Diyanet İşleri Yüksek Kurulu, kredi kartı ile kurban kesilmesi hakkında açıklama yaptı. Diyanet İşleri Yüksek Kurulu, kurbanlıkların kredi kartı, banka kredisi ve taksitle alınabileceğini ancak, bankanın gecikme veya faiz uygulamasından sakınmak gerektiğine karar verdi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurbanla ilgili sıkça sorulan sorular bölümünde yer alan fetvalarına göre, İslam dininde sık uygulanan kurban kanının alına sürülmesi gibi bir adet bulunmadığına dikkat çekilerek, şu uyarılarda bulunuldu:
Kurban kesmekle mükellef olan şahıs, kurbanlık hayvanı nakit olarak alabileceği gibi kredi kartıyla tek çekim veya vadeli olarak da alabilir. Bu bağlamda bedelin kredi kartıyla ödenmesi kurbanın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak, kredi kartı borcunu, ödeme tarihinde ödemek ve gecikmeden kaynaklanan faizli işleme düşmemek gerekir. Kredi kartıyla vadeli olarak kurban alırken, vadeyi bankanın uygulaması halinde ilave bir ücret ödenirse kesilen kurban geçerli olmakla birlikte, faizli işlem sebebiyle ayrı bir günah söz konusu olacağı için bundan sakınmak gerekir. Kurban kesmek, akıl sağlığı yerinde, ergen , dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip olan bir müslümanın yerine getireceği malî bir ibadettir İster vacip isterse nafile olarak kurban kesecek kimse, kurbanını peşin satın alabileceği gibi, borçlanarak da satın alabilir. Bu, kurbanın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak , faizli borç alması durumunda faiz verme yasağını işlediği için günaha girmiş olur. Kendi imkânlarıyla kurban kesemeyecek olanların böyle yöntemlere başvurmaları dinen uygun değildir. Kurban, ‘Allah´a yakınlaşma’ niyeti ile yerine getirilen bir ibadettir. Bu amaç kişinin kendi mülkiyetindeki hayvanı kurban etmesi ile gerçekleşir Mülkiyet, hayvanı bizzat yetiştirme, hibe veya miras yolu ile olabileceği gibi satın alma yolu ile de gerçekleşebilir. Esasen vadeli satış caizdir. Taksit ise, borcun ödenmesinin belirli birkaç zamana vadeli olarak geciktirilmesidir. Buna göre taksitlendirme yolu ile satın alınan bir mal, alıcının mülkiyetine geçtiğine göre, bu yolla alınan bir hayvanın kurban edilmesinde bir sakınca yoktur.”
“Kesilen kurbanın kanından alna sürülmesi dinimizde var mıdır?” sorusuna verilen yanıtta, “Kesilen kurbanın kanının alna sürülmesinin dinle hiçbir ilgisi yoktur. Güvenilir kaynakların hiçbirinde böyle bir bilgi mevcut değildir. Halkımız arasında yaygın olan bu uygulamanın başka kültürlerden girdiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla terk edilmesi gerekir” denildi.
“KURBANIN KESİM ÖNCESİ SÜTÜ VE YÜNÜNDEN YARARLANILMAZ”
Yöneltilen “Kişi beslediği ve kurban olarak kesmeyi kararlaştırdığı bir hayvanın sütünden veya gücünden yararlanabilir mi?” sorusuna verilen yanıtta şöyle denildi:
“Bir kimse, kendi evinde besleyip büyüttüğü bir hayvanı, kurban olarak keseceğine karar verse; bu hayvanın gücünden veya dişi ise sütünden yararlanabilir. Fakat kurban olarak alınan bir hayvanın kesim öncesinde sütünden ve yününden yararlanmak uygun değildir. Çünkü bu durumda hayvan satın alınmasından itibaren kurbanlık olarak belirlenmiş olmaktadır. Şayet, böyle bir hayvandan yararlanılmışsa, yararlanma bedeli sadaka olarak verilmelidir.”
Diyanet İşleri Yüksek Kurulu, ibadetlerin şekil, şartları, hikmet, amaç ve gerekçeleri de bulunduğunu bildirirken, “İbadetlerdeki bu özelliklerin birbirinden ayrı düşünülmesi mümkün değildir. Diğer taraftan ibadetler ancak emredildikleri şekliyle yerine getirilir. Her ibadetin bir yapılış şekli vardır. Kurban ibadeti de ancak kurban olacak hayvanın usulüne uygun olarak kesilmesiyle yerine getirilebilir” denildi.
SÖZCÜ