Hem güçlü hem nazik…

Seba’yı bir de benden dinleyin.
Böyle bir meziyet var mı? Olabilir mi?..
Beşiktaş gibi bir camiayı temsil ediyordu.
Milyonlar arkasındaydı.
Güçlüydü, her konuda söz söyleyebilecek, söyledikleri hayata geçirilebilecek durumdaydı.
Yeni yetme değildi, sonradan görme hiç,
Paraya değer vermez, gücünü şarlatanlar gibi paradan almazdı.
Güçlüydü ama bir o kadar da, kibar, nazik ve saygılıydı.
Tam bir beyefendi.
Tanıdığımda 1980lerin başıydı, 2000lerde gazeteyi çıkardığımızda dağıtım aracını görmüş, yolumuzu kesmişti.
Küçük bir Fiat Uno idi. Süt gibi beyaz..
Başkan aracın önüne geçip, dur işareti yapınca şaşkına dönmüştük.
Araçtan indim, başkanın gözleri parlıyordu.
O zaman anladım heyecanını.
Aracın kapısında kocaman BEŞİKTAŞ yazıyordu ve onu fark etmiş.
Kolay gelsin çocuklar dedi.
Gün gibi aklımda, bizim yapacağımız bir şey var mı BEŞİKTAŞ için deyişi…
Emeğe saygı, BEŞİKTAŞ’a saygı…
Hiç unutmam, her ölüm yıl dönümünde bu hatıram canlanır nedense; belki de insana hasret kaldığımızdan…
Bu kadar güçlü ama; bu kadar kibar, bu kadar saygılı, naif ve bey efendi…
Olabilir mi?..
Olabilir!..
Bunu bana öğretti!..
Sizler de öğrenebilirsiniz.
Nur içinde yat büyük başkan.
Büyük insan..

Yazar:
İsmail BAŞTUĞ
2017