de hep takipçisi olacağız. Irak’ta bizzat kendi ismiyle, Suriye ise PYD – YPG – SDG gibi isimlerle bölücü terör örgütünü destekliyor, silahlandırıyorlar. Her terörist için bir TIR silah gönderdikleri yalanına bizi inandırmaya çalıştıracak kadar da pişkin tavır içindeler. Rakka’da suçüstü yakalanınca da ‘terörist başı saygı değer bir kişi değildir’ diye kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Lafa bak. Ya bu sizin gibi bir ülkeye yakışır mı?
“BU İŞLER BİTTİĞİ ZAMAN DA BİZ DÜNYAYI AYAĞA KALDIRMASINI DA BİLİRİZ”
Ha sizin gücünüz, Tayyip Erdoğan’ın 13 tane korumasını, ki bunların Amerika’yı çoğu görmemiş, onlar için gözaltı kararı çıkartmaya yeter. Bakıyorsunuz çok daha enteresan, bir bankamızın daha önce 6 kere girip çıkan görevlisini 7’nci kez girişinde gözaltına almaya yeter. Bir başka vatandaşımıza aynı şekilde gözaltına almaya yeter. Bu işler bittiği zaman da biz dünyayı ayağa kaldırmasını da biliriz. Bunların hepsini de açıklayacağız.
Buradan Irak ve Suriye’deki tüm kardeşlerimize seslenmek istiyorum. Bugüne kadar batılı emperyalistlerin sözüyle hüsrana uğramayan yoktur. Acılarımızı ve sevinçlerimizi de yine birlikte paylaşmak zorundayız. Soruyorum buradan Kuzey Irak’taki bölgesel yönetim Türkmenlerin ve Arapların haklarını maalesef ellerinden alarak elde ettiği kazanımlarla huzura ve refaha ereceğini mi sanıyor? Aynı şekilde mezhepçilik fitnesini körükleyerek kardeşi kardeşe düşman edenler, bu şekilde parlak bir gelecek inşa edebileceklerini mi düşünüyorlar?
“ERKEN SEÇİM GÜNDEMİMİZDE YOK”
Erdoğan grup toplantısının çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan erken seçim iddialarına ilişkin, “Gündemimizde böyle bir şey yok dedi.
CUMHURİYET