Dikey Geçiş Sınavı’nı değerlendiren Eğitim Uzmanı Alaaddin Dinçer, Türkiye’nin özellikle matematik ve fen bilimlerindeki krizin derinleşerek sürdürdüğünü belirterek, son beş yılda sorulara verilen doğru yanıt ortalamalarında, sayısalda yüzde 12, sözelde yüzde 35’te kalındığını söyledi. Dikey geçiş yapılabilecek bölümlere verilen kontenjanlar arasında da uçurumlar bulunduğuna işaret eden Dinçer, “Uzaktan öğretim lisans tamamlama programına ayrılan kontenjanın tamamına yakını İlahiyat ve İslami ilimler programlarına ayrılmış bulunuyor” dedi.
Eğitim Uzmanı Alaaddin Dinçer, ÖSYM tarafından yapılan ve eğitimine 4 yıllık bir lisans programında devam etmek isteyen meslek yüksekokulları ile açık öğretim ön lisans programlarından mezun olan öğrencilerin girmek zorunda olduğu, 2000 yılından bu yana yapılan biri sınav olan Dikey Geçiş Sınavı’nı (DGS) değerlendirdi.
Son 5 yıldır yüz binlerce adayın DGS’ye girmek için başvuruda bulunduğuna değinen Dinçer, “Sınavda uygulanmakta olan testin genel amacı, lisans öğrenimindeki başarıda etkili olan sayısal ve sözel içerikli akıl yürütme becerilerinin ölçülmesi. Bu bağlamda ALES ile benzer nitelik taşır. 60 sözel ve 60 sayısal toplamda 120 sorudan oluşan DGS için ayrılan süre 140 dakikadır. Her iki bölümde de 10’ar tane mantık sorusu bulunuyor. Sınavda 4 yanlış 1 doğruyu götürmekle beraber, yanlışlar ilgili bölümün doğrularını götürüyor” dedi.
DOĞRU YANIT ORTALAMASI SAYISALDA YÜZDE 12
DGS’ye başvuran aday sayıları ile soruların doğru yanıt oranlarının istatistiklerine bakıldığında DGS sonuçlarının da diğer sınav sonuçlarından farklı olmadığının görüldüğüne işaret eden Dinçer, “Sorulan sorulara verilen doğru yanıt net ortalamaları bu sınavlarında diğer sınavların ortalamalarına yakın olan sonuçlar ürettiğini gösteriyor. Gerek sözel gerekse sayısal bazda
sorulan sorulara 5 yılda (2012-2016) verilen doğru yanıt ortalamalarında sayısal ortalaması yüzde 12, sözel ortalaması yüzde 35 oranında kalmış bulunuyor” diye konuştu.
Diğer yandan, dikey geçiş için her üniversitenin yüzde 10 kontenjan açma zorunluluğu olduğunu, ancak rakamsal olarak her bölüm için 5 ila 10 kişi arasında kontenjan açıldığı için rakamın bir hayli olduğu değerlendirmesinde bulunan Dinçer, şöyle devam etti: “DGS tercihleri 2009 yılından önce sınava girmeden yapılmaktaydı, ancak bu uygulama kaldırıldı. Artık sınav sonuçları açıklandıktan sonra tercihler yapılıyor ve daha mantıklı karar verme olanağı tanınıyor. Adaylara 18 tercih hakkı tanınıyor. DGS’yi kazanan ve lisans öğrenimine başlama hakkı kazanan öğrencilere üniversitelerince Lisans Öğrenimlerine Hazırlık Programı uygulanır. Programda öğrencilere 1 ve 2. sınıfta eksik olduğu dersler yüklenir. Lisans Öğrenimine Hazırlık Programını başarıyla tamamlayan öğrencilerin üniversitelerin üçüncü sınıfına kayıtları yapılır ve ilgili üniversitenin öğretim ve sınav yönetmeliğine tabi olur.”
UZAKTAN EĞİTİMİN NEREDEYSE TAMAMI İLAHİYAT
Bununla birlikte, dikey geçiş yapılabilecek bölümlere verilen kontenjanlar arasında da uçurumlar bulunduğu söyleyen Dinçer, “Örneğin, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne 375 kontenjan verilirken, aynı üniversitenin okul öncesi öğretmenliği bölümüne sadece 5 kontenjan ayrılıyor. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne dikey geçişle 200 öğrenci alırken, Yönetim ve Bilişim Sistemleri Bölümü’ne 6, Maliye Bölümü’ne ise 5 kişilik bir kontenjan veriyor. 2015 yılı kontenjanlarında özellikle ilahiyat bölümlerinde ciddi kontenjan azaltmaları olmazken, diğer bölümler yerlerde sürünüyor. Son beş yılda rekor düzeyde artış yaşanan 2016 DGS Kılavuzunda yer alan programlara ayrılan kontenjanlar incelendiğinde örgün, ikinci öğretim ve ücretli öğretimde ilk 10 sırayı; Hukuk, İlahiyat ve İslami İlimler, Mühendislikler, Mimarlıklar, Turizm İşletmeciliği, Hemşirelik, İktisat, İşletme, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ile Veterinerlik bölümleri oluşturuyor. DGS’ye ayrılan kontenjanlarda paralı programlar oldukça geniş yer tutmaktadır. Uzaktan öğretim lisans tamamlama programına ayrılan kontenjanın tamamına yakını İlahiyat ve İslami ilimler programlarına ayrılmış bulunuyor” şeklinde konuştu.
MATEMATİK VE FEN BİLİMLERİ KRİZİ DERİNLEŞECEK SÜRÜYOR
Sonuç olarak, Türkiye’nin eğitim ve yükseköğretim sisteminin seçme, eleme ve sıralamaya dayalı sınavlar ile sorununun devam ettiğini kaydeden Dinçer, şunları söyledi: “Sınavlara başvuran ve giren aday sayıları her geçen yıl katlanarak artarken soruların doğru yanıt ortalamaları yerinde saymaya, hatta kimi sınavlarda var olandan daha geriye gitmeye devam ediyor. Türkiye’nin özellikle matematik ve fen bilimlerindeki krizi derinleşerek sürüyor. Oluşan bu yetersiz ve olumsuz tablonun nereden kaynaklandığına ilişkin geniş, yaygın ve etkili bir araştırma yapmanın zamanı kaybına tahammülünün olmadığını görmek gerekiyor. Bu sorunun çözülmeden derinleşerek artıyor olmasında ‘çocuklar cihatı öğrenmezse matematiği öğrenemez” diyen zihniyetin ürettiği eğitim politikalarının etkisinin olduğunu saptamadan geçmemek gerekiyor. O nedenle öncelikle bu zihniyetin içine girdiği dar düşünce ceplerinden kendisini kurtararak politikalar geliştirmesinin ülke ve topluma daha yararlı sonuçlar sağlayacağını ifade etmeliyim. Ön yargılardan ve peşin hükümlü olmaktan arınıp, toplumun tamamını kucaklayacak politikalar ürettiğimiz sürece bunu başarmak mümkün olacaktır.”
DGS’YE KİMLER GİREBİLİR?
DGS’ye bir yüksekokul programını o yıl bitirecek öğrenciler (Son sınıfta veya beklemeli olup o yıl içinde okulu bitirme olasılığı kuvvetli olanlar) ve son sınıfta olup da staj dışındaki mezuniyet şartlarını yerine getirmiş olanlar başvurabilirler. Yani Dikey Geçiş Sınavı (DGS)’ye girebilmek için staj yapmış olmak zorunluluğu bulunmuyor. Ancak DGS’yi kazanmış bir adayın 4 yıllık bir lisans programına kayıt yaptırabilmesi için stajını yapmış olması zorunlu. Not ortalaması zorunluluğu bulunmuyor.
SÖZCÜ